• bilimsel nedenini açıklıyorum. denize bulduğumuzu atıyoruz. sadece deniz değil, orman, park, yol, kaldırım her yer pislik dolu. nüfus arttıkça kirlilik artıyor artık deniz daha çok kirleniyor ve bilinç artırılmadıkça daha da kötüsü olacak. küresel ısınma vs zamazingolar avrupada da var, orda neden yok bu beyaz katman? çünkü denizine 1 litre yağ döksen milyon dolar tazminat ödetiyorlar.

    karadenizdeki kekomançi ülkeler de bizden pek farklı değil. dolayısıyla oraya atılan dibe çökmeyen çöpler, boğaz akıntısı yolu ile bizim ülkeden geçmek zorunda. allahtan batımızda avrupa var da ege nispeten temiz. he zaten giremiyoz amk yerinde turistler giriyor o ayrı.

    öyle belediyelere sallamayla olmaz. sen eline her geçen bira şişesini denize atarsan belediye napsın. 1000 kişilik dalgıç ekibi ile sürekli denizin dibinden plastik, cam şişe mi toplayacak belediye?
  • gemlik körfezinden, çanakkale' ye tüm marmara denizini etkileyen durumdur.

    twitter linki

    dün de türkiye ingiltere' de tt' ye girdi turkey başlığını tıkladığımda çıkan görseli de buraya bırakıyorum.
    görsel
  • karadeniz’den gelen yüzey suları, çeşitli antropojenik (doğadaki insan kaynaklı etkiler) ve nehir deşarjlarına bağlı organik madde yükü artışı marmara'nın yüzeyinde ötrofikasyona (plankton ve alglerin aşırı derecede çoğalması durumu) yol açar.

    bu canlılar karbondioksit ve bazı besinleri ışık enerjisi ile organik moleküllere çevirir. uygun şartlarda (mevsimsel etki) aşırı çoğalırlar. yüzeyde baskın olunca güneş ışığı dibe ulaşamaz. yüzeyde fotosentez olurken, dipte fotosentez azalır. bu canlılar öldüklerinde fotosentezle salgıladıkları organik maddeleri suya bırakır. ve bakteriyel faaliyetlerle ayrışarak musilaj oluşur. işte bu ayrışma süresi uzadıkça ekosisteme zarar verir. evsel ve endüstiyel atıklar da musilaj etkisini artırır. dolgu sahiller denizin kendisini temizlemesini engellediği için, kendi elimizle doğal bir olayı tehdite dönüştürürüz. sadece sorun görüntü kirliliği ve pis koku oluşması değildir. asıl sorun sudaki diğer canlıların beslenme ve yumurtlama alanlarını örterek habitat kaybına yol açmasıdır. yani musilaj doğaldır evet ama marmara denizi için bir sonuçtur!

    işin magazinsel kısmı içinde bir iki kelime birşeyler yazalım! mesela izmir'de sezen aksu'nun villasından denize kaçak döşenmiş 50 m. uzunluğunda atıksu borusu haberi çıkmıştı biliyorsunuz. belediye el attı o işe vs.
    yani çevreciyim demekle olmuyor. kirli suların arıtılmasındaki problemin üzerine birde kaçak borularla denize pislik akıtanlar eklenince, sahil bölgeleri için iş kontrolden çıkıyor.

    kendi çöpünü sokaktaki konteynere atmaya üşenen bir toplum. sözde çevrecilik. atıklarla mücadele için kaynak ayrılmaması vb. el birliği ile katliam yapıyoruz yani. atıkla mücadele ve geri dönüşümü yönetimler, biyologlara ve çevre mühendislerine bıraksalar, tabiki denetlemek şartıyla daha doğa dostu yaşayabiliriz. ama maalesef bu ülke müteahhitlerin eline bırakılan bir ülke olduğu için denizler ve ormanlar yok ediliyor.

