• o zamanlar bir gazetenin reklam bölümünde çalışıyorum. telefonum çaldı, bir arkadaşımdı;

    - vefat ilanı konusunda yardımcı olabilir misin?
    - tabi de, o ilanları direkt alamıyoruz.
    - ama çok önemli bir tanıdığım için...
    - eh, arasın anlatırım durumu...

    bir hanım aradı. cümlesini tamamlayacak gücü yoktu ama... anladım ki annesi ölmüş mavi çarşı yangınında. şimdi nasıl anlatayım bir gazetenin ilan alma prosedürünü ona? hadi tut ki bi yolunu buldum hallettim; parasını pulunu, havalesini, kredi kartı no'sunu nasıl izah edeyim bu durumda. yapamam ki...

    bi beyaz kağıda yazdım metni. altına kızın ismini. babasının ismini.
    bir ordino hazırladım, 'bedelsiz' diye de yazdım. ne öyle bi yetkim var, ne de bu yetkiyi yaratmaya mecalim.
    başladım onay alma mekanizmalarının hislerini uyandırmaya...

    zaten kaç can gitmiş hiç yok yere... hem dünya borçlu kalmadı mı onlara?
    kalkıp bir de para almak geçecek değil ya akıllardan? ben geçirtmem en azından!

    evet, tanımam etmem.
    ama ben ki eğer tanımadan bu kadar üzüldüysem bir yakının durumunu düşünemem.

    bir şekilde sayfa planına soktum ilanı.
    işin bundan sonrası, bir yöneticinin arzu edilen duyarlılığı...

    aradım kızı, onaylattım metni.
    bütçe, fiyat sorunca da 'sonra' dedim, unutur zannettim.

    sonrasında birkaç kez babası aradı, ben de hallettiğimizi söyledim.

    aradan yıllar geçti. bir toplantıda tanıştık, tesadüfen.
    ben isminden tanıdım.
    o ise hiçbir zaman bilmedi nerden ve neden tanıştığımızı...
    sadece geldiğim gazeteden bir kişinin, annesinin ölümü esnasında ilan konusunda ona çok yardımcı olduğunu anlattı.

    ki o da yetti ve de arttı.

    geride bedelsiz bir ordino altındaki çakma imza kaldı.
  • ülkede yaşananlara bakışımı değiştiren korkunç katliam. mavi çarşı olayında 19 yaşındaydım. o zamana kadar pkk'yı yine terör örgütü olarak görüyordum, yine eylemlerini onaylamıyordum ama güneydoğuda olmasa bile doğuda birkaç yıl yaşamış biri olarak gençlerin ne gibi sıkıntılar yaşadığını, ne gibi hatalar sonucu terör örgütüne katıldıklarını anlayabiliyordum. eylemleri can yakıcı olsa da, kandırılmış da olsalar, yaptıklarını kendilerince haklı bir gerekçeye dayandırdıklarını düşünüyordum. sonra televizyonda insanların nasıl diri diri yakıldığını gördüm. ölüme bile bile gönderilişlerini... aklımda sadece o binanın çatısında dumandan birbirini korumaya çalışan, ağlayan, panik içindeki insanların çaresizliklerini hatırlatan bir görüntü kaldı. bu eylemi gerçekleştirenleri artık anlamıyordum, hiçbir gerekçe hayatın içinde, tesadüfen orada bulunan insanları bu şekilde öldürmeyi haklı çıkaramaz. ezilmişlik, eğitimsizlik, işsizlik ya da herhangi bir şey... terör eylemleri genellikle topluma panik duygusu yerleştirmek için gerçekleştirilir. 1998 yılında televizyonda o görüntüleri izlerken benim içime yerleştirdiği tek duygu nefretti, bir de kusma isteği...
  • bir kaç gün boyunca, orada yaşayanlar kesif bir yanik et kokusu aldilar... o olayi yaşayan bir çok kişi halen geceleri uykusundan siçrayarak uyaniyor...

    kimse bu canileri insan olarak tanimlayamaz...
    soylari kurutulmali bu zihniyetteki barbar canlilarin...
  • ayse ablamı kaybettiğim ve bir tanıdığımızın da eşini kaybettiği katliam. ben 17 yaşındaydım, arkadaşımla sahil tarafındaydık, haberi aldık ve eve doğru koşarak geldik. evimin yakınında olması nedenıyle arkadaşımla eve girdiğimizde her yerin yanık koktuğu, civar evlerin camlarının kırıldığı korkunç bir manzara vardı. herkes birbirine ya orda olsaydık dedi ilk.. ve sonra ölen var mı dediler. kimse bu kadar korkunç birşey düşünemedi. ölenler hep tanıdık insanlardı adını bilmesen de yoldan geçerken selamlaştığın ya da illa ki tanıdığın birinin yakını. sonra annem isimleri duydu, ayşe ölmüş dedi. inanmadık nasıl inanırdık. sonra olayın tüm vahşeti ekranlara taşındı. şimdi orda başka bir alışveriş merkezi var girdiğimde hala çığlık atan insanları duyuyorum. yeri bilenler bilecektir yakınında bir pembegül pastanesi vardır, bunu yapanlar eylemden önce orda yemiş, içmiş bu eylemle ilgili son konuşmaları yapmışlar.
    ayşe ablanın babası albaydı, o öldükten sonra evin sorumluluğu onundu. annesi takılırdı "kocam geliyor" diye o işten dönerken. ölümünden sonra da duramayıp, gitti burdan. değişen birşey yok. 22 mayısta da gene ayşeler ölmedi mi zaten...
  • hürriyet gazetesi'nin ertesi gün yazdıkları halen o kadar geçerli ki:

    işte eseriniz 13 ölü

    bazı avrupalılar’ın hâlâ siyasi örgüt diye bağrına bastığı cani pkk, 13 masum insanı daha diri diri yaktı.

