• burada youtuber gibi bir kitaptan okuyup
    machiavelli soyle biriydi, dusunceleri bunlardi, ne kadar dogru soylemis, bakin siz de bunu hayatinizda uygulayin” gibi seyler soylemeye gelmedigimi necip okuyucu bilecektir.

    machiavellism diye "satilan" gorusleri eger oldugu sekliyle ele alacak olursak; yani "abi acimasiz olacaksin, dusmani ezip gececeksin, yonetmeyi bileceksin abi" gibi soylemlerin tarafindan bakarsak, yani "basariya giden her yol mubahtir, onemli olan sonuctur abi" gibi yani filan eger:

    1. niccolo machiavelli bu minvaldeki yontemlerini ya da diskurunu diyelim, yoneticiler icin yazmistir. kendisi zaten soyler bunu "eger siradan halktan biriyseniz bunlar pek de isinize yaramaz" diye. yani kasaba gittin, "ustam bana oradan dana dos kiyma ceksene 2 kilo" dedin diyelim, kasap da "hocam son 2 kilo vardi onu da su beyefendiye cekiyorum" dedi diyelim, "hayiiiirrrr, bana cekilecek o kiyma, ben kaybedemem" filan derseniz basiniza neler gelir cok da konusmaya gerek yok. gidip baska kasaptan alin yani kiymanizi.

    2. evet bunu gunluk siradan hayatin icindeki insanlar icin de faydasi vardir nispeten ama cok da buyuk bir degisiklik yapmaz hayatlarinda minvalinde devam eder. fakat eger kendisini cok buyuk goren bir beyaz yakali iseniz ve bir grubun supervisoru filansaniz kendi kendinize bir fantazi dunyasi kurup burada makyavelist pozlar kesebilirsiniz. bunun da alicisi olacaktir eminim. zaten bu tur bir kesime hitap etmiyorum.

    simdi isin asil okuma tarafina gelelim biz ozellikle bu machiavellism tarafinda.

    niccolo machiavelli bir cumhuriyet yanlisi, doneminin liberali filan bir adam. bakin daha ortacag karanligindan yeni cikmis bir avrupa'dan bahsediyoruz. kilisenin endüljans filan satip para kazandigi avrupa'nin cahiliye doneminin hemen pesi sira gelen bir donemden bahsediyoruz yani. machiavelli bir sekuler, avrupa kara cahil ve deli dinci o siralar. bakin tekrar ediyorum bu adam sekuler ve cumhuriyet rejiminin en iyi yonetim sekli oldugunu dusunuyor. bunlar bir sey ifade etmesi lazim degil mi? bu gibi bir insan oyle "guclu olacan abi" tarzinda ogut verir mi? zaten kitabi the prince hiciv kitabi denebilecek bir kitap.

    machiavelli aslinda bu ogretilerinde bir tur ifsa yapiyor. o donemde "oglum bu krallar, prensler filan hepsi keko lan, uyanin aloo, dusurun bunlarin tahtlarindan, kendi kendimizi yonetmeliyiz, cumhuriyet kurmaliyiz, bunlarin hukumdarligi altinda yasamanin anlami yok" diye yazamadigi icin, bu yonetici tayfasinin taktiklerini ifasalamak suretiyle aslinda yapilan her seyin bir tur algi yonetimi, bir tur tiyatro oldugunu soyler. adim adim anlatir. guclerinin aslinda sentetik oldugunu soyler. hatta bir monarch yonetimin nasil devrileceginin de direkt olarak yontemini soyler:

    "eger prens nefret edilen bir konuma duserse halk kizar ve onu indirir" der. yani diyor ki, prens size hos gorunmek zorunda ama biraz da korkutmak zorunda fakat uzerinize cok gidemez. gittigi zaman tarihte de gorulmustur ki halk ezer gecer. farzedin ki boyle bir durum oldu, ezin gecin, yerine siz kendiniz gecin, cumhuriyet kuralim der.

    fakat bunu bizim 21. yuzyilin ortasinda yasayan, elinde hizli internet baglantisi, evinde elektrik, sicak su vs her turlu luks olan gerizekali cikip iki tane sidikliden red yedi diye burada "mahyevel olacan ya, hem kizlar boyle seviyor" noktasina geliyor.

