• (bkz: melek mosso)
  • şu üstteki performansı dinleyince sesinden soğuduğum şarkıcı.
  • takma ismi melek mosso'dur.
  • kadıköy'ün özeti diye twit atmıştı biri... aynen öyle.

    köyden kente göçüp, üzerindeki teleme peyniri kokusu gitmeden, ruhundaki köylü hala dipdiri ve sağlıklı iken "en şehirli benim, en modern benim, en en en benim" diyebilmek için şekilden şekile, halden hale giren modern muhafazakar cühelaları güzel özetliyor kendisi.

    ait olmadıkları ve 3-4 nesil sonraki torunlarının ancak (ve belki) girebilecekleri o sosyokültürel kast içine dahil olmak, sızmak için yapmadıkları şaklabanlık kalmıyor.
    fikirler düşünce ve eleme yoluyla değil, sosyal basamak tırmanma ön kabulü ve ezber olduğu için daha yapmacık ve daha radikal biçimde sunuyorlar. zira ithal... orjinal değil.

    bilen bilir, orjinal olmayan bir şeyi başka bir şeye yerleştiemek için ya parça kesersin, ya flanş yapar parça eklersin. dışarıdan iş görür ama verimli çalışma, dayanıklılık, istikrar olmaz. anca görüntüyü toparlar... orjinalinin yerini de asla tutmaz. kendilerine bir şeyleri yerleştirmek için psikolojik olarak devamlı kesip biçen ve bir şeyler ekleyen bir kitleden bahsediyoruz...
    kendine jiletle faça atan insanlar dahi kendi gerçekliğinde yaşadıkları için bunlara nazaran sağlıklı. bu kitlede reel kimlik kabulü söz konusu olmadığı için kendi tercihleri ile ruh hastası bir pozisyona sürüklenip herkesi bu ruh hastalığına davet ediyorlar üstelik. nereden tutsanız elinizde kalıyor. fecaat.

    tutmadıkça bunlar cinsiyet, ırk, kültür, din gibi aparatları kart gibi kullanıp mağdur edebiyatı çekerler. aynısını daha geçenlerde sermiyan midyat örneğinde gördük. o sınıfa sadece girmek değil, kendi bok kültürünü de karıştırmak istiyorlar üstelik. e yemiyor... reaksiyon alıyorlar. sonra da zırlıyorlar.

    melek davarcı bir kişilik değil, kadıköyün özeti ise, kadıköy melek davarcıların istilası altında...

    çalışıp, üretip, işiyle gündeme gelmek yerine beceriksizliğini siyasal kılıfla taçlayıp zombie destekçi kitlesi ile bir yerlere gelmek istemeseler bu kadar eleştirilmezler. bu insanların meleğin ya da kadıköy göçerlerinin kimliği ile derdi yok. olmamışlıkları, kendini gerçekleştirememişlikleri, takındıkları yalan tavırlar, özlerindeki muhafazakar saldırganlığı modern peçe ile örtme halleri, köylerinin tüm leş hallerini oraya taşımaları rahatsız eden.

    tüm bunların üzerine kendileri gibi olmayan ve kendilerini sevmeyen herkese etiketleme kolaycılığına başvurarak argümana dahi gerek duymaksızın çamur atmaları, mağdur kartı kullanarak saldırmaları, ve köy / kabile refleksi gösterek topluca linç etme köylülüğü göstermeleri tüy dikiyor.

    yoksa bize ne davarcının mossoluğundan.

    edit:
    bir takım ekşici zevat zannediyor ki biz bu insanların köylülüğünü, anadoluluğunu falan eleştiriyoruz ya da kadın hakları savunucusu diye vuruyoruz.

    çakmalığı eleştiriyoruz güzel abim / ablam. çakmalığı... kendini ezik hissettiği için dünü yokmuşçasına abuk subuk hallere giren bunu olağan diye pazarlamaya çalışan bir de üstüne kendi gibi olmayanı linç edenleri eleştiriyoruz
    anlayın şunu. lütfen ama...

    keşke kendi dilinde okuduğunu anlamayı beceremeyen bir toplum haline gelmeseydik.

    ingiliz asilzadesi benzetmesi yapan dostuma cevap vereyim. anadolu ile zerrece ilgim alakam yok güzel arkadaşım. anadolu'nun son kozmopolit ve kültüre önem veren son türk devleti karamanoğlu tebasıyım. balkan türküyüm.
    anadolu benim toprağım iken böyle değildi. grek alfabesi dahi kullanılıyordu... kozmopolit yapıya sahipti. içerisinde rum, yahudi, ermeni tebaa bulunduruyordu. islam baskı unsuru değildi.
    dedelerinizin 3 akçeye türklüğünü satarak içine girdiği ordular tarafından istila edildik, katledildik, sürüldük. bizim yerimize osmanlı oraya gen çorbası neidüğü belirsiz canlıları yerleştirdi. bugün konya'dan hala pislik ve irin saçılıyor...
    bizim ise dedelerinizin bok çukuru haline getirdiği topraklarla zerre alakamız kalmadı. ne sosyal ne siyasal anlamda... bu leş anadolu senin gerçeğin, benim değil.

    yıllar sonra gelen edit: ben bu entryi yazdığımda hanımefendi mini elbisesinin etek kısmını kasığına kadar açarak -biz kadınlar özgürüz, istediğimiz yerimizi istediğimiz gibi sergileriz minvalinde salak saçma bir açıklamayı, kendinin de inanmadığı bir ses tonu ve derinden gelen endişe titreşimleri ile, sırf kendini bir kesime satabilmek adına yapmıştı. bu entry onun adına girildi.

    dediğim gibi, yoksa banane davarcının mossoluğundan.
  • yakında kitap yazmaya başlayacak olan şarkıcı.
  • eminim hakkında yazılanları okudukça içli içli (bkz: ne yana yıkılayım) diyordur.

    soyadının "davarcı" olduğunu ekşi sözlük sayesinde öğrendiğim, yaptığı cover şarkılarla popüler olmuş kişi.
  • anadolunun bağrından kopup gelmiş çakma modernist şarkıcı.

    geçmişinden kaçamazsın köylü güzeli. *
  • ülke'de yeterince sorun yokmuş gibi konuşan, yaptığı kötü ötesi şarkılarla meşhur olan, bir kaç seneye esamesi okunmayacak kadınlardan birisi...
  • siktiğim ekşi sözlüğü ahalisi, biri köylü yazmış herkes aynı şeyi tekrar etmiş durmuş. siz hangi köyün yavşağısınız dalyaraklar dedenize sorun bakalım. sanki ingiliz soylusu buradaki müptezeller.
  • annesi başörtülü olmak yerine, saçını sarıya boyatmış hafif göğüs çatalı görünen laik görünümlü bir teyze ( bu tarz hanımefendileri zerre kadar eleştirmek maksadıyla söylemiyorum, kendilerinin ellerinde öperim) olsaydi ekşi sözlük ahalisinin kendisini bu kadar aşağılamayacagini düşündüğüm sanatçı.
hesabın var mı? giriş yap