• 16 yaşındaydım. annem, babam ile kıbrıs'ta bir otele gitmiştik. ikisi de iyi seviyede masa tenisi oynardı. dereceleri falan varmış, anlatırlardı.
    otel güzel bir oteldi. çok kalabalıktı. "akşamki masa tenisi turnuvası için bara isimlerinizi yazdırabilirsiniz" diye bir anons geldi. beni gönderdiler, üçümüzü de yazdırdım. babam siyatik tedavisi olduğu için tüm gün ısındı. "zorlayamam zaten iyi hissetmiyorum" demişti. ben kendi halimizde takılacağız sanırken 60 kişinin turnuvaya girdiğini öğrendim. babam yerinden kımıldamayarak ve aşırı spinli bir oyunla çeyrek finale kadar geldi. anneme daha dişli rakipler geldi. annem epey sert oynayarak kazandı ve yoruldu. ben de çeyrek finaldeydim. kurayı tff mi çekti bilmiyorum ama ailede kimse birbiriyle eşleşmedi.
    yarı finalde bana annem çıktı. annem hiç ergen oğlum diye bakmadan ağzıma ağzıma vurdu. elimi bile sıkmadı lan manyak kadın. babam oraya kadar rahat gelen adam yunan kadınla nasıl çekişiyor, inanamadık. kadın eski profesyonel milli sporcuymuş. 55 yaşlarında. babam son servislerde bütün vücudunu zorlayarak çok sert hamleler yaptı ve ağrıdı beli. maçı da aldı ama.
    finalde annemle babam maç yapıyor. ben izliyorum. 100 kişi izliyor. herkesin elinde içkiler. babamı destekleyenler ayrı tezahürat, annemi destekleyenler ayrı. hayatımda ailemle en çok gurur duyduğum andı. birçok kez gurur duydum ama bu kadar açık bir şekilde gururlandığımı hatırlamıyorum.
    annem kazandı. babam üzüldü falan hahah çok komikti lan haller.
    annem içki içmez pek. ödül de müthiş bir kokteyl. babam içmek için ümitleniyordu fakat annem ödülü alıp babamı pas geçip bana verdi kokteyli. sen içme ulan ayı dercesine baktı babama.

    üzerinden on küsür yıl geçti. annem ile hala oynuyoruz. ben yeniyorum artık onu fakat bazen öyle açılı şeyler çıkartıyor ki hasiktir deyip donuyorum yerimde. babam da elinde bira bizi izliyor. eskiden ne güzel oynardık falan diyor. yaşlandı benim elemanlar. otel dün gibi aklımda ama.

    edit: annemle bu yaz masa tenisi oynamaya devam ettik. genellikle ben yendim fakat 55 yaşında kadın 3 setlik 21'de biten oyunu bana mısın demeden oynuyor. babama 4.evre akciğer kanseri teşhisi kondu. o karadenizi gezelim istiyor. pek bahsetmiyoruz pinpon oynadığımızdan.
  • en renkli en denişik milli takım kadrosuna sahip olduğumuz sporumuz. neden böyle diyen arkadaşlarımızdan aşağıdaki milliyet gazetesi haberindeki milli sporcu isimlerine dikkat etmelerini rica ediyorum.

    akdeniz oyunları’nda masa tenisinde ülkemizi temsil eden 2 erkek ve 2 bayan sporcu da gruplarında başarılı olarak bir üst tura yükseldi.

    sporcularımız, kendilerini salona götürecek servis aracının gelmemesi nedeniyle müsabakalara ancak taksiyle yetişti. erkeklerde bora vang, cezayirli ve arnavut sporcuları 4-0, ispanyol rakibini de 4-3 yenerek, gruptan çıktı. cem zeng ise lübnanlı rakibine 4-1 üstünlük sağlarken, hırvat sporcuya ise aynı sonuçla 4-1 yenilerek, grupta ikinci oldu ve bir üst tura yükseldi.
    bayanlarda mücadele eden melek hu, gruptaki ilk maçında lübnanlı rakibini 4-0, sırp masa tenisçiyi de 4-2 yenerek, birinciliği elde etti. diğer türk sporcu şirin he de ispanyol ve arnavut rakiplerini 4-0 yenerek, grup birincisi oldu.

