• çok severek izlediğim bir belgesel serisi oldu. türkçe dublajı gerçekten de harika yapılmış. özellikle baştaki abinin * "affı olmayan bir gezegenin karmaşasında çoğu tür yok olurdu, ama birinde bütün parçalar yerine oturdu. birkaç anahtar kapıları açtı, insanlığın zaferi için. bu, bizim hikayemiz. hepimizin hikayesi!" deyişine hasta oldum her on iki bölümün başında... binlerce yıllık bir tarihi elbette on iki bölüme sığdırmak zor. adamlar artık cılkı çıkmış birinci ve ikinci dünya savaşı'nı, fransız devrimi'ni, ampulün icadını falan anlatmamış. elbette çok uzun zamandır bildiğimiz popüler şeyler de var, ancak gerçekten de dünyanın tarihini değiştirmiş, bir dönüm noktası olmuş şeylere daha fazla yer verilmiş. ortaçağ'ın karanlığına odaklanmak yerine aynı devirde yaşamış islam alimlerinin icatlarına yer verilmiş, amerika'nın keşfinin aslında kristof kolomb'dan çok daha önce gerçekleştiğini ve amerika'nın keşfinin dünyayı ne kadar değiştirdiğini, osmanlı'nın hediye olarak gönderdiği lalenin bir çılgınlığa ve bu çılgınlığın nasıl bir kitlesel ekonomik enflasyona yol açtığını, vebanın ne derece bir katil olduğunu, moğol hükümdarlığına isyan eden üç kişinin barutun icadıyla dünyadaki savaşları nasıl kökten değiştirdiğini, bunu müteakiben fatih sultan mehmet'in döktürdüğü topların tarihe nasıl yön verdiğini, afrika'nın aslında ormandaki üç beş kişilik kabilelerden de öte çok gelişmiş bir uygarlık olduğunu, bir zamanlar tuzun altın kadar değerli olduğunu ve altının avrupa'yı nasıl şekillendirdiğini, şu an kahvaltıda yediğimiz domates, patates, mısır, şeker gibi sebze ve meyvelerin dünyanın pek çok yerinde bulunmadığını ve lüks olduğunu, ilk kalp naklinin modern tıbbın seyrini nasıl değiştirdiğini ve daha aklıma gelmeyen onlarca şeyi anlatmış. son bölümlerde amerika yoğunluklu bir anlatım olsa da sonuçta bu kurgusal bir belgesel serisidir. on iki bölüme her şeyi sığdırabilmesi mümkün değildir ki ben eminim bunu türkler yapsa belgeselin yarısı orta asya'dan anadolu'ya göçü anlatacaktır. ayrıca değme savaş filmlerinde olmayan sahneleri sırf on dakikalık konu anlatımı için çok kaliteli bir şekilde çekebilmelerini takdir ettim. herkesin izlemesini tavsiye ederim.
  • history channel'da yayınlanan ve okullarda izletilmesi gereken belgesel dizisi. şimdiye kadar izlediklerim arasında yeni dünya pazar bölümü enfesti.
  • (bkz: humankind)
  • history channel'ın haricinde cnn türk'ün de yayınladığı belgesel.
  • insanlık tarihindeki önemli buluş ve icatların yer aldığı 11.bölümüyle beni duygulandırmış belgeseldir. ilk 10 bölüm boyunca savaş, kan, mal ve toprak uğruna öldürülen insanlar görmekten içim sıkılmıştı.

    penisilinin bulunduğu sahnede gözlerim doldu, gurur duydum. o sahneyi de baya güzel yapmışlar ama... böyle ayağa kalkıp alexander fleming'i alkışlayacaktım az kalsın.

