• ''türkiye'de mastıringci var mı, varım diye geziyorsa günde kaç rekat karnına karnına ayak tabanıyla girilmeli?'' sorularına yabancı değiliz. hepsi bilinen, konuşulmuş tartışılmış sorular. zaten bu konularda çok yazıldı, çok çizildi. benim, naçizane, dahlim bu başlığa şuradan olacak: bilhassa 80lerde yapılan 'kaset' kayıtlarının çirkinliği. neden o? bilen var mı? komedyen retoriği ile sormuyorum bakın. bilen varsa yazsın buraya diye yazıyorum. merak ettim. ama bunu tutup da yahu kuesçın'a soramam ki? tam sözlükte sorulacak soru bu.

    o seneler bir şeyler olmuş. darbe olabilir o olan şey. ne bilemiyorum ama bir şeyler olmuş. 80lerinde başında mastering ve kayıttan anlayan herkesi vurmuş, katletmiş olabilirler. bunu ciddi ciddi düşünüyorum. başka bir şekilde o dönemki kayıtları çirkinliğini izah edemiyorum. albüm kayıtları gibi kapaklarında da aynı yoğun, kesif çikinlik, tonlarda ışıklandırmada aynı çiğlik, sıpsilik var. yani o albümlerdeki tonlama ve kayıdın fotoğrafını çekmek istesen ortaya çıkacak tonları aynen yansıtıyor kapak fotoğrafları.

    onu böyle aynı plak şirketine çalışan iki tane kadrolu kardeş yapmış olabilir mi? hani kardeşlerden biri birini seçince diğeri diğerini seçiyor şeysi var ya. birisi sesi seçmiş, birisi görseli, ikisi de aynı biyolojik engele aynı sebeplerden takılmış da bu tablo ortaya çıkmış gibi. ofise geliyorlar ümit besen'in şarkılarını miksliyor bi tanesi, diğeri de o tonları dinleyerek yan odada fotoğrafları banyo ediyor gibi.

    bu çok hoş, çok neşeli bir denklik bence. yani fotoğraflar süper olsaydı, ses kötü olsaydı asabımız bozulurdu, ha keza tersi de öyle. ama böyle o kadar 'hoş bir birliktelik' oluşturuyorlar ki neredeyse 'stil' diyecez. stil mtil değil tabi, comic sans seçimi ne kadar stilse o dönem'in fotoğrafları da o kadar stil. ama bir şekilde artistik seçimleri aşacak şekilde yetersizlikler ve cihazların 'standart ayarları' kendi 'görsel, işitsel' aralığını oluşturmuş, ister istemez stilleşmiş. bir yandan da, aslında her dönem için bu standart sanırım. döneme damgasını vuran teknik kapasite, 'zeitgeist' denen şeyi ister istemez belirliyor. 80'lerin video görüntüleri de öyle, o çamurluk, yılansı gece fare görüntüleri stil mtil değil, aletler 'yeni' bir şeyler denerken sıçıyorlar, biz de insanlık olarak o çirkinliğin 'akort' tutmasını bekliyoruz.

    o üzücü bir şey bence, ya da değil ya... niye üzücü olsun. güzel bir şey, kozmik stil gibi bir şeye dönüşüyor ister istemez. teknolojik sınırları, imkanları da estetik değer olarak yaşıyoruz. bi nevi steam punk gibi, ama gerçeği. şekil olsun diye yapmamışlar, bayağı genel malzeme kalitesi, işçiliği olayın estetik bütünlüğüne yansımış. ay yaaa 80ler geyiğine daha girmeden kaçayım. bu arada ya 80ler diyen herkes tam dayaklık olma noktasını uzun zaman önce aştılar. klementin diyene ise artık kafamı sokmak istiyorum. 20 senedir ne klementinmiş be kardeşim? istiklal marşına eklenmesine ramak kaldı klementin in. klementin diyenden tiksinen adam bile kıllanan adama döndü, hala klementin dediğin ay ne korkardık diyen adam var. geçti olm o saund, mastıring'i düzeltin az, basları açın, ortaları kısın. yapın bunu tok tok tok diye trompetleri, çıt çıt çıt diye çiğ çiğ zilleri duymayalım.
  • bir albumu el radyosu, araba teybi, pahali-ucuz hifi sistemleri, televizyon-bilgisayar monitorleri ya da guclu pa sistemleri gibi farkli ortamlarda optimum renk ve dengelerle duyurmak gibi misyonu da olan islem.

