• büyük bir fabrikada nitelikli bir iş makinesini kullanıyordum, fabrikadaki maaşlar hemen hemen aynıdır, makineyi kullandığım için benim maaş biraz daha fazlaydı..

    makineye verilen tabakanın işleme süresi 15-20 dakika, bazen yarım saati bulurdu, bende makinenin başında, öylece beklerdim,

    işim çok rahattı, çalışma saatleri nizamidir, servis var, cumartesi pazar iş yok, ara sıra cumartesi mesai olurdu, sigorta var, maaşlar aksatılmadan ödenirdi,

    bu işimi bırakıp kendim iş kurmaya verdim, patronum severdi beni, -bırak oğlum, yapamazsın, çalış işte- derdi, en sonunda vadalaşırken -allah göstermesin yapamazsan, kapatacak olursan buranın kapısı sana hep açıktır- demişti.

    kendi işimi kurdum, ilk başlarda iyiydi, bazen iş olur bazen olmazdı, işler çok olduğu zaman -nasıl yetişecek- sitresi, işler az olduğu zaman -giderler, ödemeler- sürekli insanın aklında.

    kira stopajı, muhasebe ücreti, ssk bağkur primleri, kira, çalışan maaşları, ödemelerin ardı ardası kesilmiyor, 1 hafta 10 gün iş olmazsa sıkıntılar başlıyor,

    akşam eve gidiyorum, sürekli aklımda iş oluyor, arkadaşlarımla herhangi bir ortamda takılıyorum, yine aklımda iş var, aklımdan bi türlü atamıyorum, acaba şu işi alabilecez mi, alsak yetiştirebilecekmiyiz, yetişdirdik diyelim ödeme yaparlar mı?

    kafamda öyle bir sitres oluşdu ki, sakalım ve saçlarım hızlı bir şekilde beyazlamaya başladı, ne büyük abimde nede kardeşlerimde sacında sakalın beyazlık yok,

    halen işimin başındayım, gittiği yere kadar diyorum, ama gidecek yer kalmadı.
  • #130337285 no'lu entry'de bordrolu çalışan kesimden daha fazla vergi ödediğini sanan cahil bir esnaf arkadaş vergilerden şikayet etmiş.

    1- kdv bir işletme için kazanılan paraya dahil değildir, sadece nakit akışa giren ve işletmeye emanet edilen paradır, bunu vergi ödüyorum diye söylemek bile çok komik gerçekten. sen sadece aracısın, o kdv'yi son müşteri ödedi, sen o parayı devletin kasasına yatırmak için götüren kişisin.

    2- muhtasarda ödediğin vergi, senin paran veya senin vergin değil, işçinin brüt kazancı üzerinden devlete verdiği gelir vergisidir, sen burada yine aracısın. adamın vergisini kesip maaşını öyle yatırdın hatırlıyor musun? şimdi o kestiğin vergiyi devlete ödemen gerekiyor doğal olarak. ödemek zorunda olmasaydın aynı parayı işçine maaş olarak verecektin.

    3- geçici vergi veya kurumlar vergisi tüm bunlar arasında ödenen tek gelir vergisi, onda da cirodan giderleri düşe düşe zarar gösterir veya kalan küçük bir kar üzerinden göstermelik vergi ödersin.

    bir bordrolu çalışan ise gerçek gelirinin %40'a yakınını direkt olarak devlete gelir vergisi olarak öder, hiçbir giderini bu hesaplamadan düşemez.

    esnaf arkadaşlar sadece bir seneliğine cirolarından %40 vergi ödemeyi denesin, o zaman anlarlar.

    edit: entry'sini alıntılayıp laf attığım esnaf arkadaş biraz alınmış ve beni ticari hayata davet etmiş. ben kendisinin ticari hayatta, reel piyasa dinamikleri içerisinde beni çok güzel tokatlayacağına eminim. ancak bunların hiçbiri vergi konusunda kendisinin haksız olduğu gerçeğini değiştirmiyor. yine de talep ederse kendisine finans danışmanlığı verebilirim, böylece benim de bu hayatta giderlerimi düşüp üzerinden gelir vergisi ödemeyeceğim bir gelirim olmuş olur*.
  • az biraz tecrube sahibi oldugum olay. vatana millete hayirli olmak maksadiyla 3-5 tavsiye verebilirim.

