• liman kenti olarak planlanmasi ve vaktinde yatirimlarin bu yonde yapilmasindandir. turizm degil bir ticaret sehri olarak gelismistir ve bu nedenle de cevre illerden cok fazla goc almistir.
    insani vs. diye kastirmayin sanki bana antalya'nin insan profili cok farkli...
  • eşiniz ve kızınızla birlikte cumartesi gecesi kızkalesinin çevresindeki otellerin birinde ailecek kalmayı ve 2 gün boyunca denize girip eğlenmeyi planladınız. cumartesi sabahı evinizde kahvaltı yaptınız ve osmaniyeden yola çıktınız. öğleye yakın kızkalesine vardınız, otele yerleştiniz ve öğleden sonra deniz kenarında 3 şezlong kiralayıp akşama kadar dinlendiniz. sonra otele döndünüz, duş alıp paklandınız ve yemek için dışarı çıktınız. yemekten sonra kızkalesinin sahilindeki yürüyüş yolunda yürüyüp dondurma yemek istediniz. aldınız dondurmaları ufak ufak turluyorsunuz. ardından 3 çizgili veya alevli deniz şortlarının üzerine gömlek giymiş kalabalık bir grup önünüzü kesti ve içlerinden en abazası şu soruyu sordu:

    -kaç para?

    siz tabii afalladınız ve durumu sorunun farklı şekillerde tekrarlanması ile idrak ettiniz. kızınızın vizite ücretini soruyorlardı. etrafta hayat kadınları vardı ve sahildeki az sayıda olan tüm kadınların da bu iş için turladıklarını sanıp sizi de bu kızın işbirlikçisi zannetmişlerdi. siz cinnet geçirerek çevredeki bir dükkana girip ortalıktaki döner bıçağını aldınız ve çoğunu kestiniz. soruyu soranla birlikte içlerinden ikisi telef oldu.

    halbuki ne güzel bir haftasonu planlamıştınız. ailenizle keyifli bir gün geçirmiş ve yediğiniz yemeği sindirip biraz serinlemek için sahilde yürüyüşe çıkmıştınız. yılın stresini atacaktınız ailenizle az da olsa. kızınız belki sınav stresini atacaktı üzerinden. bronlaşıp dönüşte arkadaşlarına atacağı havanın hayalini kuruyordu belki de.

    bilmiyordunuz ki adana-antep-maraş-urfa-diyarbakır beşlisinin yazın oraları talan ettiğini. kadınların bu yüzden oralara gelmediğini, gelenlerin akşamları odalarından çıkmadığını. erkeklerinin çıplak!!! kadın görmek için minibüslere doluşup geldiklerini maalesef bilmiyordunuz...

    bu kişiler koloni halinde minibüslere doluşarak gelip iç çamaşırlarıyla denize girer, kadınlara yaş farketmeksizin gözleriyle tecavüz eder, marketten aldıklarını sahilde tüketip çöplerini ortalıkta bırakır, tüm tuvalet ihtiyaçları için denizi kullanır ve ortalıkta sabahlayarak memleketlerine döner.

    işte mersinde ekseriyetle her yıl yaşanan ve turizmi engelleyen yegane neden budur. bunun önüne geçilmediği sürece mersin turizmde kesinlikle başarılı olamaz.
  • işletme okurken aklımda kalanlara göre,

    turgut özal'ın aldırdığı bir kararnameyle; çukurova bölgesi tarım ve sanayi, antalya ise turizm bölgesi ilan edildiğinden mütevellit.

    mersinde yok olan, köylüler tarafından talan edilen, son emarelerinin üstünden definecilerin geçtiği antik yunan, helen, roma eserlerini görseniz ağlarsınız. ben şahsen narlıkuyu'ya gelmeden "ak kale" denen yere tesadüfen girip gördüğümde, ağlamıştım. dağlarda romadan kalma antik bir yol var örneğin ve harika köprülerle akarsuların üstü bertaraf edilmiş. bu köprülere asla erişemiyorsunuz. bir kaçından eski bir tren yolu geçiyor ama kullanılmıyor. efesteki meryem ana kilisesinden daha kadim bir kilise var aslanköy yolunda. hem harap olmuştur hem de kimse bilmez. ziyanlık yani anlayacağınız. biri el atsın artık. zira son yasadan sonra jandarma'nın etki alanı azaldığı için eskisi gibi sık kontrol de edemiyorlar. definecilerin forumlarına göz gezdirince farkedebilirsiniz. en son ntv tarih dergisinin mersin'in definecilerin merkez üssü haline gelmiş olması üstüne bir yazısı vardı kapsamlı.

