• sporcu seccadesi
  • kampçının en kritik malzemesi. çadır içine (çok taşlık zeminlerde çadırın dışından da olabilir) serilerek uyku tulumunda uyuyan kişinin izolasyonuna izolasyon eklemeye yarar. ama bir mat bu kadar kuru, salt işlevsel bir obje değildir. mat doğa sporları ile uğraşanlar için bir çeşit anılar defteridir. sik gibi bir kalıp kullanmak zorundayım ama üzerinde yaşanmışlıkları taşır. üzerindeki kesikler, delikler, yanıklar, kurumus kusmuk, çamur lekeleri hepsi kampçının tarihçesidir. kampta iken bunları görmez insan ama evde bir kenarda dururken gözüne çarptığında dalar gider. kabul ediyorum malca boyle dusunmek ama yıpranmış bir mat her fotograftan daha sahici bir anıdır kanımca. yıllardır aynı matı kullanırım göte döndü, neredeyse gazete inceliğine geldi ama vazgeçmem, siz de vazgeçmeyin. yok hava yuvalı, yok çift termal izolasyonlu, yok pompa ile şişeni çıkmış, kanmayin bunlara, ortasinda hayvan gibi köz yanığı, neye batırıp çıkarsanız rengi değişmeyen, çarşaf kıvamına gelmiş matınızdan vazgeçmeyin. sizle yaşıt o.
  • maksim gorki'nin yazarken soromovo fabirkaları'nda yaşanan işçi olaylarından esinlendiği, insanı derinden etkileyen roman.

    yazar, bu olaylarda bayrak taşıyan işçi zalomov'u ve annesini* tanımış, evlerinde semaverden çay içmiş, tutuklandıklarında savunmalarına katkıda bulunmuştur. ancak romanın, ya da genel olarak gorki romanlarının bu kadar tutulup patlamasının sebebi, olayların bir öküze anlatılıyormuşcasına yalın anlatılması, lise edebiyat öğretmenimin ve birçok edebiyat öğretmenin tabiriyle yazarın dilinin "ağdasız" olmasıdır.
  • uyku tulumunun dolayısıylada vücut ısısını yerinkinden bir miktar izole etmek amacıyla ve rahatlık getirmesi açısından uyku tulumunun altına serilir.içinde hava olan,şişen matlarda vardır.yuvarlanarak,toplanır çantanın bi yerlerine monte edilebilir...
  • gorki'nin yoksul rus işçisinin hayatını böylesine muhteşem tasvir etmesi, sanırım ancak kendisinin de o sınıfın diplerinden gelmesi ile açıklanabilir. çok küçük yaşta babasını kaybeden, evden ayrılıp gemilerde çalışan ve sağdan soldan denk getirdiği kitaplarla önce okumayı sevip sonra bu yola baş koyan bir yazardan bahsediyoruz.

    ana, gorki'nin 1905 rus devrimi öncesi kendisini bulduğu, sosyalizmin doruklarında gezindiği büyük eseri. işçi sınıfının günlük yaşamı ile başlayarak, etkileyici sosyalizm manifestoları ile devam eder. yalın ama güçlü bir dil kullanır. kitabı okuyan birisi romandan çok bir sosyalizm propogandası olduğunu iddia edebilir ki öyledir de. bu bakımdan roman olarak değerlendirildiğinde diğer büyük rus yazarlardan sonra inanılmaz bir tad alamayabilirsiniz; ancak sosyalizm tohumlarının atıldığı ilk büyük eserlerden olması ile yeri ayrı tutulmalıdır. roman'da pavel karakterinin dönüşümü takdire şayandır. alkolik ve dayakçı babası gibi amaçsız bir sığır olabilecekken, kitap okudukça önce hayat amacını bulan sonra da öğrendiklerini bütün topluma yaymaya çalışan ve bu yolda garip 'ana'sının dahi gözünü açarak peşinden sürükleyen bir lider olur.
  • 1905 rus devrimi öncesi, rusya 'nın genel karakterini yansıtan, realist bi romandır. gorki, roman kahramanı pelage'yi, bir gösteri sırasında tutuklanan oğlunun ardından devrimci broşürler dağıtarak tüm rusya 'yı dolaşan anna zalomova'dan esinlenerek yaratmıştır. sosyalist gerçekliğin ilk romanlarından biri olarak kabul edilir.
  • basit ve akıcı bir dili olan, uluslararası şöhrete kavuşmuş bir maxim gorki romanı. roman hepsi mükemmel olan tamamen idealize edilmiş bolşevik devrimci gençliğini ve bu davaya gönül verenleri gayet romantik bir dille, onlara toz kondurmadan anlatmaktadır. bu özelliğiyle realist bir kitaptan çok, vulgar olmasa da, rahatsız edici propagandatif bir bolşevizm kitabı özelliği taşımaktadır.
  • gorev bilinciyle bir kaşımı kaldırmış bi şekilde dinlemek ve izlemek icin sahnenin onune gittigim ama ziplayarak elimdeki birami dokmemi saglayan, eglendiren grup. 1.5 yil once izleyip tum kotulemelerimi detaylariyla yaptigim icin, simdi de yine ayni detayli halde neden daha iyi olduklarini ve nelerin degisemedigini siralamali..oncelikle beni en cok mutlu eden sey solistin eskisi kadar cok ciglik atmio olmasi. o cigliklarin gercekten ne kulaga ne goze hos gelmemesi bi yana, zaten solist normal sarki soylerken biz sesini yeterince takdir etmekteyiz. dolayisiyla "simdi de duymayanlar icin bir daha geliyor" havasiyla cosmaya hic gerek yok. gelelim gitariste...son gordugumdeki "annem atkimi da boynuma sarsin geliyorum" tarzindan, "tarzla falan isim yok benim"e gecmis ki kesinlikle pek iyi olmus. eskiden oldugu gibi bayramliklariyla gozumuze batmiyor artik, ama gozlerimizi de almiyor tabi ki hala. zaten oyle bi derdi de olmadigina inaniyorum..grubun bascisi eskisine gore daha tarz sahibi olmus, iyi de olmus. hala bir "agir abi" havasinda duruyor, onun da sahne tavri bu olsa gerek. ve davulcu..davulcunun durumu cok baska. o olaya girmis, kendini kaybetmis, acayip bi enerji patlamasi olarak caliyo arkada. iste zaten tam da burda insanin bi akli takiliyo..niye o enerji en arkada toplanmis ve sadece orda var? tamam 1.5 yil once onde 3 kisi gorev yapıyor, arkada davul kendinden geciyordu, simdi boyle degil. simdi onde 3 kisi severek isteyerek caliyor, arkada da "burda olmaktan mutluyum, arkadaslarla guzel guzel caliyoruz" diye oturan bi davulcu olsa uyumlu olcaklar. ama arkada "ne mutlu olmasi, ben bunun icin hayattayim olm" der gibi calan bi adam var. oyle olunca da "yahu sanki hepsi bu kadar cossa cok guzel olmaz mi" diyesi geliyor insanin..ya da davulu one alsak, esas kalabaligi costurma isini o ustlense..ha derseniz ki, "tarzmis, cosmakmis, bunlar isin detayi, esas konu guzel caliyorlar mi, insani sahne onunde tutuyolar mi..", o zaman evet guzel calan, sahnede mecburiyetten durmuyor gibi gorunen 4 muhterem kisiden olusuyor bu grup..ama daha fazlasi lazimsa, o zaman davulla sekronize olmak suretiyle cosmak lazim..
  • çaktırmadan (bkz: sah mat).
hesabın var mı? giriş yap