• desifre olmasaydım solda liderdim diyen bi insan.
  • şöyle bir insandır kendisi;

    “vatan kurtarmak kolay iş değildir. her önüne gelen vatan kurtaramaz...vatan kurtarmak için belirli koşullar vardır. bu koşullara sahip olmayan kimse, vatan kurtaramaz. vatanımız, son yirmi-otuz yıldır, en az yirmibeş-otuz kerre kurtarılmıştır. vatan kurtaranlar genellikle ikiye ayrılırlar. “herkesin gözü önünde vatan kurtaranlar”, “perde arkalarından vatan kurtaranlar”.

    herkesin gözü önünde vatan kurtaranlar sınıfına, süleyman demirel, turhan feyzioğlu, faik türün, ali elverdi, orhan kabibay, fethi çelikbaş gibi büyükler girer. perde arkasından vatan kurtaranların başında yer alan bu kahramanımız, 12 mart olayı dolayısıyla adı ortalığa dökülen emekli üsteğmen, mustafi öğretim üyesi, mit görevlisi mahir kaynak’tır.

    mahir kaynak, kilis doğumludur. 1934 yılında doğan mahir kaynak, 1953 yılında kara harp okulu’nu beşincilikle bitirmiştir. harp okulu’nu böyle bir parlak derece ile bitiren kaynak’ın silahlı kuvvetler’de başarıdan başarıya koşması beklenirken, aaaa, bir de ne görüyoruz, kaynak 1956 yılının aralık ayında ordudan çıkartılıyor.

    bu konuda çeşitli yorumlar yapılmış ve mahir’in silahlı kuvvetler’den neden çıkartıldığı araştırılmıştır.

    bir yoruma göre, mahir o tarihlerde mit’e girmiş ve kendisine ordudan ihraç edildiği süsü vermiştir. bir başka söylentiye göre de mahir bir kürtçülük davasına adı karışmış, bu davadan kurtulurken mit’e kaydını yaptırmıştı. daha başka söylentiler varsa da, o kadarını yazmak istemiyoruz, üstümüze pek varmayın...

    belli ki, mit büyükleri, mahir kaynak’ın kişiliğinde “mahir” bir “kaynak” bulmuşlardır. mahir’in ordudan ayrılmasının temel nedeni, mahir’in bu üstün yetenekleridir.

    kaynak, ordudan atılınca hemen istanbul iktisat fakültesi’ne kaydoldu. bir yandan da bazı basın kuruluşlarının kapısını aşındıran kaynak, sosyalizme olan aşırı tutkusu nedeniyle dikkati çekti. iktisat fakültesi’ni başarıyla bitiren kaynak, aynı fakültede ilerici öğretim üyelerinin yanında asistanlık yapmayı çok istiyordu. kaynak, girdiği sınavları başarıyla vererek, idris küçükömer ve sencer divitçioğlu’nun kürsülerine asistan oldu.

    bu ünlü kışkırtıcı ajanımızın akademik hayatı çok sessiz sedasız yürüyordu. kaynak, bu sessiz sedasız günlerde idris küçükömer ve sencer divitçioğlu’nun siyasal temaslarını ve görüşlerini günü gününe mit yetkililerine bildirmeyi görev bilmekteydi. sonradan mahir kaynak’a “nasıl olur da çok sevdiğini söylediğin küçükömer ile divitçioğlu’nu ihbar ettin?” yolundaki soruyu “onlar asya tipi üretim tarzını inceliyorlardı. bu incelemenin, devletiyle, milletiyle bölünmezlik ilkesine aykırı bir tarafı yoktu. çünkü osmanlı toplumu esas alınmıştı. onlar hakkındaki ihbarlarım ciddi değildi.” şeklinde yanıtlamıştı.

    mahir kaynak’ın temel görevi, ihtilalci akımları mit müsteşarlığı’na bildirmekti. kimler ihtilalci olabilirdi? bunu belirleyip, saptamak görevi doğrudan doğruya, mahir kaynak’a bırakılmıştı.

    kaynak işe öğrencilerin arasına sızarak başladı. akademik kariyerde doçentlik aşamasının kapısına kadar dayanan kaynak, doçentlik tezi yazacağına, bütün zamanını, öğrenciler arasında geçirirdi. öğrencilerle sosyalizm üzerine tartışan kaynak, burjuva düzeninin ancak ve ancak silah kullanarak devrileceğini söyler ve “gerilla savaşı şarttır” derdi.

