*

  • yezidilik inancında en büyük melektir. adı üstünde tavuskuşuna benzer. yezidilik dışında ise şeytan olarak algılanmaktadır.
  • şeytanı tavus kuşu şeklinde, güzel bi varlık olarak düşünür yezidiler
    ama bize empoze edilen gibi kötü diil, aslında iyidir şeytan. haksızlığa uğramıştır, yanlış tanınmaktadır.
    (bkz: yezidilik)
  • (bkz: melek taus)
  • şöyle bir detaya rastladım. doğru mudur bilmiyorum. ancak haşhaşilerden bahseden okuduğım diğer kaynaklar: sinan'ın daisi bir melek tavus'tan bahsetmiyor. alıntılıyorum:
    http://www.angelfire.com/tn3/tahir/trk14.html
    hasan sabbah'ın haşhaşiler'i, yani afyon çekip sahte cennet vaatleri ile kandırılmış aşırı şii fedailer, ortalığı kasıp kavuruyordu.

    bunlar selçuklu sultanı melikşah'ın değerli veziri nizam-ül mülk'ü bile şehit edecek siyasi suikastlere katılmışlardı. (1092)

    aynı şii-ismaili haşhaşiler bir süre sonra haçlılar ile anlaşarak kudüs fatihi selahaddin-i eyyübi'nin çadırına kadar sokuldular ve ona da suikast yaptılar ama öldürmeyi başaramadılar. (1202)

    ömer rıza doğrul'un "cennet fedaileri" adlı kitabında anlattığına göre, bu saldırıyı planlamış olan haşhaşiler'in reisi şeyh-ül cebel sinan, masyaf kalesinde selahaddin eyyübi'nin kumandanlarından haldun tarafından kıstırıldı.

    durumun kötüye gittiğini gören sinan'ın baş daisi melek tavus, sinan'ı öldürerek şeyh-ül cebel oldu.

    ama muhasaradan kurtulmak için yapacak bir şey kalmamıştı...

    bunun üzerine melek tavus kaledeki kadınları, çocukları, fedailerini topladı. hepsine, cennette buluşacakları vaadiyle, kalenin burçlarından atlamalarını emretti!...

    afyon çekmekten başı dönmüş müritleri tereddütsüz atladılar. en son da kendi atladı...veya atlamış göründü. belki de kalenin gizli bir yerine saklanıp sonra melanetine başka yerde devam etti.

    selahaddin'in ordusu hiç bir mukavemetle karşılaşmadan kaleye girdi...(1204)

    ne var ki, haşhaşiler'in kökünü kazımak, son barınakları alamut kalesini fetheden cengiz'in torunu hülagu'ya nasip oldu. (1256)

    işte bu süre zarfında, sağa sola dağılıp yeraltında saklanmak zorunda olan haşhaşiler, melek tavus'u ilahlaştırdılar.
  • müslümanlık ve hıristiyanlıktaki şeytana benzer fakat tam olarak aynı anlama gelmez. melek tavus yezidilere göre bir kurtarıcıdır. tanrının dünya ile ilgilenmediğine inanırlar ve bu sebeple melek tavus'a yarı tanrısal bir nitelik yüklemişlerdir.
  • efsanelerde melek taus ya da tausi melek ( tr. tavus melegi ) olarak da gecer bu isim. kürt yezidilerinin kutsal saydigi bir melektir. yezidi inancinda yedi kutsal melekten ilk olarak taus´un, tanrinin emriyle dünyayi ve ayni zamanda adem´le havva´yi yarattigina ve adem´le havva´nin huzurunda egilmeyi reddettigi icin en büyük melek tarafindan dünyanin ve dünya düzeninin koruyuculugu görevine layik görüldügüne inanilir.

    yezidi inancinda taus´un diger büyük meleklere nazaran en büyük özelligi insanlar gibi özgür bir irade yetisine sahip olusudur.

    ama gelgör ki tanrinin her buyruguna uymadigindan tanri tarafindan cehennemle cezalandirilir.

    o yüzden yezidilerde seytan ve cehennem diye bir kavram yoktur. yezidilikte kötülük ( yani cehennem ) sadece insanin icinde varolur. eger bir yezidi bu dünyada bir hata islediyse, cezasi cehennem degil o hatayi bir daha yapmayana dek tekrar tekrar dogmaktir. ama bu dünyada kötülük islemediyse yeri tanrinin yanidir.

    kuran´da adem´in önünde egilmeyen asi bir melekten bahsedilir. nitekim iblis´ten. bu yüzden müslüman toplumlarda taus hep iblis´le, yezidiler de seytana tapmakla özdeslestirilmistir.
    melek taus´un bu dünyadaki en önemli reenkarne kisiligi seyh adi´dir.

    sembolü de tavus kusudur.
  • yezidi gelenek ve teolojisinde “pire her u her”, sonsuzluğun ve sürekliliğin piridir.
  • ezidilerin allahla birlikte taptıkları melek.

    melek tavus allahın ilk emrine (allahtan başkasına tapmama) uyarak ademin önünde eğilmeyi reddeder. bu yüzden ezidiler tarafından onun en sadık meleği kabul edilirken, islam ve hristisyan inancında kibri yüzünden insanoğlunun önünde eğilmeyen şeytanla bir tutulur.

