• yazdıklarının yaşadığı toplumun gizli gerçeklerinin aynası olması fikrinden hareketle, türkiye'deki ünlüler dünyası da bir gün birini delirtip bir marquis de sade çıkaracak gibi geliyor bana. zira;

    - efendi, bizden biri, "ailemizin" diye kendini pazarlayıp, sevgililerinin sıçmasını izlemek gibi fantezileri olan talk showcular (bi de yiyeydin pezevenk)

    - televizyonda, gazetelerde envai çeşit sevimlilik yapıp göz boyayan, en çok seyredilen "aile" dizilerinden birinin senaryosunu yazıp yine yılışık bir sempatikliğin ekmeğini yiyen; evli barklı olmasına rağmen elin herifinin üzerine işemesinden cinsel anlamda haz duyan meşhur senaristler (mübarek, kenef gibi karı)

    - şarkılarında her daim masumiyetten, saf aşktan dem vurarak, kamera karşısında vıcık vıcık romantiğini oynayıp, yatak odasında götüne toblerone sokturan şarkıcılar (ulan sade'ın aklına gelmez be)

    ve benzeri şekilde çokça misallendirebiliriz mevzuyu. ha karşılıklı rıza söz konusu olduktan sonra ve üçüncü şahıslara zarar vermediği müddetçe isterse herif kayınçosunun götünde muhtar çakmağı arasın, beni siklemez; insanların yatak odalarına fantezilerine müdahale etmek gibi bi münasebetsizlik yapacak değilim. fakat gözümüze baka baka pirupakı oynamalarını ben kabullenemiyorum arkadaş. istiyorum ki bu şekilde dolaylı yoldan anlatmak yerine çatır çatır isimlerini vererek afişe edeyim dürzüleri ama, la philosophie dans le boudoir yayınlandıktan tam 208 sene sonra bu ülke mahkemelerince yasaklanabiliyorsa, ben isim versem aynı mahkemeler kim bilir tevellütümü hangi yaban eşşeğine siktirir...

    (ulan son cümleyi yazdıktan sonra google'da "yaban eşeği" diye arattım, hayvansiklopedisi.com'daki yazı başlığına bak: "ateşli yaratıklar". vay babayn kemiği... hangi damızlığa yazdırdınız olm onu?)
  • "iki yürek arasındaki en kısa yol kamıştır" diyecek kadar naturalist bir zat
  • ah bir de şu lafı var ki hak vermemek elde değil yani:
    "insanlar arasındaki en doğal hal savaş halidir"
  • kürtaj hakkında:

    "tanrıya inanan salaklar, varlığımızı yalnızca ona borçlu olduğumuza inanmış olanlar, bir embriyo olgunlaşmakta olduğunda, tanrıdan gelen küçük bir can görerek onu hemen canlandıranlar; bu sersemler, bu küçük yaratığın yok edilmesini temel bir suç olarak kabul ederler kesinlikle; çünkü, onlara göre, o artık insanlara ait değildir. tanrının ürünüdür o; tanrıya aittir."

    çıplaklık üstüne:

    "doğa insanın edepli olmasını amaçlasaydı eğer, kesinlikle onu çıplak doğurmazdı; uygarlık bakımından bizden daha az yozlaşmış olan sayısız halk çıplak dolaşmakta ve hiçbir utanç hissetmemekte; giyinme alışkanlığının biricik temelinin hem havanın sertliği hem de kadınların süs merakı olduğundan kuşkunuz olmasın; kadınlar arzuların doğmasına yol açacak yerde bu etkileri önceden gözler önüne sererlerse bir süre sonra bu etkilerin tümünü yitireceklerini hissederler; doğa onları kusursuz yaratmamış olduğundan, bu kusurları süslerle gizlediklerinde hoşa gitmenin tüm yollarına sahip olacaklarını düşünürler; demek ki utanç, bir erdem olmanın ötesinde, ahlak bozukluğunun ilk etkilerinden başka bir şey değildi, kadınların süs merakının ilk araçlarından biriydi. hayasızlığın sonuçlarının, yurttaşı cumhuriyetçi yönetimin yasaları için temel önemdeki ahlaksızlık halinde tuttuğuna inanan lykurgos ve solon, genç kızların tiyatroya çıplak çıkmasını zorunlu kılar. hatta bazı halklarda çıplaklık erdem olarak kabul görüyordu."

    despotluk hakkında:

    "siki kalktığında despot olmayan erkek yoktur. eğer diğerleri de onun kadar zevk alıyor gözükürse o daha az alır. o sırada pek doğal olan bir kibirle, hissettiği şeyi anlamaya yatkın dünyadaki tek kişi olmak ister; kendi gibi bir başkasının da zevk aldığını görme fikri ona bir tür eşitlik duygusu verir ki bu duygu despotizmin hissettirdiği tarifsiz güzelliklere zarar verir."

    edit: imla
  • "sizin tanrınız oğlunu çarmıha gerdiyse, kim bilir bana ne yapar." sözlerinin sahibidir.
  • ceza görmemiş ilk suçtan daha cesaret verici bir şey yoktur diyen aşmış insandır.
  • hikayeleri sanildigi gibi abarti degildir, sadece o donemin olculerine gore sarsici sayilir..bugunun herhangi bir gazete haberi veya tv senaryosu ile karsilastirildiginda komik derecede masum kalir..
  • yaklaşık bir yıl önce bir kitabevindeki çalışanın "bu adamın bütün kitaplarını alın, dünyanızı değiştirin!" sloganı ile gaza gelip bütün eserlerini satın aldığım ve gerçekten de dünyamı değiştirip bugün hala onun borçlarıyla yaşadığım şahsiyet.. sadist adam!!
  • marki'ye filozof denilse de ben onu proto-psikiyatrist olarak görürüm. henüz psikiyatri bir alan olarak kabul görmemişken, insan ruhunun derinlikleri ve karanlığına pencere açmıştır.

    ardıllarından en önemli farkı, psikiyatristler deliliğin sadece bir damlasından nasiplenirken, kendisinin onun kazanına düşmüş olmasıdır.
  • "o dönem kadın olmak nası bir bahtsızlıkmış" dedirten hikayelerin ve sadizmin babası, filozof.
hesabın var mı? giriş yap