    öğrencilere, “teoriyi yeniden keşfetmeyin. işte proleterya, işte burjuvazi...siz gerilla yöntemleri öğrenin” yolunda öğütler veren kaynak, bu yolda örgütler oluşturulmasını salık vermekteydi.

    devrimci derneklerce de tanınıp, sevilen kaynak, türkiye milli gençlik teşkilatı temsilcisi olarak 15 – 20 haziran 1969 tarihleri arasında romanya’nın başkenti bükreş’de düzenlenen bir toplantıda, dünyanın dört bir yanından gelen komünist gençlik örgütleri toplantısında konuşmasına şu cümlelerle başlıyordu:

    “yoldaşlar..böyle bir seminerde dikkatleri, askeri bir ittifak sonucu olarak ciddi tehlikelere maruz kalan bir ülke üzerine çekmek isterim. hepinizin bildiği gibi, türkiye nato adlı saldırgan bir ittifakın boyunduruğu altındadır. ve bilindiği üzere nato, abd’nin iktisadi ve askeri sömürüsü üzerine inşa edilmiştir. türkiye’nin komşu devletlerle ayrıcalık ifade edebilecek bir sorunu yoktur. her şeye rağmen, amerika’nın yönetimi altında bütçemizin üçte birini askeri masraflar için ayırma zorunluluğunda kaldık. hükümetimizin onayı ile 32 bin kilometrekare alanı amerikalılara verdik. bu amerikan üslerine türk genelkurmay başkanı bile giremez.”

    mahir kaynak, aynı konuşmasında sovyetler’in çekoslovakya’yı işgalini de haklı buluyor ve komünist ülke gençleri arasındaki dayanışmanın, türkiye’yi de içine almasını öneriyordu.

    mahir kaynak, 1968 yılında, devrimci gençliği etkisi altına alan demokratik devrim tezi görüşlerinin baş savunucularından biriydi. kaynak, sadece bu görüşleri savunmakla yetinmedi, bir de bu adla bir dernek kurulmasına çalıştı ve sonunda derneği kurdurttu. “demokratik devrim derneği”nin istanbul ilindeki kuruluş çalışmalarını yürüten kaynak, derneğin kayıt defterlerini de elinde tutuyordu.

    bütün üyelerin adları, şanları ev ve iş adreslerini de böylece ele geçiren kaynak, tabii hemen, bu belgeleri mit istanbul bölge şefi’ne aktarmıştı bile...bir süre sonra “demokratik devrim derneği” içişleri bakanlığı tarafından kapatılmış ve kaynak’a göre, “ihtilalci çekirdek” saptanmıştı. demokratik devrim derneği kapatıldıltan sonra mahir kaynak’ı, “işsizlik ve pahalılıkla mücadele derneği”nde görüyoruz. bu dernekler aracılığı ile mihri belli ve dr. hikmet kıvılcımlı’yla da dostluk ilişkileri kuran kaynak, halkevlerine kanca atmak istiyordu. kaynak bunlarla da yetinmemiş, devrimci öğretmenlerin oluşturduğu tös seminerlerinin vazgeçilmez konuşmacılarından biri olmuştu.

    mahir kaynak, doktorasını yaptıktan bir süre sonra birleşik amerika’ya gitti. birleşik amerika’ya her giden yurttaş, gelişmiş hünerler edinerek yurda döner. dr. mahir kaynak da öyle yaptı. washington’dan uluslararası polis akademisi’nde, “istihbarat” kursları gören mahir bey kardeşimiz, yaldızlı bir “sertifika” ile yurda dönünce kendisine büyük kapılar şırak diye açılıyordu.

    ilk amacı, komünist ihtilali önlemek, ikinci amacı doçent olmak, üçüncü amacı da mit’deki yerini iyice sağlamlaştırmaktı. raporlarında “üniversiteli” imzasını kullanan kaynak, 12 mart öncesinde önemli bir görev üstlenmişti: emekli korgeneral cemal madanoğlu’nun çevresini izlemek ve bu grubu tutuklatmak...

    “üniversiteli” imzasıyla rapor yazan mahir kaynak’ın mit içindeki adı “3445” olarak bilinirdi. m-3445 madanoğlu’nun peşine düştü ve ağını kurdu. önce devrimci yazarlarla dost olacak, bu dostluğu pekiştirecek, sonra da cemal madanoğlu ile bu yazarlar arasında bir siyasal örgüt yaratacak. daha sonra da, general madanoğlu’nu gerek dr. hikmet kıvılcımlı, gerekse mihri belli ile tanıştıracaktı.

    kaynak sık sık seminerlerine katıldığı tös istanbul şubesi’nde yapılan bir toplantıya madanoğlu ile birlikte gitmişti. madanoğlu, tös tarafından yapılan konuşmaları pek beğenmemiş ve toplantıya katılan solculardan “asgari müştereklerde birleşmesini” istemişti. madanoğlu’nun bu asgari müşterekler sözü sonradan kaynak tarafından mit’e “askeri müşterekler” şeklinde yansıtılmıştır.

