• dün intihar eden genç doktor arkadaşımız. kendisini şahsen tanımıyorum ama ortak arkadaşlarımız var. kişiliği karakteri hakkında da pek bir bilgim yok.
    ancak intiharın sebeplerini ve bir insanı intihara götüren sürecin nasıl bir süreç olabileceğini en iyi bilen meslek grubu olan hekimlerin "sabim'e yapılan şikayet yüzünden intihar etti" demesini, ben bir hekim olarak kabul etmiyorum. intihar eylemi, kronik ve major bir depresyonun son noktasıdır. sabim'den soruşturma alan ilk hekim de tahmin edilebileceği üzere melike erdem değil. örneğin sabim'den soruşturması olan hekimlerden biri de benim. hasta veya hasta yakınının herhangi bir cümlesinden, sabim'in çıkarttığı anlama göre soruşturma yiyebiliyorsunuz zira. birçok hekimin de benzer soruşturmaları olmuştur ve olacaktır. bunların hiçbiri intihar sebebi olamaz. bir acil tıp doktorunun gün içinde göğüslediği stres, sabim'den gelen soruşturmanın stresinden daha fazladır şüphesiz. acil tıp gibi yoğun bir bölümün stresini yıllardır sırtlayan bir insanın intiharının altında mutlaka ama mutlaka başka bir sebep vardır.
    yapılmaya çalışılan her zaman olduğu gibi tabipler odasının olaydan ekmek yeme çabasıdır. rahmetli genç arkadaşımızın intiharından sonra 2 saat içinde, "184 şikayet hattı kaldırılsın", "sabim'iniz öldürüyor" pankartları hazırlanması bende mide bulantısı yaratıyor. bu tam anlamıyla genç bir insanın ölümünden nasiplenme çabasıdır.
    "şikayet hattı kaldırılsın" ne demektir ayrıca ? doktoru şikayet makamı neresi olacak peki ? insanlar herhangi bir şikayetlerini ilgili makamlara bildiremeyecekler mi ? burada esas sorgulanması gereken, şikayet sonrasında bakanlığın doktora karşı takındığı tavırdır. doktora karşı uygulamayı çok sevdikleri "zanlı" muamelesidir. ama bunun çözümü şikayet hattının kaldırılması değildir, bunun kabul edilebilir tarafı yoktur. bizler üstün insanlar falan değiliz, her meslek grubu gibi insanların bizi de şikayet edeceği bir müessese olmak zorunda. bakanlıkla aramızdaki sorunların sebebi de, bedeli ödeyecek olan da bu toplum değil.
  • rahmetli acil tip doktoru. adina yuruyus yapilmakta. sabim e gelen bir sikayet sonrasi once bashekim dr ozgur yigit (eski soyadi camur idi mahkeme karari ile degistirdi) tarafindan fircalanmis. ardindan kendi klinik sefi tarafindan fircalanip asagilanmis. buna dayanamayan melike hastanenin 6. katindan atlamis. adina su anda yuruyus yapilmaktadir. ozgur yigit bey tum klinikleri bireysel olarak arayip yuruyuse katilimlarini yasaklamis. basimiz sagolsun
  • sabim'e yapılan hasta şikayeti sonrası intihar eden tıp doktoru. doktoru hasta ve hasta yakınlarının hedefi haline getirmeyi sağlık politikasının merkezine koyanların son marifeti.
  • olay bir hasta şikayeti değildir, olay tamamen mobbingdir. 30 yaşında binbir zorlukla yetim başına okumuş, annesine bakan bir kızın hayatından bezdirecek kadar yılmasıdır. utanın sisteminizden, askeriniz intihar etsin, polisiniz intihar etsin, doktorunuz intihar etsin ama sisteminiz yaşasın.
  • umarım o an canı hiç yanmamıştır. dünyadayken yeterince yanmış olmalı. nefes almayı hakeden onca insan ölürken haketmeyen onca insanla oksijeni paylaşmak zorundayız.
  • dün hayatına son vermesiyle tüm çalışma arkadaşlarını ve meslektaşlarını üzüntüye boğan insan.

    30 yaşında gencecik bir doktor, bir insan artık aramızda yok; ama bazıları çıkmış hala "tabipler odası, olayın arkasında başka şeyler de vardır, vs bık bık" konuşuyor, acısı taze insanlara "mankafa" sıfatını layık görüyor.

    bu hazin olayın ardından gösterilen tepkilerden de anlıyoruz ki hekimlere karşı toplumda paylaşılmış bir şiddet eğiliminin varlığı yok sayılamayacak hale gelmiştir. malum çevrelerce körüklenen bu değersizleştirme çabalarının sonucunda biz genç bir insan artık aramizda değil.

    mekanin cennet olsun.