    1) yelpaze tamamiyla genis olsun. yani, ben sadece x alaninda is yaparim, baska bir sey anlamam diye kendinizi dar bi sokaga suruklemeyin. tum secenekler onunuzde olsun.

    2) en az 10 bin lira lazim, ondan sonrasi rahat diye gereksiz bir fikir edinmeyin. 10 bin liranin altina da kendi isine kurabilirsin. bu ideal bi sey degil tabi, burada soylenmek istenen, enerjinizi bi rakam uzerinde yogunlastirmayin.

    3) universite mezunu biriyseniz, sizden cok daha az egitimli, agzi pis, ahlaksiz, normal sartlarda bir araya gelmeyecegin insanlarin agzini cekmeye hazirlanin. kendinizi onlardan ustun gormeyin, ulan ben ne isler yapiyordum da, simdi boyle adamlarin agzini cekiyorum diye kendinizi demoralize etmeyin. esnaflik boyle bir sey, herkesi bi sekilde idare edeceksin.

    4) girmek istedigin sektoru iyice arastir. guncel piyasasi olan bi sektore gir. 10 sene once dominos tarzi fast foodlar is yapamayacak durumdayken, simdi ise bi sube acabilmek icin 600bin tl isim hakki oduyorsunuz. o yuzden guncel piyasasi olan bi sektoru tespit etmek cok onemli. hatta kendi isinizi kurmak istediginizde belirlemeniz gereken en onemli nokta bu. guncel piyasasi olan sektorler veya yakin gelecekte patlama yasayacak sektorler. kendi tahminim, spor salonlarinin yakin gelecekte cok ragbet gorecek olmalaridir.

    5) vereceginiz hizmetin fiyatini cok iyi belirleyin. piyasanin cok alti olmasin, ustu de olmasin. tabi bu rakamlara tahmini olarak ulasilmiyor. diyelim ki x urununun size gelis fiyati 1 tl. sen bunu 1.5tl'ye satarsam kar ederim diye dusunurseniz, kisa surede batarsiniz. fiyatlarinizi, elektrik, su, kdv, g.vergisi, stopaj, kira, bagkur,muhasebe ve diger bi dunya masrafi dusunerek belirlemelisiniz.

    6) paranizi ivir zivir seylere harcamayin, yok dukkani boyayip, musterilere guzel goruntu saglayacagim diye 5 bin lira paranizi ziyan etmeyin. patron oldunuz diye kendinize super bilgisayar toplatmayin. kendinize araba almaya calismayin.

    7) kendinize kisa ve uzun vadeli hedefler koyun. ayda en az 2 bin tl kenara koyacagim, sene sonuna kadar su kadar ciro yapacagim deyin. ve bu konuyu gercekci olarak ele alin. cok yuksek hedefler koyup kendinizi kandirmayin, ve cok dusuk hedefler koyup da kendinizi hafife almayin. kapasitenizin biraz ustunde hedef koyun ki, biraz ugrasin.

    8) iyi bir adam buldugunuz zaman onu birakmayin. yaninda calisacak saglam bi eleman bulmak gercekten sanildigi kadar kolay degil. hatta cok ama cok zor. o an icin imkaniniz olmasa bile, gelecekte yaninizda calisacak adam lazim olabilir.

    9) belinizi kimseye baglamayin. birisi size cok musteri gonderiyor diye, ona cok taviz vermeyin. kendinizi ona bagimliymis gibi hissettirmeyin. tabi, size cok musteri gonderen birisine bol kiyak yapin, sukranlarinizi bildirin ama o olmazsa, ben batarim durumuna dusmeyin. inanin, o musteri bi sure sonra, ben seni birakirsam sen daha cok kaybedersin, benim dedigimi yapmazsan musterileri baskasina yonlendiririm diyebilir. temkinli olun.

