• hindistan'da bir zamanlar alt sınıftan kadınların memelerini kapatmak için ödemek zorunda olduğunu ve meme boyuna göre miktarının belirlendiğini öğrenmem ile aydınlanmamı sağlayan mulakkaram adlı vergidir.

    vergi memurları kapı kapı gezip kadınların memelerini yoklayıp vergi miktarını belirlermiş...

    --- spoiler ---

    “meme vergisi” sistemi, britanya tarafından yönetilen hindistan’da var olan 550 yerel-özerk devletten birinde, içlerindeki en eskilerinden biri olan travancore eyaleti’nin kralı tarafından toplanırdı. bu sisteme göre alt kastlardan gelen kadınların memelerini kapatmalarına şartlı izin verilirdi. eğer memelerini kapatmak isterlerse vergi ödemeleri gerekirdi.

    kralın memurları kapı kapı dolaşarak bu meme vergisini ergenlik çağını geçmiş alt kasta mensup kadınlardan toplarlardı. lakin toplanan vergi miktarı memelerin büyüklüğüne bağlıydı. bu nedenle de vergi tahsildarı, çıplak elle dokunarak memeleri inceler ve büyüklüğüne bağlı olarak vergiyi hesaplardı (bu durumun art niyetli kişilerce nasıl suistimal edildiğini hesaba katmak gerek).

    esasında bu vergi tahsilatının amacı sadece alt kastları aşağılamaktı (ya da başka bir ifadeyle alt astlara karşı egemenliği pekiştirmek). sisteme göre üst sınıftan kadınların memeleri kapatmalarına izin verilir ama bu izin alt kastlara verilmezdi. esasında bu durum, bir kişinin sosyal statüsünün kendi kastına göre belirlendiği zamanlarda vuku buluyordu. şartlar, kişinin statüsünün, giyim tarzından anlaşılması gerektiriyordu.

    hindistan’ın kerala kentindeki cinsiyet ekolojisi çalışmalarıyla bilinen dr. sheeba km’nin söylediği gibi:
    “göğüs vergisinin amacı kast yapısını korumaktan başka bir şey değildi. zira giyinmek; zenginlik ve refahın bir işareti olarak görülüyordu. yoksullar ve alt-kastların ise buna hakkı yoktu.”

    bu vergi ise aslında bir istisna değildi. zira yazar samuel mateer, ‘travancore’da yerli yaşam’ adlı kitabında, ilkel devlet tarafından sadece alt kastlara uygulanan yaklaşık 110 ek verginin varlığın söz etmektedir. nihayetinde üst kastlar gelişirken alt kastların daima merdivenin en alt basamağında kalmasını sağlayan sistem içinde “meme vergisi”, bu ek vergilerin en kötülerinden biriydi.

    alt kastların isyanı
    bu haliyle uygulanan meme vergisi ise sürekli bir adaletsizlik yaratmıştı. bu adaletsizlik ise karşı bir hoşnutsuzluk ortaya çıkardı. 1859 yılında yaşanan bir hadise ise hoşnutsuzluğu isyana çevirdi.

    yaşanan hadise şuydu; iki alt kast kadını, üst vücut kıyafetleri giydiği için travancore yetkilileri tarafından kamuoyunda çırılçıplak soyularak cezalandırıldı. yetkililer soyulmanın ardından ayrıca alt kastlara ders olarak herkesin önünde bu iki kadını asarak idam ettiler.

    bu adaletsizliği kesin olarak durdurmaya karar veren nangeli adında cesur bir kadın, “yeter” dedi . nangeli, bu verginin kurbanlarından biri olan kerala’daki ezhava kastına mensuptu.

    vergi tahsildarının evine para toplamak için geldiği sırada, tahsildara para vermek yerine evine girdi ve memelerini orakla kesti. memelerini rivayete göre, yetkililere bir muz yaprağı üzerinde sundu. ardından da vücudu aşırı kanamaya yenik düştü ve aynı gün öldü. perişan haldeki kocası da cenaze odasına atlayarak intihar etti.

    nihayetinde de nangeli’nin ölümü, büyüyen isyan yangınını kışkırttı ve travancore krallığındaki yerel halkın krala karşı büyük protestoları ile sonuçlandı. kral, hayatından korkmaya başlamıştıve madras valisinin baskısı da üstüne gelince, 1924'te tüm kadınlara üst vücut kıyafeti giyme hakkı vermek zorunda kaldı.

    sonuç olarak nangeli’nin davranışı bir geleneği sona erdirdi. protesto ettiği ve memelerini kestiği yer ise günümüzde mulachiparambu olarak adlandırılıyor.

