• halkın gözünde bu bi kalite belirtecidir. "markalı" giyinen insanlar, üst kademedeki, kariyer sahibi, temiz-tertipli insanlardır falan. hatta iç çamaşırının markalı olması artı bi statüdür. uğraşılmayacak, gereksiz bi girişimdir.
  • çayocaklarında verilen markaları giydiklerinin üzerine yapıştıran bazı canlılar da "markalı giyinmek" eylemini gerçekleştirmiş olular. bazı mağazalar da çay markasına elbise verirler, çay delisi bu mağaza sahipleri halka "markali giyinmek" imkanı sağlamış olurlar; olmadı...
  • tüketim toplumu içerisinde yaşayan neredeyse herkesin dahil olduğu kategoridir, çünkü giyilen her kıyafetin (ister dkny olsun, ister arslanlı olsun) bir markası vardır. kişi kıyafetini diktiriyorsa ya da kendi dikiyorsa -ki bu günümüz çalışan insanının yoğunluğu sebebiyle pek uğraşmayacağı bir şeydir- bu sefer de kumaşın bir markası olacaktır. sonuç olarak tüketim toplumu'nda marka giymek, kaçınılması pek mümkün olmayan bir eylemdir.
  • kaliteli giyinmek ile asla karıstırılamayacak hadise. zira pahali ile kaliteli herzaman ayni yerde kesismez. eger ki maliyeti 50 ytl olan herhangi birseyi üzerine +50 ytl kazıklanmak suretiyle gögsünü gere gere, markasını göstere göstere yuruyen biri varsa salak degilde nedir...
    edit:daha önce de söyledigim gibi eger ki marka unsuru arac kaliteyi barindiriyorsa bahsetilen "salak" katagorisine almak hata olur .
    ayrıca;
    (bkz: tikky sozluk yazarlari)
    (bkz: bilkent kizlari)
  • markanın belirlediği hedef kitlenin sınıf bilincinden kaynaklanır..
    bissürü markanın taklidinin oralarda buralarda kapış kapış gitmesinin sebebiyse -yine, buna göbekten bağlı: taklit de olsa, o "marka.." kendini o sınıfa ait"miş gibi.." hissettiriyor..
    (bkz: sınıf bilinci)
    (bkz: sınıf kini)
  • insanların "üstümdekilerin toplamı 1 milyar" gibi cümleler kurmasına neden olur.
  • üzerinde marka taşıyan bir şeyler giymek anlamına gelmekle birlikte, burada "markalı giyinme tutkusu" niyetine kullanılan bir tanım olduğu açıktır.. dünyanın dört bucağında da bu tutku mevcuttur.. türkiye'ymiş, japonya'ymış, rusya'ymış, amerika'ymış, fark etmez.. devasa devasa markaların outlet mağazalarında, hele de indirim günleri milletin birbirini tepeleyerek, çılgıncasına alışveriş ettiklerini görmek gayet olasıdır.. küresel krizmiş.. pehh..
  • kendini kazıklanmamış olmaya ikna etmenin en gerizekalı yöntemlerinden biridir.

    - bu t-shirt'ün çok güzelmiş.
    + evet ya. ......'dan aldım. 70 lira.
    - yuh. mına koim. bu kadar eder mi?
    + eder baba. aldım mı 3-4 sene giyiyorum. kaliteli tabi.
    - ???
  • ufak bir test: eğer biri eşşek şeyi kadar logosu, etiketi olan iddialı birşey giyiyorsa bu markalı giyinmektir. yok daha derli toplu ve markasını bağırmayanlardan giyiyorsa şayet, bu kaliteli giyinmektir. markalar da bu ayrımı iyi kullanırlar.
hesabın var mı? giriş yap