• (bkz: hulk hogan)
  • biket ilhan'in sinemaya aktaracagi nazim hikmet biyografisinin adi.
  • biket ilhan ve eşi metin belgin'in 4 yıldır üzerinde çalıştığı, nazım'ın hayatının 1932-1950 yılları arasındaki bölümün anlatacakları filmleri.
    (kaynak: sinema dergisi - nisan 2005)
  • "münevver'i canlandıracak olan pelin batu umarım türkçe konuşabilir" diye düşündüren film. yetkin dikinciler çok yerinde bir seçim olmuş, gerçekten çok benziyor.

    edit: oyuncular değişmiş evet..
    edit 2: film bir hayalkırıklığı idi..
  • yetkin dikinciler'in normalde de çok benzediği nazım hikmet'e biraz makyaj ile nerede ise ikizi kadar benzediği film.piraye hanım'ı dolunay soysert'in, münevver hanım'ı özge özberk'in canlandırdığı, uğur polat, ziya kürküt ve ahmet mümtaz taylan'ın oyuncu kadrosunda bulunduğu film aynı zamanda.
  • (bkz: atatürk)
  • 9 martta vizyona girecekmiş.

    fragmanı:

    http://www.youtube.com/watch?v=zgkvfp2a58o
  • yetkin dikinciler'in nazım hikmet rolü için ne kadar iyi bi seçim olduğunu yeni farkettim filmin resimlerini görünce. çok büyük bi artı nokta bu film için. türk filmlerine inancım tükeneli çok oldu ama bu film bu büyük avantajı heba etmez umarım. iyi bi film olması umuduyla.

    yolla'ya basmadan önce fragmanını seyrettim. vuslat başka bahara kaldı gibi görünüyor.. neyse el mahkum izleyeceğiz yine de. daha izlemeden mahkum etmeyelim filmi ama fragman başarısız, film de aynı kaderi paylaşmasın, çok yazık olur.
  • pirimiz, canımız, ustamız nazım hikmet'in hayatından bir bölümü nihayet beyaz perdede bize sunacak olan filmdir. nazım hikmet'in en fırtınalı, belki de hayatı içindeki en yoğun ve etkileyici dönemlerini kapsamaması ise burukluk vermiştir ilk etapta. istanbul boğazı'ndan bir sandalla uzaklaşıp da moskova'da geçen yıllar, başka ülkelerde ve başka aşklarda geçen şiirler de keşke anlatılsa filmlerde.
  • yazık olmus bir film. bir iki ajitasyon dışında hiçbir duygu uyandırmayı başaramıyor. hatta bunu denemiyor bile sanki. dramatik yapı yok, kendimizi icinde hissedecegimiz hicbir gercek catisma yok filmde. kendi icinde cozulup biten kucuk baloncuklari saymazsak. zaten nazım hikmet baştan sona yüzünde güller açan bir sevgi adamı olarak resmedilmiş. bu yetkin dikincilerin suçu değil elbette, elinde hiç malzeme yok ki adamın...

    nazim hikmet hakkinda bir film yapilir da icinde nasil catisma olmaz?

    --- spoiler ---
    piraye ile cok catistiklari dile geliyor filmde ama bunun söylendiği noktaya kadar sadece birbirine yaşlı gözlerle gülümseyen sonsuz aşık bir masal çifti görüyoruz. sonrasında da yok su otelde kalsin yok bu otelde kalsin uzerinden bir catisma, ha tabii bir de münevver ortaya ciktiktan sonra olusan ask ucgeni durumu var ama öyle kopuk ki, o noktaya nasıl gelindi, neler yasandı, neler hissedildi, nazım hikmet bu iki kadının arasında nasıl kaldı, hiçbir duygusal ipucu yok.
    --- spoiler ---

    acaba diyorum, sadece varolan anektodlara dayalı bir film yapma kaygısından mı oluşmuş bu durum? ama sinema bu değildir ki... yasanmis olaylari ardarda dizerek bir film yapamazsınız. senaryo dediğimiz şeyin kendi yapısı, başı, sonu, dönüm noktaları vardır. senaryoyu önceden varolan bir malzemeye 'dayandırabilirsiniz' ancak. aynen alıp arka arkaya dizdiğinizde bu sinema değil, başka bir şey olur... film bu haliyle bir ortaokul dönem ödevine benzemiş.

    keşke nazım hikmet ile ilgili düzgün bir metin üzerine yeni bir film çekilse ve yine yetkin dikinciler oynasa... bu hali çok yazık olmuş.
hesabın var mı? giriş yap