• ağır roman filminde okan bayülgeni kıskandıran adamdır.
    müjde ar (karşısındaki büste bakarak) : buda kim?
    okan bayülgen : brütüs.
    müjde ar : ne yakışıklı adam.
    okan bayülgen : ama yalnış yaptı.
    müjde ar : kime?
    okan bayülgen : sezar'a
    müjde ar : sezar kim?
    okan bayülgen : güzel bi abimizdi.
  • hegel'in die vernunft in der geschichte'de* anlattığı meselin kahramanlarından biri. hikaye meşhurdur, brutus, jül sezar'a yapılan suikastte yer alır ve ölmekte olan düşmanının et tu brute? sözlerine mazhar olur.

    ancak bu bilindik hikayenin ardında, suikastin amacının diktatörlük eğilimleri gösteren julius'un ortadan kaldırılıp yerine cumhuriyet'in yeniden tesis edilmesi yattığı unutulur. marcus junius işte bu yüzden diğerleriyle birlikte sezar'ı öldürür ama ardından işlediği cinayet nedeniyle yargılanarak sürgün edilir. sürgündeyken roma'daki siyasi kriz atmosferi derinleşir ve bundan faydalanıp yarım kalan siyasi amacını gerçekleştirmeye girişir. lakin karşısında octavius'u, yani geleceğin augustus'unu bulacaktır. augustus brutus'ü ikinci philippi savaşı'nda yener, brutus de intihar eder.

    ardından octavius augustus'a dönüşecek ve brutus'ün sezar'ı ortadan kaldırmasına sebep olan şeyi tam olarak gerçekleştirecektir: roma'nın ilk imparatoru olmayı!

    işte, der hegel, tarih cumhuriyetçileri julius sezar'a karşı kullanarak ondan çok daha baskıcı bir rejimi, imparatorluğu tesis etmeyi başarmıştır. bu tarihin aklıdır.

    zavallı bir cumhuriyetçi olan brutus ise tarihin bu tiyatro sahnesinin dramatik bir karakteri olmaktan başka bir şey değildir.
  • son sözleri, "erdem, sen bir kelimeden başka birşey değilsin" olan romalı cumhuriyetçi.
  • william shakespeare'in julius caesar oyununda uzun bir tiradı olan karakter
    brutus tiradını, sabahattin eyüboğlu çevirisiyle ve denize giden atli katkısıyla kopyalıyorum:

    ''gelin öyleyse, dinleyin beni dostlar.
    cassius, sen öbür yola git,
    ikiye böl kalabalığı.
    beni dinleyecekler burada kalsın,
    cassius'un ardından gidecekler gitsin.
    bütün halka açıklanacak
    niçin öldüğü caesar'ın.
    sabırlı olun sözüm bitinceye kadar. romalılar, yurttaşlarım, dostlarım, dinleyin anlatacaklarımı ve ses çıkarmayın ki duyasınız beni. şerefim adına inanın bana; şerefime saygınız olmalı ki inanasınız bana. aklınızla yargılayın beni; can kulağınızı da açın ki iyi bir yargıç olasınız. bu toplulukta caesar'ı çok sevmiş biri varsa derim ki ona, brutus'un caesar'a sevgisi daha az değildi onunkinden. öyleyse neden caesar'a karşı ayaklandın derse bu dost bana şu karşılığı veririm: caesar'ı daha az sevdiğim için değil, roma'yı daha çok sevdiğimden. caesar yaşayıp da hepinizin köle olarak ölmeniz mi daha iyi, yoksa caesar ölüp de hepinizin hür insanlar olarak yaşamanız mı? caesar beni severdi, ağlarım onun için; mutluluğa ermişti, sevinirim; bir kahramandı, saygı duyarım; ama tutkuya kapıldı, öldürürüm. sevgisine gözyaşı, mutluluğuna sevinç, yiğitliğine saygı, tutkusuna ölüm. köle olmayı isteyecek kadar aşağılık biri var mı burada? varsa söylesin: ona kötülük ettim. romalı olmayı istemeyecek bir odun kafalı var mı içinizde? varsa söylesin: ona kötülük ettim. yurdunu sevmeyecek kadar alçak biri var mı burada? varsa söylesin: ona kötülük ettim. var mı öylesi, soruyorum?
    kötülük etmedim kimseye. ben caesar'a, sizin brutus'a yapabileceğinizden fazlasını yapmış değilim. ölümünün hesabı kapitol'da yazılıp dürülmüştür. ne hakkettiği yerde şan şerefi küçültülmüş, ne de ölmesini gerektiren suçları büyütülmüştür. (antonius ve başkalan caesar'ın ölüsüyle girerler)
    iste getiriyor ölüsünü marcus antonius. onun eli yoktu bu işte, ama o da yararlanacak caesar'ın ölümünden, bir yeri olacak devlet işlerinde. hanginizin olmayacak zaten? son sözüm şu size: beni bu kadar çok seven insan nasıl roma uğruna vurdumsa, aynı hançeri kendime saklıyorum, yurdum için ölmem ne zaman gerekirse.
    ''