    mersinin tüm verimli arazilerine 20 katlı ucube blokları da dikip, narenciye adına bir şey bırakmadığınızdan artık turizme açabilirsiniz kanımca. buyrun açın.
  • iki faktör net.
    1-)havalimanı olmamasıdır adam ülkesinden 3-4 saatte gelirken gidipte adana’dan erdemli’ye 3-4 saat yol çekmez. ha yenice deki bir türlü bitmeyen havalimanı da aynısının laciverti o sebeple.
    2-)reklam problemi türkiye’nin açık ara en güzel plajları bu şehirdedir alabildiğine kum bir tane çakıl dahi bulamaz, 200 metre gitsende boyu geçmez,dalga olmaz,girdap görmezsin.her yer ören yeri,kale,kemerdir düşün denizin ortasında antik bir kalemiz var yine obruk,mağara,şelale ile doludur bu şehir, yaylacılık hadsafhada dır torosların etekleri kış turizmi için harikadır. yılın her mevsimi birşeyler yetişir bu şehirde ve en önemlisi göçebe yaşayan son yörük boyu yine buradadır. bunların hepsi bir şehre bahşedilmiş olup hiç kimse tarafından bilinmemekte.
  • adana için bakımsızlık diyebilirim. çünkü hem yumurtalık hem karataş henüz turist çekecek bir yatırımla karşılaşmamıştır. yıllardır bu iki ilçe adana, osmaniye, gaziantep gibi illerden günü birlik yerli aileleri çekmektedir. belki de bu yüzdendir ki bu ilçelerde doğru düzgün bir otel skalası da bulunmamaktadır. gelen ziyaretçilerin özelliklerine göre daha çok ailelerin kalabileceği pansiyonlar mevcuttur. ayrıca yerleşim olarak da küçük ilçelerdir.

    denize girersin (temiz bulursan ne âlâ), mangalını yaparsın, çöpünü de sahile atarsın ve çeker gidersin. ayrıca -maalesef ki- buralarda kadınlar öyle 'bikinimin ipini gevşetip sırtıma kremi süreyim, şezlongda uzanayım' gibi hareketleri yapamamaktadırlar. gelen kitle genellikle ailelerden oluştuğu için denize atletle giren erkek ve entari ile giren kadın görürsünüz daha çok. dolaysıyla hayal edilen bir plaj görüntüsü verilememekte. kendisini rahat hissedemeyecek yabancı turisti geç, yerli turist neden gelmek istesin?

    mersin adana’dan daha şanslı. çünkü gerçekten turizm potansiyeli olan güzel yerleri mevcut. özellikle bazı koyları. otelleşme konusunda da adana'dan ileride fakat antalya'dan çok çok geride. denize giren kitle bakımından da adana'ya göre kadınlar daha rahat giyinebiliyorlar. fakat buralara ise ulaşım pek kolay değil. mersin merkezde denize girilecek tek bir yer var ve orası şu an arapların denizde şavurma yedikleri yer oldu.

    güzel bir yere arabayla gidilebilir ancak dışarıdan turist çekebilmesi için bu yerlere ulaşımın da kolay olması gerekir. silifke, gülnar, aydıncık gibi ilçelere en yakın havaalanı adana ve alanya.

    alanya’ya inenler neden bir de arabayla o kıvrımlı yolların çilesini çeksin ki? direkt alanya’da kalır. adana’ya inenler için silifke 164 km. hem yerli hem yabancı turist de direkt alanya veya dalaman uçuşları ile tatil merkezine ulaşabiliyorlar. belki silifke'de bir havaalanı olmuş olsaydı farklı olabilirdi.

    haa mersin için şöyle iyi bir tanıtım yapılsa, ünlüler filan gelse ve popüler mekanlar kazandırılsa mersin bu işi kotarabilir fakat bütün adana, osmaniye, hatay ve hatta konya ile karaman’dan gelecek yığınla yerli turist ile oralar da artık gidilmez olabilir.

    hatay için ise bir bilgim yok.