    efendim masa tenisinde sayin bora vang, sevgili cem zeng, değerli melek hu ve şirin he hanımefendiler ile çok daha iyi yerlere gelmeyi arzuluyoruz. ayrıca bu vesile ile milli topçumuz mehmet aurelio'ya da selam ederim
  • raketli oyunlar arasında en çok hız ve beceri gerektiren, bunların yanı sıra oyuncuların reflekslerine dayanan benzersiz bir spordur. 21 sayı yapan oyuncu seti kazanır. yurdumda uygulandığının tersine 7, 9 veya 11-0 olunca oyun bitmez. kendi tarafınıza değmeyen topa vuramazsınız. vurduğunuz takdirde sayı rakip arkadaşın hanesine yazılır. bununla birlikte "topuna" adı altında kimin başlayacağını tayin etmeye yönelik çaba da saçmadır. öyle olduğu takdirde iyi oynayan hep başlar. genellikle toplam 3 setten oynanan oyunun iki setini alan kazanır. her sette yer değiştirilir. her setin başında bi önceki oyuna başlayan değil, diğer arkadaş oyuna başlar. son seti kazanmak bi dahaki sete başlama hakkını vermez. uluslararası müsabakalarda 5 set üzerinden oynanır. maçın yapıldığı masanın yerden yüksekliği 76 cm, genişliği 152 cm ve uzunluğu 274 cm'dir. ağın yüksekliği 16 cm'dir. oynanan topun çevresi 11.43-12.06 cm'dir ve beyaz (başka bir renk değil sadece beyaz) selülozdan yapılmıştır. oyunun önemli bi diğer kuralı ise oyuncuların çok renkli giymelerinin yasak oluşudur. aksi takdirde beyaz ping pong topunu izlemek zorlaşacaktır.
  • saatlerce sikilmadan oynayabilecegim inanilmaz zevkli bir spor dali . oynayacak insan bulunca cocuklar gibi sevinilir . yalniz bu a$amayip gecip, yani oynayacak insan bulup da top olmadigi anla$ilinca sinirden kafayi yedirten kapali ortam sporu .
  • maçları radyodan yayınlansa tadından yenmeyecek aktivitedir

    spiker :

    - evet bir avrupa masa tenisi deplasmanlı ligi naklen yayınıyla karşınızdayız, türkiye'yi erkekler bireyselde ahmet çiftraket temsil ediyor rakibi alman helmuth dietrich

    - karşılıklı olarak yerlerini aldı sporcular

    - ahmet, helmuth, ahmet, helmuth servis !
    - ahmet, helmuth, ahmet, helmuth net !
    - ahmet, helmuth, ahmet servis !

    (merkez stüdyo) mikrofonlarımız rusya'da

    spiker 2 : evet durum 20 - 20 ve set sayısı kullanıyor hollanda

    - joeg, katherina, joeg ve evet hollanda bu seti aldı sayın dinleyiciler

    (merkez stüdyo) tekrar istanbuldayız

    - sizlerle beraber olmadığımız dakikalarda durum 8-6 oldu sayın dinleyiciler
    - ahmetin son sayıdaki ters falsosunu helmuth çıkartamadı
    - ahmet, helmuth, ahmet servis !
    - ahmet, helmuth, ahmet, helmuth servis !
    - ahmet, helmuth, ahmet, helmuth servis !
    - ahmet, helmuth, ahmet net !
  • ısınmak için oynanan bölümde "topuna" lafı geçtikten sonra tadı kalmıyor bu oyunun. yani kalıyor da o kadar yaratıcı olmuyor ilerisi. gönül ister ki hep ısınma bölümü oynansın; lakin orada taraflar istedikleri gibi davranabiliyor. çakılacaksa çakılıyor, kesilecekse kesiliyor. her kişi skor kaygısı duymadan hesapsızca coşturuyor.

    oyun, servisleriyle 'resmi' olarak başlayınca karşılıklı bir taktik başlıyor. zevkin yerini skor alıyor; o sinir bozuyor. yoksa böyle açıla açıla çakmak ne zevkli arkadaş. galip gelme hırsı insana saçma sapan şeyler yaptırıyor. sen ne kadar "aman n'olacak oynayalım işte" desen de karşıdakinin hin gülümsemeleri adamı gaza getiriyor ister istemez. bu saatten sonra da en basitinden nasıl puan alırım düşüncesi içinde sıradanlaşıyor her şey.

    sen risk alıyorsun belki, karşındaki adam dümdüz sayıya koşuyor. e az önce o da kendini zorluyordu; n'oldu da böyle oldu peki? işte hep bu galibiyet hırsı.

