• ufak bir test: eğer biri eşşek şeyi kadar logosu, etiketi olan iddialı birşey giyiyorsa bu markalı giyinmektir. yok daha derli toplu ve markasını bağırmayanlardan giyiyorsa şayet, bu kaliteli giyinmektir. markalar da bu ayrımı iyi kullanırlar.
  • uygun kombinasyon yakalanmadığında üzerinde taşıyanı ekonomik gösteren hede. uygun kombinasyonu kullanmamak ayrı bir keyif tabi.
  • markanın belirlediği hedef kitlenin sınıf bilincinden kaynaklanır..
    bissürü markanın taklidinin oralarda buralarda kapış kapış gitmesinin sebebiyse -yine, buna göbekten bağlı: taklit de olsa, o "marka.." kendini o sınıfa ait"miş gibi.." hissettiriyor..
    (bkz: sınıf bilinci)
    (bkz: sınıf kini)
  • üzerine para vererek firmaların reklamını yapmaktır.
  • kendini kazıklanmamış olmaya ikna etmenin en gerizekalı yöntemlerinden biridir.

    - bu t-shirt'ün çok güzelmiş.
    + evet ya. ......'dan aldım. 70 lira.
    - yuh. mına koim. bu kadar eder mi?
    + eder baba. aldım mı 3-4 sene giyiyorum. kaliteli tabi.
    - ???
  • insanların "üstümdekilerin toplamı 1 milyar" gibi cümleler kurmasına neden olur.
  • çayocaklarında verilen markaları giydiklerinin üzerine yapıştıran bazı canlılar da "markalı giyinmek" eylemini gerçekleştirmiş olular. bazı mağazalar da çay markasına elbise verirler, çay delisi bu mağaza sahipleri halka "markali giyinmek" imkanı sağlamış olurlar; olmadı...
  • tüketim toplumu içerisinde yaşayan neredeyse herkesin dahil olduğu kategoridir, çünkü giyilen her kıyafetin (ister dkny olsun, ister arslanlı olsun) bir markası vardır. kişi kıyafetini diktiriyorsa ya da kendi dikiyorsa -ki bu günümüz çalışan insanının yoğunluğu sebebiyle pek uğraşmayacağı bir şeydir- bu sefer de kumaşın bir markası olacaktır. sonuç olarak tüketim toplumu'nda marka giymek, kaçınılması pek mümkün olmayan bir eylemdir.
  • giyindiğim marka maksimum (bkz: colin's)dir. o da indirimlerle falan filan makul hale geliyor, keza yaklaşık 1 ay önce 450 liraya götüme uygun farklı tonlarda 2 tane kot pantolon+parfüm+3 tişört+ boyunlu kazak+ 2 paket don bide kemer aldım. 5 sene bişey almam galiba xd.

    bide hic unutmam, bir seferinde yine kotum delindiydi arkadaşla kızılayda gittik (bkz: levi's) a baktım en fazla 50 60 lira edecek şey 100 liraydı, gittim lcye 55 liraya aldım kotumu, artan parayla da sakarya caddesinde oturduk balıkçıya 70 liraya sıçana kadar yedik. ama öyle böyle degildi, yani hamsi tavaların üstüne kalamarımız 2 şer tepeleme kase salatamız içecegimiz tatlımız falan rezmen ziyafet çektik. bunları da niye anlattım bilmiyorum ama aklıma geldi hıamına.
  • cok da getirisi olmayan is.

    bence insanlar bosuna kasiyorlar buna. soylemesi ayip baya baba markalardan milyon tane elbisem var, ama en begenilen uc giysimin toplam fiyati 35tl. ve nereye gitsem soruyorlar nerden aldin diye. soyleyim:

    1. ki bu benim de favorimdir. taa 5-6 sene once cemberlitas'tan aldigim ustunde bir satir rastgele rusca kelimeler yazan ince, yesil ve guzel bir sweatshirt. o kadar sene gecti eskime emaresi yok uzerinde. ki kumasi da, adam da alirken soylemisti, burusmuyor. baya elimde burusturmaya calisip uzerine milyon tane camasir koydum, sonra 5 gun bekledim burusuklugu kalsin diye, cikardiktan maksimum 1 dk sonra sweatshirt cillop gibi. turkiye'sinden avrupa'sina amerika'sina nerde giydiysem bunu hep sans getirdi. insanlar ya ne guzelmis bu, nerden aldin, markasi ne diye sordular. bastan soyliyim abarti bir elbise falan degil. tamamen sade ve cok kaliteli gozuktugunden soruyorlar.
    bu kadar ovdum, fiyatina geleyim: 15tl