    10) kendinizi sadece 1 bankaya da baglamayin. genel olarak calistiginiz bi banka olur ama, en az 2-3 bankayla da kucuk olcekli isler yapin. kredi cekin ve odemeleri zamaninda yapin. kendinizi sadece bir bankaya baglarsaniz, buyuk bir hayal kirikligi yasayabilirsiniz. acil bi kredi lazim olur ve herhangi bi sebepten dolayi vermiyoruz kardesim diyebilirler. sende oyle mal gibi kalirsin. baska bankalara kosturursun ama onlarda sana, bizim seninle simdiye kadar bi isimiz olmadigi icin size istediginiz krediyi vermemiz mumkun degil derler.

    11) satin aldiginiz urunleri sadece bir kisiden almayin. genel alisverisinizi bi kac kisiden yaparsiniz illa ki ama, piyasadan farkli kesimler ile de bir baglantiniz olsun. yarin obur gun onlarda yamuk yapabilir. taklaya gelmeyin sonra.

    12) ahlakli ticaret yapin. yalan soylemeyin. musteri kaybetme pahasina bile olsa, dogrudan vazgecmeyin. yalaninizdan dolayi musteri kazanabilirsiniz ama o musteri piyasayi biraz kurcalasa sizin yalaninizi ortaya cikartir ve bi daha size ugramaz. onun cevreside dolayisiyla size ugramaz.

    13) temiz is yapin. araba alip satiyorsaniz, satis islemlerini veresiye yapmayin. mecbur kalirsaniz mutlaka senet vs imzalatin. tanidik bile olsa bunlari yapin. bunu kendinize bir ilke edinin.

    14) komsularla araniz iyi olsun. mutlaka isin dusuyor. birbirinizi destekleyin.

    bu liste boyle uzar gider. bi cogunu zaten kendiniz bi sekilde ogreniyorsunuz.

    selametle kalin.
  • sabah ve akşam vakitleri otobüslerde balık istifi giden insanların ortak hayali.

    içinde 120 kişi olan bir otobüsü tek düşünce balonuyla seslendirebilmek böyle olsa gerek.
  • şeker hamurundan bebek götü yapanlar kadar cesur olamadık amk. her gün söve söve çalışıyorum. artık iş kurmam gerekiyor diyorum ancak yıllardır bu başlığı okuyarak söve söve çalışmaya devam ediyorum. muhasebecisi, sigorta primi, tabelasına kadar vergi, kabotaj papiçulo vergisi.. sikim sikim gider kalemleri...

    en içerlediğim taraf: hiçbir zaman sermayem olmadı. borçlu doğdum, borçlu ölmek istemiyorum amk. bir sürü fikir var, hep büyük fikirler. geçen fikirlerimden bir tanesini huawei uyguladı. reklamda görünce şok oldum. bende sürekli yenilik bulma yeteneği var, bunu yapıp satma sermayesi yok. imkan verilse güneşte kurutulmuş elon musk gibi adamım. ben böyle düzenin ta amk. borçlu ve mutsuz olduğu halde bu dünyaya çocuk yapıp atan kim varsa köküne kibrit suyu.

    edit: dostlar çok ama çok fazla mesaj gelmiş, akşama kadar yoğun tempoyla çalışmak zorunda olduğum için vakit bulup hepsini yanıtlayamıyorum, buradan toplu bir yanıt vereyim dedim.

    "fikrini ver, üretelim" diyen samimi dostlara öncelikle teşekkür ediyorum. ancak geçmişte aklıma gelen fikirler hep üretildi. mesela resmen ev kiralarken veya alırken koltuk takımını sığdırmak için ev bakıyoruz ve ileride bence koltuk takımları çok gereksiz olacak. şunu düşünmüştüm: https://www.youtube.com/watch?v=rvzzp-owoii bunu da gördüğümde şaşırmıştım çünkü aklımdakini bire bir yapmış adamlar.

