• saci sakali super birbirine karismis durumda olan insanlara takilabilecek takma ad.
  • manisa'da yasami$. ne zamanlar yasami$ bilmiyom ama annem bile kendisini gordugune gore, ya$adigi yillar cok eski olmasa gerek. doga adami. her yere cicek-agac dikermi$. daglarda ya$armis, hep ustu ciplak dola$irmi$. soylenenlere gore ki$in usumemek icin vucuduna domuz yagi surermi$. adini tasiyan guzel bi filmde yapilmi$tir. hatta filmde tarzani canlandiran talat bulut rolune kendini fazla kaptirip, yagmurun altinda saatlerce ciplak dolastigi icin fena zaturre olmu$tur.
  • evet evet yaşadığı zamanlar çok eski olmamalı, annem çocukken bir kere görmüş onu. yaz kış mayo tarzı bi şeyle dağlarda dolanırmış. arada bir şehre inermiş halkla beraber ağaç dikermiş. kendini doğaya adamak diye buna derim ben...
  • asıl adı ahmeddin carlak olan manisa tarzanı 1899 yılında bağdat'ta doğmuş. kurtuluş savaşı sırasında gaziantep ve kilis cephelerinde savaşmış olup, kendisi istiklal madalyası sahibidir. harpten sonra yaşamını spil dağı eteklerindeki küçük bir kulübede sürdüren manisa tarzanı, tüm yaşamını doğa ve ağaç sevgisine adamış, bu sayededir ki, istiklal savaşı sırasında yanan manisa, birkaç yıl içinde yemyeşil olmuştur.

    ağaç dikmek için yardım yapan her insana sertifika gönderen tema'nın yerinde olsam bu adama ait heykel diktirirdim ya da vakıfın sembolü, logosu, hatta hatta fahri üyesi filan yapardım.
  • manisa tarzanı' nı anlatan, yedi sekiz yıl önce çekilen film. ilkokul düzeyindeki diyaloglarıyla izleyeni utandırmakla kalmıyor, gerçek bir olayı anlattığı halde olayda bahsi geçen demokrat partinin adını değiştirerek verip izleyeni sinirlendirmeyi de başarıyordu.
  • manisa tarzanı bunca tanınmış, bilinmiş, filmlere konu olmuş değerli bir yurttaşımızdı.
    fakat yine de resmi tarih bizi bu konuda da kısmen karanlıkta bırakmaktadır.

    soruyorum; nerede manisa ceyni aykuş teyze? hani?
  • 1994 yilinda cekilmis film. kendisi aynı zamanda dağcılık da yapmış, üyesi oladugu manisa dağcılık kulübü ekipleri ile birlikte ağrı ve cilo dağlarına; aladağların demirkazık doruğuna tırmandı. yaşamının sonuna dek kentteki agaçların ve çiçeklerin bakımını sürdüren manisa tarzanı'nın anısını yaşatmak için yaptırılan büst 1972 de mevlevihane yakınına dikildi.
  • manisadaki sanayi sitesi yakinlarindaki adini bilmedigim bir kebapcinin duvarinda siyah beyaz fotorafini gormustum. basta lokanta sahibinin bir koca ayak avcisi oldugunu sanmama neden olmustu. oyle boyle killi degil yani...
  • "seni giydirmek icin soyunuyorum manisa" diyerek spil dagina cikmis tarzan cesidi.
  • manisa tarzanı” adıyla yaygın bir üne kavuşan ahmeddin carlak 1899 yılında bağdat’a yaklaşık 100 km. uzaklıktaki samara/samarra kentinde (ırak) doğdu.

    birinci dünya savaşına, ardından da türk ulusal bağımsızlık savaşı’na bir nefer olarak katıldı. bu savaşta gösterdiği yararlılıktan dolayı kırmızı şeritli istiklal madalyası ile onurlandırıldı.

    cumhuriyet dönemi başlarında manisa’ya geldi; kimsesiz ve yoksuldu. manisa belediyesine girdi; ne iş verildiyse yaptı. 1 haziran 1933 tarihinde 30 lira aylıkla bahçıvan yardımcısı oldu. hep bu görevde kaldı.

    manisa’yı yeniden yeşillendirmek için var gücüyle çalıştı. ağaç dikip yetiştirmeyi kutsal bir görev olarak algıladı. dürüstlüğü, çalışkan olmayı her şeyin üstünde tuttu. yaz kış sadece siyah bir şortla ve ayağında lastik bir pabuçla kentin sokaklarında, görkemli sipil dağında dolaştı. saç ve sakalını da uzatarak kişiliğine yaraşır bir görünümle manisalıların biricik sevgilisi oldu. her öğle vaktinde topkale’deki topu ateşleyerek, günün o saatini duyurmayı bir görev saydı. bundan dolayı kendisine “topçu hacı” diyenler bile oldu.

    manisalı kızlara, kente gelen sanatçılara çiçek sunan ilk oydu. sipil dağına çadır kuran yörüklerin kızlarına boncuk armağan etmeyi; çocuklara akide şekeri dağıtmayı; kimi yoksullara gizlice para yardımında bulunmayı da hiç ihmal etmedi.

    bir spor adamıydı; yaşamıyla gençlere örnek olmuştu. manisa dağcılık kulübü üyesi genç arkadaşlarıyla ağrı, cilo, demirkazık, dağlarına tırmandı. gittiği her yerde büyük ilgi gördü. manisa dışında başka bir yerde yaşamayı hiç düşünmedi. sinema tutkunuydu. yeniliklere açıktı; okumayı severdi, elinden gazete dergi düşmezdi.

    sipil dağında, topkale’deki kulübesinde yalnız yaşadı; ne yatağı, ne yorganı vardı. üzerine gazete serdiği tahta divanda yatıp kalktı. yaz kış soğuk suyla yıkanırdı. saç ve sakalını özenle tarar, kendi eliyle çiçeklerden yaptığı güzel kokular sürer, ulusal bayramlara göğsüne bağladığı palmiye yaprağı üzerine istiklal madalyasını takarak katılırdı. bundan büyük bir gurur ve sevinç duyardı.

    dede niyazi’nin lokantasının bir köşesinde yemeğini yer, bunun karşılığında lokantaya tenekeyle su taşırdı. hiç kimseye borçlu kalmak istemezdi. kendisine güvenen bir insandı. “bulaşıcı bir duygu” olan kaygıya hiçbir zaman katılmadı. güçlü bir insanda aranan özellikleri taşıyordu. efsanevi yaşamıyla hep ilgi odağı oldu. özgür bir yurttaş olarak yaşamayı temel ilke saydı. yaşama etkin bir biçimde katıldı. mal, mülk, servet ve makam sahibi olmak aklının ucundan bile geçmedi. kent sevgisiyle, kent adına çalıştı. adı manisa ile özdeşleşti.

    manisa tarzanı 31 mayıs 1963 tarihinde gözlerini yaşama yumdu. görkemli bir cenaze töreniyle çok sevdiği manisa’da toprağa verildi.

    manisa tarzanı doğa ve ağaç sevgisinin simgesi, çevreciliğin önderi iz bıraktı. bir çok gazeteci yazar ondan söz etti. anısına kitaplar, makaleler, şiirler yazıldı; manisa’ya anıtları dikildi; filmi çevrildi. manisa o’nu unutmadı, unutmayacak.

    kaynak: http://www.vestelmanisaspor.com/…&pa=showpage&pid=9
hesabın var mı? giriş yap