• bunun avukatlarinin verdigi savunma şöyle: (bkz: süleyman aslan ile reza genç aşıklar gibiydi). bu da goruldugu gibi yemese bile her seyi ya da bir kismini biliyordu ve sustu.

    bundan sonrasi genel olarak davayla ilgili;
    dunyada hakli olan degil, guclu olan kazanir. bu da ezelden beri boyledir. roma hakli olduhu icin cokmedi o kadar topraga. siz abd'ye acik verirseniz o da tepe tepe kullanir.

    simdi abd kimmis, yendik, kazik attik, kucuk eniste goygoyunu birakin cancazim. "geldiginiz yeri unutmayin" derler sonra acik acik. buradan elbet kol gibi bir ceza kesilecek; bunu yine fakirler ödeyecek.

    vatanini, milletini seven insanin soracagi soru şoyle bir sey olmali; "ulan bu ambargoyu delmek madem bizim kanunumuza gore suc ya da benzer bir sey degil ve ulkem icin faydali, niye gizli gizli ve bu kadar alavere dalavere, rusvetle yapilmis?" ayrica genel olarak, kimse kimseye zorla rusvet yediremez. (bkz: teoman coşkun).

    pekala zaten bm ambargosuna uymak durumundasin. o da degil de, dun kahraman yapilan reza olmus sana fetöcu... hahahahah...
  • cevaba cevap, cevabın cevabının cevabına cevap minvalinde atışmalara girmenin çok anlamı yok. burda yazdığın entri ancak somut yeni bir bilgi içeriyorsa bir anlamı var, yoksa yok.

    atilla'nın avukatları davanın başından beri suçlu olarak zarrab ve süleyman aslan'ı gösteriyorlardı, bu doğru. ben de aksini iddia etmedim. ama suçlu olarak gösterdikleri süleyman aslan bu suçu işlediği tarihte, bakkallıkla iştigal etmiyordu, banka genel müdürüydü. genel müdürün görevi çerçevesinde işlediği, bankadan sorumlu bakanlıklar ve hükümetle koordinasyon halinde işlendiği iddia edilen bir suç nasıl olup da bankayı kurum olarak suçlu duruma düşürmeyebilir? bu savunma bankayı otobüsün altına atmak demek değilse nedir?

    bankayı savunmaya dönük örtük bir niyet taşıyan bir avukatın, bu iddiaları destekleyen delillere esastan, içerikten karşı çıkması gerekmez mi? avukatlar baştan bunu yapmaya çalıştılar, her şeyin bir fetö komplosu olduğu tezini dillendirdiler. hakim güldü. ayrıca şu da mühim bir konu, teknik olarak bu kişilerin ambargo delmekten yargılanıp yargılanamayacakları da meçhul. o konuda da önemli bir savunma eforu sarfettiler. savcılık ambargo delmenin de suçlamalardan birisi olabilmesi için tartışmalı yasal kavramlara dayandı. bu savunmaları da hakim tarafından itiraza açık olarak reddedildi. bence haksız bir karar oldu, savunma haklıydı. ama şu unutulmamalı ki, ambargoyu delmek suçlamalardan sadece bir tanesi. amerikan bankacılık sistemini buna alet etmek ayrıca bir suçlama ve kapı gibi orada duruyor.

    her şeyin fetö komplosu olduğu tezini satamayınca, savunmanın ağırlık merkezini komployu ispata çalışmaktan, atilla'nın bireysel suçsuzluğuna kaydırdılar. e bu durum da normal, artık ayyuka çıkmış her adımı delillendirilmiş böyle bir girişimin bütünüyle fetö komplosu olduğu tezini ancak türkiye'de havuz medyasıyla belli bir azınlığa satabilirsin. aklı başında insanlar buna güler. savunmanın kapanış konuşmasında fetö'nün adı geçmedi. e bu da normal, meslek etiği denen bir şey var, adamlar işlerini en iyi biçimde yapmaya çalışıyorlar. kimseye satamadığın br komplo iddiasını sürdürmektense, en makul savunma çizgisine çekildiler, o da atilla'nın bireysel olarak suçsuzluğu. davanın başında da bu çizgide olsalardı halkbank paralarını öder miydi bence meçhul.

    bu arada savcılıkla ilgili şu tespite de tamamen katılıyorum. başta atilla'nın bütün sürecin mimarı olduğuna dönük saçma sapan bir iddiayla yola çıkıp, sonunda atilla'nın bireysel olarak haberdar bile olduğunu açık şekilde delillendiremeyince, mecburen conscious avoidance iddiasına kadar çekildiler. işin gerçeği savcılık da kötü ve yetersiz bir iddianame sundu. ama iddianamenin sunuluş amacı zaten atilla'nın mahkum edilmesi değil, işlenen suçun tüm delilleriyle gözler önüne serilip dünya çapında bir şov yapılmasıydı. bu dava politik bir dava ve bir tiyatro, son derece de kötü niyetle açıldı ve sürdürüldü. ama bu bizim kurumlarımızı ve çalışanlarını sütten çıkmış ak kaşık yapmıyor. madem devletin bankası halkbank'ın parasını ödediği avukatlar baştan beri süleyman aslan'ın suçlu olduğunu söylüyor, neden o devletin kendisi bizzat süleyman aslan'ı yargılayıp cezalandırmamış da, onun yerine yargılayıp aklayıp bir de terfi ettirmiş? bu sorunun yanıtını veremediğin sürece, abd'deki yargılamanın adaletsizliğinden dem vurma hakkın yok.
  • tanım: eski bir banka yöneticisi.

