• rahmetli figüran.. kel başı, aşırı iri yapılı ve kaslı vücüdu ve de en önemlisi kaytan mı kaytan bıyıkları ile herkesin filmlerde gördüğünde hemen tanıdığı bir abiydi.. kendisi aslen iranlı idi ve 2 yıl önce yalnızlık içinde öldü.. öldükten sonra, zaten alkol yüzünden yavaş yavaş elden çıkarmaya başlamış olduğu plakları piyasaya dağıldı.. kaba ama kullanılagelen bir tabirle "patladı".. plakların dışında el emeği göz nuru kolajları, çizimleri ve en önemlisi şiirleri de efemera koleksiyonerlerince paylaşıldı..

    bugün yarın plakçıları gezerken eğer göbek etiketinde kel ve bıyıklı bir adam ilüstrasyonu olan bir plak görürseniz (muhtemelen kapaksızdır) bilin ki o masist'in alkol eşliğinde yapayalnız defalarca dinlediği plaklardan biridir.. ya da kapaklı ise plak, kapağa adını muhakkak yazmıştır arap harfleriyle..

    ölümünden önce ve sonra piyasaya dağılan plaklardan abinin müzik zevkini ve önceliklerini anlayabiliyoruz... muhtemelen alkole para bulabilmek için önce pop ağırlıklı plaklarını elden çıkarmış kendisi.. ölümünden sonra ise ümmü gülsüm'den başlayıp türkiye'de hiç bilinmeyen arap ve orta doğu müzisyenlerine doğru giden bir arşiv ortaya çıktı.. abi belli ki bu plaklarından ayrılamamış son anına kadar..

    bu ayrılamamışlığı muhtemelen son dönemlerde yaptığı bir kolajdan da anlayabiliriz.. bu kolajda genç masist (kendini çizdiğinde hep genç halini çizmiş) sonbahar yapraklarının zeminini okşadığı bir park ortamında tek başına bir bankta oturmuş.. bankta bir ümmü gülsüm plağı.. kolajın adı ise el yazısı ile verilmiş: bunalım

    bu kolaj ve ilüstrasyonlardaki el işçiliği de abinin yalnızlığını anlatır gibidir aslında.. küçücük kağıtlara, nerdeyse ne bulduysa bir şeyler yazıp çizmiş.. öyle ayrıntılı ve emek verildiği şeyler var ki bıraktıkları arasında, hepsi yalnızlık kokan hepsi karanlık ruh hallerinin aktarımı olan..

    şiirleri de aynı şekilde mutlak bir yalnızlık, bunalım ve pek çok kişinin kendisinden asla beklemeyeceği sürrealist dışavurumlarla doludur..

    bahsettiğim "patlama" yaşandığında plaklardan ziyade bu el yazmaları ve kolajların dağılması çok elem vericiydi.. o zamanlar bunların bir kitapta toplamak isteyen birinden bahsedilmişti.. ama böyle bir şey olmadı ve olması da zor sanki artık.. çünkü muhtemelen materyaller dağıldı (bazısının dağıldığını gözümle gördüm) ve artık eksiksiz bir araya gelmesi nerdeyse imkansız gibi..

    bu dolu ve sanatçı insan kendini yedi bitirdi belli ki.. kurtulabilir miydi ya da bunu zaten ister miydi şu an bilmek imkansız.. dostu ahbabı akrabası da yoktu belli ki evi ölümünden sonra eskiciler tarafından paylaşıldığı için.. ne olurdu farklı bir geleceği ya da sonu olabilir miydi masist gül'ün..

    allah rahmet eylesin..
  • bircok filmde görünmüs oyuncu. kimdi diyenler icin http://www.4x10.com/oyuncu.asp?isim=masist g�l
  • (bkz: bas)
    (bkz: kaldırım destanı)
  • hakan günday, hakkını veren bir yazıya imza atmıştır:

    https://www.heybedar.com/…-kuvvetli-dogustan-sairi/

    edit: link çökmüş. yeni link editi!
  • çizimlerini 8 eylül - 8 kasım 2011 tarihleri arasında bas'ta yeniden görebileceğimiz oyuncu.

    bas'tan:
    "masist gül (1947-2003) güçlü fiziği ile 300’ü aşkın yesilçam filminde rol almış bir oyuncuydu. pek fazla bilinmeyen yönüyle de olağandışı bir sanatçıydı. kendini ‘amatör kahırkeş sanat uzmanı’ olarak tanımlayan gül, şiir, resim, kolaj, bakır üstüne çizim işlerinin yanısıra 80’li yılların başında kaldırım destanı – kaldırımlar kurdunun hayatı adını verdiği ‘aylık mecmua’ biçiminde 6 kitaplık bir dizi tasarladı. ilk kez 2006 yılında bent serisi kapsamında tıpkı basım yoluyla çoğaltılan bu el yapımı kitaplarda, gül, 1905 ile 1978 yılları arasında yaşayan kaldırım fahri adlı bir kabadayının şiddetli ve sert yaşam hikayesini çizgi roman tarzında resmetti.