    madanoğlu’nu adım adım izleyen mahir kaynak’ın en büyük başarısı madanoğlu ile dr. hikmet kıvılcımlı’yı tanıştırmış olmasıdır. tös toplantısını asgari müştereklerde birleşin diye kısa bir konuşma yapıp, terkeden madanoğlu, kaynak tarafından “aman ayıp oldu paşam” eleştirisiyle karşılaşmıştı. madanoğlu bu toplantıya mahir kaynak ve porf. ismet sungurbey’le beraber gitmişti. kaynak, “paşam, toplantıyı yarıda kesip gittiniz, sungurbey alındı” demiş ve paşadan sungurbey’in gönlünü almasını istemişti.

    gönül alma işlemi, madanoğlu’nun kızıltoprak’taki evinde vereceği bir yemekle olacaktı. yemeğe sungurbey, dr. hikmet kıvılcımlı ve mahir kaynak, beraber gelmişlerdi. geç saatlere kadar oturuldu, konuşuldu. rakılar içildi.
    mahir kaynak, bu konuşmaları, ceketinin cebindeki dolma kalem teyp ile banta alıyordu.
    bant, hemen mit tarafından “deşifre” edildi. deşifre edilen bantta çatal, bıçak sesleri, kahkahalar ve dr. mahir kaynak’ın “ya öyle mi, hımmm, siz buyurun paşam, zahmet etmeyin” gibi sözlerinden başka hiçbir şey çıkmamıştı, şu aksiliğe bakın siz...

    12 mart nasıl gelmiştir? bazı görüşlere göre “hişt, hişt geliyor” diyerek, bazılarına göre, “rap, rap, rap,rap” diye, son yorumlara göre de “yaş mı da kuru mu, şengül hamamı” diyerek gelmiştir.

    12 mart’ın en büyük davalarından biri, “madanoğlu davası” olarak bilinir. işte bu madanoğlu davası yukarıdan beri anlatmaya çalıştığımız (nasıl anlatabildik mi?) dr. mahir kaynak tarafından oluşturulmuştur.

    küçüklüğünden beri, senaryo yazmaya pek meraklı olan mahir kaynak’ın en başarılı senaryosu madanoğlu davası dolayısıyla ortaya çıkmıştır.

    mahir kaynak tarafından senaryosu yazılan ve sıkıyönetim komutanı orgeneral faik türün tarafından sahneye konulan bu oyun, görkemli dekora rağmen, tutmamış ve sıkıyönetim mahkemesi kararıyla sahnelerden geri çekilmiştir.

    (bu arada doç. kaynak’ın çapa kliniği’nde ruhsal nedene dayanan bir hastalık dolayısıyla uzun süre tedavi gördüğü de anlaşıldı. iyi mi?..)

    12 mart günlerinde madanoğlu davası nedeniyle “deşifre” olan mahir kaynak, önce “asistanlar sendikası”ndan atıldı. üniversite susuyor ve bu değerli asistanın doçent olacağı günleri bekliyordu. kaynak, sıkıyönetim mahkemesi’ne çıkıp, bütün hünerlerini birer birer anlattıktan sonra, korkusundan üniversiteye gidemez oldu. yakın arkadaşları kaynak’ın “aslında ben marksist-leninistim. bakın bir tek marksisti ihbar ettim mi? hep cuntacıları ihbat ettim” dediğini söylerler.

    kaynak, “deşifre” olmuştu. artık üniversitede barınamazdı. mit, hemen bu değerli kışkırtıcı ajana kollarını açtı. kaynak, 12 mart sorgularında bulundu. erenköy’deki ünlü ziverbey köşkü’nün demirbaşlarından biri olan kaynak, sonra mit müsteşarlığı’nda önemli bir göreve getirildi.

    mahir kaynak’ın heykeli, üniversitenin bahçesine dikilmeli ve heykelin kaidesine şu sözler yazılmalıdır:
    “eski marksist-leninistlerden kışkırtıcı ajan ve doçent mahir kaynak...””

    büyüklerimizuğur mumcu – “mahir” bir “kaynak”
  • aziz nesin'in oğlu ahmet nesin'in anlatımından: 70’lerde ilhan selçuk aziz nesin’i evine davet eder. amacı 9 mart darbesini anlatmaktır. ilhan selçuk, aziz nesin’e “aziz, salonda dinleme aleti olabilir, gel yatak odasında konuşalım…” der. gerisini aziz nesin’den dinleyelim: “ilhan darbeye karşı olduğumu biliyordu. dinlenmeyelim diye beni yatak odasına götürdü, ben, ilhan selçuk ve mahir kaynak beraberce yatak odasına geçtik. anlayacağın dinleme aleti mahir kaynak bizimle beraber yatak odasına yürüdü…”
  • 28 şubat sürecinde yazdığı iki öngörüsünü hep hatırlarım. yıl henüz 97'dir ve bugün tartıştığımız çoğu şey konsept olarak bile ortada yoktur. ne akp, ne suriye iç savaşı, ne ergenekon-balyoz davaları, ne darbe ne iç savaş. cemaatse henüz örgütlenmesinin başlangıç aşamasındadır.