    buna benzer fikirler gelip gidiyor ama nasılsa yapamayacağım diyerek not bile almıyorum. belli bir ürün üzerinde ar-ge için çalışırsam da faydalı olabilirim. şu anda da zaten şirketin ar-ge tasarım bölümündeyim ancak bir yandan da üretim için proje çiziyorum. ben yalnızca ar-ge yapmak isterdim mesela. veya hobim ve yeterince teknik bilgiye sahip olduğum plak-pikap-müzik muhabbetleri. evde boş boş oturacak maddi olgunluğa erişmiş olsam muazzam senaryolar yazabilirim. bunlar hep köle gibi akşama kadar çalışmaktan, vakit bulamama bahanesiyle boşverdiğim şeyler. baştan kaybetmiş olmayı kabullenmenin hafifliği aslında bir yandan da. bir cesaret bana nereden gelir, nereye götürür ben de bilmiyorum. ama yeni fikirleri bundan sonra not edeceğim ve "paylaş üretelim" diyen dostlarla da paylaşacağım. olur ya, 40 tanesinden 1 tanesi tutacak olsa keyifle iş yapılır.

    mesaj atan tüm samimi dostlara teşekkürler..
  • ınsana tatli heyecanlar yasatir. ozel bir bankada calisiyordum. yarin dukkanin boyasi bitiyor.*
  • abartısız her bankacının hayali.
  • çok büyük yerli ve yabancı firmalarda yaklaşık 15 yıllık maaşlı çalışma tecrübesi;

    - 2007 sonu kendi işini kurma kararı ve istifa, ardından yabancı bir yatırımcı ile ortak şirketi kurma
    - 2008 "mikemmel" bir performans, 76 sgk'lı çalışanı gören bir şirket, 3.5m$ ciro
    - 2009 piyasa nedeniyle düşük performans
    - 2010 piyasa kötüleşmesi ve daha da düşük performans
    - 2011 başka piyasalara girme, farklı konularda iş yapmaya çalışma teşebbüsleri ve berbat bir performans
    - 2012 başka başka teşebbüsler ve daha da berbat bir performans
    - 2013 rezalet, kapatma kararı, elde kazanılmış ve hatta maaşlı çalışırken biriktirilmişleri de harcayarak sene sonunda şirketi kapatma.
    - 2014 evde oturup hiçbir iş yapmadan vakit geçirip kendini dinlemek

    bonus : maaşlı çalışırken bile yanımda çalıştırdığım, şirketin ilk gününden beri yanımda olan elemanımın şirketin muhasebecisi hatun ile ilişkiye girip, beni düşman belleyerek (bütün tazminatlarını ödemiş olmama rağmen, ki mahkemede de kabul ediyorlar) beni dava etmeleri, yani insanoğlunu tanımak.

    alınan dersler :
    - bitmekte olan bir sektöre yatırım yapmamayı öğrenmek
    - insanlara güvenmemeyi öğrenmek
    - bilmediğin sektörlere girmenin o kadar da kolay olmadığı gerçeği
    - verilen sözlerin çoğu zaman tutulmadığı
    - türkiye'de bazı yerlere girmek için politik desteğin şart olduğu
    - vs vs vs

    sonuç :
    yapın kendi işinizi ama bilin ki kolay değil, en önemli sorun süreklilik.

    bu da benim tecrübem

    adettendir, mühendisim.
  • kuracağınız iş ne kadar sikimsonik olursa o kadar iyi olur.

    mesela ayurvedik masaj salonu:

    yıllar önce televizyonda izledim.

    kız masaj tekniğini ve masaj salonunu tanıtıyordu.

    ilk önce ellerini adamın üzerinde gezdirdi. gezdirdi dediğim bir metre havadan.

    "böyle yaparak enerji yüklemesi yapıyoruz" dedi.

    sonra gitti odanın köşesindeki sandalyesine oturdu.

    "şimdi sizi enerjinizle başbaşa bırakıyoruz" dedi.

    öyle işte, bu kadar. bildiğin oturduğu yerden para kazandı. insan yalandan iki mıncıklar yahu!

    insanlar paralarını sikimsonik seylere harcadığı için böyle siktiriboktan bir iş kurmak lazım.
hesabın var mı? giriş yap