• iki basamakli sayilari hesap makinasi olmadan birbirine bolmeyi dahi beceremeyen, ilkokul birinci sinifta dahi her derse 5 pekiyi verilmesi gelenek iken 2 gecer veya 3 orta alan kimselerdir, bir arkadasimdan biliyorum.
  • matematik sevdirilmediği için matematikten nefret ediyor da olabilir bu insanlar. ayrıca matematik zekası, müzik zekası , sanat zekası, hede zekası , hödö zekası gibi zekaların varlığı gibi birşey olduğundan bu kişilerin de mutlaka başarılı olacakları bir alan vardır. hitler gibi bir mantıkla matematiğe basmıyor bunun kafası asalım keselim demek yanlış olacaktır. o yüzden sosyal bölümler vardır. bu insanlar bu bölümler için biçilmiş kaftan iseler çok başarılı olabilirler. ama matematiğe kafası basan bizler yeni bir hipotez ortaya atıp bunu kanıtlama yoluna gidip ismimizi vermeden pek başarılı olduğumuzu sanmam.**
    (bkz: nerede eski matematikçiler)
  • bakkallık yaptıklarında müşteriye büyük acılar yaşatan insanlar..
  • illa muhendis olacaklarsa en iyi ihtimalle dangul dungul muhendis olurlar **.
  • "hocam 4. boyut nasıl olur ki? var mı ki 4 boyutlu cisim?" diyen öğrenci modelinin dahil olduğu kümedir..
  • matematigi sadece sayilari bolmek, toplamak ve carpmak oldugunu zanneden ama gerektirdigi soyut dusunce sistemi nedeniyle soyle ya da boyle en basarili muhendislerin de aralarinda bulunmasi kosuluyla dunya nufusunun % 99.9unu barindiran sinif. sanirim dunyada kalbi atan insanlardan sonra en kalabalik topluluk.
  • lisede fen-matematik bölümünü seçmiş, şimdilerde mühendis, bankacı, işletmeci olmuş arkadaşların "zallaakh ts*, annamadı" diye dalga geçtikleri, benim de dahil olduğum gruptur. bunlardan bir kaç tanesi bir araya gelince hesap öderken elleri ayakları birbirine dolanır, dolmuşta para üstünü doğru alıp almadıklarını hiçbir zaman bilemezler.
  • direk kendimi ornek verebilirim
    benim icin matematik uc bilinmeyenli denklem gibi
  • bir an için böyle bir tanımlamanın herhangi bir insan için yapılabileceğini varsayarsak bile, bunu adamın ilkokul, lise ya da daha ileri düzeyde aldığı notlarla iş hayatında matematiği ne kadar kullandığıyla ölçemeyiz.

    matematik ilkel insan için de vardı ve fakat yukarıdaki kurumlar yok idi. matematiği en basit olarak bir dil gibi görmek gerektiğini belirtir, çince bilmiyor olmanın okusaydık çin edebiyatını sevmezdik anlamına gelmediğini de eklerim. tersi de doğru değildir, her çince bilenin kafası edebiyata basacaktır da denemez. matematiğe insanların kafası basar, kedilerin basmaz. insanlar kedilerin aksine kaç parmakları olduğunu bilirler.

    bu haliyle tam olarak içine kedileri koyacağımız kümedir, başka şeyler de koyabiliriz mesela masalar, kalemler.
  • matematiğin bir düşünce tarzı olduğunu kavrayamamış, elmalarla armutları toplamaktan öteye gidememiş insanların içinde bulunduğu gruptur.

    matematik sevenlere; "ayy ay ay havuz problemi çözdün adammı oldun?" diyen modelinden mümkünse arkaya bakmadan kaçılmalı, hatta topkulu ayakkabıyla kafasına vurulmalıdır.

    birde bu güruhun ilgi ve sevgi eksikliğinden değilde, iq noksanlığı gibi minik(!) sebeplerden dolayı matematiği ters gören cinsi vardırki; bunlarda alışveriş merkezi tuvaletlerinde kapı tokmağı olarak kullanılmalıdır.
hesabın var mı? giriş yap