    üniversitede limnoloji dersinde hocam birgün şöyle demişti. "denizlerde neredeyse sudan başka birşey kalmadı."

    edit: imla
  • birçok kişi karadeniz’den gelen kirli sulardan kaynaklanıyor demiş.

    trakya’da bulunan yüzlerce fabrika atık arıtma tesisi çalışturmamakta ve atıklarını hunharca akarsulara karıştırmaktadır.

    ergene nehri’nin durumu ortadadır. ergene yıllardır simsiyah akmaktadır ve bunu çözmek için kimse birşey yapmamaktadır.

    ergene ve ona bağlı su yolları bir şekilde denize karışmaktadır. bunun sonucunda da başlıkta bahsedilen kötü sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

    bu yıllardır olan birşeydir ve kimse kılını kıpırdatmamaktadır.

    bu arada trakya’da kanser vakaları da son derece hızlı şekilde artmaktadır ama bunu da gündeme getiren yoktur.

    para için doğayı katletmeye devam ediliyor. sonuçları hemen ortaya çıkmadığı ve zamana yayıldığı için vurdumduymazlık yıllardır sürüyor.
  • kanal istanbul yapılsın sen o zaman gör resmen bok akar
  • gündeme gelmesi gereken, lakin gündeme gelse bile çözüm bulunmayacak, mevcut yönetimle bulunamayacak olan durum.

    ne yazık bir konuya çözüm bulamayacak olmamızı bilmek.

    yerli araba, inşaat sektörü, kanal istanbul daha mı önemli şimdi. yazık gerçekten.
  • ben etrafa çöp atmam. ankara da çöp nadir bulunduğu için hep ceplerimde ya da çantamda biriktirirdim çöpleri.
    ama şimdiki gençlerimizde bu duyarlılıktan zerre eser yok diyebilirim. çevreci yetişmişleri tenzih ederim. parkta oturuyorlar, yiyip içiyorlar ve kalkarken 2 metre uzaklarında çöp kutusu dururken bütün çöplerini olduğu yerde bırakıp kalkıyorlar. bir daha kalkmadan farkedersem eğitmeye çalışacağım ama çevreye olduğu kadar insana da saygısız olduğundan işin ucu kavgaya mı döner diye de korkuyorum. şu saygı, sevgi, hoşgörü eksiğini gidermek lazım gençlerin.
  • mevcut yönetimin doğaya karşı ne kadar sevgisiz saygısızca yaklaştığı şu an yapmakta olduklarıyla aşikarken onlar olduğu sürece hiçbir adım atılmayacaktır. rant olursa hemen adım atarlar tabi.

    şu an ikizdere’de gerçekleştirdikleri katliamı hepimiz biliyoruz, kaçak avcılardan kurtulan sayısı parmakla hesaplanabilen yaban hayvanlarının kalbine girdiler yer kalmamış gibi.
    denizde de aniden deniz salyasının oluşmasını ilginç karşıladım.
    her türlü bilinçsizlik bunların yeterli biçimde öğretilmemesiyle ilgili.
  • baştakiler çevrecinin daniskası olunca, denizler bu hale geliyor demek ki.
    bi de olmasalar...
    biri "ab'den gelen çöpler ya da sanayi atıkları" mı dedi?
    n'alakası var. allahın hikmeti işte...
  • sorsan vatan millet uğruna herkes ölür. o derece sever ülkesini...ama şu topraklara bizim yaptığımız ihaneti başka bir toplum yapmamıştır.

    kendi cebi 3 kuruş para görecek diye bu topraklara geri dönüşü olmayan zarar vermeyi göze alabilecek insan sayısı o kadar fazla ki... sayısını görsel akıl tutulması yaşarız. herkesin derdi şov, para. karaktersizlik paçalardan akıyor, toplum yozlaşmış...

    buyurun diğer bir örnek (bkz: turkiyenin cop ithalati)
    hukuk dışı yollarla ülkeye çöp doldurmuşlar, düşünebiliyor musunuz?

    denizi, toprağı, havayı el birliğiyle telafisi olmayacak şekilde sömürüyoruz. kurallar bizler için sadece aşılması, açığı bulunması gereken birer basamak haline gelmiş, fazlası değil.
hesabın var mı? giriş yap