    son on yildir, newyork taki masterdisk studyolarinin (bkz: howie weinberg) basi cektigi, cd nin genel volumeunu en ust seviyeye tasimak gibi bir rekabet de soz konusudur. asiri compression sonucu sesteki bazi bozulmalar (bkz: harmonic distortion) buyuk butceli yapimlarda bile (red hot chili peppers, metallica, u2) bu amac ugruna tolere edilir olmustur. bu durum, ben dahil cokca muzik sever icin "uff sound okuz gibi olmus!" seklinde bir cesit memnuniyet yaratsa da, bazi dinleyicilere tarif edemedikleri bir yorgunluk hissi vermekte, olaya uyananlarin da zaman zaman ses muhendislerinin takildigi forumlara salca olup, bir surededir gundemde olan bu teknik tarismaya katildigi gorulmektedir (bkz: bilincli tuketici).

    ote yandan, caglar turkmen ve sarp ozdemiroglu turkiye de mastering konusunda olumlu reputasyonu olan isimlerdendir.
  • gerekli besteler ve muzisyenler bulunduktan sonra bir albumun yapimi uc asamadan olusur. kayit, mix ve mastering. bunlarin ucu de albumun sound kalitesi icin esdeger onemdedir. bu asamalardan biri kotu oldugu zaman albumun soundu da istenildigi gibi olmaz. mastering de albumun en son asamasi olarak son derece dikkatli yapilmasi gereken ve nitelikli bir cift kulak gerektiren bir islemdir. albumdeki butun parcalarin kendi aralarindaki sound butunlugu compressor, multi band compressor, eq, limiter gibi cihazlar kullanilirak saglanir. nedense turk pop dunyasinda kayit ve mixi burada vasat bir sekilde yapip, masteringi yurtdisinda yaptirma sevdasi vardir. oysa sadece masteringle soundun adam edilmesi mumkun degildir. ancak bu uc asama da isinin ehli insanlar tarafindan yapildigi zaman guzel sound cikar. tabii ki ortada guzel besteler, guzel bir ses, guzel bir muzik anlayisi yoksa bu uc asamayi nasa`da bile yaptirsan fayda etmez. oysa tersi oldukca mumkundur.
  • türkçe karşılığı ustalama olabilir.işin ustası tarafından yapılırsa tadından yenmez.
  • bir album kaydinin son asamasi. bi nevi "frekanslarin dengelenmesi".
  • daha önce bu başlıkta yazmıştım. o zaman mastering için logic’in stok plugin’lerini kullanıyordum. şimdi dışardan pluginler de kullanıyorum. şimdiki tekniğim daha farklı ve sizlerle bunu da paylaşmak istiyorum. şarkıya göre değişmek ile birlikte genelde master kanalımda eksik fazla aşağıdaki pluginler oluyor.

    1-cytomic glue compresor
    2-fabfilter q3 (mükemmel bir eq)
    3-maag eq4 (opsiyonel) bu plugin çok güzel renk veriyor tavsiye ederim.
    4-multiband compresor
    5-bassroom ( bu plugin bas bölgesinin ayarını yapıyor. bunu kullanmadan önce benim şarkılar geride hissediliyordu. bununla düşük bölgeleri örnek genre veya şarkıya göre ayarlayabiliyorsunuz. şarkı daha öne geliyor)
    6-izotope imager (şarkıyı daha geniş yapmak için. bas bölgesini aman stereo yapmayın)
    7-fabfilter saturn
    8-fabfilter l2
    9-logic multimeter/span/youlean

    spotify ve youtube için mastering yapıyorsanız şarkıyı çok fazla şişirmenize gerek yok. zaten -14lufs’a göre kısılıyor. boşu boşuna dinamik alanı öldürmeye gerek yok.

    spotify der ki;

    şarkınız -14 lufs ise şarkınızın true peak’i -1 db tp olsun.

    şarkınız -14 lufs’dan daha yüksek ise true peak -2 db tp olsun diyor.

    en azından ortalama bir studio monitör kullanmanızı tavsiye ederim. kulaklığı sadece kontrol için kullanırsanız daha iyi olur. ben mackie mr524 kullanıyorum.

    mastering’te mutlaka referans şarkı kullanın.
    işinizi bitirince arabada,apple kulaklıkla,başka kulaklıkla vb...dinleyiniz.

    kimse söylemese de loudnesspenalty.com sitesinden şarkınızın spotify,youtube gibi yerlerde nasıl duyulacağını test ediniz.

    müzik ile kalın.
  • zor bir iştir. bilgi ve iyi kulak gerektirir.amatör bir müzisyenin az çok bilmesinde fayda var. benim çok fazla bilgim yok fakat bildiğim kadarıyla nasıl yapıldığını anlatmaya çalışayım.

