• bir düşünün rektörü olduğunuz okulun mezuniyet törenindesiniz, konuşma yapmak için kürsüye çıktığınızda bir anda insanlar arkalarını dönüp rektör istifa diye bağırıyor.. ne kadar acı, onur kırıcı bir durum değil mi? işte böyle acı bir olayın "rektörüdür" mehmet karaca, istifa etmez.
  • kendisinin sansür yoluyla radikal'in sitesinden kaldırttığı ezgi başaran yazısının tamamı şöyledir:

    --- spoiler ---
    üniversite değil, dingo’ların şahsi ikametgahı. tozu dumanı, otu samanı gönlünce savuruyor, ne hukuk ne etik, ne bilim ne fen kriterini takıyorlar.

    türkiye’nin belli başlı üniversiteleri böyle dingo rektörler, belli başlı fakülteler böyle dingo dekanlar tarafından iç ediliyor.

    ne haller ne mikro iktidar alanları var, ne kemeraltı’nda kapalıçarşı’da bulunmayacak kurnazlıkta esnaf hesapları dönüyor, ah bir bilseniz…

    gücü elinde bulunduranlar tarafından özenle seçilip üniversitelere yerleştirilen ‘bilim’ dünyasının hükümet komiserleri, ‘bilim’ dünyasının ‘alo fatih’leri, yani bu dingolar…

    istiyorlar ki tüm araştırma görevlileri, tüm asistanlar, tüm yardımcı doçentler, tüm doçentler onların eşleri dostları, söz geçirebildiği ya da hükümetin hoşuna gidecek kişiler olsun.

    buna göre kadroları düzenlerken de, takdir edersiniz ki, ne bilimsel kriter ne de hukuki hudut gözetiyorlar.

    akademik yetkinlik mi? geçiniz.

    ‘milliyetçilik’, ‘akp’ye yakınlık’, ‘eskiden cemaate yakınlık şimdi cemaate uzaklık’, ‘milli görüş geleneğine içten bağlılık’, ‘serde islamcılık’ türünden yetkinlik alanları var ve asıl bu akçeler tedavülde…

    ha bir de en önemlisi… ‘haddini aşarak(!)’ protesto hakkını kullanan gençlere karşı devletin tarafını tutmak… evet üniversite kadroları böyle hocalarla dolsun isteniyor. öğrencisinin değil, devletinin hocaları!

    **

    ben size yukarıda yaptığım tarifin vücuda gelmiş halini vakalar üzerinde göstereceğim şimdi, az bekleyin.

    -öyle bir rektör düşünün ki… soma faciasından 1 hafta önce, soma holding’in patronuna plaket verdi.

    -öyle bir rektör düşünün ki… çocukların mezuniyet törenini ‘kapasite yetersiz’ diyerek iptal etti. o kapasitesiz stadyum metallica konserine ev sahipliği yapmıştı fakat öğrenciler için uygun değildi. çünkü bir sene önce gezi eylemleriyle ilgili komik pankartlar açan öğrencilerin bu sene de ‘şov’ yapmasından çekinilmişti.

    -öyle bir rektör düşünün ki… kampüs güvenlik görevlilerinin sayısı 1.5 katına çıkarmak üzere kaynak ayırdı ama sosyal bilimler fakültesinin açılması için kaynak bulamadı!

    -öyle bir rektör düşünün ki… yemedi, içmedi… gezi’de hayatını kaybeden gençlerin anısına dikilen 30 fidanı bir bayram tatili vakti söktürdü.

    -öyle bir rektör düşünün ki… pirinçler üzerinde (mersin limanı’nda ele geçirilmişti) araştırma yapan ve ‘gdo’ludur’ diye rapor veren biyoteknoloji ve genetik araştırmalar merkezi’nin itibarını sıfırladı. çünkü tarım bakanı ‘hayır o pirinçler gdo’lu değildir’ demişti. bu demeci en kıymetli bilimsel veri kabul eden rektör üniversitesinin merkezini analizden çekti.

    -öyle bir rektör düşünün ki… onlarca idari personeli sürgün etti, afiş asıyor diye öğretim görevlileri hakkında soruşturma başlattı.