    bunun bir baska tarafi da yine aslinda cok az bilgi sahibi olmalari. es kaza bir yerde aristo nedenselligi okuyor, cok mantikli geliyor ve "abi bak simdi, her sey 4 sebepten olur, formal neden, sufi neden, nihai ne.." ya bu 2500 sene once dusunulmus bir sey. ondan once socrates'i platon'u, daha da oncesinde thales'inden pythagoras'ina bir suru adam var. biri iki tane freud quote gorur, "abi kadinlarin yarisi histerik bir kere alttan alican" der, ne bileyim lacan okur "abi bilincalti bizi asil yoneten" der. sanki bunu daha once platon dememis gibi ya da parmenides vs. zaten bu olay asagi yukari 50 yilda bir soylenir ve birisi hep o donemin meshur filozofu olur. bunu en son soyleyen de daniel kahneman o da gitti nobel aldi. burada asil sorun, her alttan gelen yeni nesil hep bastan egitime ihtiyac duydugu icin genel cercevede olay first fifty kiss olayina donuyor. yani eger ben de ayni seyi farkli bir yerden tutturup biraz deney biraz gozlem ile 30 yil sonra biraz daha farkli bir diskura oturtup anlatirsam nobel alabilirim yani.

    soyluyorum, ilk defa okudugunuzda "oha abi socrates dunya'yi cozmus abi" diyeceksiniz. daha sonra bunun aynisi platon icin olacak. sonra aristo icin, ne bileyim sonra machiavelli icin, daha sonra hume icin, descartes icin, hobbes icin, zart icin zurt icin, bitmez bu. zaten bilim boyle bir sey felsefe boyle bir sey. bunun hepsine hakim olacaksiniz ve kendinize kendi felsefenizi olusturacaksiniz. hani bir donem cok meshurdu ya bizde "benim felsefem..." diye baslayan cumleler. rahmetli ciguli'nin bile felsefesi vardi. kucumsemiyorum kendisini, bana kalirsa cogu popcudan filan daha degerli bir insandir.

    boyle hicbir donemin bitmeyen dertlerine care olan uzmanlar var. iste ask doktoru, finans profesoru, ice donus kocu vs gibi. bunlar bitmez. uyanigin teki aliyor buddha'nin kitabini okuyor, siddhartha gautama, sonra bunu iste kendisine gore alliyor pulluyor hop bir egitim seti ya da programi yapiyor, iste grup terapisi seansi filan derken kokulu duman icinde 45 dakika gozler kapali sekilde bagdas kurup oturmaya 500 lira veriyor insanlar. cikinca da rahatladim diyorlar. e sikiysa rahatlama. para verdin o kadar. var mi o cesaret sende he "ulan biz ne yapiyoruz?" diyecek? hesapta arindi orada 45 dakikada sonra cikista kiz kiza bir kahve icelim diye otur dedikodunun dibine vur yine icini doldur hirsla kiskanclikla eve sinir topu git ac dizini izle uykun gelince de zibar yat. 500 liraya hayatin anlamini filan cozdurdugunu soyleyen varsa ona verin 500 lirasini ve uzaklasin bence. ya da gidin 500 lirayla gercekten evde kicinizi silin. "bu dunya'da parayla gotumu de silmedim demem" diyin kendinize. bunu yapin yani.

    etrafta goruyorum, hep boyle nerede herkeste calisacak sorunlar var nerede barnum effect calisacak sorunlar var orada bir uyanik tutmus kosebasini iliski koclugu, fon danismanligi, huzur uzmanligi filan veriyor. biyiklari yeni terleyen saftirik cocuklara "alfa olacaksin, kizlari pesinden surukleyeceksin" diyeni mi ararsin "borsada deger yatirimciligi en iyi yatirim seklidir" filan diyeni mi hepsi dolu ortalikta. youtube ornegin, bunu onceden de soyledim, adam gidiyor harari'nin uc kitabini okuyor sonra bunlari kendi dusuncesi gibi anlatiyor. ya ben "biz demistik kapitalizm dusecek" diyen var ya. yani burada agzimi bozacagim, ya sen turkiye'de cebinde 1 milyon lirasi olmayan adamsin, sen kapitalizmin dusecegini filan kendin bilemezsin ya bunu okursun en fazla paylasirsin. merak eden varsa acsin baksin, foreign affairs'in 2017'de filan kapitalizm boyle gitmez kapakli sayilari var. "amerika cokecek" laflari basladi simdi de bunlar da ayni sekilde gidin bakin yani bir sene once "amerika boyle gitmez" diye uyarmis cogu adam. hatta 2016'da abd'nin trump baskanligi ile dunya'dan askerlerini yavas yavsa cekmesiyle abd tekrardan guclenmeye calisiyor vs gibi makaleler yazildi. bunu yazanlar da bizim youtuberlar gibi adamlar degil, stanford international relations okumus 10 yil secretary state'da calismis filan insanlar.

    yani burada olan olay tam platon'un magarasi olayi gercekten. insanlar bunlari kendileri okuyup arastirmiyor, baskalraindan dinliyor ve zaten gercegin algilanmasi suresince seyrelen anlam bir de araya araci sokularak belki de tamamen yanlis bir sey alma riskiyle filan beraber iyice anlamsiz bir dunya icinde surunmeye basliyorlar. sonra iste "havuzlu villam olursa mutlu olurum" gibi bir sonuca varip hayatlarina devam ediyorlar. yuksek rutbeler, buyuk paralar. ben size bir sir vereyim: para icin calisirsaniz paraniz olmaz, pozisyon, statu, mertebe icin calisirsaniz oralara cikamazsiniz. youtube'dan ogrenilmis olan bilgi sizi cok ileri goturebilir fakat o herkese acik bir bilgi o yuzden ayni dalgada sorf yapan sorfculerden baskasi degilsiniz.

    novelty diye bosuna demiyoruz. novelty, novelty, novelty. kolayi herkes yapar! bu iki sey eger bir insanin siari degilse o insan git gide daha mutsuz olur zaman gectikce. cunku kurdugu hayaller zaman gectikce uzaklsir kendisinden. zaten yaklastigini goren de vites arttirir. hic sordunuz mu kendinize bu elon musk manyagi nasil haftada 100 saat calismamiz lazim diyebiliyor diye? bir hafta 168 saat, 56 saati bunun uyku bir kere. kaldi 112 saat. bu 112 saati dolu dolu yasayan omrunu uzatir. o yuzden ne okuyacaginizi, ne izlyeceginizi, kiminle nasil vakit gecireceginizi filan bunlarin hepsine onem vermeniz gerekiyor. bu program isi degil, yani bende program calismiyor. sabah kalkacagim sunu yapacagim filan olmuyor. fakat genel bir program tutuyor. bu hafta sunu yapacagim diyorum, yaziyorum defterim var. ne okuyacagim belli, ne yazacagim belli.

    yaziyi kapatirken; lineer bir sey yok, kolay bir sey yok; mesela surtunmesiz ortam diye bir sey yok, sadece bir kisinin dusuncesinin super olmasi diye bir sey yok, bir kitap okuyunca hayatiniz degismeyecek, bir anda bir donum noktasi olmayacak... hayat gemi gibidir, oyle zart diye donmez. cok istediginiz bir okuldan kabul alabilirsiniz, bu sizin hayatiniz o an degistigi anlamina gelmez, daha oncesinde yavas yavas kendinizi bu fikre alistirmaya (ben o okula girmeliuim) baslamissinizdir, calismaya baslamissinizdir, azim ve gayret gostermissinizdir, vs. fakat oyle bir anda kimse stanford'dan kabul almiyor. kimsenin isyeri bir anda milyon dolar ciro yapmiyor, kimsenin yatirimi bir anda oyle 10 kat olmuyor. eger olduysa yatrimijiz bir anda 10 kat, o lanet parayi cikarin oradan ve harcayin bakin gercekten yapin bunu, eger bir anda 10 kat yaptiysaniz paranizi, o parayi harcayin, yoksa cok yakindir birinin onu sizden gelip almasi. bir anda hayatinizin aski da oyle karsiniza cikmayacak, bir anda olmayacak hicbir sey. ya da kirilma noktasi, bukulme hatti, egrilme duzlemi filan diye bir sey yok. yavas yavas yapmak var. hergun tugla koymak var. bunun icin nasil motivasyon saglarim diye soruyorsaniz bilin ki yanlis seyler ile ugrasiyorsunuz.

    yani kisacasi ne sadece machiavellist olun, ne freudian, ne lacanian, ne platoncu, ne aristotalesci, ne pythagorasci, ne ocu ne bucu, hepsinin iyi yanlari var hepsini ogrenin hepsinin o iyi yanlarini alin. atli kovalamiyor, hemen haftaya almak zorunda degilsiniz bu iyiliklerin hepsini, yavas yavas alin iste. 5 sene sonra da bambaska bir insan olun, 5 sene icinde diyebilin ki "ya ben onceki halimin bir omur boyu yasayacagi seyi bu 5 senede yasadim bile" bunu diyebilin ki hayatiniz kotu gidince bile korkmayin, cunku yasadiginiz sey zaten onceki halinizin 5 omur fazlasi. burada demek istedigim seyi hissedebildiniz diye dusunuyorum. ukalalik degil vurgu yapmaya calisiyorum. bunu yaptiginiz zaman iste korkular sifirlaniyor. husnu ozyegin mesela, adam finansbanki 5 milyar dolara satiyor, bugunun belki 50 milyar dolarina denk gelen bir para, gidiyor o para ile yine baska bir is kuruyor. deli mi bu adam? burada ben yuzbinlerce insanin olduguna eminim 1 milyon lirasi olsa sigir gibi yan gelip yatacak. iste bu yuzden zaten bu nefretiniz. yok askerler cok maas aliyor, yok yazilimcilar yatarak para kazaniyor, ogretmen maasi cok, polis maasi cok. burada isci maasina yapilan zam bile kiskanildi be. machiavelli diskurunu cok begenmis, tam ona goreymis, anasi mevye soyup onune getiriyor ama machiavellist yontem uygulayacak hayatina.

