• devlet memuruysanız asla ama asla tercih etmemeniz gereken bir ilçe.

    paragöz emlakçılar ve onların ağzına uyan ev sahipleri yüzünden kiralar almış başını gitmiş. piyasayı şişirmek için ev yok diyorlar. net olarak eminim ki tüm emlakçılar sene başı bir araya gelip şu rakamın altına vermiyoruz diyip anlaşıyorlar. ulan 1+0 ev köpek bağlasan durmaz, 60bin lira yıllık peşin kira isteniyor. bir tanesi türk'e ev vermiyorum yabancı odaklı çalışıyorum diyor, diğeri parayı küçümser “ne olacak alt tarafı 4000 euro” diyor. çıldırmamak elde değil.
    bi apart buluyoruz, sahibi teyze bizi seviyor halimize acıyor ayarlayalım sizin bütçenize göre bir oda diyor aydan aya kira gibi ödeyin diyor, teyzenin oğlu geliyor ben peşin istiyorum diyor işi bozuyor. yani artık vicdansızlık boyutuna ulaşmış durumda marmaris.
    inşallah okullarda öğretmen, karakolda polis ve asker, devlet dairesinde memur kalmadığını hayal edip “acaba o zaman en yaparız?” diye bir düşünür buradaki kan emiciler.
    ukrayna savaşından sonra paralı gelen ukraynalılar yüzünden bu kadar artış olduğu söyleniyor. suriyeliler gelir ucuza çalışır türk çalışan işsiz kalır, ukraynalı gelir euro'yu basar evsiz kalırsın. abi bu ülkede türk olmak neden bu kadar zor? fıttırdım artık.
  • denizinde bok yüzebilir, şerefsizin teki sintine basmıştır, mümkündür. ama denizi bok rengi değildir. hisarönü köyünün denizi azmaktan dolayı bulanıktır, bu da normaldir. hisarönü'ne kadar gelmişken birkaç yüz metre sağa veya sola gitmeye yetecek kadar zeka, imkan ve kabiliyete sahipseniz kara yolu ile ulaşımın mümkün olduğu akvaryum gibi denize kavuşabilirsiniz.

    ama pek umudum yok. adamlar tatile gelirken eğlenelim, mutlu olalım diye gelmiyor ki.. son dönem tatilcisinin "bi sorun yaşayayım da hayatıma renk gelsin" gibi sebebini anlamakta güçlük çektiğim bir motivasyonu var. en boktan yeri bulup oraya gideyim ki, döndüğümde anlatacak bir şeyim olsun diyorlar sanırım. ya neyse, bana ne amk. adam hisarönü körfezine kadar gelmiş, gitmiş azmağın orada çamura girmiş, sonra "marmaris'in denizi bok rengi'.. bişey demiyorum.
  • başlayan yangınlar, denizine baba, ormanına ana dersek, marmaris'in anasını bellediler, yakıp kül ettiler.

    sadece ormanı değil, evleri yakmış, kısmen otellere sıçramış ve içmeler tarafındaki liseyi ( halit narin) falan kül etmiş. ancak, haberlerde yok.

    manavgat yangınında, ormanları kundaklayanların suriyeli olduğunu bildiren ve yakalayan jandarma, emniyet'in haberlerine anlık olarak düzeltme gelip, pkk / pyd diye değiştirmişler.
    (bkz: #126288313)

    ulan ülkenin 17 ili, görülmemiş büyüklükte orman yangını ile boğuşuyor. açık açık kundaklanmış. ülkede, görüp görebileceğiniz en yeşil, en mükemmel çevreye sahip marmaris'in anası bellenmiş, çıkıp tek kişi, tek kurum, adam akıllı haber yaparak, 85 milyonluk ülkeyi durumdan, orada yaşayan insanlardan haberdar edemiyor.

    marmara depremi olsa demek ki, çok bir şey yok ya, 3-5 ev yıkıldı, suriyeli, afgan mülteciler, yıkıntılardaki insanlarımızı canla başla kurtarmak için yarışıyorlar diye haber geçecekler.
  • hani seçim dönemlerinde partilerin araçları son ses bangır bangır gezer, insana cehennemim bi ön izlemesini yaşatırlar ya,

    hah. işte buranın chp'li belediyesi, gürültü kirliliği yaratmama adına kendi partilerine ait seçim araçlarının ses sistemlerini çalıştırmama ve bu araçları trafiğe çıkarmama kararı aldı. öyle sessizce, bi köşede bekliyorlar şimdi.

    nasıl? medeni olmak o kadar da zor bişey değilmiş gibi gözüküyor di mi?
  • kaliteli yerli turisti cekmeyi bilmeyen sikko esnafinin gelip "comar istilasina ugradik bohuhuhu" diye zirladigi yer. eh sana comarlar geliyorsa sen de onlara layik bir isletmesindir o zaman. yoksa kaliteli yerli turisti opup basina koyuyor isini bilen isletmeler. digerleri de iste anca ayyas rus turiste 20 euroya oda verebiliyor.

    yerli turist yunan adalarini istila ediyorsa sizin gibi dalyarak kendini ingiliz aristokrasisinden sanan boktan isletmeler yuzunden. sizin siktiriboktan koydaki siktiriboktan pansiyonunuza mi kaldi lan millet.
  • kürt ağırlıklı esnafı ile anlamsız diyaloglara girmeniz mümkündür.

