• martin jacques mystere 26 haziran 1942'de newyork'ta dogdu. 1964'te harward üniversitesi antropoloji bölümü'nü bitirdi. ailesini, 1965'teki bir uçak kazasinda kaybetti ve ailesinden kalan tüm servetini çalışmaları için harcadı. boston'da kibernetik kurslarina yazildi. oradan paris'e geçerek sorbonne'da
    arkeoloji ögrenimi gördü. daha sonra floransa'da güzel sanatlar akademisi'ne devam etti.
    1973'te ilk kisisel arastirma gezisine çikti ve bilim dünyasina katildigi yil olan 1978'e kadar asistanligini yapan arkadasi sergei orloff'la birlikte hindistan'a mohemjo daro'ya gitti. burada yoga ve gizli egzotik disiplinleri ögrendi. amerika'ya dönüsünde "best seller" listelerinde alti ay basi çeken "geçmisin sirlari" adli kitabini yazdi. sürekli, arkeologlarin ve bilim adamlarinin görmemezlikten gelip açiklayamadigi konularla ilgilendigi ve çözüm getirdigi için basin, ona "imkansizliklar dedektifi" adini verdi. hakkinda bir sürü efsaneler ve söylentiler çikarildi. kendisinin hiçbir zaman dogrulamamasina ragmen, 15.000 yillik ve nereden geldigi bilinmeyen bir isin tabancasi oldugu iddia edildi... 1979'da, hakkinda kesin bilgi verilmeyen bir yolculuktan dönüste amerika'ya, esrarengiz bir sekilde günümüze kadar yasayabilmis bir neanderthal adami (ilkçag insani) getirdi. uzun bir bürokratik savastan sonra bu adamin velayetini elde etti. içgüdüsel güçleri, kuvveti, çevikligi normalin üstünde olan bu ilkel adamin adini java koydu. simdi java onun en yakin dostu, ayni zamanda da asistanidir.
  • marty amca'nın new york'tayken kullandığı ferrari mondial 8 arabası kendi tercihi diil de, ölen sevgilisinin bıraktığı bir mirastır. bu arada java hakkında iki kalem laf etmeden olmaz. marti amca java'yı moğolistan'da buldu. kaçak yoldan amerika'ya soktu ve amerikan vatandaşı yapabilmek için diana ile feyk bi evlilik yaptırdı. amerikan pasaportunda doğum yeri ulan bator yazar. tonla goygoy yapılsa da çr'lar içindeki en sağlam ikinci adam java'dır anasını satiim. konuşup kafa ütülemeyen, neanderthal olduundan dolayı hırsı, açgözlülüğü vs. olmayan, fiziksel olarak çok güçlü, av köpeği gibi koku falan alabilen ve her durumda her koşulda sadık birinden bahsediyoruz, böyle bi kanka bulunmaz hint kumaşıdır.
  • martin mystere'den alıntıdır:

    "çıraklık yıllarımda bir gün felsefe ustamla birlikteydim. bir gün dağlarda gezerken köylünün biri koşarak geldi. işlerinin yolunda gitmediğini, eşinin de kendini aldattığından şüphelendiğini anlatıp akıl istedi.

    ustam bir durdu, ardından uçan bir kartalı gösterip "kartal uçar," sonra da suda yüzen bir balığı gösterip "balık yüzer" dedi. köylü bir an durup "peki usta" dedi ve gitti.

    köylü gidince ustama ne demek istediğini sordum ama gülümsedi ve bir şey demedi.

    aradan aylar geçti. bir gün yine ustamla dolaşırken aynı köylü koşarak yanımıza geldi. ustamın karşısında dizlerinin üzerine çöktü ve işlerinin yoluna girdiğini, eşinin de kendini aldatmadığını öğrendiğini söyledi. ustama bilgeliğinden dolayı teşekkür edip bir tabak meyve uzattı. ustam tek kelime etmeden tabağı aldı, köylü de uzaklaştı.

    ustam meyveleri yerken hâlâ bir şey anlamadığımı söyledim. "anlaşılacak bir şey yok." dedi. "yeterince tanınmışsan insanlar sen ne dersen de mutlaka dediklerinden bir mesaj çıkartacakları için istediğin gibi saçmalayabilirsin. meyve yer misin, çok lezzetli?"
  • günün anlam ve önemine binaen: iyi ki doğmuş, iyi ki benim amcam olmuş!

    kendisinden hep çocukluk arkadaşım, kahramanım ve çocukluğumun sığınağı diye bahsederim; lakin o aynı zamanda benim öğretmenim de. çoğu zaman bu mühim detayı eklemeyi unutuyorum.

