• erkek icin, kar$i cins ile cinsiyetten bagimsiz ili$kiler haricindeki, tavlamak, cikmak, yatmak vs. gibi amaclar ile kurulan diyalog ve gosterilen cabalar butunu.
    (bkz: manita)
  • (bkz: komitacılık)
  • para kazandırmayan meslegim(bkz: chelseagirl)
  • karsilikli cilvelesme oyununa verlen ad.*
  • adamın biri elde bir ürün, bu ürün şöyledir, bu ürünü michael jackson da kullandı babam da kullandı vs. övgü dolu sözlerle konuşurken bu adamın arkadaşı -veya arkadaşı olmasa da olur, toplanan halktan yankesicilik diye tabir edilen hırsızlığı gerçekleştirir. işte bu olaya manitacılık denir. tanışıyormuş gibi yaparak kısmına gelirsek, satış yapmaya çalışan adamı dinleyen insanların yanına gelip konuşurken veyahut gereksiz sorularla oyalarken hırsızlığını gerçekleştirmesinden dolayı bu şekilde söylenegelmiştir. ancak eski türk filmlerinde de gördüğümüz gibi yankesicilerin işlemlerini gerçekleştirirken pek de konuştuklarına rastlamayız..

    bu kadar uzattıktan sonra eş anlamlısı olarak diyebiliriz sanırım, yankesicilik uygundur.
  • ilk duyduğum anda lafı söyleyen kişinin o an uydurduğunu sandığım, sonrasında aslında yaygın bi kelime olduğunu öğrenince meğerse adamın günahını almış olduğumu farkettiğim kelime.

    ortaköy’de bi arkadaş ve iki de kız arkadaşla (ne sevgili ne manita ama sadece arkadaş) meydanda oturuyoruz. yıllar oldu, tipimiz satanistten bozma. dışarıdan bakan biri direk notumuzu verir. iki kişi yürüyor soldan... gözgöze geldik birisiyle. ikisi de krem rengi cübbeler giymiş, beyaz sarık takmış, uzun sakallı ama genç sayılacak yaşta insanlar. yaklaştılar bana ve elini uzattı biri.

    - selamın aleyküm
    - e... şey aleyküm selam
    (elimi bırakmadı)
    - hayırlı akşamınız mübarek olsun
    - kandil gecesi mi?
    - perşembe akşamıdır
    (el hala tutulmakta)
    - ee?
    - cuma öncesidir.
    - haa...
    - bişey sorayım izniniz olursa.
    - estağfurullah.
    - şimdi siz... (boştaki elini yatay şekilde ampul çevirir gibi yaparak) manitacılık falan yapmıyosunuz değil mi?
    - ??
    - manitacılık diyorum, yapmıyosunuz değil mi?
    - ha.. şey... yok abi, nerdeeeeee...
    (adamın tepkisi gülmek olur ama tutmaya çalışır kendini)
    - e hadi hayırlı akşamlar o zaman.
    - size de...

    uzaklaştıklarında biz içimizde biriken kahkahayı koyveririz ama zannedersem onlar da gülüyorlardı uzaklaşırken...
  • şehirlerarası iletişimin meşakkatli olduğu yıllarda, diyarbakır'da çalışmakta olan babaannemi, balıkesir'deki köyünden geldiğini söyleyen bir adam ziyaret eder; köyden haberler vardır. der ki, "şunun oğlu bunun yeğeniyim, bilemedin mi?" -babaannem çıkartamaz- "canın sağ olsun, hadi o zaman ben sana haberleri vereyim: mehmet'le zehragil'in ahmet büyüyor; kamile'nin ineği öldü, hasan abi yenisini almak için savaştepe'ye gidecek; uzun mıstaaların tarlasından sizinkine doğru boruyu çektiler, emin emmi'den taraftan da su geliyor artık..." isimler doğrudur, aralarında kurulan ilişkiler ve haberler kulağa yatkındır; babaannem köyden geldiği belli olan adamı çıkartamadığı için utanır. çay may yemek faslından sonra babaannem misafirine başka bir isteği olup olmadığını sorar; adam da der ki "urfa'dan alacaklarım var, buraya taşıtacağım, elime o zaman para geçecek - o vakte dek masraflarım için gönlünüzden ne koparsa ablacım; haftaya geri veririm size." babaannem bunun üzerine "diyarbakır'daki forsunun gereği" olarak düşünerek, utanmamak için, hakkında köye kötü söz gitmesin diye, hemşehrisine masrafı olarak tahmin edilebilecek tutarın 2-3 katı para verir (iyi bir miktar), elini öptürür, arkasından su döktürür.

    "dökülen su kaba geri gelmez" derler - aynen öyle olur: adam su gibi tez gider, sonra da ara ki bulasın. değil bir hafta, ay geçer aylar geçer - köyden diyarbakır'a gelen bir akraba babaanneme der ki "şunun öyle bir oğlu bunun böyle bir yeğeni yoktur ablacım da tarifinden anladım ben kimden bahsediyorsun; bizim köye öyle bir uğrayıp az kalıp her şeyi öğrenen biridir bu, çok yaparmış bunu, böyle il il dolaşırmış, biz de sonradan jandarmadan öğrendik - aman mala gelsin ablacım, cana geleceğine..."

    işte bizim köydenmiş gibi konuşup babaannemi dolandıran bu adamın yaptığına "manitacılık" deniyor: tanıyormuş taklalarıyla para yürütmece.
  • iki sonucu vardır; manita ayıklamak ve manita ayıklayamamak. bir çeşit gençlik aktivitesidir aslında; yaş ilerledikçe daha vakur eylemlere ve daha saygın isimlere kavuşur..

    --- spoiler ---

    erkeğimiz mor ışık altında yanar döner bir hal kazanan beyaz, komikli tişört, üzerinde blazer ceketiyle gözüne kestirdiği avına doğru yaklaşıyor. elinde, dibinde sadece amaçsız buzların yüzdüğü alkol açısında boş bir bardak; hızlıca bir jack&coke içilmiş. dans etmekten tişörtünün arkasında arap yarımadası benzeri bir ter izi oluşmuş kadınımız olaydan henüz habersiz. müzikten bağımsız bir salınım içinde dinleniyor. erkek; kadına iyice yaklaşıyor ve kadının elindeki yarıya kadar dolu votka&redbull bardağına, kendi bardağında kalan buzları döküyor. kadın şaşırıyor, yüzünde bir “n’oluyor mına ke?!” bakışı.. erkek açıklıyor: “yanıyorsun”..

    peki; bir manita neden ayıklanamaz, bunun başta eşek götünü andıran sıfatınız olmak üzere binlerce sebebi olabilir ama asıl mesele, tip aşamasına geçip, gerekli motivasyonu ve yolu manitadan aldıktan sonra; sırf karakter kabızlığı yüzünden kaybedilen maçlar, elemeler…

    --- spoiler ---

    ( menşe )
hesabın var mı? giriş yap