• ankara'dan haftasonu için istanbul'a giden şirin bir kızımız geldiğinin ilk günü bir caminin iki minaresi arasında asılı duran mahyada yazanı okuyunca şoka uğrar:

    "hoşgeldin yaramaz"

    nasıl yani, yanlış mı görüyorum diye daha dikkatli bakınca son iki harfin ışıklarının yanmadığını görür.

    (bkz: hoşgeldin ya ramazan)
  • girişimci bi imamın kendi camiininkine ramazan biter bitmez "eğleniyor muyuz gençler" yazdırmasını beklediğim ışıklı msj şeysi..
  • “mahya”, bir türk buluşudur. ilk defa, osmanlılar döneminde icat olunmuş, asırlar boyunca kullanılıp kültür tarihine armağan edilmiştir. hakkında çeşitli rivayetler olmakla birlikte ilk mahyanın sultan i. ahmet zamanında kurulduğu kabul edilir. fatih camii müezzinlerinden hattat hafız kefevî, büyük bir itina ile işlediği çok güzel kompozisyonla bezeli zarif işlemeyi, saraya gönderir. sultan bu armağanı pek beğenir. son derece memnun olur. hafız kefevî’ye büyük iltifat, ikram ve ihsanlarda bulunur. akabinde bu buluşun ramazan gecelerinde bütün camilerde minareler arasında uygulanmasını emreder. böylece mahya geleneği başlamış olur. buna göre ilk mahya 1616 yılında kurulmuş ve kullanılmaya başlanılmıştır.
    mahyacılık o kadar önem ve cazibe kazanmıştır ki, hemen bütün selâtin camilerin vakfiyelerinde mahya ve mahya görevlileri hakkında da kural belirleyen maddelere yer verildiğini görüyoruz. bu destek, teşvik ve himaye sebebiyle mahyacılar da sanatlarına büyük ihtimam göstermişler, mahyacılığın gelişmesinde büyük gayretler göstermişlerdir. mahyanın estetiği yerli, yabancı herkesin hayret ve hayranlığını kazanmıştır. bir yabancı seyyah: “türklerin dünyada sevilmeye ve sayılmaya layık hiçbir medeni varlıkları olmasa bile, gökyüzündeki yıldızları indirip minareler arasına düzerek yazı yazıp, şekil yapmayı akıl etmeleri bile ne yüksek insanlar olduklarını bildirmeye kafidir” tespit ve takdirinde bulunmaktan kendini alamamıştır.
  • efendim orjinal mahyalar, makara duzenegi uzerine yerlestirilmis, dikey zincirler, ve bu zincirlerin uygun yuksekligine tutturulmus kandillerden olusur. makara ilk yerlestirmenin yani sira her gece her kandilin yeniden yakilmasi gerektigi icin muhim bir techizattir.

    arap alfabesi, latin alfabesinden grafik olarak daha detayli oldugu ve harfler eninde sonunda noktasal isik kaynaklarindan olustugu, bu noktasal isik kaynaklari da ruzgarda salinan zincirlerden sarktigi icin mahyada ne yazdigini okumak daha bir mesakkatliydi. dolayisiyla mahyalarin bulmacamsi yapisinin kendilerine uzun baktirmak ve eglence fonksyonu ile boyle iliskilendirilebilecegini belirtelim. yanlis hatirlamiyorsak ruzgarda salinan kandillerden bir kac yangin da cikmis, bir iki sene yasaklandiktan sonra yeniden kullanilmaya baslanmislardir.

    yazilan metinler tipik olarak ilk 15 ve son 15 gunde farklidir.
  • kırma çatılarda iki farklı yöne eğim sahibi yüzeyin birleştiği yer. eğimler tam zıt yöneyse mahya düz olur, değilse mahya da eğimli olur, iki yüzeyin ortak kenarı boyunca aşağı doğru iner. mahyalar mahya kiremidi ile örtülürler.
  • 2 nisan 1957 tarihli milliyet gazetesinde ertuğrul ünal mahya kültürünün şöyle başladığını belirtmiş:

    padişah birinci sultan ahmet zamanında fatih camiinin müezzini hattat kefefi, bir çevre yapmış ve padişaha hediye etmiş. çevrenin motifini de iki minare arasına kandillerle yazabileceğini bildirmiş. mahyacılık da böyle başlamış.
  • din ile ilgili güzel mesajlar verilen bir çeşit medya.

    http://www.bobiler.org/…/photographs/145146156m.jpg
  • zannedersem çağın çok öncesinden modern çağ için yapılmış bir icattır. ben elektrik kullanılmaya başlandıktan sonra icat edilmiştir sanıyordum açıkçası. osmanlı zamanında kandillerle mandillerle uğraşıp yaptıklarını okuyunca cidden çok şaşırdım. sen kandilleri al arap harfleriyle yazı yaz, bir de her gece onları yakmaya uğraş... vallahi helal olsun. sabırlı insanlarmış vesselam. ya da biz çok aceleci ve sabırsız insanlar olduk.
  • imamın veya müezzinin kişisel ileti mecrası.
hesabın var mı? giriş yap