    onun maceralarında daldığı saklı hazineler olmasaydı, çocukluğumda ve ilk gençliğimde bir süreliğine de olsa arkeolojiyi merak edip "büyüyünce arkeolog olucam ben"* diyebilir miydim, o akılla sonradan arkeoatlas da dâhil nice yayının ve belgeselin peşine düşer miydim hiç! ya da karelerinde öğrendiğim özet bilgilerin aşkına düşüp tarihe, kültürlere ve mekânlara meraklı bir insan olabilir miydim, o konularda nitelikli yazarların ve eserlerin izini sürebilir miydim! bazen düşünüyorum da, o maceralarının içine serpiştirilen minik bilgiler beni farkında olmadan eğitip bugüne hazırlamış, yol haritamı çizmiş resmen! o yüzden amcamı öğretmenim olarak da anıyor, o açıdan da hürmet göstermeyi bir borç biliyorum.*
  • şu anda 1-5 sayılarını tanesi 7.500.000 tl'den bulabileceğiniz (o da çok kasarsanız) çok değerli çizgi-roman. veletken bu sayıları kitapbank'a satarak eşşekliğimi kanıtlamış oldum
  • sergio bonelli men$eili, turkiye de ilk defa tay yayinlari tarafindan cikartilmis olan hayatimin cizgi romani. cizgi roman okumaya burun kivirilan, hatta ve hatta cizgi romanlarin zararli kitaplar kategorisine sokuldugu bir devirde okumaktan pes etmedigim, simdi di$e dokunur bir genel kulturum varsa bunu buyuk olcude borclu oldugum eser. sergio abinin ellerinden oper, sozlukteki atlantiscilere selam ederim...

    edit: keske 2 yil daha bekleyip 2012'de editleseydim de entry'nin 10. zafer yili kutlamalarina denk getirseydim. neyse, dayanamadim, edit fasilitesini kullanarak 8 sene onceki kendimle roportaj yapmaya karar verdim, boyle zaman makinasi gibi, back to the future hesabi:

    8 sene sonraki ben: sevgili marillion, "dise dokunur genel kultur" nasil oluyor, aciklayabilir misin bizlere?
    8 sene onceki ben: eee... simdi soyle olüyür... gak guk...

    (bkz: bu ne lan)
  • bu yılın mayıs ayında lal kitap tarafından özel seri etiketi ile piyasaya sürülen "balonların esrarı" macerası bütün çizgi-roman severler tarafından mutlaka okunmalıdır. orjinali italya'da 1996 yılında yayınlanmış olup, çizgi-romanın yüz yıllık tarihine martin amca eşliğinde eğlenceli ve bol göndermeli bir yolculuk yaptığımız bu sayının özellikle ekleri müthiştir, çizerinden çevirene emeği geçen herkesin ellerine sağlık. martin mystére'yi batman sinyaline bakarken, asteriks'in köyünü gezerken ve snoopy'nin kulübesi civarında turlarken görmek pek keyifli.

    marvel ve dc fanboyları, siz de ucundan kıyısından bulaşın artık şu fumetti'lere.

    edit: 100.entry'si olma şerefine nail olduğumu fark ettim şu anda, bu vesileyle martin mystére'nin 31.yılını da kutlamak isterim.
  • serinin torrington gizemi kitabı çizgi düşlerden çıkmış bulunmakta. ayıptır söylemesi kız kardeşimin çevirisiyle. (bkz: gururlanmak)
  • pulp fiction izlemi$ insanlarin degi$ik bir $ekilde ilgisini cekecegi cizgi roman serisi. $oyle ki, turkiye'de yayinlanan martin mystere dev albumlerinin 2. sayisinin 186. sayfasinda ilginc bir $eyle kar$ila$iyor ki$i: harvey keitel'in canlandirdigi mr wolf karakteri "mr wolfe" olarak kar$imiza cikiyor. hem de resmen filmin o sahnesinin storyboard'u $eklinde, o kadar benziyor. mr wolfe da ayni mr wolf gibi bir cesedin ortadan kaldirilmasi icin cagiriliyor. bu benzerligi iyice belletmek icin dev albumdeki $u mr wolfe repligini de aktarmadan edemeyecegim: "pekala, mr wolfe. her zamanki gibi cok beceriklisiniz."

    yalniz bu mm sayisinin mi yoksa pulp fiction'in mi daha once oldugundan emin degilim. tahminim mm yonunde. hem "ucuz roman tadi almi$lar i$te martin'den, o yuzden koymu$lardir" da denilebilir ama, martin'e ucuz roman dedirtmezler adama. olay cikar.
  • hayatimin cizgi-romani yillardir anlattiklarina inanirim.sirf bu yuzden italyanca ogrenmek isterim
hesabın var mı? giriş yap