    2. gene yolum beyazit'a dusmus. sahaflardan okumalik kitap bakalim dedik. kitap nasil olsa ayni kitap. pahalisi ucuzu farketmez dedik. orada turkuaz beyaz renkleri olan cakma lacoste kazaklardan bir tane gordu arkadas. lan ne kadar guzelmis bu dedi bi tuttu ucundan. arkadas disi olmasindan mutevellit, bunu alalim sana cok guzel bu ya falan dedi (allah'tan bu ovmelerini satici arkadas duymadi). ben lacoste amblemini gorunce kesin girecek diye oradan uzaklasmaya calisiyordum ki satici arkadas yakaladi. "hocam al begendiysen, almadan gitme. 15tl" dedi. ben o guzelim kazagin o fiyata olduguna sasirdigimdan "15tl mi?" dedim. bir turk filmi klisesi olacak ama aynen oyle dedim. adam "ogrenci misiniz?" dedi. "ogrenciyiz, sahaflardan kitap almaya gelmistik" dedi arkadasim. "okuyana destek olalim o zaman, al 10tl, bak cok yakiscak ustune." dedi. ben daha fazla sasirip olayin bokunu cikarmak istemedigimden aldim kazagi. o gun bugundur o kazagi goren, super kazakmis, nerden aldin, kaca aldin diye sorar. allah'tan ustunde lacoste amblemi var da cok ustelemiyorlar buna. ama biz aradik bulamiyoruz aynisini diyorlar. bu cakma sektor isi orjinalinden iyi uretmeye baslamis demektir.
    neyse fiyati: 10tl

    3. daha gecen sonbahar istanbul'dayim. 1bucuk senedir gormemistim istanbul'umu. o telasini, kosusturmasini ozlemistim. gene ayni arkadas "gel eski gunlerdeki gibi besiktas'tan baslayalim, yuruye yuruye taksim, oradan eminonu yapalim, acikiriz zaten orada da balik ekmek yeriz" dedi. zaten ozlemistim, hadi tamam dedim. tam balik ekmek yemege gecicez, o eminonu alt gecidinde gene bi kazak gordu bu. ya ne guzelmis bu kazak vs gene ayni hikaye. sorduk, 10tl. bunun ustunde marka falan hicbir sey yok ama gene sahane bir kazak. dusunmedim aldim. zaten 2 balik ekmek yiyince 10 tl oduyorsun. simdi gene bu kazagi goruyorlar, "nerden alisveris yapiyorsan cok guzel giyiniyorsun" diyorlar. elin gavurunun para birimiyle 10dolar ya da 10euro bile yapmiyor o kazak. tesekkur ediyorum nazikce.
    bu da 10tl.

    nitekim soyle gecen sene ulan bu sefer adam gibi marka giyincem dedim. bir kere yapiyorum su alisverisi diyip aglaya aglaya verdim dunyanin parasini nautica'dir, polo'dur. arkadas birisi de gelip buradan aldiklarima guzel demedi ya. gerci hakkini yemeyeyim bir nautica sweatshirt'e guzel diyen birkac kisi olmustu ama onun da fiyati 350tl civari, bi zahmet bir guzelligi olsun. ama asil beni dusunduren, adimi guzel giyiniyor'a cikaran o nautica'nin bilmemne sweatshirt'u degil, toplami 35tl olan baya guzel diger 3 giysiydi.

    bundan sonra da sikseler pahali giyinmem zaten. alisveris yapmak icin cikmicaksin disari, illa ki guzel bir sey gorunce gozune carpiyor. ya da yaninda boyle radar gibi butun elbiseleri tarayan bir disi arkadasin olacak, illa ki o sana yakisacak bir seyler buluyor.
hesabın var mı? giriş yap