    avrupa ülkelerine:
    bebek katili örgütü hâlâ siyasi kılıf altında, bağrınıza basıyorsunuz. örgüt şakşakçısı ve cinayet bezirgânı med tv'nin kan dökme çağrılarını susturmuyorsunuz.

    ankara’daki büyükelçilere:
    bebek katilinin cani sürüsü şehirlerde masum insanları canlı canlı yakarken siz ‘‘abdullah öcalan'ın davasını izleyelim’’ diye kuyruğa giriyorsunuz.

    sözde derneklere:
    adınız insan hakları derneği ama insanlıkla ilişkiniz yok. bir terörist öldürülünce ortalığı ayağa kaldırıyorsunuz, masum insanların katledilişine çıtınız bile çıkmıyor.
  • utanmadan buraya gelip "bu tar olayların tekrar yaşanmaması.." diye tehdit edenleri göstermiş katliamdır. bunların kafasına göre ezilen halklar diyerek kadınları çocukları bi binada cayır cayır yakmak meşru. size ne yapıldıysa haketmişsiniz diyeceğim de aranızda kaynayan masumlara yazık.
  • pkk terör örgütü tarafından gerçekleştirilen bir başka katliam.
    13 kişinin diri diri yakılması, şimdinin selocu'ları tarafından görmezden gelinecektir.

    katliamda annesini kaybeden 10 yaşındaki lara, 2 yıl sonra da babasını kaybediyor.
    bunların katilleri de demokrasi diye ortada geziyor.

    http://i.imgur.com/vjvagbx.jpg

    https://pbs.twimg.com/…ia/b_8fh58ucaahb2q.png:large

    https://pbs.twimg.com/…ia/b_8ld8rugaaurtc.png:large

    https://pbs.twimg.com/…ia/b_8j8lnugaasik6.png:large

    https://pbs.twimg.com/…ia/b_-gmk3ugaaolse.png:large

    https://pbs.twimg.com/…ia/b_-e34pu8aac_68.png:large

    http://webarsiv.hurriyet.com.tr/…1/05/12/298099.asp

    edit: yazım hatası.
  • 14. yıldönümü bugün. pkk'nin zafer kutlamalarına gölge düşürmemek için olsa gerek, kimse adını anmıyor, bir satır bile bahsedeni yok medyada. madımak oteli'nin altına açılan kebapçıya tepkiler yağarken, bunun altındaki burger king*'e gıkını çıkaran olmadı. 14 sene önce bugün, apo'nun yakalanmasını protesto etmek için 13 masum can diri diri yakılırken, 14 sene sonra bugün o apo'yu getirenler hapse tıkıldılar. uludere için sayfalar dolusu entry var iken, şu yazdığım 14 senede ancak 38. entry olabilmiş.
  • ben 16 yaşındayken yaşanan, zihnime konuyla ilgili çok önemli bir cümleyi kazıyan katliam. iyi hatırlıyorum o günü uzun uzun haberleri izlemiştik. bu yaşananları bir insan mantığı ve aklı çerçevesinde düşünmeye çalışıyordum ama beynim izin vermiyordu. bir insan olarak* böyle bir katliam nasıl yapılır aklım almıyordu. ancak haberleri izlerken genç bir kız haykırıyordu ''-böyle kirli bir geçmişin üzerine nasıl bir gelecek inşaa etmeyi düşünüyorlar'' diye. o genç kız pkk ile ilgili yorumlamasını önceden yapmıştı bu belli oluyordu ama ona bu çıkışı yaptıran o an için pkk terörünün mağduru olmasıydı. pkk nın sözde kurtuluş mücadelesi verdiğini kabul etsek bile bu kadar kirli bir geçmişle ne kadar güzel bir gelecek inşaa edebilirlerdi ki. hangi vicdan hangi ahlak bunu kaldırabilirdi. evet aradan 12 sene geçmiş. arkalarında bıraktıkları her saniye en az mavi çarşı katliamında olduğu gibi kirleniyor. kirletiyorlar, umursamıyorlar ve hala bazı kesimlerden destek görüyorlar. inanılır gibi değil.

    bir süredir yaşananlara bakıyorum pkk kaymakam adayı ve sağlık memuru kaçırıyor, 4 genç kızı öldürüyor, hamile kadınları hem karnındakini hem elindekiyle öldürüyor öğretmen kaçırıyor yolda yürüyen polisi vuruyor sokakta gördüğü polis sandığı herkesi elinde fırsat varken vuruyor. işte tüm bu olanlar bana her gün mavi çarşı katliamını hatırlatıyor.

    tüm varsayımlarını kabul ettiğim varsayımıyla konuşuyorum. gerçekten bu kadar kirli bir geçmişle nasıl bir gelecek kurmayı planlıyorsunuz. ama bi saniye sizin gelecek kurma gibi kaygınız yok. bunu ben biliyorum da bilmesi daha elzem insanlarımız var onların bazıları bilmiyor.
  • kürt faşizminin arsızca, "kürtlere soykırım uygulanıyor" propagandası yaptığı bugünlerde, asla unutulmaması gereken katliamdır.

    kürt faşistler bu olayı görmezden gelmeye devam ediyor. tarih boyunca olduğu gibi, ölenler türk olunca olayın önemi kalmıyor.

    yıllar önce bir kürt milliyetçisinin bana söylediği gibi düşünüyorlar belki de: "savaşta olur böyle şeyler".

    bu kadar ahlaksızlık ancak özel eğitimle olur, efendilerinin bunları iyi eğittiğini kabul etmemiz lazım.
hesabın var mı? giriş yap