• ''either kill me or take me as i am, because i will be damned if i ever change.''
  • yazdığı hikayeler nedeniyle toplum üzerinde olumsuz etkiler bırakmakla suçlandığında "bir yazar okurlarından sorumlu tutulamaz, sanatsal deneyim karşılıklı işbirliğine dayanan bir durumdur. yazar uyarır, okur da buna tepki verir. yazdıklarımın okur üzerindeki etkisi, okurun ırkına, cinsiyetine, politik görüşüne, akşam yemeğinde içtiği biranın miktarına, yatağının, odasındaki duruş açısına hatta karısını ne zaman aldattığına göre değişen bir durumdur, değişkenler ise yazarın etki alanının çok ötesindedir. peki bu durumda ben ne yapmalıyım? sizin beni denetlediğiniz gibi okurlarımı mı denetlemeliyim?" diye sormuş olan fransız yazar, filozof.
  • sade, yapıtlarında kendini açıklamaktan çok yaratmak davranışındadır.

    halk arasında sadizm, kıyıcılık anlamında kullanılıyor; kırbaçlamayı, kan akıtmayı, işkenceyi, öldürücülüğü akla getiriyor: yapıtlarındaki ilk belirgin çizgi de gerçekten adının çağrıştırdığı bu şeylere uygundur.
    rose keller olayı, kurbanını kayışla ve ucu düğümlü bir urganla kamçıladığını, vücudunu çakı çizikleriyle doldurduğu, bu çiziklere bal mumu akıttığını gösteriyor. marsilya'da cebinden eğri iğnelerle süslenmiş parşömen bir kayış çıkardığı, funda değnekler taşıdığı görülmüştür.

    kadın konusundaki bütün tavrı açık bir zihni kıyıcılıkta toplanmıştır. öte yandan, acıtmakla elde olunan zevk konusunda kendini iyi açıklamakta, ama klasik hayvansal eğilimler görüşünü tekrarlarken bizi pek aydınlatamamaktadır. şöyle diyor: iş, başarabileceğimiz en sert şokla sinirlerimizin bütününü sarsmaktan ibarettir. acı, zevkten daha canlı ve etkin olunca başkalarından elde edilmiş böyle bir coşkunun bizde meydana getireceği şoklar, aslında daha yüksek bir titreşim taşıyacaktır. o titreşimdeki sertliğin şehvet algılarına dönüşmesi...

    sade burdaki gizliyi açamıyor pek. bereket versin daha özden açıklamaları da var.

    gerçek şu ki, sade'ın bütün ahlakının ve bütün cinselliğinin bağlandığı temel sezgi, cinsel birleşme ile kıyıcılık arasındaki özdeşliğe dayanmaktadır. doğa ana, insanın taslağını çizerken, çiftleşme ve öfke edimlerini aynı şeyler olarak düşünmeseydi, şehvet krizinde şu kudurganlığı bulabilir miydik? sağlam yapılı, ergin bir erkek olacak da... sevgilisinin canını yakmak istemeyecek, laf mı bu?
    duc de blanguis'i sevişme sırasında bakın nasıl betimliyor: kabaran göğsünden korkunç haykırışlar, dehşet verici küfürler çıkıyordu, gözleri ateş saçıyordu sanki, ağzı köpük içindeydi, at gibi kişniyordu. soluğu kesilene dek sürer bu. rose keller'ın tanıklığına göre, sade, kendi de kurbanını bağlayan ipleri çözmeden önce "son derece korkunç ve iyice yüksek sesler atmaya koyulmuştu." "vanille et manille" mektubu da orgazmı, kuduz gibi öldürücü, sataşıcı, saradakine benzer bir kriz halinde yaşadığını doğrulamaktadır.

    nasıl açıklayacağız bu tuhaf sertliği?

