• 5 yaşında geçirdiğim hastalık. yarım yamalak hatırlıyorum ama iyileştikten sonra her gören sarılıp ağladığı için ciddi bir hastalık olduğunu farketmişimdir.

    sonuçlar :

    -solak başladığım kariyerime sağlak olarak devam ettim, zira ilk bir ay sol tarafım tutmadı.
    -sol gözüm bozuldu, 9 numara idi şu an 2 numara sağ gözüm ise 0 numara.
    -sol kulağım biraz daha az işitir hale geldi.
    -arada konuşurken eblekleşirdim, "abi şunu uzatır mısın?" demek yerine "ab mısın?" der. ve cümleyi tam kurduğumu sanardım. eğer kibarlık olsun diye yüzüme vurmamaları gibi bir durum yoksa ondanda kurtulduk.

    bir de kafam çok büyük ama o menenjitten mi bilmiyorum.
  • yaklasik iki aydir sozlukten uzak kalmama neden olan ve "verilmis buyuk sadakam varmis" diyerek herhangi bir sakatlik kalmadan kurtulabildigim, oldukca ciddi bir hastalik..
    baska hastaliklara yol actigini bildigimiz bir cok virus ve bakterinin de dahil oldugu sayisiz mikrobun, beyin zarinda olusturdugu enfeksiyondur.. ornegin grip virusu ya da kuduz mikrobu, ya da dudaklarda ucuk olusmasina neden olan herpeks simpleks virusu bile menenjite yol acabilmektedir..
    en belirgin semptomlari ates, siddetli bas agrisi ve kusmadir.. tani icin tomografi, mr, mr anjiyo, eeg ve omurilikten alinan sivi orneginin test edilmesine ihtiyac vardir.. viral enfeksiyon olmasi durumunda bunlarin hic birinde menenjite yol acan virusun ne oldugu belirlenemeyebilir.. ancak semptomlarin yanisira protein miktarinin coklugu ve norolojik muayene sonuclari menenjit tanisini mumkun kilar..
    hastaligin daha da ilerlemesi durumunda semptomlara yurume, gorme, isitme,konusma ve hafiza kaybi da eklenir..
    cocuklarda cok daha agir gecirilen bu hastalik olume yol actigi gibi, korluk, sagirlik, dilsizlik, yurume ya da zeka ozuru gibi sonuclara da yol acabilir..
    tedavi sonrasinda da uzun suren bir nekahat donemi vardir.. bu donemde kisi surekli uyuma istegi ve asiri yorgunluk icindedir.. ciltte alerji benzeri kasintilar olusur.. bu donem bazi kisilerde aylarca surebilir..

    (menenjit nedeniyle yatmis oldugum hastaneden 20 gun once cikmis bulunuyorum.. siddetli bas agrisi, ates ve kusmanin yanisira olusan gorme kaybi beni fena halde korkutmustu.. arkasindan yurume kaybi, konusmada yavaslik ve hafiza kaybi da baslayinca odum iyiden iyiye bokuma karismisti.. neyse ki sapasaglam kurtulmus bulunuyorum..)
  • hastalığı geçirdiğimde sanırım 6-7 yaşlarındaydım.*

    babamın 35-40 lı yaşlarındaki evhamlılığı sayesinde şu an sakat kalmadım ve hayatımı devam ettirebiliyorum sanırım. hastaneye kucağında 1 km den fazla taşıdı beni.

    hastaneye gittiğimizde doktorun dizime çekiç gibi bişey ile vurması ve benim bacağımın oynamaması ve üstüne “acıyooo” diye bağırmamla başladı serüven. en ağır olanları 3 kişilik bir odaya almışlardı ve ben o 3 kişiden biriydim. 1 hafta kadar hastanede kaldım. 11 adet ilaçlı serum yedim. ateşim 40 ı gördü ve geçti. cehennemde yanmak ne demekmiş az çok bilirim ;) hemşireler tüm çocuklara aynı anda ilacı veriyordu ki hepimiz aynı anda bağırmaya başlayım ve susalım. daha büyük odalarda 20-25 çocuk beraber yatıyorlardı. hastanenin koridorları bizim çığlıklarımızla yankılanırdı. ilaç serumla beraber kola yaklaştığında gözlerim dolardı ve annemin de. sonra ufacık bedende ilaç acıyla dolaşırdı. sonra yine o hastane sessizliği.. ıslak gözlerle uyku...

