bir insanın bu durumda olabilmesi için çok temel bir kaç şey var;
1- bir işe sahip olmak, işe yarar hissetmek
2- yaşamını ve sosyal yaşamını sürdürebilecek kadar gelir sahibi olmak
3- hiçbir maddi kaygının olmadığı bir uğraşa sahip olmak
4- sağlıklı bir cinsel yaşama sahip olmak
5- içinden yakınlaşılabilecek, arkadaş/ kız (ya da erkek) arkadaş seçebilecek, seçenek sahibi olabilecek kadar geniş bir sosyal çevreye sahip olmak
bunlar bir insanın mutlu olmasına sebep olmaz, sadece o kişinin yaşam içinde etkin olmasına yeter. düşünelim şimdi;
1- türkiye'de her 10 kişiden biri işsiz. geride kalanların yarısından çoğunun ise gizli işsiz.
2- türkiye'de fakirlik sınırı 4 kişilik bir aile için: 3682 tl (bkz:
http://www.turkis.org.tr/…ocs/file/acliksubat14.pdf)
3- memleketimizde maddi gelir sağlamayan bir uğraş sahibi olmak, en naif tabirle gülünç düşer. bunun dışında her şeyi göstermelik yapan ve diplomayı alıp iş bulmaktan başka hiçbir kaygısı olmayan boş okumuş bir üniversiteli nüfusumuz var. geç batılılaşmanın etkisiyle "yan flüt mü çalsam, piyanoya mı başlasam, en iyisi dans!" modundaki insanların ya da sırf şekil yapıp instagram'a fotoraf yükleyen süslü hatunların eline kamerayı alıp fotorafçı kesilmesini de çıkartırsak, garajını atölyeye çeviren insanların sadece ecnebi filmlerinde olduğunu söyleyebiliriz. bu bizim için bir nevi bilimkurgu.
4- sağlıklı bir cinsel yaşam: (bkz:
damsız girilmez)
5- insanların tek başına yaşamadığı, aileden çocuk olarak çıkıp, aileyi çocuk gibi kurduğu bir ülkede yaşıyoruz. evsahiplerinin "eve kız atar mı? uygun biri midir?" kaygılarını falan da kenara attım, bireysel özgürlüğüyle değil, kitlesel tutsaklığıyla çevre sahibi olan insanların sosyal olarak sınıflandırılamayacağını, eğer sosyal olarka sınıflandırılacaksa köpek balıklarına yapışıp onun kırıntılarıyla beslenen remora balıklarının da sosyal zekaya sahip olduğunu söyleyebiliriz değil mi?
burada bir gizli madde var. memnun olmak zorunda olmak, çünkü çaresizliği zorla öğrenen, "otur oturduğun yerde" ile ezilen insanlara bir kader çizilmiştir. kader inancının bu memlekette bu kadar kolay pekişmesinin sebebi, güçlülerin zayıfları net bir biçimde ezmesi ve toplum yapısının da bunu gizlice (ve ezikçe) onaylaması, sonucunda genç bir insanın dinin merhametli kollarına sığınmaktan başka çaresi kalmamasıdır.
realist çözümlerin olmadığı bir cehennemde, irrasyonellik tek çıkıştır. herkesin aklını yitirdiği bir toplumda, normların göbeği deliliktir. memnuniyet kriterleri, bir köpeğin sadakatine kadar indirgenebilir, yeter ki bir insanın tüm çıkış kapılarını kapayan iğrenç bir sistem kurulabilsin.