    edit: imla düzenlemeleri ve eklemeler.
  • hatta adana, mersin ve hatay'ın geri kalma nedeni diye de sorgulanabilir. komşusu antalya'dan çanakkale'ye kadar tüm sahil şeridinin deniz turizmi ile ünlenmesine karşın bu üç il deniz turizminde göz önüne çıkmamaktadır.
  • elbette bizim mersin'de yazlığımızın olması...

    taşucu'ndaki yazlığımızı 1996'da aldık. muhtemelen aldığımızdan beri değerinde 1 kuruş artış olmamıştır. yıllardır sahilleri prim yapmayan mersinlilerden özür de dilemiş olayım bu vesileyle çünkü bu durumdan çok memnunum.

    taşucu'nun göz alabildiğine uzanan bir kumsalı vardır, ayağınıza taş değmez. denizi inanılmaz berrak ve her daim sıcaktır. tropik denizlere benzer. serinlik istiyorsanız sabahın seherinde yüzmeniz ya da kolunuzu falan sudan çıkarmanız gerekir ki azcık rüzgar değsin.

    güneşi, adamı iki günde eda taşpınar'a çevirir... öyle, sahile yanınızda ikinci bir mayoyla gitmeniz falan gerekmez, denizden çıktığınız anda güneşten ve rüzgardan kurur çünkü mayonuz. havanın nemiyse cildinizi pamuk gibi yapar.

    taşucu'nun ya da silifke'nin pazarında her daim taze ve ucuz zerzevat bulabilirsiniz. esnafı güler yüzlüdür.

    dalyanda 1 torba - evet torba - yengeç yaptırır 2 bira parası ödersiniz.

    sıcakla ve sivrisineklerle baş etmenin bir yolunu bulduysanız dünyanın en dinlendirici tatilini yaparsınız.

    piyasa mekanı yoktur. ama her akşam mis gibi künefenizi yersiniz. künefeyi masanıza bir sürahi suyla getirirler, suya-çaya da para almazlar.

    kırıkkaleliler, konyalılar, ankaralılar buranın değerini bilir. varsın geri kalanı bilmesin...
  • cevap basit. güneydoğu anadolu’dan göç eden eşek sikici mezopotamya fistanlıları. bu kavim gittiği her yeri sikip bırakmakla ünlüdür.
  • denize girecek en yakın yerin 30 km olmasıyla ilgisi yoktur. izmir'de de en yakın yer 40-50 km ona bakarsan.
    deniz turizmi açısından türkiye'nin en hakkı verilmemiş şehridir. antalya mersin'den 2 kat güzelse rağbet bakımından da 500 kat önde. ki bana göre arada öyle iki kat güzellik farkı yok aynı doğa aynı deniz. mersin varken zamanında antalya'nın parlatılma sebebi de antalya merkezde denize girilebilir olması ve antalya ilçelerinin daha güzel olması olabilir, mersin'in ilçelerinde bir şey yok ama yemek kültürü, tarihi, dokusu vs üzerinden gideceksek mersin antalya'dan daha önde diyorum.

    mersin ayrıca tarihiyle coğrafyasıyla kültürüyle, sana sunduklarıyla en güzel 5-10 şehirden biridir mesela ama kime sorsan ilk 20'ye bile sokmaz. ben içinde yaşayan insanlardan bağımsız değerlendiriyorum tüm bunları. bu kadar güzel olup da bu kadar geri planda olan türkiye'de başka şehir yok.

    edit: ne denizin pisliği ne ulaşımın zorluğu bunların hiçbiri sebep değil. zamanında mersin öne çıkarılmamış, reklamı yapılmamış, yatırım yapılmamış, sebep bunlar işte zorlamayın. kaş'tan antalya' ya gidene kadar akşam oluyo mersin'in denize girilecek yerleri mi uzak geliyo :) pislik ise devletin çözemeyeceği bir şey mi? ki pis olmayan bir sürü güzel yeri de var. mersin öne çıkarılmamış işte bu kadar basit. ya da zamanında antalyalıların lobisi güçlüydü fark ondandır, o konuları bilemeyeceğim.
  • turist, güvenlik ister. mersin’den bahsediyorsunuz. şehire planlı yapılan göç dalgasından sonra demografik yapı değişti. ve burada üretilen kriminal tipler, şehirden ve sahillerden izole değil. nüfusa ve yerel halka oranları, absorbe edilemeyecek kadar fazla. yörük sugözü köyünden bahsetmiyoruz, kiremithane’den, akdeniz’den bahsediyoruz.
hesabın var mı? giriş yap