    benden kötüsü de vardı tabi. adı ibrahimdi. ibrahim 10 yaşındaydı. geldiğim ilk gün o ordaydı sanki nefes bile almıyor gibiydi.. çünkü muratlı, çerkezköy, vize ve silivri hastanelerini gezmiş, yer bulunamamış ve çocuğun hastalık tüm vucudunu sarmıştı. ağız kenarları hatta neredeyse yüzünün yarısı burun-çene arası yara içindeydi, kabuk kabuktu. ateş ibrahimi resmen dağıtmıştı. 2 gün ibrahim hiç kıpırdamadı. gözünü bile zor açıyordu ve o ilaç verildiği zaman hiç bağırmıyordu, hissetmiyordu sanırım. ibrahim tuvalete gitmiyor yemek yiyemiyordu. 3. gün ben kendime gelemeye başlamıştım doğruluyor, tuvalete gidiyor, ayağa kalmak istiyordum ama ibrahim sadece dudaklarını aralayabilecek ve çorbayı çay kaşığı ile içirilebilecek hale gelmişti. onu görmek beni rahatsız etmeye başlamıştı çocuk halimle. ağzındaki yaralar iğrençti. onları görmek ve onunla karşılıklı yataklarda yatmak istemiyordum. bir önce ondan kurtulmak istiyordum çocuk aklımla.
    geçirdiğim hastalığın ağırlığından ve sonuçlarından haberim yoktu tabii.. 1 haftanın sonunda neredeyse oynayacak halde çıktım hastaneden.

    hep merak etmişimdir acaba bu hastalığı geçirmeseydim ne olurdu diye. görünürde bir etki bırakmadı bende çünkü. boyum nerdeyse 1.70 kendi jenerasyonum içinde uzun sayılırdım zaten. annem yaklaşık 3 ay boyumun uzamasının durduğunu söyledi. ülkenin de gayet iyi okullarında okudum. zeka geriliği bıraktıysa benden daha ne olurdu bilmiyorum. geçmişte daha sinirliydim ama artık daha sakin biriyim. hatta ortalama türk insanına göre baya sakinim diyebilirim. ama kulaklarımda hafif bir çınlama bıraktığını o nedenle biraz diğer insanlara göre az duyduğumun farkındayım. tiz sesleri ve fısıltı halinde konuşan kadınları duyamıyorum. uğraşmıyorum da. neyse.. bunlar farazi...

    ibrahim? haa ibrahim ben çıkarken hala hastanedeydi. yaraları daha normal görünüyordu ve en sevdiği şarkıcı olan ibrahim tatlısesten şarkı söylemeye başlamıştı. tuvalete gidebiliyor, yemek yiyebiliyordu ama hareketleri çok yavaştı. ibrahim sakat kalmıştı. doktorlar ibrahimin normal bir çocuk olarak hayatına devam edemeyeceğini çiftçilik yapan ailesine söyledi. o an bunun ne demek olduğunu ikimizde bilmiyorduk. ibrahimi bir daha hiç görmedim.

    menenjit, beyin zarı iltihabıdır. membran yani zar ve ek itis yani enflamasyon kelimelerinden üretilmiştir. beyin zarında oluşan iltihaplanma anlamındadır. bulaşıcıdır. hayatınızda bir kere menejit geçirmiş olmanız bir daha geçirmeyeceğiniz anlamına gelmemektedir.

    bu arada baba sen şu an bu yazdıklarımı okuyamazsın. şu an 65 yaşındasın. hatta ekşisözlük nedir onu bile bilmiyorsun ama o kucağında beni koşarak taşıdığın 1 km için teşekkür ederim.
    beni sevdiğin hep önemsediğin ve harika bir kız babası olduğun için. şimdi bakma çok tartışabiliyoruz seninle ama seni çok seviyorum. iyi ki bu dünyaya senin kızın olarak gelmişim....
    teşekkürler..
  • kişinin yaşamını tamamıyla değiştirebilen hastalık. mesela çocuklarda menenjitten sonra aşırı hareketlilik, öğrenme problemleri görülebilir. sağırlık, davranış bozukluğu, konsantrasyon bozukluğu, koordinasyon bozukluğu, yorgunluk, hareket kısıtlılığı.