    o değil de böyle uzaydan falan biri dünyayı ziyarete gelip, şu dünya tarihi belgesellerini izlese valla arkasına bile bakmadan kaçar gider bu gezegenden. bu ne hırs, bu ne kan, toprak, para tutkusudur insanoğlundaki. valla çözemedim, çözemeyeceğim de.
  • oryantalist bir bakış açısıyla hazırlandığını düşünüyorum.
    örneğin, coğrafi keşiflerden bahsederken dünyanın ne denli zenginleştiğinden ve modern toplumun temellerinin atıldığından bahsediyor. oysa zenginleşen avrupalılar ve ticaret noktalarını elinde tutan hindistan. bunun yanında kaynakları sömürülen, köleleştirilen insanlardan bahsetmiyor.
    öte yandan endülüs emevileri ile ispanyol/portekiz ordularının savaşlarında yine avrupalıları destekler bir üslup hakim.
    hristiyanlığın ve islamın yayılışını ele alış biçimi de yine taraflı.

    çok önemli ve eğitici bir çalışma olduğu kesin fakat taraflı olduğunu hissettirdiği noktalar diğer bölümlere de gölge düşürüyor. bu bir bakıma sorgulama isteği yaratıp ilgimi çeken konuları başka kaynaklardan da araştırmama yol açarak faydalı oldu ancak bu denli büyük bir projede oryantalizm egemenliğini görmek üzücü oldu.
  • ilk 6 bölümünü izlemiş bulunduğum ve büyük hevesle başlayıp yarısında çıkmak zorunda kaldığım,olmamış belgesel.

    ilk bölüm hariç, hadi ilk iki bölüm olsun, ele alınan dönüm noktaları o kadar bağlantısız ve dönüm noktalarından bir hayli uzak, üstün körü işlenmiş ki bir tarih belgeselinden ziyade silahların gelişimi ve birkaç göz doldurucu savaş sahnesiyle bezenmiş bir televizyon eğlencesine dönüştürülmüş.

    yapımın adını insanoğlu koyup sadece batı medeniyeti ve çin uygarlığını merkeze alarak diğerlerinin birçoğunu es geçip araya vikingler ve arapları sos niyetine serpiştirmek de ayrı bir dilemma olmuş. koskoca insanlık tarihinde büyük iskenderden bahsetmemek, hint uygarlığına hiç değinmeden, güney amerika'yı sadece maden arayan latinler üzerinden anlatırsanız belgesel niteliği taşımaz benim gözümde. kavimler göçü bile sadece anglo-saksonlar, vizigotlar ve frenkler üzerinden işlendi, pes doğrusu.

    hollywoodvari üslubu da cabası. örnek vermem gerekirse, çin'de meydana gelen bir gelişme olsun. bu gelişmeyi aktarmak için öncelikle mucidin çevresinden birini seçip lafı geveliyor, sürekli icadın çevresinde dolaşıp bir türlü ne olduğunu söylemeden boş bir merak uyandırılıyor ve en sonunda süründüre süründüre bilgiyi aktarıyor. örneğin karayipler'deki şeker üretimine değinileceğinin apaçık olduğu bir yerde birden kongo'daki kadın liderin yönetme tutkusunu dinlerken buldum kendimi.

    bir de "aman bizi yanlış tanıyorlar" kafasında değilim; fakat, apaçık bir örnek olmasından ötürü bunlara değinmeden geçemeyeceğim. fatih sultan mehmet'in, zannediyorum, arapça konuşması gibi, gümüşün güney amerika'da bulunmadan evvel sanki dünya'da hiç kullanılmamış gibi aksettirilmesi veya türkçe dublajında vikinglerin kuzey amerika ile olan bir bağlantısı, ki büyük ihtimalle kuzey avrupa kast edilmişti, bir tarih belgeseline yakışmayacak özensizlikteki detaylarıyla kendinden soğuttu.
  • cinsiyet - notr (bkz: gender-neutral) olup olmadigi konusunda surada guzel bir yazi olan sozcuk: tik . makale okurken surekli man, mankind, his gormekten ve bu asiri akademik adammliktan bunaldik valla.
hesabın var mı? giriş yap