    -öyle bir rektör düşünün ki… doktoraları biten bir çok araştırma görevlisini işten attı. ilgili bölümleri ve fakülteleri bu araştırma görevlileri ile çalışmaya devam etmek istediğini söylemesine rağmen… bu akademisyenler istanbul idare mahkemesinde dava açtı ve bir ay önce kazandı. o mahkeme kararına göre üniversitedeki kadrolarına geri dönmeleri gerekiyordu. evet bir kısmı döndü. fakat iki araştırma görevlisi için mahkeme kararı olmasına rağmen göreve iadeleri yapılmıyor. neden? çünkü bu iki araştırma görevlisi, hüseyin mercan ve aykut tunç kılıç rektöre göre hiç ‘makbul’ kimseler değil. çünkü bu iki akademisyen rektörlüğün yukarıda saydığım uygulamalarını eleştiriyor ve daima öğrencilerinin yanında duruyor. o nedenle hukuksuz biçimde işsiz bırakılıyorlar. ceza gibi, gözdağı gibi işsiz bırakılıyorlar.

    **

    bu müthiş icraatlara imza atan rektör prof. mehmet karaca’dır.

    türkiye’nin en kıymetli üniversitelerinden biri olan istanbul teknik üniversitesi’ni yönetiyor.

    ve hükümetin açtığı en ‘makbul’ üniversite yöneticisi yarışmasında birinciliği göğüslüyor.

    ama rakipleri bol. ama rakipleri güçlü. bugün itü’de yarın odtü’de. yarın odtü’de, öbür gün yıldız teknik’te. o gün yıldız’da, diğer gün ege’de…

    dingo’nun bilim dünyasından haberleri dinlediniz, şimdi endişe edebilirsiniz.
    --- spoiler ---
  • itü rektörü olan şahıs. iyi laf eden çıkmaz okul içinde, benim görmüşlüğüm yoktu kendisini bugüne dek, neyse işte bugün daha yakından şöyle tanıdım..

    sabahtan gıtme fırsatım olmadıgı ıcın aksam ısım bıtınce star wars serısının son fılmıne gıtmeye hazırlanıyordum bı haftadır ama olmadı fılmı ertelemek zorunda kaldım. maslak'tan 7 gibi yola çıkıp, kendimi trafiğin kollarına atmamak için ya yeni deneye başlayacaktım ya da ofiste makalelere gömülüp makale aranıyor duyurularında arkadaşları yoracaktım. düşünürken itü türk müziği kulübünün konseri olduğunu öğrendim, eee rektör falan gelir onu üşütmezler sıcacık olur diye düşündüm, dinlemeye gittim.

    "hayaller star wars, hayatlar konser" oldu yani.

    neyse işte konser başlayacak ama önce şef, ardından rektöre konuşmak için söz verildi. baştan çok yorulduğunu belirterek konuşmaya giren rektör, kendince müziğin öneminden falan bahsetti sonra "türk enstrümanı kemençedir, artık şu kemanları falan bırakalım" gibi aptalca bi laf etti, arkasına bi baktı kemanlar sıralanmış, kemençe yok, "şefimizle konuşalım bundan sonra kemençeyi dahil etsin" diye devam etti.
    şu her boka bi halt biliyormuş gibi cahil cesaretiyle burnunu sokma hareketleri size de tanıdık geldi mi?
    şunların danışmanı, eşi, dostu yok mu acaba, komik oluyorsun be adam yapma şöyle dese, biz söyleyince inanmıyorlar çünkü..
  • itü'nün başına gelen en büyük felakettir. bütün akademisyenleri okuldan kaçırmaya yemin etmiş gibi bir hali var.

    geçen sene yaşattığı mezuniyet rezaletinden ötürü, padişahımız mezuniyet töreni yaptırmayacakmış. bunun yerine, kullarının sadece fakülte töreniyle yetinmesini istiyormuş.