    yalnız ne olursa olsun çok güzel bir spor oluyor bedene. çaktırmadan pis terletiyor, o tık tık sesi de bir nevi psikolojik deşarj yaratıyor. seviyorum yensem de yenilsem de bu oyunu. en sevdiğim vuruş da açılarak masa hizası altından forehand keserek çakma. yapabilince bu vuruşu, sayı olsun olmasın mutlu oluyorum be ya...
  • en çok top kaybı yaşanan spordur kendisi, yeter sayıda topunuz yoksa hele kesin sıçtınız. top öyle kolay heba olur ki inamazsın, rakibin kaldırdığı müthiş topa abanırsın kırılır, elden forlayan topu yakalayayım dersin üzerine basıp işlevsiz hale getirirsin, maç yarım kalır göt olursun, sırf bu sebeple ülkemizde gelişemedi bu spor.
  • küçük masasına rağmen fazlaca sofistike teknik ve taktikleri içinde barındıran spor. altyapınız veyahut doğru öğretilmiş bir tekniğiniz yoksa tüm hareketleri kusursuz yapabilme ihtimaliniz sıfıra yakın. çok da nankör bir spordur kendisi. olağanüstü hızlı raketinizle 1 yıl öncesinde side spinler, top spinler uçururken antrenman yapmadığınız 1 yılın sonunda değil spin, topu ıskalayacak hale gelirsiniz. raket elinize hızlı gelir, “ abi masayı küçülttünüz mü mınakoim?” triplerine girersiniz. bu sporda anahtar olay erken yaşta iyi bir koç ile başlamak. footwork, el tekniği, duruş ve servis atma-çözme olaylarını kendi başınıza doğru yapmanız çok çok zor. erken yaş mevzusu da fazlaca refleks gerektiren bu sporda öğrenme yeteneğinin yaş geçtikçe düşmesinden dolayı. tam ısınık bir oyuncu olsanız bile küçüklüğünde kulüplerde raket eskitmiş birisi 1 yılda önünüze geçebilir.

    hazır yazıyorken amatörlerin ve bu sporla profesyonel anlamda hiç ilgilenmemiş insanların sorduğu “abi bu oyuncular niye eğilip bükülüp servis atıyor?” sorusuna da cevap vereyim. ileri düzey masa tenisinde servisin iyiliği topu ne kadar döndürdüğünüzle ölçülmez. karşı taraf servisinizi çözdüyse ne kadar dönerse dönsün o top, çok rahat bir şekilde istenilen yere atılabilir. profesyonel bir oyuncu zaten servisi istediği uzunluk/kısalık, spinli/boş şekilde atabilir. mevzu, topu istediğiniz handiniz ve karşı tarafın sizin sidespin mi, backspin mi, topspin mi, uzun mu, kısa mı atacağınızı kestirememesine yönelik yapılan taktiktir. oyuncuların servisi hep aynı şekilde atması aslında bir göz yanılgısıdır. aşağı yukarı çoğu serviste farklı türde bilek hareketleri kullanırlar ama hepsi aynı hareketmiş gibi görünür. bu da rakibin servisi okuyamamasını sağlar.

    gecenin bu saatinde neden hakkında entry girdiğimi de anlamadığım spor. kafam dağınık, bilgiler serbest çağrışım yapıyor sanırsam.
  • oynaması 98/100, izlemesi 02/100 oranında zevk veren spor.
  • lise yıllarında başlayıp, dershane koridorlarında pekiştirdiğim ata sporu..herkes gibi kendimi süper görürdüm.arkadaşlarımı tokatlardım.üniversitede de turnuvayı görünce uçarak yazıldım.iki masanın zor girdiği bir odada ter kokuları eşliğinde yarı finale kadar geldim.kazanana 2100 nokia telefon.2. ve 3. internet cafeden 1 saatlik kullanım hakkı ve kumpir.ödüllerde ki eşitliğe bak.zor bir rakip geldi ve eledi beni.ben de 3. oldum ama çok sevinmiştim.
    askerde ise tek terlediğim yer masa tenisi odasıydı.çorum da küçük bir karakolda,daha küçük bir oda da astsubayların gofretlerini aldım.bedava oynamam diyordum lavuklara.kendisi ile oynamam için eğitime sokmayan hasta bir uzman çavuş vardı.adama hiç set vermiyordum.en sonunda raketi kırdı.şimdi ise oturduğum sitede bir kaç kişi ile oynuyorum,ki biri gerçekten iyi oyuncuydu.raketinin değeri 750 tl demişti.çok şaşırmıştım o zaman.özel yaptırdım demişti.
hesabın var mı? giriş yap