    1984 kışını hayatım boyunca unutmayacağım. ne çok kar vardı ne de çok yağmur. belki de çoktu ama bunları hiç hatırlamıyorum. benim hatırladığım henüz ben yedi yaşındayken, abimi yakalayan bu sinsi hastalıktır. her kış yakalandığımız gribin çok ötesindeydi benim için. günlerce göztepe ssk da teşhis konulamamış sonunda çapa da bir umut götürülüp yapılan tetkikler sonucu anlaşılmış bir hastalıktı. o güne kadar okulun en iyilerinden biri olarak gösterilen abimin, hastalık boyunca 3 ay süreyle hem okuldan hem de evden uzak kalmasıyla yaşadığım korku dolu günleri anlatamam. annem ve babam nöbetleşerek hastahanede kalırlardı. ben uzaktan camdan görürdüm abimi. çok uzun süren mücadele sonunda abim hastalığı atlattı. ancak bir daha hiç eskisi gibi olmadı. benim gözümde o hastahane ve hastalık abimi sonsuza kadar benden almıştı. o uysal çocuğun nasıl kötü bir çocuğa devamında gelen yıllarda katile dönüştüğünü ve hayatını tek başına sonlandırdığını çaresizce uzaktan izledim.
    abimin hastalığa yakalandıktan yaklaşık üç sene sonra trt de (bkz: kavanozdaki adam) diye bir kısa dizi yayınlandı. kan davası uğruna ölen bir adamın beyini, yazar olan bir adama nakledilir. haliyle adam 180 derece değişir ve bir katile dönüşürdü. o filmi seyredince abime olanlar konusunda çocuk aklımla varsayımlarda bulunmaya başladım. acaba abime olanlar bunun gibi miydi.?
  • önce "garip giden birşeyler var" hissini beraberinde getirerek sinsice yaklaşan bir baş ağrısı, ardından ilaçlara bana mısın demeyen bir ateş, takip eden 24 saat içerisinde tahammül edilemez bir baş ağrısı ve fiziksel çöküntü.

    alınan beyin omurilik sıvısında menenjitin ilk göz kırpmaları, mr'da tüm katmanları iltihap ile kaplanmış bir beyin ve omurilik.

    insanı elden ayaktan düşüren, tekerlikli sandalyeden mr'a yürümek için 2 kişiye muhtaç eden, önceliklerini sorgulatan, psikolojisini yerle bir eden, uyumayı unutturan, gerçek kavramını yitirten, zihnini bulandıran, bir tek gece kendi yatağında uyumak için doktorlara yalvarttıran, korkutan, olacaklardan, bir sonraki adımdan, ölümden korkutan, insanların gözlerinde gördüklerinden korkutan, o hüzünden, çaresizlikten, korkudan korkutan.

    kötü, çok kötü bir hastalık.

    [pişmanlıkla gelen edit]

    bu başlık altında yazanları, damardan verilen uyku ilaçlarına rağmen uykuya teslim olamadığım ve iyice bulanan zihnim nedeni ile delirmek olduğum bir gece, hastane odasında okumuştum.
    bir başka gün, bir başka hastane odasında, aynı acıyı adımlamakta olan bir başkası okur diye, düşünmeden yazdıklarımı görünce, ahmaklığıma kızdım.

