mesut süre

• hep akşamda kal uzun adam. daha uzun adam. en uzun adam. 17:00 de iş yerinde 20:00 ye kadar trafikte sokaklarda kah sırıtarak, kah kahkaha atarak deliye bağladığım zaman diliminin mimarıdır, kendisi ve konukları
• "küçük hesap"lar konulu programında beni sorulara boğdu.
  
  şimdi durum şu:
  
  benim sana 100 tl borcum var ama ödemedim. sen de bana geliyorsun, diyorsun ki, "abi, senin bana borcun var. telefonundan yurt dışını 100 tl'lik arayayım". bu durumda, ben sana borcumu ödemiş oluyor muyum?
  
  ulan iki saattir bu tartışılıyor. neyse ki vatandaşın biri aradı da durumu açıkladı. fazlı da çırpınıp duruyor... peki, adamın kontörlü telefonu varsa ve 100 tl'si yoksa?
  
  lan harbiden aklım karıştı... derin bir konu...
• neyinin ve neresinin komik bulunduğunu anlayamadığım komedyen. esprileri güldürmüyor. işi sevimliliğe vurup güldürmek istiyor ki çoğu zaman bu tutuyor.
• 2 yıldır rabarba dinlerim. kendisinin yanlış bir hareketini, sözünü duymadım. bayılırım kendisine. ne telefon ne de internetle programa katılımım olmuştu. şimdi, programın bir bölümü twitter üzerinden katılımla dönüyor. en sonunda ben de takibe başladım kendisini, olur da programda sorulan sorulara cevap vermek istersem diye... en sonunda oldu: bir soruya cevap yazmak istedim. mesut_sure hesabına bir girdim ki kendisi beni engellemiş. ben sabaha kadar yazsam ne olacak, kim görecek? e o zaman double latte söz etmek şart olur:
  
  ey taşı toprağı gözükmeyen şehrin mizahçısı; adaşım mesut sure bey: sen ki koskocaman bir frekans yumağısın, sesin kilometrelerce yankılanır, binler seni takip eder ve her türlü geyiği çevirme yapıp yiyebilirsin... ama söyle bana şimdi, bir ben mi fazla geldim sana, bir ben mi?
• konserlerde arkadaşlarla birbirimizi bulurken çok işe yarıyor.
  
  - abi nerdesin
  
  + yaa sen şimdi upuzun biri var mesut süre onu görüyor musun?
  
  - ha gördüm.
  
  + dur ben onun yakınına doğru ilerliyim orda buluşalım.
• stand up'larından boyu ile ilgili yaptığı esprileri alın geri neyi kalır ki...
• stand up'larında oldukça interaktif gülüşler yaratan, boyuna da şöyle bir değinen sanatçıdır.
• bi' kere kolektif mizahın öncülerinden. belki de en önde gideni, bayrak sallayanı. çünkü kolektif mizah diye bir şey var mı bilmiyorum. bunu şu an uydurdum ki bence hiç fena uydurmadım. mesut süre, (rabarba'da) benim biraz önce deyiverdiğim kolektif mizahı yapıyor çünkü. güzel konukları, arkadaşları var. konu ve mizah tıkanmıyor, oldukça akıcı. bir de bunu konuğunun üzerine giderek de yapmıyor. tüm akıcılık, anlık mizah karşılıklı sohbetten organik olarak çıkıyor.
  
  iki hafta önce sanırım, programı dinledim, işten çıktım eve geliyorum üsküdar iskele tarafında gördüm. o gece de uyumadan evvel iki bir şey izleyim dedim youtube'den, izledim de. daha önceden izlediğim apartman sohbetleri'ni yanda önerince, dedim bi' tane de şundan izleyim. bazen ben "bi' tane de şundan izleyim" der, izlerim.
  
  açtım bir de mesut süre'li olanı izledim, sonra da uyudum. ulan o kadar mesut süre'yi yüklenince tabi bilinçaltım, laap rüyama soktu adamı. adam uzun, bilinçaltıma sığmadı. bilinçaltım, kısa mesafe şehirlerarası yolculukların, tümü sökülüp daha dar aralıklarla, daha fazla takılmış minibüs koltuklarının arası kadar küçük geldi ona. neyse, iki gün dinlemedim sonra bunu.
• programı rabarba için bir teaser önerisi:
  
  erkek konuğuyla program yaparken, akışı yavaşlatan bir cümle üzerine mesut:
  - programın beline beline kazmayı vurdun..
  
  "ay, aklıma gelmedi, programı yavaşlatmayayım" diyen güzel bayan konuğa, mesut:
  - yavaşlat, yavaşlat hiç bişey olmaz..
  
  dış ses (fazlı polat?) devreye girer: "mesut süre standartdır"
• bir ara dinlerdim.
  
  lakin, sevgilinizde nasıl bir özellik olsun? neyi iyi yapabilsin tarzı bir soru sormuştu zamanında. ablanın biri de iyi öpüşebilsin demişti. mesut süre de yayından almıştı ablayı. ciddi ciddi terbiyesizlik, ahlaksızlık bik bik ötmüştü arkasından. o günden beri açasım gelmez bu abiyi.
  bir de eleştirilmeyi kaldıramıyordu. vasatlığının en temel nedeni de buydu sanırım. neyse başarılar diliyoruz.