    öncelikle mix'ten gelen parçasının iyi olması gerekir.peak level'ın -6db geçmeyecek şekilde olması uygun olur ki mastering yapılacak alanımız olsun. headroom önemli.
    ben logic pro kullanıyorum normal eq ile ilk alt frekansları kısmaya çalışıyorum ki bunlar zaten duyulmuyor. daha sonra linear eq ile ayar yapmaya çalışıyorum.

    daha sonra multiband compressor ile 4 bölgenin ayarı yapılabilir. burada her bölge solo dinleyip müdahale edilebilir.

    diğer basakmakta stereo ayarı yapılır. basların olduğu bölümün mono olmasına dikkat edilebilir.

    diğer işlemde isteğe bağlı az biraz reverb verilebilir.

    limiter işleminin ise en sona bırakılması daha iyi olur.

    aslında ilk başlarken şarkınıza uygun bir referans şarkı seçip (wav dosyası) değerleri ve hissiyatı o şarkıya göre yapmakta fayda var. şarkınızın masteringini yaparken en gürültü yerini seçin.

    mesela referans şarkıda peak level 0db ise out ceiling kısmını 0db yapıp gain ile oynayarak referans şarkıya benzer bir rms değeri yakalayabilirsiniz. limiter ile uğraşırken gözünüz level meter'da olmalı. kırmızı görmemek lazım.

    mastering bittikten sonra wav olarak değişik ortamlarda dinleyin. referans monitor,kulaklık,araba vb...

    en olmadı landr.com'dan yaptırın. bildiğim kadarıyla ayda 2 mp3 beleş.
  • var olan çeşitli bulut tabanlı mastering araçlarını (landr, emastered vs) denemiş birisi olarak, cloudbounce'un otomatik masterı, en makul ve bana iyi gelen mastering aracı.

    hem fiyat olarak, hem de netice olarak cloudbounce bu otomatik araçların en iyisi gibi.
    grammyli platinum plaklı sanatçıları rutin olarak masterlayan metropolis/abbey road vs 10/10 ise,
    soundbetter olsun fiverr olsun, gearslutz'da begenilen olsun kalifiye ama daha mütevazi projeleri masterlayan mühendisler 8-9/10 ise,

    bence cloud bounce 6-7/10dur. miksiniz iyiyse hatta insanın yaptığı mastering'den ayırt etmek zor.

    ne yaptığını bilmeyen, mastering yapmasına olanak verecek odası/ekipmanı olmayan kişilerin yaptığı mastering de 5/10 civarı oldugundan cloudbounce kullanılabilir.

    covid19 sebebiyle yıllık üyelik 250 dolar civarından 60 dolara inmiş. sınırsız master.
  • genel uygulama miksi bitmiş stereo file üzerinde çalışmak şeklindedir. ancak, son zamanlarda miksi bileşenlerine (stem) ayırıp bunlar üzerinde çalışmak yoluna da gidilmektedir.

    stem'ler, alt alta konulup çalındıkları zaman orijinal miks çıkacak şekilde, panı, efekti, kompresörüyle birlikte, birbiriyle ilgili kanalların gruplanması ve/veya kritik kanalların diğerlerinden ayırılması suretiyle hazırlanmış, makul sayıda stereo kanallardan oluşurlar. örneğin,

    1. kick
    2. snare
    3. tomtomlar
    4. overheads, hh vs.
    5. bas
    6. gitarlar
    7. klavyeler
    8. solist(ler)

    bunlar gruplanıp, sololanıp, master fader hep aynı bırakılarak, export edilir, böylece alt alta konulup çalındıklarında miks çıkar. bu arada, örneğin alt frekanslarda basta bir problem varsa, kick'e ya da diğerlerinin alt frekanslarına hiç bulaşmadan bas tedavi edilir.
  • türkçe karşılığı "mastarlama" olabilir, yani baskıya gidecek olan orijinal kalıbı hazırlama.
hesabın var mı? giriş yap