• filmdeki bir sekansı bugün metroda yaşadım resmen..
    şişliden bindim istiklale gidicem..
    tam merdivenin sonunda bi kız bi oğlan sarmaş dolaş öpüşüyor..
    sonra ben taksim tarafına döndüm bi baktım arkadan bi tartışma sesi..
    döndüm baktım kızla oğlan tartışıyolar falan, sonra kız bi sinirle döndü arkasını levent istikametine giden trene doğru yürümeye başladı..
    oğlan arkasından baktııı, baktıı durdu..baya bi baktı yani..kızda tık yok..
    sonra çocuk pes edip tam arkasını döndü , bu sefer de kız döndü birden arkasına..
    çocuk farkında değil tabi yürümeye devam etti..

    içimden "aha joe black oldu lan bunlar" dedim..
    iteleyesim geldi şerefsizim çocuğu metronun önüne..
  • "cenabı allah herkese böyle bir ölüm nasip etsin"
    -new york times-
  • azrailin bile siniflar arasi ayrimcilik yaptigini gordugumuz filmdir. sen elin garibanlarini kamyon isi gotur, sira bir medya patronuna gelince agirdan al, adama aile ve is iliskilerini düzenleme firsati ver. sonra guzel guzel gotur. adaletin bu mudur yani?
    brad pitt gelsin istedigi yere gotursun, o degil de, azrailde fani bedeni seciminde isini biliyormus.
  • trt dublajındaki

    - blöf yapıyorsun çünki yeterli delilin yok.
    +* hemde büssürü var.!
    repliğiyle hopkinsin nazarımdaki karizmasını gözden geçirmeme sebep olmuştur.
  • zenginseniz azrailiniz bile biret pit olur temalı film. bize olsa manav ismail gelir.
  • geçen akşam afiş ödevi için film araştıran kardeşime canım annemin tavsiye ettiği filmlerden biri. ama esas hikaye filmi tavsiye etmesi değil, tavsiyenin yanında " o film nasıldı " diyen kardeşime annemin film hakkındaki kısa özeti.

    --- spoiler olabilir ---

    adamın eceli geliyor. sonra onun kızına aşık oluyor.

    --- spoiler olabilir ---

    canım annem benim seni seviyorum :)
  • filmin ortalarındaki seks sahnesiyle çoğu insanın aklında kalsa da bu filmin seks sahnesiyle bende ayrı bir yeri vardır -enterasan bir giriş cümlesi.

    yıllardan 1998 yada 99. lise hazırlıkta, "lan madem bütün bir yıl sadece ingilizce öğreniyoruz, neden iyi öğrenmiyoruz" deyip alternatif ingilizce öğrenme yöntemleri denenmektedir. sultanahmet'te turistlerle yapılan zoraki konuşmalarla pratik yapılmaya çalışılır: "6 different circles sticks goes to the air", evet minarenin ingilizcesi aklımıza gelmez -ki aradan 10 yıl geçti, üniversitede ingilizce bölümde okuduğum halde şimdi de bilmiyorum- ama biz yine de çabalar dururuz. hatta, sultanahmet'ten taksim'e geçerken galata köprüsünde sadece ingilizce konuşmak gibi saçma adetlerimiz de vardı. tabi o zamanlar, sea, bridge tavsirlerini nasıl yaptığımıza girmiyorum bile.

