• kompleks sahibi bünyelerin, hakir görmek suretiyle ego tatmini yaptığı onurlu meslek. kaypak ve kaygan ülke koşullarının faturasını mesleğin onuruna çıkartmaya çalışan her kimse, tuttuğu kendine ki, tuttuğu malzemelerin hammaddelerinin işçisiyle mühendisiyle, yerin bilmem kaç metre altından ne zorluklarla çıkarıldığını her daim hatırlaya, unutmaya.
  • bir yazarın kardeşine bu meslek hakkında açıklama yaptığım bölüm. açıklama yapayım derken bir baktım roman yazmışım. sonra düşündüm yazdıklarımı entry olarak aktarırsam daha çok insan görür bilgi sahibi olur. ilgilenmeyen okumaz zaten, ilgilenen için yararlanabileceği bilgiler aşağıda mevcut.

    "maden mühendisiyim. 2 sene önce mezun oldum. bölüm hakkında düşünmesi gereken şey çalışma koşulları diyebilirim. kendi durumumu anlatayım oradan dersler çıkartır belki.

    bölüm maden mühendisliği aşığı olduğum için yazmadım. hacettepe maden mezunuyum. mühendislik istiyordum, bölümden ziyade üniversite ve şehir seçtim. tercihim böyle olunca son sene yaklaştıkça kara kara düşünmeye başladım ne yapıcam ben diye. ki çoğu arkadaşım da aynı şekildeydi.

    şöyle ki, eğer mühendislik yapacaksa sosyal hayat, şehir hayatı vs geleceğinde o tip hayallere kapılmasın. istisnalar var tabi ki ama büyük oranla yapılan iş sabah 8-9 aksam 5-6 arasında toz toprağın içinde çalışmak olacak. akşam 6da evine gidip duşunu aldığında bir köyde olma ihtimalin yüksek. yakınlarda bir şehir bir sosyallik olmama ihtimali yüksek. interneti geçtim telefonla konuşmak için dışarı çıkıp 4 direk öteye gittiğimi biliyorum sadece orda çekiyor diye. 2 gün sonra bıraktım zaten orayı o ayrı mesele :).

    yani kardeşin 6-7 yıl sonrasını hayal ederken, paramı kazanıyorum, işten çıkınca bi sinemaya giderim, ya da boş günümde arkadaşlarımla buluşurum gibi hayalleri varsa, yazmasın çok yanlış tercih olur. ben ettim o etmesin.

    gelelim diğer koşula. kardeşin yalnızlığı seviyodur. iş dışındaki hayatında eve gidip tv izlemek yeterlidir onun için, çalışma boyutunu anlatayım. biraz bahsettim zaten. pis bir iş madencilik. sürekli pissin. toz içindesin. yaptığım stajlarda bunlar bana koymamıştı. ama 2 kız arkadaşım da vardı stajda yanımda. mevcut durumlarından hiç memnun değillerdi. 2 hafta asık suratla gezdiler yapıcağımız iş bu mu bizim diye. maden diyince kömür siyahına bulanmışlık göz önüne gelir. öyle değil anlattığım şey. şöyle düşün. 4 futbol sahası büyüklüğünde bir ovayı oymuşsun. çıkardığın topragı yan tarafa atmışsın. öyle bir ortamda en ufak bir esinti toz bulutu oluşturuyor. senin kaçabileceğin bir prefabrik odan var sadece. tozdan kaçısın yok yani. güneşte terliyorsun o toz sana yapışıyor. kışın desen yağmur yağıyor bu sefer her yer çamur deryası. bunları anlatıyorum vazgeçirmek için değil. bana da anlatmışlardı amaan diyip geçmiştim. ama bu mesleğin gerçekleri bunlar.

    mezun olup mühendislik yapıcam diyorsa %90 ihtimalle yukarıda anlattıklarımı yaşayacak.