    kuzeninin büyük torunu maniyan velu’nun dediği gibi haklı olarak
    “onun eylemi bencilce değildi, travancore’un tüm kadınlarının yararına bir fedakarlıktı ve sonuçta kralı meme vergisini geri almaya zorladı,”

    nangeli’nin mirası hala yaşıyor…

    nangeli’nin hikayesi yine yerel bir sanatçı murali tarafından hayata döndürülüyor.

    beş yıl önce, yerel bir bankanın kurum içi dergisini karıştırırken, kendi bölgesinden bir yerli tarafından yazılan nangeli hakkında küçük bir rapora rastlandı. hikayeden büyülenerek, mulachhipuram ya da ‘göğüslü kadının ülkesi’ adlı küçük kasabaya gitti. nangeli’nin hikayesinden o kadar etkilendi ki, resimleriyle onu ölümsüzleştirmeye karar verdi.

    nangeli’nin üç resmi, amana - tarihin gizli resimleri adlı kitapta yayınlandı ve ayrıca kerala ve hindistan’ın diğer bölgelerinde deresimlerinden on beş sergi açtı.
    murali’nin misyonu hakkında gururla söylediği gibi.

    “insanların dikkatini çekmesini sağlayabilirsem, bu hükümeti bu önemli eylemi resmi tarihimizin bir parçası haline getirmeye ikna etmeye yardımcı olabilir.”

    evet, bu tür kadınlar nadirdir. çığır açan davranışları ise hiçbir zaman toplum tarafından onaylanmaz, onlar bir sapıktır (avrupa'daki cadıları hatırlayın). ancak bu tür kadınlar ve sadece cesur davranışları sayesinde günümüz kadınları toplumsal cinsiyet eşitliğinden büyük ölçüde yararlanmaktadır.

    nitekim nangeli gibi kadınların fedakarlığı önümüzdeki yıllarda ne unutulmalı ne de küçümsenmelidir.

    joan of arc haklı olarak dediği gibi:
    “güçlü bir kadın kendini savunur. daha güçlü bir kadın herkes için ayağa kalkar.”
    --- spoiler ---

    türkçe'ye çeviri: özgün kabacaoğlu - medium
    orijinal kaynak: lessons from history - medium - wikipedia
  • ötv vergisine sitem ederdim hep. artık etmeyeceğim.
  • (bkz: vergi icadında çığır açmak) şeklinde değerlendirilecek uygulamadır.
  • itiraf ediyorum, bir an için güne yeni vergiyle uyandım.
  • ilginç bir bilgi, sol frame'de görünce ''yine abazan bir başlık'' dedim ama öyle değilmiş. insanlık tarihinde neler neler olmuş? dedirten olaylardan biri.

    tabi her zaman olduğu gibi bu başlıkta komiklikler, şakalar, abazanlıklar ve farklı tepkiler nedeniyle çok önemli bir detay gözden kaçacak. o zaman o detaya parmak basalım, şu cümle her şeyi özetliyor;

    “meme vergisi” sistemi, britanya tarafından yönetilen hindistan’da........

    bakın, abuk subuk vergiler duyduğumuzda ''yok artık'' diyoruz, sadece vergi değil bir çok uygulamalarda da aynı durum söz konusu. dikkatlice bakarsanız bu tür olaylar genellikle emperyalizmin kıskacında kalmış toplumlarda görülüyor. dikdatörlükler, saçma sapan vergiler, akla zarar yalanlar, zulümler ve şu an aklıma gelmeyen bir çok zırvalık.

    sömürge altındaki toplumların, ezilişleri ve içine yuvarlandıkları acınası durum oldukça düşündürücüdür. o toplumları sadece sömürge devletler değil, sömürülen devletlerin yöneticileri de bu hale düşürüyor.

    o yüzden ''emperyalizme hayır'' diyoruz, o yüzden ''tam bağımsız türkiye'' diyoruz ve o yüzden ''amerikan hegemonyasına hayır'' diyoruz.

    evet, kimse bu ülkede meme vergisi almayacak ama akla zarar işlere tanık olmaktan kurtulamayacağız. milletin malının büyük kısmını emperyaller hortumlarken, milletin cebini, itibarını da yöneticiler hortumlarlar, cehalet, yoksulluk, çaresizlik o toplumun üzerine kara basan gibi çöker.

    tarihten ders alınmalı.
  • türkiye'ye getirilse ne tesettür kalır ne de müslüman.
  • bir de türk kızlarının şanslı olduğu konular demiş. sen önce kendi bamyanın vergisini öde de eğer vergiye tabiyse sonra türk kızlarının şansını düşünürsün.
hesabın var mı? giriş yap