    neyse efendim, o yıllarda nurculardan bir arkadaş ingilizce'ye olan bu ilgimizi iyi gözlemlemiş olacak ki bizi 1 yıllığına dilfem'e üye yapmayı teklif etti. üyelik ücreti 2,5 milyondu. o zamanın hesabıyla günde 500bin lira okul harçlığı alıyordum. bu da 1 haftalık harçlık ediyor. neyse bu parayı 2 ayda biriktirip -evet, o zamanlar sürekli sultanahmet gibi turistik mekanlarda gezdiğimizden kolay para biriktiremezdik-, dilfem'e üye olmuştuk. üyelik 1 yıl boyunca dilfem'in kütüphanesinden ücretsiz ingilizce kitap -hani şu penguin yayınevinin serileri vardı ya- ve de uygun zamanlarda dilfem'in sinema odasında film izlemeyi kapsıyordu. bir sınıfı sinema odasına çevirmişler, kapıya kırmızı bir perde, içeriye birkaç sinema koltuğu, beyaz perde koymuşlardı. teknolojik altyapı ise sehpa üzerinde bir projeksiyon cihazı, vcd destekleyen bir cd çalar ve bir kaç araba kolonuydu. neyse efendim, o salonda bir çok film izlemiştik. o yıllarda vcd'lerin çoğu rusya'dan ya da japonya'dan gelirdi. altyazı ya japonca ya da rusçaydı.. hal böyle olunca bütün vcd'ler ingilizceydi -evet türkçe altyazılı vcd bulmak söz konusu bile değildi. hem biz kulağımızı da geliştirmek istediğimizden bu işe hevesliydik. o salonda titanic, ingiliz hasta ve tabi ki "joe black" i bir kaç defa izlemiştik (o zamanki ingilizce'den dolayı böyle kült filmleri çok kötü heba etmiştik).

    ama öpüşme, sevişme sahnelerini izleyemezdik. tam o sahnelerde, önden birisi çıkar, sehpanın üstündeki projeksiyon cihazının önünü cd kutusuyla kapatırdı -cd ileriye saramazdık çünkü vcd player cd'yi zar zor tanırdı, ufak bir müdahale cdnin başına döndürürdü. bu sorunu nasıl aşarız diye düşünürken birgün benim aklıma cin bir fikir geldi.

    işte o fikrin geldiği zaman perdede joe black oynuyordu. 2. cd bitmiş, 3.cd'yi takıyorduk. orada bulunan öğretmenlerden biri "arkadaşlar, üçüncü cd'nin başında açık sahneler var o yüzden projektörün önünü kapatalım" deyince hemen cd kutusunu elime alıp projektörün önüne geçtim ve cd kutusunu önüne koydum. her zamanki gibi doksan derecelik açı yerine kutuyu 45-50 derece yapınca görüntü perde yerine tavana yansımıştı. tabi hoca ve öndekiler bu uygunsuz zamanı birbirleriyle sohbet ederek geçirirken, ben ve arkadaki kankim tavandan filmi izliyorduk. hoca olayı anlayıp beni uyarsa da 3 dakikalık sevişme sahnesinin yarısına varabilmiştik. aslında filmin tamamlayıcı unsuru olduğunu düşündüğümüzde filmin tamamını o yıl dilfem'de izleyebilen sadece 2 kişi vardı.

    tabi aradan bir kaç ay geçince dilfem bir 2,5 milyon verene bu sefer de cd'leri kiralamaya başlamıştı. o zaman da hemen üye olup "joe black" cdsini kiralamıştım ve sadece 3.cd'nin ilk 3 dakikasını izlemiştim.
  • brad pitt'in tanrısal güzelliğini bizlere bir kez daha gösteren peanut butter tadında film.
    öyle bir masumiyet, öyle bir saflık ki hayretler içinde bırakmıştı beni bu adamdaki yetenek.bir insan seks hakkında en ufak bir fikri bile olmayan bir varlığın *ilk sevişmesini bu kadar mi güzel oynar. belki de çekilmiş en güzel sevişme sahnelerinden biridir..geri kalani da fena değildir hani,suratta bi gülümseme öyle izlenir.
  • oceans eleven seyrederken "iyi ki meet joe black'i de seyretmişim." dersiniz zira oceans eleven, başrol oyuncularının daha önce canlandırdıkları karakterlere yapılan göndermelerle bezenmiştir. örneğin, brad pitt'in sürekli bir şeyler yerken, kaşık yalarken görünmesi oyuncunun meet joe black filmindeki karakterine bir selamlamadır.

    "thank you for the delicious cookies."
  • brad pitt bu filme 35 yaşındadır ama 28'den fazla göstermiyor, gör de inanma.
hesabın var mı? giriş yap