meraba meraba

• "evet taniyorum ama oyle cok da samimi degildik, bi yerde gordugumuz zaman anca merhabalasirdik, o kadar." anlaminda bir kalip, mini piyes, mini canlandirma. ornek:
  - nasildi ki abi senin aran o herifle?
  - ya nasi olcak, meraba meraba.
• kalabalık bir ortamdayken belki duyulmaz ya da böle daha etkili olur diye iki kez söylenen meraba...
• (bkz: umursuyorum kamuflajlari)
• yani pek samimiyetim yok ama adimi falan da bilir manasina gelen hadise...mesela benimle sebnem in arasi oyle meraba meraba..hem ben fazla sikmak istemiorum hem de yani kazanacagim bisi yok annio musunus? yani nolcak sonunda arkadaslar gelcek "meraba agbi sen sebnem ferahla siki bir diolog icindeymissin beni de bi tanistirsana falan" dicekler olmicak..simdi cevabim basit "yok olm ole bisi meraba meraba".. umarim bu soz obegini cumleyi gectim paragraf icinde kullanarak daa bi anlasilir kilmisimdir..
• (bkz: ikileme)
• sadece meraba demeyi öğrenebilen dünya dışı türlerin tercih ettikleri bir arkadaşlık türü. yaratığın kafası rahat oluyo.
• bir samimiyet birimi. bunun altında sadece "meraba" yer alır. cevap gelmez en fazla kafa sallanır.
• ritimleriyle dinleyenleri harakete geçiren murat dalkılıç şarkısı. yeni bir versiyonu da çıkmış ama o beni pek sarmadı.
  
  (bkz: bak yağmurlu günde bile bir damla yok sana)
• merhaba, fonograf^*a karşı yapılan ilk kayıttır. selamına mukabele etmek değil de gelen sesin yankısı kadarıyla pek mana taşımayan merhaba merhaba selamlaşması da oradan gelir. pek samimi değiliz, mekanik takılıyoruz manasında; merhaba merhaba, o kadar.
• (bkz: merhaba merhaba ajda pekkan)