• hiç de o kadar eski değildir. ilk maaşımı, sene 2004, zarf içinde almıştım. bildiğin filmli fotoğraf makinasıyla resim bile çektim o yirmilikleri yurt odasında masaya serip, dün gibi hatırlıyorum, 20 tane 20lik, yelpaze gibi açılmış, süper klişe. ama o parayı kazandığım zamanki karar bir daha hiç tatmin olmadım maaş aldığımda sanırım.

    para bile olsa, sanal olmayınca tadı bi başka.
  • lan ben mi ameleyim yoksa herkes mi zengin?

    daha 2013 yılında maaşımı zarfta almıştım. vergi kaçırıyorlardı, o yüzden bir kısmını öyle veriyorlardı.

    (bkz: 2013)
  • kara torbadan çıkarılan destenin içerisinden maaşını alan bir benim öyleyse dedirten başlıktır. bildiğin siyah pazar poşetinden para çıkarıp tüm personelin eline tek tek saymak suretiyle maaş ödeyen bir şirkette çalışıyorum, siyah pazar poşeti lan siyah. kaldı ki bir arkadaşım halen zarf içerisinde alıyor maaşını, üstelik döviz olarak. hayat karmakarışık, en iyisi buna kafa yormamak.
  • arkadaşlarımı zarflı mayış * veren bir şirkette çalıştığıma inandıramıyordum. yine hangi arabanın önünü kestin diyorlardı.
    ah ah nerde o eski düğünler.
  • mutemetlerin çantada taşıdığı dönemleri bilmeyenlerce coşkuyla karşılanır.
  • muhasebecinin emanetinizi alın diye aradığı bir dönem mevcut bir de. yalnız emanetinizi ne zaman alacağınız belirsiz o ay içinde herhangi bir gün olabilir. muhasebeci aradığınızda sesiniz titrer o nedenle, ben mi abi gelim mi hemen abi. bir anda küçük emrah olursunuz.
  • herkes bir tarih yazmış ama, sirketin muhasebe müdürü meslekte 45 yılı devirmiş bir üstad ise günümüz dahi olabilecek dönemdir. (eski usul)zira yanılmıyorsam kişi sayısının 10 u geçmediği şirketlerde maaşların bankaya yatma zorunluluğu yok. eline para saymayacağınıza göre zarfta vermek de en temizi.
  • vergiler daha fazla arttırılırsa yakında yeniden hortlayacaktır.
  • o zarf hiç zaman kalın olmamıştır.
hesabın var mı? giriş yap