• ramazanda medine ve diğer aylarda medine diye iki ayrı dönemi olduğunu düşündüğüm şehir. ben ikisini de yaşadım ancak anlatmak istediğim ramazanda medine olacak.

    gerçek anlamda huzurun ve barışın şehri diyebilirim. kuyumcular dışında rahatsız edici hiçbir şeyi olmayan, herkesin güler yüzlü ve nazik olduğu bir yer medine. herkesin bildiği üzere namaz vakitlerinde ravza yolları tıklım tıklım olur, herkes akın akın namaza koşar. her namaz çok önemlidir ancak ramazan ayında ikindi namazı ravza için bambaşka bir anlam taşır. medine soflarının hazırlığı başlar.

    geleneği bilmeyenler için(ben gibi) ikindi namazı sonrasındaki koşuşturmayı anlamak biraz uzun sürebilir. zira bizde fakir doyurmak için kurulan iftar çadırları ve müminlerin birbirlerine caka sattıkları şahane iftar sofraları olmak üzere iftar yemekleri ikiye ayrılır. medine'de öyle değil.

    namaz bittiği an mescide onlarca el arabası erzak taşımaya başlar. herkesin yerlere muşambalar serdiğini görürsün. sen meraklı bir şekilde oteline dönersin arada dinlenmek için. iftar öncesi seni ravza hazır ve görkemli karşılar. mescid sınırlarına adım attığınız an bir çok kişiden davet almaya başlarsınız. insanlar sizi kurdukları sofraya getirebilmek için birbirleriyle yarışırlar. kollarımdan çekilerek sofralara götürüldüğümü hatırlıyorum. seni masalarına getirdiklerinde yüzlerindeki memnuniyeti, mutluluğu görürsün.

    sofra deyince aklınıza zeytinyağlı dolmalar, içinden kıymalar akan pideler, börekler, itina ile hazırlanmış güllaçlar , baklavalar vs. gelmesin. istisnalar da var ancak genel olarak ravza'nın iftar menüsü bir kase yoğurt, 4-5 tane hurma, sınırsız zemzem ve iki parça ekmektir. şansınıza mırra ya da bol şekerli nane aromalı çay(belki bir özel ismi vardır ben bilmiyorum) denk gelirse ne ala. ancak korkmayın, doyuyorsunuz. şaşırtıcı bir şekilde gayet güzel doyuyorsunuz.
    ezan okunur, onbinlerce kişi aynı anda iftar yapar. on dakika sonra kamet gelir, muşambalar 1 dakika içinde toplanır. mescid namaz için hazır hale gelir. namazını kılar, dinlenmek için tekrar oteline gidersin.

    işte böyle bir ramazan akşamından sonra tüm aşamaları tamamlayıp bende büyük bir huzur içinde otelime gitmiştim. bir kaç dakika bakınmak için tvyi açtığımda kuveyt ve tunusta ''müslümanların'' gayrimüslimleri patlattığı, bilmem kaç kişininin öldüğü haberini aldım. tüm huzurum kaçtı gitti. biraz önce aynı sofrayı paylaştığım insanlar arasında bu caniler gibi ''mümtehine'' yi bilmeyen kaç ''müslüman'' var diye düşündüm.

    bir tarafta medine; çok güzelsin. içinde barındırdığın ruh da çok güzel. ama ya insanlar? cehaletin doğuracağı kötülük biter mi hiç?
  • dünyanın en güzel şehri olmadığı muhakkak fakat dünyanın en huzurlu şehri burasıdır. kâbe bambaşka bir şey, onu kelimelerle anlatmak çok yetersiz kalıyor ama kâbe ve hira dışında mekke'yi pek sevdiğim söylenemez. fakat medine öyle değil. medine'ye gidince tıpkı 13 yıl mekke'de zorluk çeken peygamberin ferahlaması, huzur bulması gibi bir şey hissediyorsunuz. o sakinliği, o dinginliği başka bir yerde bulmak mümkün değil. bitmek bilmeyen savaşlardan, ölümlerden, kanımı donduran gündemlerden kaçıp bu güzel şehre gidesim var yine. dua niyetine olsun.
  • arapçada şehir/devlet anlamında kullanılmaktadır.

    araplar yunan klasiklerini tercüme ettiklerinde site kelimesini medine diye çevirmişlerdir.
    biliyoruz ki site o zamanki şehir-devletlere verilen isimdir. mesela atina bir şehir-devlettir. sparta bir başka şehir devlettir. bunlar tek şehirden oluşan devletçiklerdir.

    islamın yeni ortaya çıktığı dönemde de mekke bir şehir-devlettir. sonradan medine adı verilecek olan yeşrip de bir şehir-devlettir. bu nedenle olsa gerek site karşılığında medine kelimesini kullanmakta bir sakınca görmemişler ve sonradan kaleme aldıkları pek çok ilm-i siyaset eserinde de medine diyerek devleti kast etmişlerdir. (bkz: el-medine el-fazıle)

    mesela hicret aynı ülkedeki iki şehir arasındaki göç değil, haşimilerin elinde mekke devletinden kaçıp yahudilerin hakim olduğu yeşrip devletine sığınmadır. daha sonra onları da kendi saflarına katıp adını eski bir yahudi kraldan alan yeşrip şehrine "medine" adını vermişlerdir.