    ilk öngörü milli görüşçülere dairdi. erbakan'ı fareli köyün kavalcısına benzetip takipçilerini uçuruma sürüklemekle suçluyordu. bu felaketten arta kalanlarınsa* hasım saydıklarının* hizmetine gireceğini söylüyordu.

    ikinci öngörüyse türban üzerine. türban destekçilerinin bu konuda ısrar ederlerse bir zafer kazanacaklarını ancak bu zaferle birlikte ülkelerini kaybedeceklerini söylemişti.

    politikayı bambaşka bir boyutta değerlendirirdi. ne söylediğini anlamakta zorluk çekerdim. istihbaratçılık için yaratılmış bir kafaya sahipti. çoğu zaman avamın seviyesine inemezdi ama iş öngörülere geldiğinde verileri değerlendiren bir analist değil de geleceği görebilen bir kahin olduğu şüphesini uyandırırdı bende.
  • mecburiyetten desifre edilmeseydi sol partilerden birinin genel baskani olarak hayatina devam edecekti.
  • bülent arınç'a suikast iddası * nedeniyle, genel kurmay'ın gizli belgelerinin aranmasına yönelik beyanı, hem düşündürmüş hem de güldürmüştür. suikast yapacak adam bu işi belgeye dökmez anlamında söylediği:

    "suikast yazılmaz, yapılır"

    bu repliği yakında kurtlar vadisi veya ezel'de duyarız gibime geliyor.
  • (bkz: ünlü istihbaratçı)

    ulan istihbaratçının ünlüsü mü olur diye düşündüren eski ajan.
  • ergenekon sürecinde, bundan en az 1-2 yıl önce, kendi cümlelerimle yazıyorum ama mealen şöyle diyordu:

    "ordudaki darbeci eğilimlerin temizlenmesi iyi olabilir ancak bu operasyonu yapan bir güç var. akıllı ve güçlü bir devlet, kendi toprakları içerisinde operasyon yaptırmaz. yapılıyorsa da bu gücün kim olduğunu sorgular.

    eğer sırf sonuçları şu an işimize yarıyor diye bu operasyonu yapan gücün kim olduğunu araştırmaz ve onu kontrol altına almazsak, ileride yine aynı güç tarafından hoşumuza gitmeyen sonuçlarla da karşılaştırılabiliriz." (yıllar sonra gelen edit: (bkz: 15 temmuz) )

    günümüzdeki gelişmeler açısından iyi bir öngörü.

    bu sürecin çok zekice ve kapsamlı bir şekilde planlanmış olduğunu düşünür. ergenekon, balyoz gibi süreçlerde oluşan darbe karşıtı eğilim yanı sıra kısmen meydana gelen ordu düşmanlığı için de yine mealen şöyle bir düşüncesi vardır:

    "önce birtakım uydurma belgelerle darbecilerin yanı sıra masum kişiler de tutuklandı. böylece orduda ve bütün kesimlerde darbeci anlayışa karşı büyük bir gözdağı verildi. şimdi ise bu belgelerin sahte olduğu ortaya çıkacak ve suçsuz olan tutuklular serbest kalacak. böylece ortada ne darbe (ve ordudaki darbe eğilimi) kalacak ne de ordu düşmanlığı."
  • ailenizin mit ajani..
  • kendisine güvenen, "yoldaşım" diyenleri kalleşçe satıp işkencelere, bir kısmını ölüme gönderen bir muhbirdi.

    12 mart cellatlarına gün doğmuştu sayesinde. bu hizmetini de milleti için falan değil amerikanın kucağındaki bir kısım cia maşasının "devletim" dediği yapıyı idare eden adamların senaryoları daha iyi uygulansın varsın gencecik fidanlar biçilsin mantığıyla sunmuştu.

    zira o 12 mart'tan sonra önce 74 affı; sonra washington - moskova işbirliğiyle (detant stratejisi gereği soğuk savaşı bitirme sürecinde) silah/külah/en sert ajitasyonlarla ortalığın hem sağdan hem soldan tarumar edilip 12 eylüle zemin hazırlanması şeytani planında kendi devrinin rolünü büyük hünerle oynayan bir adamdı bu zat.

    talat turan'ın, ilhan selçuk'un, deniz gezmiş'in, mahir çayan'ın doğrudan ya da dolaylı nicelerinin vebalini taşıyan, profesyonelce yalan söylemek, yalanlar üzerine yaşamlar inşa etmek uzmanı acımasız bir ajandı.
hesabın var mı? giriş yap