    - merhaba sizde mint bulunurmu?
    - himmm cok imkansiz, olanaksiz birsey istiyorsun..
    - nasil ya esrarmi istedik?
    - onu istesen bulurdukta yegenim mint zor.
    - .......
  • türkiye günlük toplam en yüksek yağış miktarı rekoruna sahip ilçe. 11.12.1992 günü yağan 466 kg/m2 yağmur ile bir daha eşi benzeri görülmeyen bir yağış almıştır.
    " ee yani ? " diyen anlamayan arkadaşım için söylüyorum :

    ankara'ya 14 ayda yağan yağmur marmaris'e 24 saatte yağmıştır.
  • çetibeli'ni geçtikten sonra 15 dakika.. 15 dakika sonra sol tarafınız dağ, sağ tarafınız nereden uzadığı belli olmayan çamlar ile çevrili bir takım virajların ardından ilk ışıklarına varırsınız.. böyle başlayabilirdim aslında bu yazıya. belki geçen sene mesela.. şimdi başlayamam. başlayamam çünkü yol çalışması var bir süredir (uzundur) ve bu öyle bir yol çalışması ki bitmek bilmediği gibi yazının olası başlangıcını da olduğu gibi değiştirdi. çünkü ağaç bırakmadılar. çünkü memleketimin her yerindeki trafik ve yol sorunu çözülmüştü geriye bir tek marmaris girişindeki asırlık çamları kesip 2 şerit daha yol eklemek kalmıştı. çünkü çok lazımdı insanların daha hızlı, daha çabuk varması. bir kamyonun arkasında o son 15 dakikayı geçirmek çok zordu onun için bütün o ağaçları kesip yerine yol yapmak şarttı. hizmet lazımdı marmaris'e ve hizmetten anladığımız buydu. oysa mesela dere taşar burda bazen, elektrik çok sık kesilir, bazı bölgelerde internet yoktur, yavaştır falandır filandır ama önemli değil elbette bunlar, en önemlisi havaalanından marmaris'e gelen insanların 4 şeritli yollarda araba kullanmasıdır. çünkü "dağ yolu" diye bir şey çirkindir, her yer otoyol olmalı, hatta mümkünse paralı olmalı, kaymak gibi asfaltla kaplanmalıdır dünya. yazının başı değişti işte.. şimdi şöyle başlıyor; çetibeli'ni geçtikten sonra eğer yolda dinamit çalışması yoksa ve yol kapalı değilse, eğer ağaç kesmiyorlarsa ve kamyonlar yolu kapatmadıysa, eğer yola eskiden olduğu gibi 2 şerit gidiş geliş hakkı verildiyse, eğer olmayan yol işaretlerine rağmen hangi taraftan gitmeniz gerektiğini bulabildiyseniz ve yol kenarında artık ağaçlar olmadığından aşağı düşmeden ilerlediyseniz, solunuzda dağ ve sağ tarafınızda sadece binalar ve binalar görürsünüz, çünkü ağaçları kestiler. arada bir ağaçların arasından deniz görünürdü eskiden marmaris'e inerken, kalbim hızlanırdı yaklaştıkça, camı açar çam kokusu çekerdim içime. şimdi yazının başlangıcı değişti dedim ya, marmaris de gözüme kuşadası gibi görünüyor, ileride çeşme olmasından korkuyorum. çünkü aslında buranın tek güzel yanı doğası. ne gece hayatı, ne barlar sokağı, ne restoranları ne de insanları, yalnızca kendine hep hayran bırakan doğası, gerisi hikayeden terane. siz o ağaçları keserseniz, elinizde makarena yapan kürt garsonlar kalacak, bir de onlara kıçını yaslayıp sallayan 9864 yaşında ya da 895 kilo ingilizler..
  • sakinlerine sıcak yaramıyor.

    - welcome welcome
    - ne kadar bu bilezik??
    - 10 dollars
    - pahalıymış
    - where are you from??
    - istanbul??
    - welcome my friend
    - türkçe anlıyorum
    - do you like here?? beautiful place??
    - fena değil
    - too hot, right??
    - selametle canım
    - goodbye my friend (ısrarla)
hesabın var mı? giriş yap