    bu dava olayı tam anlaşılamamış sanırım (veya kasten insanlar yanıltılmak isteniyor):

    önce şu linke bakalım: link

    burada eski bakan diyor ki; biz doğal gazı alırız parasını iran'ın türkiye'deki banka hesabına yatırır, gerisine karışmayız. karşılığında altın, patates alabilirler gibi bir şeyler demiş.

    yani neymiş: söz verilmiş, iran'a nakit transferi yapmayacağız denilmiş. şimdi abd bize karışamaz, biz istediğimizle ticaret yaparız deniyor iken (ki bu argümanı özgür bir ülke olarak sonuna kadar savunurum-ama en başından itibaren savunurum) o zaman abd'nin istediği şekilde iran'a para aktarmayacağız denilmiş. sonrasında yapmayacağız dedikleri bu iş el altından yapılmış ki bu da inkar edilmiyor.

    gelelim abd'ye söz verilmesi işine. biz niçin abd'ye söz verdik. abd bizim iran ile ticaretimize neden karışıyor deniyor: müttefiklikten (müstemleke de diyebiliriz). biz nato'ya üye ülke olarak yıllarca abd'nin dümen suyunda gittik. hatta 1980'de abd'nin isteği üzerine olimpiyatlara bile katılmadık. el altından abd'ye karşı gelirken bile abd'nin yanında olmaya çalıştık, rusya'nın uçağını düşürdük (abd ile müttefikliğimize rusya ile barışınca -şimdilik- ara verildi, rusya ile barışmamız da abd'nin pydyi desteklemesi sonucu oldu). yani biz, bu para taşıma işleri olurken abd ile aramız iyiydi ve abd'ye iran'la (çıkarımıza olmasına rağmen) para ticareti yapmayacağız diye söz verildi.

    ayrıca biz abd'nin dümen suyunda olduğumuz için finans sistemimiz köküne kadar abd'ye bağlı. abd diyor ki; siz iran'la, bize söz vermiş olmanıza rağmen para alışverişi yapmışsınız ve bunu benim sistemim üzerinden yapmışsınız. abd işte bunun hesabını soruyor. peki nasıl soruyor: güçlü olduğu için sorabiliyor. dünya'da işler böyle yürüyor maalesef. devletler arası ilişkilerde günümüzde gücü olanın borusu ötüyor.

    mesela abd de bize pydye yardım yapmayacağım diyor ama el altından yardımını yapıyor. peki biz bunun hesabını sorabiliyor muyuz? soramıyoruz. niçin? çünki gücümüz yok.

    olay abd tarafından bakılınca (nasıl yargılayabilir sorusunu cevap aradığımızda) kısaca böyle.

    bizim taraftan bakıldığında ise ülkeye nasıl bir kazancı olur tam kestiremiyorum. bu ticaret yapıldığında çeşitli aracılar devreye girmiş ve bu aracılar bir kazanca sahip olmuş. bu kazançları da iran'dan aldıkları komisyon oluyor sanırım. sonrasında yönetim değişince iran da bu işlemleri usulsüz bulup yargıladı (danışıklı bir sonuç mu onu da kestiremiyorum-çünki iran abd ile nükleer anlaşması yapmıştı, bu davayı göz boyamak için de açmış olabilir).

    neyse bu aracıların kazançları ülkeye döviz girmişse de pek haklı bir kazanç gibi görünmüyor, işin içinde rüşvet var.

    ekleme: bizim taraftan bakınca zararımız şöyle olabilir: iran bu para ile ülkemizden gıda, ilaç vs malzemeler alma durumu olacaktı. tabi bu olay gerçekleşince bizim üreticiye pek bir şey kalmadı. yani üreticimiz zarar görmüş diyebiliriz.
  • üllkemde adalet olmadığı için sittin sene önce hapse girmesi gereken ancak amerikada yargılanıp hapse giren bir suçludur.

    keşke amerika tüm bu rüşvet işine giren dallamaları da alsa yargılasa hapse tıksa. en azından benim hapishanelerim bu dalkavuklar için yatacak yer yemek masrafı yapmaktan kurtulmuş olsa.

    babasının oğlu olsa bu adamı bu kadar savunmayacak öküze de selam olsun. amerika kadar başınıza taş düşsün.
  • lan bi durun, hemen adamı kahraman ilan etmeyin. arkasına bayrak koyup şakşakladığınız reza'dan yediğiniz kazık da mı akıllandırmadı.
  • “abd benim tanrım değil, birisi size bankadaki paranı kullanamazsın buzdolabı alabilirsin dese ne yaparsınız?” diye soran insanları görünce üzülüyor insan. bilmemek ayıp değil ama öğrenme amacı yok.

    mehmet atilla ise kritik bir durumda. ne olursa olsun benim vatandaşım abdlerde yargılanmasını hazmedemiyorum.
  • jüriden;

    --- spoiler ---

    "bazı suçlar konusunda anlaşsak bazılarında anlaşmasak ne olur"
    --- spoiler ---

    https://mobile.twitter.com/…atus/948580315534184449
  • juri karara varmış. karar açıklanmak üzere:

    kendisine yöneltilen 5 suçlamadan suçlu : (abd ve özellikle de abd hazine bakanlığı'nı dolandırmak için kumpas kurma, uluslararası acil ekonomik güç yasası'nı (ınternational emergency economic powers act) delmek için kumpas kurma, bankacılık sisteminde sahtekarlık yapma, bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak için kumpas kurma, kara para aklamak için kumpas kurma )

    para aklamadan suçsuz

    bulunmuştur juri tarafından.
hesabın var mı? giriş yap