• çünkü bu ülkede araç alınırken tek bir kritere bakılır (mazda'dan bağımsız olarak her araç için geçerlidir bu): "sıkışırsam bu arabayı hemen satabilir miyim?"

    bunun cevabı da zaten bildiğiniz gibidir. çok satan aracın da doğal olarak servisi, parçası daha çok olur vs

    edit: düzeltme

    edit2: haklı yorumlar geldi, firma da önem vermedi diye. bu da doğru ama arkadaşlar bir şeyi hala atlıyorsunuz. önem veren firmalar da istediklerini alamadı.
    (bkz: chevrolet)
  • (bkz: eşşek) *
    (bkz: hoşaf)
  • benim için söyleyeyim; araçta opsiyon çok. mazda 3'ün boşu ile en dolusu arasında 100 binden fazla fark var. sırf bu yüzden golf de almadım mesela.

    seat leon en dolusu 210 bin her şey var açılır cam tavan vs, mazda 3 en boşun bir üstü neredeyse aynı para ve hicbir şey yok.

    tabi mazda3 daha sağlam araba ama biraz donanım da önemli. yan yana gelseler performans olarak da seat tokatlar.

    bir diğer sebep alternatif de çok. mazda 3 dolu alayim dersem bu sefer gözüm peugout 508'e kayıyor. ve yine 508 kazanıyor.

    araba güzel diye en boşuna o kadar para değmez. bir geri görüş kamerası kaç para da böyle cimrilik yapıyorlar. çok mu zor on tampona 5dolarlik park sensoru koymak.
  • mazda halihazırda markanın kendisi tarafından türkiye'de temsil ediliyor. bundan önceki distribütör mermerler grubu idi. distribütörlük mermerlerden mazda'ya sancılı bir süreç sonunda geçti. uzun süren davalar vs açıldı. bu geçiş döneminde de yedek parça, satış sonrası hizmetler ve otomobil satışı anlamında zorluklar yaşandı.

    bununla birlikte mazda türkiye pazarında kendisini premium markalara alternatif olarak konumlandırıyor. satış kaygısı yok. bu yüzden agresif satış kampanyaları düzenlemiyor. bayisine otomobil başına en yüksek karı sunan markalardan biridir. pahalıya daha doğrusu yüksek fiyata satılan ürün bir de kaliteli olunca ikinci elde de çok fazla sirkülasyon olmadığı için tutulmuyor algısı oluşabiliyor.

    tanım: kaliteli bir japon otomobil markası hakkında merak edilen bir durum
  • türkiye distribütörü nün hatasıdır. kullanıcı doğal olarak ikinci elde çabuk satabilecegi araca yöneliyor.
  • tutulmak derken ne ifade ediliyor onu kesinleştirmek gerek önce.

    distribütör kaynaklı sebepler; pazarlama stratejisi, satış sonrası müşteri memnuniyeti, lansman hataları, bayi ağı geliştirme durumu.

    üretici kaynaklı sebeplet; pazara verilen önem, rakiplere göre aracın özellikleri ve fiyatı, yedek parça fiyatlandırması, üretilen aracın hedef kullanıcısı ve pazarın ekonomik/kültürel durumu.

    araç kaynaklı sebepler; rekabetçi ürün gamı ve fiyat politikası.

    tüketici kaynaklı sebepler; zevk, beğeni ve alışkanlıklar, ekonomik durum, yol şartları ve aracın kullanım amacının uygunluğu.
  • 90'lı yıllarda mazda her segmentte oldukça bilinir ve tutulan bir markaydı. o yıllarda ülkemize mermerler otomotiv tarafından ithal edilmekteydi. 121, 323, 626 ve 929 modelleri yollarda sıklıkla görülmekte ve tercih edilmekteydi. bugünkü mazda 3 ve mazda 6'nın atası olan mazda 323 ve mazda 626 modelleri heralde rakipleri ile kıyaslandığında ilk 5 arasında yer alırdı.

    distribütör değişikliği sırasında yaşanan problem ve mazda türkiye'nin pazarlama stratejisi mazda'nın çok tercih edilmeyen bir marka haline gelmesine neden oldu.

    ülkemizde bir otomobil asla bir eşya olarak değerlendirilmez. bir otomobile sahip olmanın verdiği prestij hissi bir kenara bırakılsa dahi gelir düzeyi, vergiler, alım gücü sebeplerde otomobile yatırım olarak bakılır. ve finansın beylik kurallarından biridir; bir yatırım aracının ikinci el piyasası zayıfsa birinci el piyasası da olmaz. dolayısıyla ikinci elde güçlü olmayan otomobiller de bizim ülkede tercih edilmez. mazda 90'larda çok güçlü bir ikinci el piyasasına sahip, c ve d segmentlerinde liderliğe oynarken bugün ne yazık ki ülkemizde kaliteli, güzel ama tercih edilmeyen otomobiller üreten bir marka haline gelmiştir.

    edit: sağolsun, (bkz: bana bi birinci salla) hatırlattı, 90'lı yıllarda yine ticari tarafta da mazda çok tercih edilen, satan bir markaydı. 2000'lerden herkesin hatırlayacağı hyundai h100 minibüslerin atası diyebileceğimiz mazda e2200 minbüsler ve mazda b2500 pickupların hatrı sayılır bir pazar payı vardı.
  • usta faktörüdür.
    az arıza yapan araclarin sanayide ustası ve parçası az olduğu için, "bu araba bir arıza çıkarsa altından kalkamazsin" ile başlayan bir silsiledir. mesela kara düzen şahin'e alışmış ustalar tempra gibi zamanının ileri teknolojisine sahip arabasının ağzına ettiği için tutulmadı. ya da hyundai vs şahin challenginde "hyundai araba değil" mottosu hakimdi bu ülkede.

    ikinci sebebi ise ismi zerdüşt dininin tanrısı ahura mazda olan bir marka için uydurulmuş mazda -huzur namazda sloganı yüzünden yeşil sermaye ile eslestirildi, dolayısıyla proton ile aynı kefeye kondu.

    o dönemde dolandırıcı ucuz mali pahalıya satan yeşil sermayenin kurbanı oldu.
  • hiroşima'da tek fabrikaları var, üretimleri kısıtlı. bu yüzden türkiye'ye yeterince eğilmiyorlar, eğilmek de istemiyorlar.
hesabın var mı? giriş yap