• 15 nisan 2015'te kurulan sağlık bilimleri üniversitesi tarafından tarihiyle birlikte sahiplenilmeye çalışılan, 14 mart 1827'de kurulan ve günümüzde gerçekte istanbul tıp fakültesinin devamı olduğu ilk modern tıp okulu.
    kerize kakalar gibi her yanda kuruluş tarihini 1827 veren sağlık bilimleri üniversitesi akıl fikir sahibi olmaya istanbul tıp fakültesi camiası tarafından ekseriyetle davet edilmektedir.
  • istanbul tıp fakültesi'dir ama daha 2 sene önce kurulan sağlık bilimleri üni bu adı sahiplenmektedir. hocam geçmişiniz 2 yıldır. istanbul tıp fakültesinin eski binasında eğitim görüyorsunuz diye tarihini de sahiplenemezsiniz. binadan tarih çıkarmak beyhudedir...
  • sağlık bilimleri üniversitesiyle çapa arasında isim tartışmasına neden olmuştur
  • 14 mart tıp bayramı hk.

    1919'un mart ayında, istanbul'da mekteb-i tıbbiye-i şahane, ingiliz birlikleri tarafından işgal edilmişti. tıbbiye öğrencileri, okulu kurtarmak için çare aramaktaydılar. okulun kuruluş yıldönümü olan 14 mart'ı topluca kutlamaya karar verdiler. asıl maksatları işgal kuvvetlerine karşı ayaklanmaktı. aynı gün, tıbbiye 3. sınıf talebesi olan hikmet bey (tıbbiyeli hikmet) önderliğinde büyük bir gösteri yaparak okulun iki kulesi arasına büyük bir türk bayrağı astılar. bunu gören işgal kuvvetleri, olaya müdahale ettilerse de durduramadılar.

    bu sebeple 14 mart, tıp camiasının emperyalist güçlerin karşısına resmen çıkışının yıl dönümü ve bugünkü tıp bayramının sebebini oluşturdu.

    tıbbiyelilerin temsilci olarak seçtikleri hikmet bey, istanbul'dan kaçtı ve sivas'a giderek sivas kongresi'ne iştirak etti. sivas kongresi’nde 7 eylül 1919’da yapılan ikinci celsede verilen önergede hikmet bey'in de imzası vardır. kongrenin 9 eylül 1919 gecesi, mandacılık tartışmasında bu konuyla ilgili olarak atatürk’e hitaben yaptığı konuşmada;

    "paşam, murahhası bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı başarma yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler, mandayı kabul edemem. eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olurlarsa olsunlar şiddetle red ve takbih ederiz. farz-ı mahal (örnek olarak), manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, mustafa kemal’i vatan kurtarıcısı değil vatan batırıcısı olarak adlandırır ve tel’in ederiz (lanetleriz)." demiştir. bu sözler, duyduğu coşku ve heyecanla söylenmiş olup büyük etki yaratmıştır.

    bu konuşmayı mustafa kemal şu sözleriyle değerlendirmiştir:
    "arkadaşlar, gençliğe bakın; türk millî bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin! gençler, vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır,’" diyerek hikmet bey’e dönmüş ve "evlat; müsterih ol. gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. biz, azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. parolamız tektir ve değişmez: ya istiklal, ya ölüm!"

    mustafa kemal'in bu sözleri üzerine hikmet bey de yerinden fırlayarak: "var ol paşam!.." demiş ve mustafa kemal’in elini öpmüştür.

    kronoloji için ayrıca bkz.
    kısa bir video
  • sağlık bilimleri üniversitesi çomarlarının konmaya çalıştığı tarih. mekteb-i tıbbiye-i şahane istanbul tıp fakültesidir. bu çomarlar dışındaki herkes biliyor. ama 2 senelik üniversite 191 yıllık tarihimize konmaya çalışmakta
  • batılı anlamda ve modern tıp olarak türk topraklarının ilk tıp fakültesi.

    ilk tıp fakültesini arıyorsanız kayseri'deki gevher nesibe'ye bakabilirsiniz
  • ittihad-i osmani cemiyeti’ni 1889 yilinda bir avuc mekteb-i tibbiye-i sahane ogrencisi kurmustur.

    bu nedenledir ki, jon turkler, ittihad-terakki ve ii. mesrutiyet’in ilan edilmesi baglaminda onemli bir yere sahiptir.
  • mekteb-i mühendishane-i yeah bitch ve mekteb-i mülkiye-i sana puanım dohuz kanka ile beraber zamanının en iyi okullarındandır.
  • açılışında ıı. mahmut'un açılış konuşması şöyle olmuş:
    “çocuklar, işte ebniye-i âliyeyi mekteb-i tıbbiye olmak üzere teşkil ve tertib ederek mekteb-i tıbbıye-i adliye-i şahane tesmiye ettim ve burada bekâ-yı sıhhat-i beşeriye hizmet-i azizesine muvâzabet olunacağındab bu mekteb-i sâir mekteplere tercih ve takaddüm eyledim.
    bunda fransızca olarak fenn-i tıbbı tahsil edeceksiniz. bu makamda şimdi sizin içün bir sual varid olduğunu ve bu sual dahi bizim lisanımızda ve bizim kitaplarımızda fenn-i tıb yok mudur ki ecnebi lisanı üzere okumaklığı ihtiyar edelim kavlinden ibaret bulunduğunu bilirim.

    vakıa fenn-i tıbba dair bizde pek çok kitap mevcud olup, ibtida avrupalılar dahi fenn-i tababeti bu kitapların tercüme ve talimiyle ahz ve telakki eylediler. lakin işbu kitapların esası arapça yazılmış ve bir zamandan beri ulemayı islamiye taraflarından mütaalasına ve tederrüs ve tedrisine rağbet ve itina olunmadığından refre refte ıstılahat-ı fenni layıkıyla bilen adamlarımız da azaldığı cihetle bu kitaplar metruk hükümde kalmış olduğundan onların mütaalasıyla uğraşıp fenn-i tıbbı tamamıyla asıl lisanımız olan türkçe'ye nakletmek şimdi çok zaman ister.
    avrupalılar ise bu fenni kütüb-i arabiyeden lisanlarına naklettikten sonra yüz seneden ziyadedir bunda tefennün ve terakki ile uğraşmakta olduklarından zavabıtbva kavaid tahsiliyesini teshil eylemişler ve muahharan bazı şeyler dahi bulup kendi kitaplarına ilave eylemişlerdir. sizlere fransızca okutmakdan benim muradın fransızca lisanı tahsil ettirmek değildir. ancak fenn-i tıbbı öğretip refte refte kendi lisanımıza almaktır ve ondan sonra memalik-i mahruse-i şahane'nin her bir tarafına türkçe olmak üzere neşreylemektir.

    işte bu adamdan ve sair hocalarınızdan ilm-i tababeti tahsile çalışın ve tedricen türkçe'ye alub lisanımız üzere tedavülüne say eyleyin zira etibba sıfatıyla memalik-i ecnebiyeden bir takım meçhul-i ahval eşhasın gelmesinden ve şuraya buraya sokulmasından hoşnud ve memnun değilim”
hesabın var mı? giriş yap