    (sabimi arayıp melike erdem görev yerinde yok desem ne cevap verirler acaba)
  • sabim denilen sistemin kurbanı, genç doktor.

    peki nedir bu sabim?

    istanbul'un bir köyünde, her yağmurda lağımı taşan (ki bu lağımı temizlemek zorunda kalanlar da doktorlar) rüzgar esse elektriği giden bir aile sağlık merkezi'nin sırf başka bir binaya taşınmasını istedikleri için, görevli doktorların civardaki eczacılar tarafından - kazandıkları paranın azalacağını bildikleri için- şikayet edildikleri, bunun neticesinde ise edilen her şikayette doktorlardan zırt pırt savunma yazmasını isteyen sistemin adıdır.

    bahsi geçen eczanelerin hiçbirinin gerçekte eczacı olmaması, kiminin kiraladığı diplomayla; kiminin ise yeni mezun olan akrabasının diplomasıyla eczane işletiyor olması ise pek manidar. hastayı eli boş göndermemek için bebeklere bile yanlış ilaç verebilen; kârı yüksek olduğu için doktora veya hastaya bilgi vermeksizin reçetedeki ilacı muadil ilaçla değiştirebilen bu görünürde eczacı, özünde gözü paradan başka bir şey görmeyen, insanlıktan çıkmış adamlara gelince niyeyse aynı şikayet mekanizmaları hiç sonuç vermemekte.

    doktora gelince ise, çöp atma saati geçildiği için savunma yaz, kaloriferler kanunda belirtilen ayarda yakılmadığı için savunma yaz, kışın kar yolları kapattığında işe geç geldiğin için de savunma yaz diyen bir sistem. sanırsın ki abim gelmiş elinde termometre ile ölçüm yapmış kaloriferde. çöp kamyonunda ajanı var da çöpün geç döküldüğüne dair zabıt tutturmuş ya da bizzat kışın yolları tuzlayan ekiplerin amirliğini yapıyor.

    'halkın sağlığını önemsiyoruz görünelim' imajı; özünde, okumuş insanları cahile kırdırmaktan, doktorluk mesleğini itibarsızlaştırmaktan başka bir şey olmadığı için yaşanıyor tüm bunlar. diş hastanesi açıp kanal tedavisi yapmıyoruz demek örneğinde anlatıldığı gibi, sen hastaya düzgün sağlık hizmeti sunama, hastayı eczacının ve hasta üzerinde deney yapmaktan çekinmeyen ilaç firmalarının kucağına oturt; iş doktora gelince ise kurduğun şikayet mekanizması ile övün, sağlık hizmetini dünya standartlarına çıkardığını zannet. senden gazı alan adam da mesai saatinden sonra gelip, doktor beni muayene etmedi diye şikayet etme hakkını kendinde bulabilsin.

    bugün ölen bu gencecik doktor hanımın da eminim aldığı ve işini gücünü bırakıp uğraşmak zorunda kaldığı şikayetler de, yukarıda örneğini verdiğim gerçeklikte incir çekirdeğini doldurmayacak şikayetlerdir. tıp fakültesini kazanmak da, okuyup bitirmek de hiç ama hiç kolay değilken, kendisinin ve meslektaşlarının içine sürüklendikleri şu durum umarım birilerine; özellikle de doktorları sanki en aşağılık mesleği icra ediyorlarmış gibi görenlere ders olur.

    mekanı cennet olsun.
  • münferittir! şimdi birilerini marjinalize edip arkasından bunlar demişse kesin hatalıdır kesin intihar eden hatalıdır ki intihar dinimizce yasahhtır zaten intihar etmişse doktorluk ona göre değil argümanlarıyla salvolar atan arkadaşım sen yavşaksın, hatalısın demiyorum çünkü hata bilmeden farkında olmadan yapılandır sen bile isteye the economist yazmışsa iyi yoldayız diyen sorunlular gibisin. aslanım van'da gözü plastik mermiyle kör edilen çocukları yazamayıp polis özürlü vatandaşa gaz maskesi verdi haberini yapan basın mensubu neyse nazarımda sen ondan daha geri daha donuz bir hayvansın.
    yaw arkadaş doktor öldürülür ameliyatı yapmasaydın dersin otuz dört tane çoğunluğu ergen olan vatandaşın f16 bombalarıyla öldürülür kaçakcılık yapmasaydı ölmezdi dersin askerler intihar eder zaten sorunludurlar peygamber ocağına yakışmayacak insanlardır 13 yaşında kıza polis müdürü parti il başganı! esnaf askeri tayfa fiili livata yoluyla tecavüz eder dişi köpek kuyruk muhabbeti yaparsın kusura bakma ama akrep gibisin aslanım akrep. sizin gibi insancıklarla aynı havayı soluduğum için utanıyorum siz ne zaman insan olacaksınız onu merak ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap