türkler bağzı türklerin/türk ışid'inin/
vahhabi türklerin mandası altında. 100 yıl kadar ömce
manda ve himaye kabul olunamaz diyorduk. şimdi, boğaz tokluğuna iç-
manda kabulümüz olmuş. dış mandaya zaten alıştıydık. sahi siz bu yola nasıl düştünüz? eskiden özgür ve gururlu ulustuk, veya
tebaaydık, neyse.
gezi parkı'ndan sonra
etnik olmayan yeni bir
azınlık türü bulunduğunu, onun biz (bağzı biz) olduğumuzu keşfettik. gene bir kısım
elit, eğitimli
beyaz türk'ün yeni tanımı. eğer yönetimi doğrudan veya dolaylı belirleyebiliyor olsaydık
oligarşiyiz diyebilecektik. gerçek oligarşi,
iş dünyası bizim manda altında olmamızı,
siyah türk'ün de boğaz tokluğuna coşturulup yatıştırılarak gazının alınmasını, düzen içinde tutulmasını buyurdu. burun kıvırıp şikayet ettikleri
rte onlarla
alver ve
kazan kazan ilişkisinde.
zamanında gerçek ve
etnik azınlıkların mahvına yeterli sesi çıkarmayan yeni azınlık (geçmiştekiler benzerleri ve izdüşümleriydi), şimdi artık her şeye rağmen tuzu kuru olmaya, buna karşılık dokunulabilir ve köksüz-güvensiz olmaya razı gelmek zorunda. beyaz türk halen de ciddi faşist ve ırkçı eğilimlere sahiptir. ettiğini çekmedik çok azdır. belki grup ve toplum olarak çoktan öldük, dağıldık, şimdiki geçici karışıklık sandığımız, tozmuş kemiklerimizden yeni gelişen sık çalılıklar ve
kaba saba otlar. ağlayanımız olmadığından öldüğümüzü anlamıyoruz. bu da bir tür boğaz tokluğuna azınlık, manda (altındaki) ile
mandacısı
bir elmanın iki yarısı...