    çok kez sade'ın cinsel gücünün olup olmadığı üstünde düşünülmüştür. kişilerini -bu arada özel bir yakınlık beslediği gernand'ı- düşünelim; bunların çoğu erkeklik organları küçük kimselerdir, ereksiyonda olsun, büyük bir güçlük çekerler. elbet sade bu durumun korkusunu, acısını görmüş olacaktır. zevklenmede aşırı gitmenin kendisinde meydana getirdiği bu yarı güçsüzlük, kişilerinin bir çoğunda da vardır. kişilerinin bazıları ise cinsel yönden güçlü kimselerdir.

    sade da çok kez kendi cinsel gücü üstüne, üstü kapalı bir şekilde değinmiştir. ama ben, onun erotizminin kilit taşını köklü ve ruhsal bir soyutlanma (isolisme) ile çok aşırı cinsel isteklerin birleştiği noktada görüyorum.
  • ''yalnız çelişkiler öğütlemiş olan bu adam ancak idam cezasında bir tutarlılık bulur, hem de en saltık tutarlılığı. ince işkencelerin ustasıdır. cinsel cinayet kuramcısıdır, yasal cinayete hiç bir zaman katlanamamıştır. bir kaç yıl sonra nodier, belki de bilmeden sade'ın inatla savunduğu tutumu açıkça özetleyecektir :''bir tutkunun en yüksek noktasında bir insanı öldürmeye akıl erer. ciddi bir gözlemin sakinliği içinde, hem de onurlu bir görevi yerine getirmek bahanesi altında bir insanı başka bir insana öldürtmeye gelince, işte buna akıl ermez'' sade'ın daha da geliştireceği bir düşüncenin başlangıcını buluruz burada: öldüren kişi cezasını kendi canıyla ödemelidir. görüldüğü gibi sade çağdaşlarımızdan daha aktöreldir. ''
    albert camus'nun başkaldıran insan kitabında bir bölümün ona ayrılması ile okuduğum, hmm bu adama bu yüzden manyak diyorlarmış dediğim ama hak da verdiğim yazar.
  • kitaplarının edebi yönü zayıf olmakla birlikte -ki kendisinin de olağanüstü bir edebiyatçı olma iddiası yoktur- düşünceleri ve tespitleri bakımından ağızları beş karış açık bıraktıracak denli şaşırtıcı bir zeka ve yeteneğe sahip olduğunu düşündüğüm filozof. yatak odasında felsefe ile tanıştığım, erdemle kırbaçlanan kadın ile samimileştiğim, ensest ile hayran kaldığım yazar.
  • dayanamayacağım yapacağım, varsın zamanın ötesine gitsin.

    - çayınızı nasıl alırsınız efendim?
    - hmm ben sütlü alayım, marquis de sade

    vurmayıııııın. ayrılamaaaaaaaaaam.
  • meziyet nedir bilmek için önce kötü huylara aşina olmalısınız.” marquis de sade
  • tatlı sert. hem dahi hem de deli bir yazardır. tanrıyı reddeder. soyadı sadizme adını vermiştir. sadizmin ve caniliğin, aslında insan olmanın en önemli parçası olduğunu savunur. quills (tüy kalemler) adlı eseri, 2000 yılında düşlerin efendisi olarak sinemaya uyarlanmıştır.

    "düşünme tarzımın onaylanmaz olduğunu söylüyorsunuz. eh! çok da umrumdaydı! başkaları için bir düşünce tarzı benimseyen çok daha delidir bence! benim tarzım, düşüncelerimin meyvesidir; varoluşumdan, yapımdan kaynaklanır. onu değiştirmek benim elimde değil; elimde olsaydı da yapmazdım." demiştir. aslında, insanoğlu neyi yanlış gördüyse, neyi etik bulmayıp onaylamadıysa, bir gün elbet onu yapacaktır ve bu onun doğasında vardır.

    haklılığı/haksızlığı size kalmış ama şöyle der kendisi: "tanrı inancı, tedavisi olmayan bir ruh hastalığıdır."
  • tam adı için (bkz: donatien alphonse françois de sade)
  • musee d’orsay, 14 ekim’den başlayarak sadizmin babası sade’ı sergiliyor.

    http://www.e-skop.com/…marquis-de-sade-sergisi/2146
hesabın var mı? giriş yap