    şimdi ben ne yaptım. başka çıkış yolları var mıdır onu anlatayım. benim öncelikli amacım kpss idi. girdim. 92 puan aldım. prosedür hatasından dolayı uzmanlıklara basvuramadım ama basvursam da dönen torpilden alırlar mıydı beni bilmiyorum. ayrıca diger mühendislik dallarına göre maden müh kadrosu çok az açılıyor. devlete girerim diyorsa hedefi buysa jeoloji daha mantıklı. ama onda da yukardaki koşullar geçerli.

    neyse, devlete giremedim. ben dağda arazide çalışmayacagım dedim. ortamım arkadaşlarım burda ankara'da bir iş bulacağım dedim. ailem bodrum'da yaşıyor bu arada. 5 ay boyunca çalışmadan ailemden para isteyerek süründüm resmen ankara'da iş bulacam diye. 3 ay barda bile çalıştım. mühendis adamsın barda tuvalet mi temizliyorsun laflarını çok duydum gurur yapmadım.

    bu 5 ayda 10'dan fazla yer ile görüştüm. çoğu satış mühendisliği işi. kendimi övmek anlamında demiyorum ama bodrum anadolu lisesine 1.likle girmiş, hacettepe mezunu, ingilizcesi üst düzey, amerika'da 3 ay yaşamış, dünya görüşü vizyonu olan askerliğini de yapmış bir insanım. görüştüğüm yerlerin 2si hariç, öyle şartlar önerdi ki lise sondaki bana "sana bu şartları öneriyolar" deseler söverdim. aylık 1000 tl öneren de oldu(ki şu anki işim hariç en yüksek öneri 1400dü), işe gelmek için 3 vesait değirtirmem gereken işe görüşmeye gittiğim de oldu, sabah 8 aksam 6 ctesi dahil pazar da işe çağırabiliriz diyen firma da oldu, ağır cemaatçi hacı hoca tipli patronla görüştüğüm de oldu(görüşünü bilmiyorum yanlış algılama, çapulcu bir insan olarak bana tersti sadece belki senin için sorun değildir saygı duyarım :) ). öyle bir durumdaydım ki bunların hangisi iş verse tamam derdim. hiç biri de almadı işe arkadaş. görsen tanısan iyi bir adamımdır bir yamuğum falan da yok yani niye almadılar cidden anlam veremedim. normalde benim reddetmem gereken işlere tamam diyorum ve onlara bile almıyorlar.

    bu şekilde 5 ay geçirdim ankara'da. ailemin gücü vardı sağolsunlar bu 5 ay beni idare ettiler. bu desteğim olmasa istemediğim hayata mecbur kalıp tozun dumanın içine sosyal hayatın 0 olduğu bir ortama çalışmaya giderdim. mecburdum çünkü. mutsuz bir insan olurdum sonra.

    maden'den pişman olduğumda şunu dedim kendi kendime, "ya atıyorum sosyoloji okusam, gireceğim en kötü iş bile bir şehirde olacak, tamam az para alıcam çok çalışacam mesai uzun olacak belki ama toz dumanın içinde kalmıcam. işten çıkıp arkadaşlarımla buluşabilecem. maden müh olduk şehirde yaşamak istiyorum demek lüks oldu nasıl meslek seçmişim ben böyle"

    konuyu çok uzattım biliyorum. kendi hikayemi yazdım uzun uzun. tam olarak öğrenmek istediğini bilmediğim için anlattığım şeylerden dersler çıkartır belki kardeşin diye anlattım bu kadar.

    son olarak sen ne yapıyorsun şimdi diye sorarsan eğer, 10dan fazla boktan firma almadık beni işe, iyi ki de almamışlar. şu an girdiğim tam olarak istediğim iş. maaşı iyi, çalışma şartları iyi, patron iyi, evime yakın. kendin şartları oluştur deseler şu anki işimdeki şartları oluştururdum :)

    sormak istediğin bir şey varsa ekstradan, her zaman yanıtlarım. baya da yazmışım konuyu dağıtmış anlaşılmamış olabilirim yazdıklarımla :)"

    15 ay sonradan edit: hikaye mutlu sonla bitti madenciliği bıraktım hava trafik kontrolörü oldum. maden mühendisliği yazmayın, yazanları uyanırız efendim.
  • orospuluktan sonraki en zor ve en eski mesleklerden birisi. tabi ki orospuluğun ilk meslek sayıldığı yıllarda! maden mühendisliği yoktu ama maden çıkartma çalışmalarının geliştiği dönemde madende (aslında çoğu durumda yüzeyde) ilkel üretim çalışmalarında da madenden anlayan adamlar "sen şunu yap bunu yap" demekteydiler ilkel mühendisler olarak.