    velakin tiradın antonius tarafından verilmiş bir de cevabı vardır:
    [biline ki bu tiradların her ikisi de bir yazarın (hem de ne yazar) hayal gücünün kurgusudur.]
    – dostlar, romalılar, vatandaşlar, beni dinleyin: ben sezar'ı gömmeye geldim, övmeye değil. insanların yaptıkları fenalıklar arkalarından yaşar, iyilikler çok zaman kemikleriyle beraber gömülür; haydi sezar'ınkiler de öyle olsun. asil brutus size sezar'ın haris olduğunu söyledi; eğer böyleyse, bu ağır bir suç. sezar da onu pek ağır ödedi. şimdi burada brutus'la diğerlerinin izinleriyle, çünkü brutus şeref sahibi bir zattır; zaten hepsi, hepsi şerefli kimselerdir, evet müsaadeleriyle burada sezar'ın cenazesinde söz söylemeye geldim. o benim dostumdu, bana karşı vefalı ve dürüsttü; lakin brutus haris olduğunu söylüyor ve brutus şerefli bir zattır. sezar roma'ya birçok esir getirdi, devlet hazinelerini bunların kurtuluş akçeleri doldurmuştu. acaba sezar'da hırs diye görülen bu muymuş? fakirler ne zaman ağlasa, sezar'ın gözleri yaşarırdı; hırs daha sert bir kumaştan olsa gerek. fakat gene brutus onun için haristi diyor; brutus da şerefli bir adamdır. siz hep gördünüz, luperkalya yortusunda ben kendisine üç defa kırallık tacı sundum, üç defasında da reddetti; hırs bu muymuş? gene brutus, haristi diyor. ve şüphesiz kendisi şerefli bir adamdır. ben brutus'un dediklerini çürütmek için söz söylemiyorum, buraya bildiklerimi söylemeye geldim. bir zamanlar siz onu hep severdiniz, bu sebepsiz değildi; öyleyse sizi ona yas tutmaktan alıkoyan nedir? ey izan! sen hoyrat hayvanlara sığınmışsın, insanlar da muhakemelerini kaybetmiş. beni affedin. kalbim tabutun içinde, şurda, sezar'ın yanında, tekrar bana gelinceye kadar beklemeli.

    çeviren: nurettin sevin
  • nedense herkes bu adamcağızı bir kalemde suçlar da, sezar denen diktatörün, yediği türlü haltlar bir yana, adamın anasını basbayağı s.kmiş olduğunu bir türlü aklına getirmez. demokrasi aşkıymış falan, entelliğin lüzumu yok, valla bir oğul olarak üzerine düşeni yapmış da olabilir adam şimdi...
  • kırılmadık bir şey kalmadı adlı kitabında özdemir asaf kendisi hakkında güzel bir tespitte bulunmuştur:
    - "sezar'ı ne öldürdü?"
    + "brütüs'ün kaması."
    - "brütüs'ü ne öldürdü?"
    + "sezar'ın sözleri."
  • w.s.'nin julius caesar'ından:

    ''hayır, and içmek yok.
    eğer her birimizin yüzündeki ifade,
    ruhumuzun çektiği eziyet,
    bu haksızlık ve yolsuzluk düzeni
    yeterince güçlü gerekçe değilse
    herkes rahat yatağına dönsün daha iyi
    bize tepeden bakan zorbalar gibi
    tek tek seçmeye kurbanlarını.

    yok eğer bu gerekçelerin alevi,
    benim düşündüğüm kadar güçlüyse;
    kadınların bile kanını tutuşturmaya,
    kadınların eriyen yüreğini kızdırıp
    saf çeliğe döndürmeye yeterse, o zaman,
    davamızdan öte dürtüye gerek mi var?

    hepimiz sır tutmayı bilen insanlarız.
    romalı sözü verdikten sonra,
    hangimiz geri döner? o halde,
    senede ne gerek var? şerefli insanlar,
    şerefli insanlara, ''bu uğurda ölmek var,
    dönmek yok'' dedikten sonra,
    üste bir de and içmenin anlamı ne?

    rahiplerle korkaklar içsin andı;
    sahtekarlar, içi geçmiş pimpirikler;
    ezayı, cefayı kanıksamış insanlar içsin;
    karanlık davalar peşinde koşan,
    güvenilmez insanlar içsin.

    oysa bizim, gerekçemiz de belli, eylemimiz de,
    onun için, and içmekten söz edip de,
    leke sürmeyin hayırlı davamıza
    ve karşı konulmaz irademize.
    ama aramızdan biri çıkar da,
    verdiği sözün harfinden bile dönecek olursa,
    bedenindeki kanın her zerresi bozuk demektir.''
  • sezar'ın annesiyle olan ilişkisi göz önüne alırsak sezar'ın oğlu olma ihtimali de vardır bu abimizin.
  • hakkında yazılanları okuyunca kendisini demokrasi şehidi zannedeceğimiz kişi. herkes brutus’ün, cumhuriyet aşkıyla yanıp tutuştuğu için caesar’a komplo kuranların arasında yer aldığını yazmış. iyi de, o cumhuriyet sizin bildiğiniz cumhuriyet değil! egemenlerin çıkarlarını koruyan bir cumhuriyet roma’daki. o komplocuların rahatsızlıkları, egemenlere ait olan imtiyazların caesar’ın tekelinde toplanması. caesar özellikle mısır’la ilişkilerinden sonra despotlaştı ve roma’da askeri monarşiyi kurdu, doğru. ama o dönemin cumhuriyetçileri halkçı değillerdi, halkla ilgileri dahi yoktu. kendi çıkarını düşünen bir grubun üyesidir brutus. kısaca brutus’ü hain ilân edip caesar’a övgü düzmek de, ceasar’ın despotluğuna bakıp brutus’ü halkçı zannetmek de yanlıştır.
  • "romalılar: ne yaptılar, ne ettiler?" başlıklı podcast serimizin marcus junius brutus konulu bölümü için bkz.

    youtube: https://www.youtube.com/watch?v=g5ka2qigv6e&t=283s

    spotify: https://open.spotify.com/…ejeqk?si=ccd4179580714e6d
hesabın var mı? giriş yap