• zihnini özgürleştirmek kavramı hemen hemen tüm dinlerde, kült olmuş öğretilerde mevcuttur. çünkü vücudunun varlığı kadar var değilsin aslında. zihninin var olduğu kadar varsın. vücudun esasında seni engelleyen ve kısıtlayan bir nevi kafes. ne zaman kafesten çıkarsan o zaman özgürsün. genel olarak herkes ölüm ile bu kafesten çıkar ve özgür kalır. ancak ölümden önce o kafesten çıkmanın yolunu bulanlar da yok değil. herhangi bir yaratıcıya inanıyorsanız, tüm evrenin bir nevi matrix yani programlama şeklinde yürüdüğünü eninde sonunda görmemeniz mümkün değildir. bu programlamalar; adına fizik,kimya vs dediğimiz bilim dalları ile anlamaya çalıştığımız, bir nevi deşifre etmeye çalıştığımız kaidelerdir. bu nedenle matrixteki aksaklıklardan ziyade buna programların arka kapıları desek sanki daha doğru olacaktır. çünkü bir yaratıcı olan allah'ın koyduğu kuralları aksamaz kabul etmemiz işin temel argümanı olmalıdır. aksi halde bu kurgunun ilerde bir anarşiye dönüşme ihtimali bile söz konusu olabilir.
  • (bkz: kaçın lan kaçın sahibi geldi)
    müslümanların hakkında yazması yasak olan bir mesele sanırım.

    edit: ilgili entry silinince pek anlamı kalmadı. verilen subreddit'teki bazı yazıları okudum genelde kayıp zaman, zaman kayması, gerçeklik algısıyla ilgili düşülen şüpheler vb. yaşandığı iddia edilen olayları barındırıyor. arada fantasy horror karışımı denemeler de yok değil.
  • (bkz: sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar) basligina rakip baslikmis. zaten bu baslikta insiz cinsiz hikaye okumaktan bikmistik. artik cikan ruyalarinizi, hayatinizdaki siradan tesadufleri yazmak icin yeni ve daha uygun bir baslik var.
  • çizgi film karakterlerinin boşlukta olduklarını fark edene kadar yere düşmeden koşabilmelerinin çizgi filmde olmayan hâli.

    ekleme: #86678141 numaralı giride ilginizi çekebilecek şeyler yazıyor efendim.

    (bkz: kuantum mekaniği)
    (bkz: allah'ın yasaları ve kuantum mekaniği)

    "bâzen düşünüyorum da, sanki sünnetullah insan merâk edip sonucun izini sürdükçe devreye giren bir sistem gibi geliyor bana. çok erken yaşlarımda hisettiğim tuhaf bir şey bu. çocukken gece yalnız kaldığımızda korkarız ya, arkamızda biri varmış gibi bir his oluşur, kafamızı çevirip bakarız, hiçbir şey yoktur, ama korku geçmez, “kafamı çevirme hızımla kafamın arkasında saklanıyorsa” diye bir vesvese düşer ya içimize hani, onun gibi bir şey… meselâ yaratıcının insanoğlu merâk edip ne olduğuna bakma ihtiyâcı hissedip bakabilecek seviyeye gelip bakmadığı sürece atom diye bir şeye ihtiyaç duymaması, yağmur yağdırmak için buharlaşan suya ve diğer koşullara ihtiyaç duymaması, eğer bir kaynaktan temiz bir su akıyor ise bu kaynağın ortaya çıktığı noktanın görünmeyen gerisinde bu sonuç için gerekli hiçbir şeye ihtiyaç duymaması; ancak insanoğlu merâk edip baktığı sürece de hiçbir zaman gâfil yakalanmayıp hemen bir sebep halk ediyor olması gibi bir iddiâ ortaya atacak olursak tabii ki bunu deney yoluyla ispatlamak mümkün olmaz, ancak dikkat edin aksini de ispatlayamayız!

    her şeyin algılandığı kadar mevcut olduğu, hattâ algıdan ibâret olduğu, hattâ ve hattâ gözlem olayının bizzât kendisinin bir “gerçeklik” halk edilme vesîlesi olduğu biraz sonra değineceğimiz kuantum teorisinin de ta kendisidir. matrix filmi en popüleri olmak üzere bu teorinin üzerine kurgulanmış dünyâ kadar hollywood filmi mevcuttur. ve işin en “eğlenceli” kısmı da aksini ispât etmenin mümkün olmaması."
  • bir simülasyon içerisindeki belli dinamiklerin rutin işleyişlerinin, bilinmeyen bir sebepten ötürü geçici olarak sekteye uğraması veya bozulması/değişmesi olarak düşünebileceğimiz durumlar olarak tanımlayabiliriz.

    bu noktada bazı sorularım var. içinde bulunduğum bu sistemin bir simülasyon olduğunu ve bu durumdan bihaber olduğumu varsayar isek:

    simülasyonda olduğumu öğrenmem gerekli midir?

    simülasyonda olduğumu öğrenmem neyi değiştirir?

    sorularıma cevap vermek isteyen suserlar cevaplarınızı başlığa entry olarak girerseniz daha faydalı olur zira başlığı takip ediyorum.
  • geçenlerde evden ayrılıp otobüse binmek üzere yola koyuldum. bi 20 dakika yürüdükten sonra saati kontrol ettiğimde telefonumun hala evin wifi'sine bağlı olduğunu gördüm. evin bazı odalarında bile tam çekmeyen wifi tam çekiyor görünüyordu. telefondan kaynaklı bir takılma vs olduğunu düşünüp, internete girdim. fakat çok çok ilginç bir şekilde internete bağlanabiliyordum.

    hücresel veri kesinlikle kapalıydı (zaten internetim yok denecek kadar azdı), etrafta telefonun bağlanabileceği başka bir wifi ağı yoktu. olsaydı bile aynı isimde olması imkansızdı.

    bir kaç dakika sonra olayı aklım almadığı için wifi'yi kapatıp tekrar açtım yeniden bağlanmak için.

    ve tahmin edebileceğiniz gibi az evvel bağlanarak videolar izlediğim tam çeken wifi ağı kaybolmuştu.
hesabın var mı? giriş yap