    kaldırım destanı-kaldırım kurdunun hayatı'nın orijinalleri ve sanatçının diğer özgün çizim, yazı, defter ve fotoğraflarından oluşan masist gül arşivi ilk olarak 25 mayıs - 25 haziran 2006 tarihleri arasında bas’da sergilendi. ardından etablissement d’en face, brüksel ve 5. berlin bienali kapsamında schinkel pavillon’da gösterildi. kaldırım destanı – kaldırımlar kurdunun hayatı’ nın tıpkı basımı olan bent 001, aralarında macba, consorci del museu d’art contemporani de barcelona, centre pompidou, bibliotheque kandinsky, new york museum of modern art’ın bulunduğu birçok kurumsal ve özel koleksiyon ve kütüphanede yer almaktadır."
  • bugün bir tv programında belgeselini gördüğüm, geç tanımaktan hicap duyduğum, yılların emektarı olan figüran, halter hocası, ressam, yazar, şair.

    eski yeşilçam filmlerinden hayal meyal hatırlayıverdim izleyince. figüran ya kendisi, yeterli ilgi hak edecek bir meslek icra etmiyor ya hani. alt tarafı bir yumruk yiyip devrilmiş yere. gözünüzde kaplayacağı vakit o kadar bu insanın. ama öyle değil işte. bir yumrukluk hayatı var sandığınız bu adam bir ömrünü filmlere adamış. o iri kıyım pehlivandan hallice cüssesiyle küçücük çelimsiz jönlerden dayak yemiş. ne de güzel diyordu belgeseldeki ses: filmlerde figüran, kitabında jön.

    iyi bir çizermiş ayrıca kendisi. kendi hayal gücü ve düzgün hitabetiyle var ettiği eserinde çok da güzel çizmiş. görmek var tabi ama istanbul'dakilere nasip sadece. bilen, eden, böyle değerlere "değer" verenler denk gelsin derim.

    ama beni en çok etkileyen şey şiirleri oldu. hep şaşırtırlar zaten. o kocaman, çatık kaşlı, pos bıyıklı suretinin altında bir duygu adamına rast geliyorsun birden. bir tokatla şamar oğlanına döndürecek eller, uzun, ince kalemlerle dünyanın en naif şiirlerini yazıyor.

    ben bir şairim, filozofum, yazarım. bunlar mı işim?
    hayır. dış dünyamda bunların zerresi olamayacak bir hiçim.
    dış dünyamda ben bir kaldırım avaresiyim, toplumdan haricim.

    böyle demiş masist gül. yaşamak zorunda kaldığı hayat ile içindeki hayatı böylesine kıyaslamış. kimsenin dokunmasına izin vermediği bir dünya yaratmış. ve onu bir bavulun içine kilitleyip öylece gitmiş bu dünyadan. neyseki bir eskicide bulunan eserleri kıymet bilenlerce geç de olsa keşfedilmiş. hatırasına saygı duyulmuş. bunu yapabilmek de güzel. nice yitip giden bilinmez değerlerden biri olmamış, bunu bilmek de güzel.

    insanlıktan doğuştan atılmıştık
    gemimizi doğuştan batırmıştık
    zekâmız desen insanüstüydü
    allahtan şair yaratılmıştık.

    allah gani gani rahmet eylesin.
  • ömrün şu biten neşvesi tâm olsun erenler
    son meclisi câm üstüne câm olsun erenler
    şükrânla vedâ ettiğimiz cân-ı fenâya
    son pendimiz ah-lâfa devâm olsun erenler

    câizse harâbât-ı ılâhî'de de herşey
    yârân yine rindân-ı kirâm olsun erenler
    tekrar mülâkî oluruz bezm-i ezelde
    evvel giden ahbâba selâm olsun erenler.

    yahya kemal beyatlı
  • feriköy'de, beyoğlu antikacılarında ve bilumum yerlerde kendini karaladığı yada imzasını attığı bir plak bulmak için aranıp duruyorum. bir gün denk gelecek yolum bu güzel ve yalnız adamla bir şekilde kesişecek. yürekten inanıyorum.
  • "insanlıktan doğuştan atılmıştık
    gemimizi doğuştan batırmıştık
    zekâmız desen insanüstüydü
    allah’tan şair yaratılmıştık"

    dizelerinin sahibi, "şu pornografik dünyada nasıl romantik kalınabilir?"* sorusunu sorduran külhanbeyi.
hesabın var mı? giriş yap