    neyse, vaktimiz var, bunlarin hepsini ifsasini yapacagiz, acele etmeden, ama yapacagiz hepsinin ifsasini.
  • laiklik kavramının din ile siyaseti birbirinden ayırması gibi, makyavelizm de ahlak ve siyaseti birbirinden ayırır. zira ikisinin de çıkarları birbirinin tersi yöndedir. ve hak ancak bir kuvvet tarafından empoze edilebildiği sürece vardır diyor machiavelli. yani kuvvetliysen haklısındır. güçsüzün hakkı olmaz.
  • "başarıya giden her yol mübahtır"
    hali hazırda etrafımızdaki herkesin bir şekilde böyle düşündüğüne inanıyorum.adamcağız açık açık söylemiş en azından.
  • ülkemizde bu fikriyatın peşinden giden hatta içselleştirmiş siyasetçilerimiz hayli çoktur.

    machiavelli der ki :
    -bir amacı gerçekleştirmek için devlet dini,ahlak ve hukuku kullanır.
    -siz dilediğiniz gibi karşınızdakilere saldırın, yargınız en sonunda sizi haklı çıkaracaktır.
    -hükümdar halkı korkutmalıdır.
    -adalet daima güçlünün yanındandır. vs..

    bildiğin dört dörtlük makyavelist siyasetçilermiz var.
  • italyan düşünür n.machiavelli'nin formüle ettiği ve amaca ulaşmak için her türlü aracın kullanılmasının, bütün yolların denenmesinin meşru olduğu, bizzat amaçların kendilerinin arazları meşru kıldığı görüşüne dayalı, siyasette ahlaki ilkelerin işlevsizliğini ve esas belirleyici faktörün güç olduğunu savunan anlayış.
  • nur tarikatının resmi görüşüdür. birini tarikat içine çekmek için türlü türlü yalanlar söylenebilir; sinsice beklenebilir. hatta hakim kiralamak bile bunun içerisindedir.
  • amacı esas belleyip aracın makuliyetini meşrulaştırma yolu burdan geçer. gelin nihilleştirme diyelim biz buna.

    bu yolun yolcusu birkaç ismi hatırlayalım: raistlin majere, anakin skywalker, ... ve yerseniz de yemezseniz de fatih terim.

    gelin evvel zaman içinde 1-0 biten bir fiorentina zaferi sonrasında beyimizin verdiği bir roportaja göz atalım:

    - hocam, çok zor bi maç geçti ama tek golle kazanmayı bilen taraf oldunuz. ne söyleyeceksiniz?
    - şimdii, ilker... italyanlar'ın çok güzel bi sözü vardır: resultante importante.
    - meali nedir, hocam?
    - amaca giden her yol mübahtır.

    (bkz: ceviri laneti)
    (bkz: ben yaptım oldu)
  • özellikle 2. temel inancı devlet menfaatlerinin uygulanmasına adapte edildiğinde pırıl pırıl parlayan öğreti.

    "kötü olan amaca ulaşmak için yapılması gereken kötülük değil, kötülüğü becerememektir ve kınanması gereken de budur."

    şöyle diyelim.. devletin yüksek menfaatleri için işlenen suçlar, cinayetler, yapılan işkenceler yasal ve ahlakidir. bu noktada söz konusu yüce menfaatler için yapılması gereken kötülüğü beceremeyenler kınanmalı, cezalandırılmalıdır. makyavelist felsefenin şeytani yönü de buradan kaynaklanmaktadır.

    edit: insan ilişkilerine uygulandığında da istemeyerek de olsa bir nebze doğruluğunu görürüz. kötülük, hele de beceriksiz bünyeler tarafından icra edildiğinde daha bir kötü oluyor.
  • zamanında sainte pulcherie'nin vatandaşlık ve insan hakları hocası tarafından hümanizm olarak öğretilmişliği yok değildir. kavgamız müdürün odasında son bulmuştu.
hesabın var mı? giriş yap