    teknolojinin madencilik olmadan olmayacağını düşünürsek (bakır, çinko, kurşun, titanyum, altın ve aklınıza gelmeyen pek çok endüstriyel hammadde dahil), fena derecede underrated (hor görülmüş) bir meslektir maden mühendisliği. karizma sıfır, emek %100, kirli pasaklı, tulumlu, kafa lambalı, lastik çizmeli adamlar işte. ama onlarsız da modern dünya olmuyor kesin şart olarak.
  • interdisipliner (disiplinlerarasi) bir meslek dalidir. elektrik, makine, jeoloji, jeofizik, kimya, cevher hazirlama, cevre, harita vb. muhendisliklerinin hepsinin bir arada uygulanabildigi tek meslektir. buna yerustu tesisler icin insaat muhendisligini bile ekleyebiliriz. bir maden isletmesinde yukarida sayilan butun bu muhendis arkadaslarin ustunde yer alirsiniz. bir makine muhendisi size sormadan ya da siz soylemeden makine alamaz. cunku nasil bir makineye ihtiyac oldugunu siz bilirsiniz. ya da bir elektrik muhendisi yeraltina energi nakil kablosu cekerken yeralti elektrik trafosunun nereye konacagini bilemez. yani maden muhendisligi egitimi alirken bu alanlarin meslekle ilgili butun dersleri alinir. en zor muhendislik dallarindan bir tanesidir. fakat cok zevklidir.
    ayrica maden muhendisi arkadaslarim farkinda olmamasina ragmen ekonomiyi buyuk olcude belirler. komur fiyatlari yukselirse elektrigin birim fiyati artar ya da altin fiyatlari yukselince dolar guc kaybeder gibi...
  • istanbul üniversitesinde 8 senedir okuyup halen bitiremediğim bölümdür. (bkz: bizim oğlan mühendis olacak)
  • türkiye'de 25 tane üniversitede bulunmaktadır. maden mühedisliği kimsenin hayallerini süsleyen bir bölüm değildir, ancak ülkenin ihtiyacı için sadece 1-2 tane üniversitede olup gerisinin kapatılması gereken bölümdür.

    adana bilim ve teknoloji üniversitesi
    afyon kocatepe üniversitesi
    cumhuriyet üniversitesi
    çukurova üniversitesi
    dicle üniversitesi
    dokuz eylül üniversitesi
    dumlupınar üniversitesi
    eskişehir osmangazi üniversitesi
    fırat üniversitesi
    hacettepe üniversitesi
    inönü üniversitesi
    istanbul teknik üniversitesi
    istanbul üniversitesi
    karadeniz teknik üniversitesi
    muğla sıtkı koçman üniversitesi
    niğde üniversitesi
    orta doğu teknik üniversitesi
    selçuk üniversitesi
    süleyman demirel üniversitesi
    zonguldak karaelmas üniversitesi
    yüzüncü yıl üniversitesi

    2015 üniversite sınav sonuçları açıklanmış. maden mühendisliği yazmayın.
    - bir maden mühendisliği mezunu -
  • bir maden mühendisi olarak gerekirse işini maaşını kaybetmeyi göze almanızı gerektirir, sert bir meslektir sorumluluk gerektirir yeri gelince işçiler ölmesin diye işsiz kalmak hatta ölmek demektir onur gerektirir gurur, sorumluluk gerektirir. yeri geldiğinde patrona siktir çekmek icap eder. ona göre yazın yalakalık demek vardiyandaki yüzlerce işçinin ölümü demek olabilir dik duranların durabilenlerin mesleğidir.
  • mezunlarinin, maden aramak disinda madenlerle ilgili her turlu isi ustlenebilecegi bolum..
  • aklı olanın iki kere düşünmesi gereken, olmayanın ise kapısından bile geçmemesi gereken mühendislik dalı. bayanlar yapmayın, inanın zor ben bir ayrımcılık yapmaya çalışmıyorum keşke daha fazla olsa. ama bu koşullarda bu türk kültürü bu abazanlık ile vallahi zor bak, yeminle ..
  • ülkedeki maden ocağı patlamaları ile bölüm puanlarının doğru orantılı olmadığı bölümdür.
hesabın var mı? giriş yap