    ek olarak, üniversite bütçesini kullanım şekli kafalarda bir çok soru işareti oluşturuyor. türkiye'nin belki de en geniş finansal imkanlara sahip okulu, ne ara bu kadar çulsuzlaştı anlamak mümkün değil. bir işler çevriliyor ama, muhtemelen kendisi bu görevi bırakana kadar öğrenemeyeceğiz.

    hocam gözünü seveyim bırak git. olmadı işte. öğrencisi de, hocası da, mezunu da sana lanet okuyor. mustafa inan'ın üniversitesini böyle lekeleme. üç kuruşluk tabela üniversitelerine, lise kıvamındaki taşra üniversitelerine bile imrenir olduk. istemiyoruz seni hocam. o koltuk böyle hak edilmez. üniversite bileşenlerine ettiğin ayıbın haddi hesabı kalmadı, bırak git artık o koltuğu. en azından hatasından dönebiliyormuş diyelim de, oradan ayrıldığında hocalık yapacak kadar yüzün olsun.

    umuyorum çok ama çooook uzun bir ömrün olur mehmet hocam. umuyorum yaptıklarını düşünüp utanman gerektiğini anlayacak kadar upuzun bitmek bilmeyen bir ömür yaşarsın.
  • genel seçimler de yaklaşıyor. buradan akp'ye sesleniyorum, vektörümüzden çok memnunuz ve böylesine memnun olduğumuz birinin acilen vekil olması lazım.
    zaten bu seçimle beraber 3 dönem kuralı nedeniyle akp'de bayağı değişim olacak galiba, akp'den kurtulamıyoruz, bari itü'yü kurtaralım.
  • mevcut yurtlar öğrencilerin ihtiyacını karşılamıyorken, üniversitede birçok acil ihtiyaç dururken çok gerekiyormuş gibi kampüse cami yapmayı planlayan müthiş rektör.

    "sadece cami de değil; isterlerse sinagog da açarız. yeter ki talep gelsin." şeklinde bir beyanat verdikten sonra, budist itülü öğrencilerin talepleriyle karşı karşı kalmıştır kendileri. bakalım sözünde duracak mı? kamuoyu olarak takipteyiz.

    budist öğrencilerin taleplerine buradan ulaşabilirsiniz
  • ak partisini yalamak için fırsat kollayan rektörümsüdür. teknik üniversiteyi rezil etmek için canla başla mücadele eder.ak partisinin yok olmasını istememin sebeplerinden biri de bilimin anasını siken böyle rektörlerin başımıza musallat edilmesidir.ayrıca bu adam kul hakkı yediği ispatlandığı halde görevine devam etmektedir.

    link vermeyi unuttuk son icraati için buyrun
  • itü'nün olabilir ama itü öğrencilerinin rektörü değildir.
  • hala "üniversitelerin suskunluğu aydınların suskunluğudur. toplumsal sorunların çözüm odaklı tartışılabilecegi kurumlar olarak bırakın konuşsunlar" tarzi retweetler atan sahis.

    oncelikle sen bir kere secilmis degil atanmis rektorsun, kim verdi sana ogrencilerin ve mezunlarin adina hukumete biat aciklamasi yapma hakkini? bu bir.

    konusursan kendi adina konus, kurumsal unvanini kullanamazsin, kurumun adini hic kullanamazsin. bu iki.

    madem memleket meselelerini hakkinda konusmayi biliyorsun o zaman 4+4+4, buyuksehir yasasi cikarken, cumhuriyet tarihinde ilk kez sayistay denetim raporu yayinlanmadan butce onaylanirken neredeydin diye sorarlar adama. bu da uc.
  • komisyon karari ile bilimsel bir raporun aksini ispatlayabilecegini sanan politikaci. yanlis yazmadim politikaci. rapor dogrudur yanlistir ayri mesele ama cikip komisyon kurup bu rapor yanlistir ne demek? bilimadamiysan eger cikar bilimsel olarak o raporda yazanlari curutursun. yok eger politikaciysan komisyon kurup karar alirsin. tepeden inme rektor ancak bu kadar oluyor demek ki. hayir yarin oburgun komisyon kurup evrim teorisinin bulgulari "teknik olarak gecersiz"diye karar alacak diye korkmaya basladim ben.
hesabın var mı? giriş yap