    4 sene geçti üzerinden. şimdi 30 yaşındayım. yeniden yürümek, dengede durmak, tümü ile mor renk alan kollarımın normal rengine dönmesini, ateşten kuruyan derimin eski halini almasını, kortizonun çaldığı yüzümün geri gelmesini ve hastane odasında iken dünya turu atan zihnimin evine dönmesini beklemek birkaç ay; hastanedeki savaş ise, bir ay sürdü.

    kolay demeyeceğim ama geçti.
    bana, daha önce görmediklerimi gören yeni gözler ile daha önce önem verdiklerim ve önemsemediklerim arasında -kayda değer- çapraz transferler bırakıp gitti.
  • yasadigim yabanci ulkede, dayanilmaz bas agrisi ve kusma yuzunden hastaneye gitmemle " bu yasta bu hastaligi gecirmeniz cok tehlikeli, olebilirsiniz. o yuzden hemen simdi hastaneye yatmalisiniz " denmesi uzerine bulastigini anladigim hastalik.
    tabi isin garip tarafi doktor bana " zuimakuen " olmussun dediginde o kelime benim japonca sozluk haznemde olmadigi icin, ne hastaligina yakalandigimi anlamadan hasteneye yatmak cok garip olmustu.
    endiselenmesin diye anneye haber verememe, kaldigim yurttan kime haber verip te yardim istemem gerektigine karar verememe suresince buyuk bir yalnizlik yasamistim.

    (bkz: yalnızlığın anlaşıldığı anlar)

    bu arada bu hastalik uzerinden 6 sene gecse de; hala parlak isiklardan asiri rahatsiz olurum ve evimde perdeler genellikle kapali olur.
  • sebepsiz yere, durduk yere, oyle kendiliginden, cani istedi diye beyne cikan basit bir bakterinin de neden olabilecegi sacma sapan boktan bir hastalik. semptom falan da bahane. koskoca adami sadece bir gun icinde, daha oncesinde hic belirti vermeden komaya sokup 35 gun icinde oldurebiliyormus. doktorlarin ileri yastan dolayi olum tehlikesi daha yuksek sozleri bile bir sey ifade etmiyor, yogun bakimda gecen 35 gun icinde biri 27 biri 30 yasinda iki kisinin menenjitten oldugunu gordukten sonra.

    insanin, basina gelmeden once pek onemsemedigi ama basa geldikten sonra aslinda cok yaygin ve olumcul oldugunu ogrendigi bir hastalik ozetle menenjit. ama cok sacma. beyin kanamasi desen anlicam belki, kalp krizi desen dicem ki sebebi var, ama dandik bir mikrop cani sikildi diye beyne cikmaya karar veriyor. sadece bu kadar. meningokokuna da pnomokokuna da...
  • 1992 yılının nisan ayında geçirmiş olduğum hastalıktır. boğaz enfksiyonu ile başlayan serüvenim, bu enfeksiyonun beynime sıçramasıyla devam etmiş. inanılmaz hızlı bir şekilde durumum kötüleşti. çok ümitsiz bir durumda hastaneye götürülmüşüm. 2 gün koma halinde yoğun bakımda yattıktan sonra kendime geldim. 20 gün hastanede yattıktan sonra taburcu oldum. o dönem bir daha okula gitmedim. hastaneden çıktıktan sonra uzun zaman ciddi anlamda unutkanlık yaşadım. zaman içinde bu durum ortadan kalktı. hastalık geçirdikten 16 yıl sonra yapılan bir işitme testinde bazı frekanslarda hafif bir işitme kaybım olduğu ortaya çıktı.
  • görülme sıklığı aşılar sayesinde radikal şekilde düşmüş olan hastalık. 90'lı yıllarda ayda en az 10 vaka görürdüm, son 1 yılda 1 vaka gördüm. halen çıkıp aşılar hakkında salak saçma konuşan birini görürseniz allah rızası için benim yerime ya siktir çekin ya da uygunsa çakın bir iki tane; konuşmasın sağda solda.
    h. influenza ve pnömokok aşıları, artan sağlık kuruluşu sayısı ile erken muayene olanakları= seyrek menenjit...
  • doktor:ahmet bey isminiz ne
    ahmet:bilmiyorum
    doktor:hadi ahmet bey soyleyin isminizi
    ahmet:bilmiyorum(bu arada surekli ismini hatırlamaya kasar).
    bi dergide menenjit gecirmis bi elemanın yazısından hatırladıgım kadarı.okuyunca inanamıyorsunuz ama harbidende boyle oluyosunuz.insanı kendisi yapan yasadıklarıysa,gecici olarak yoksunuz bu dunyada demek ki.
hesabın var mı? giriş yap