    oysa islam ve hrıstiyanlığın aksine ezidilikte ebedi azap yeri olarak cehennem tasavvuru yoktur, şeytan da yoktur, allah o kadar güçlüdür ki ondan başka bir kötülük kuvveti olamaz.

    yani demem o ki inançlarında şeytan dahi olmayan bir inanç grubunu, şeytana tapmakla itham etmek son derece mesnetsiz, keyfi ve asılsızdır. melek tavus anlatısının çarpıtılması ile bu argüman beslenmektedir.
  • ezidi inancında kutsal kabul edilen ruhani varlık, (bkz: düşmüş melek) diye de isimlendirildiği görülür. tavuskuşu ile sembolize edilir.

    inanışa göre;

    "...

    tanrı kendisini belli belirsiz bir an içinde yoktan var eder. beyaz bir kuş yaratır ve kuşun sırtına bir inci yerleştirir. tanrı kendisini o incinin içine hapseder ve kuşun sırtında alemi seyre dalar. kuş alemin bir yerinde ansızın durur. tanrı inciyi sayısız parçaya böler ve göğe doğru yükselir. boşluğa yayılan inci parçalarından güneş, yıldızlar, gezegenler, karanlık ve aydınlık çıkar.

    saçılan parçalardan biri dünya’dır. tanrı yeri ve göğü birbirinden ayırır ve der ki; “dünya şen olmalı.” tanrı kendisini boşlukta yok etmeden önce dünya şen olsun diye bir kuş yaratır; kuşun adı melek tavus’tur. melek tavus binlerce yıl boyunca ne olduğunu bilmeden dünya’nın etrafından dolanıp durur ve bir gün tanrı melek tavus’a “dünya şen olsun” der. melek tavus perşembe günü dünya’yı şekillendirmeye başlar, karanlığı aydınlıktan dağları denizlerden ayırıp toprağa can verir. tanrı melek tavus’a bir daha “dünya şen olsun” der. melek tavus tanrı’nın ne istediğini anlayamaz ve terlemeye başlar. terleri toprağa dökülür ve melek tavus ıslanan topraktan şekiller yapmaya başlar.

    daha sonra tanrı’ya elleri ve ayakları olan, yüz hatları belirgin topraktan yapılmış bir şey getirir. tanrı topraktan şeklin yüzüne doğru nefesini üfler ve “adı adem olsun” der. melek tavus adem’i alıp cennet’te bir yere götürür. ancak sonra tanrı’nın karşısına götürüp “tanrım, adem’in gözleri var görüyor, kulakları var duyuyor ama yine de bir şeyler eksik” der. tanrı beklediği bu soru karşısında melek tavus’a; “git ruh’la konuş ve ona de ki; tanrı adem’in bedenine girmeni istiyor”der.

    melek tavus, ruh’a gider ve tanrı’nın buyruğunu iletir. ruh da melek tavus’a “adem ölümlü müdür?” diye sorar. melek tavus ölümlü olduğunu bildirince de ruh; “o vakit git ve tanrı’ya şunu sor: adem öldüğünde ölen adem midir, ruh mudur?”

    melek tavus bu soruya aldığı cevabı ruh’a iletir ve “ölen sen değilsin, adem’dir” der. ruh tekrar sorar; “bu adem dediğiniz varlık zarar gördüğünde acıyı çeken adem midir, ruh mudur?”

    melek tavus, tanrı’nın huzuruna çıkıp bu soruya da yanıt alır ve tekrar ruh’un yanına gidip; “ölen de sen değilsin acı çeken de; yaşadığı sürece mükafatta adem’indir cefa da” der. ruh bunun üzerine mecburen adem’in bedenine girer. melek tavus, adem’in göbek deliğini düğümler ve ruh böylece adem’in bedenine hapsolur. melek tavus canlanan adem’i alıp cennet’e gelir.

    bunun üzerine tanrı, tüm melekleri ve adem’i huzuruna çağırıp tüm meleklere adem’e secde etmelerini söyler.
    biri hariç tüm meleklerin alnı adem’in önünde yere değer. tanrı secde etmeyen melek tavus’a “neden secde etmedin ey melek?” der. melek tavus büyük bir gururla “sen yeri ve göğü yaratan kadir-i mutlak olansın. senden başkasına inanmam, senden başkasını dinlemem ve ben senden başkasına secde etmem” diye karşılık verir. bunun üzerine tanrı, melek tavus’u araf’a atarak cezalandırır.

    melek tavus 40 bin yıl ağlar, 40 küp gözyaşı döker. 40 bin yılın sonunda tanrı, melek tavus’u affedip cennet’ine alır ve "sen artık meleklerin başı ve dünya’nın yürütücüsüsün” der. melek tavus bunun üzerine araf’ta biriktirdiği 40 küp gözyaşıyla cehennem ateşini söndürür ve dünya’yı yönetmeye başlar.

    ..."

    semavi dinlerde melek tavus, kibri yüzünden adem'e secde etmeyen ve tüm kötülüklerin kaynağı şeytan ile özdeşleştirilir, ama ezidiler bu yakıştırmayı hakaret kabul ederler o yüzden şeytanın adını anmayı ya da şeytanı temsil eden kelimeleri dile getirmeyi haram kabul ederler.ezidilere göre melek tavus, adem'e şeytan gibi kibrinden dolayı değil, tanrı azda'ya kusursuz bağlılığı sebebiyle secde etmemiştir, bu da onun asaletinin göstergesidir.
hesabın var mı? giriş yap