    aslında bu şehir=devlet/şehirler=devlet ayrımı doğuyla batının devlet algısındaki farktan doğan bir ayrımdır. mezopotamya'nın 5 bin yıl önce hiyerogliflerinde bile görüyoruz ki tek bina resmi şehir anlamına gelirken bitişmiş iki bina resmi devlet anlamına gelmektedir. pers ve onun yerine geçecek olan türk devlet anlayışı da bu yöndedir.

    avrupa'da ise gerek eski yunanda gerekse feodal dönemde şehir ile devlet hep özdeş olmuştur. araplarda ise eski yunandan ithal edilen şehir=devlet anlayışı kısa sürmüş kısa zamanda devlet-hükümet ve sair kavramları (kelimeleri değil, kavramları) iranlılardan ithal edip bu ayrım yapılmıştır. medine=devlet ise nostaljik bir anlayış olarak kalmıştır.
  • peygamberimizin kabirinin bulundugu sehir
  • medine'ye gitmeye niyetlendiginizde icinizi bir sevinc kaplar. dilersinizki; herkes ama herkes sizin o sevincinizi bilsin, sizinle beraber gelsin. vakit yaklastikca, o sevinc yerini korkuya birakmaya baslar. gecmisiniz, o an ki haliniz, hersey sizin o mubarek beldeyi ziyaret etmenize yetecek kadar temiz olmadiginizi soyler. kirlenmislikten utanirsiniz. yola cikarken zevkle getirdiginiz salawatlar medine'ye yaklastikca bogaziniza dugumlenir. korkmaya baslarsiniz. sanki, hatif'ten bir ses sizi uyarir.

    "edeb ya hu!"

    mescidi nebevi'ye yaklasirken korku iliklerinize kadar isler. yaratilmislarin en sevimlisi ve en heybetlisi, en guzel ahlakli olani, en sevileni, en merhametlisi, en alimi, en guzel yuzlu olani, en kahramani, allah'in boyasi (ahlaki) ile boyanmis olani, butun en iyilerin sahibi ile yakinlasmak sizi tedirgin eder.

    kendinize telkinlerde bulunmaya baslarsiniz:

    - hemen temizlen, abdestini yenile.
    - kilik-kiyafetini kontrol et.
    - mescide sag ayakla gir.
    - ses tonuna, edeb kurallarina riayet et.
    - ...

    elinizle ayaginiz birbirine dolasir. mescidine girer girmez salawat getirmeye baslarsiniz.

    "esselatu we selam aleyke ya resulallah, esselatu we selam aleyke ya nebiyullah, esselatu we selam aleyke ya seyyidine ewwelin welahirin."

    korka, korka edeble o'nun kabrine yaklasib, selam verir-vermez once bir sukunet hasil olur. hazirlamis oldugunuz kelimelerin artik kiymeti yok. orada yureginiz konusur. kelimeler agizdan cikar ama gozyaslariniz kalbinizden akar. orada bulunmak, ibadet etmek sizi her dakika biraz daha "en sevilene" yaklastirir.

    yemek yemek icin orda ayrilmak zor gelir. nasil oluyorsa! bedeninizin ihtiyaclari kafanizi mesgul etmez. aciktiginizi, susadiginizi hissetmezsiniz ancak yorgunluktan dolayi bedeninizi ihmal etmis olabiliceginizi anlarsiniz. sonrasinda ise sanki heb orada kalacakmissiniz hissine kapilirsiniz. orada bir dunya var ve o dunya da herkes inanilmaz iyi insan. oranin disinda olmak size urkutucu gelmeye baslar.

    - canim sana feda ya resulallah.
    - tum sahib olduklarim malim, mulkum, cocuklarim sana feda ya resulallah.
    - anam babam sana feda ya resulallah.

    bu teslimiyetle beraber bilirsiniz ki "eman" bulunan yer orasidir.

    sonunda medine'den ayrilirken, medine'yi cevreleyen siyah taslarin tek tek yureginize oturdugunu hissedersiniz. tekrar gelmeyi umit edersiniz. gozunuzde yas, kalbinizde ayrilik huznu vardir. bir gun o'na yakin olmak ve orada olmek istersiniz...
  • gördüğüm şehirler içinde huzuru en iyi hissettiren şehirdir. orada kaldığım dört gün boyunca kıvamında bir kum fırtınası eşlik etmişti. gökyüzünde turuncuya yakın muhteşem bir renk vardı. akşamları havaya düşen tatlı serinlik ve peygamber mescidinde öylece, saatlerde turlamak ise paha biçilemezdi.
  • 7 yıl önce gitmiştim. gerçekten çok huzurlu bir yer. nasıl anlatılır bilemiyorum. bence gayrimüslimler bile bu huzuru hissedebilir, yani oranın ruhani karakteriyle pek bağlantılı olduğunu zannetmiyorum bu hissin. zaman çok daha yavaş ilerliyor adeta. sanki başka bir portala girmişsiniz de dünya'nın hengamesine bir ara vermişsiniz gibi.
  • medine dilencisi kavramının ne anlama geldiğini gösteren güzel şehir.
  • arapca $ehir devleti anlamina gelen kelime . medeni kelimesinin turetildigi kelime .

    (bkz: civitas)
    (bkz: polys)
  • dünyada sigara satılmayan tek şehirmiş.
hesabın var mı? giriş yap