• beşiktaşlıydı rahmetli. geçmiş zamanlardan bir gün avrupa takımlarından biri ile maçımız vardı. büyükelçi sokakta bir cafede maçı izliyorduk. ortam loş. zaten pür dikkat tvye bakıyoruz. biz bi çaktık golü bütün cemaat sarmaş dolaş. sarıldığım adam öyle bir gooool diyor ki içimden otomatik olarak bu ses çıksa çıksa metin milliden çıkar diyorum. iç sesim ve adamın sesi beni yanıltmıyor. metin milli işte. biraz futbol biraz müzik biraz havadan sudan konuşuyoruz. çocukken ekranda gördüğün pelerini ve biraz da korkutucu adam imajı uçup gidiyor. adam bildiğin hoş sohbet süt şekeri. neyse işte dünya hayatı. o da göçüp gitti. varsa hakkımız helal olsun. allah rahmet eylesin.
  • sesine ulasmak icin plakcalarda herhangi bir 45'ligi 33 1/3 devirde caldirmanin yeterli oldugu, kendini begenmesiyle unlu sanatcimiz.
  • bir zamanlar tek kanal dönemine ait günlerden birinde, büyük gazetelerden birinde çıkan "yılbaşının ağır topları" yazısını görür metin abimiz... bir de bakar ki manşetin altında muazzez abacı, bülent ersoy, zeki müren, emel sayın falan var...
    hemen gazeteyi arar, önce ismini orada göremediği için sitem eder, sonra da ekler: "zeki müren, muazzez abacı (vs) kadar ağır olmasam da ben de kendi çapımda bir topum..."
  • şarkıları sanki çok hızlı söylemiş de sonra yavaşlatmışlar sesi de öyle kalmış gibi bi adamdı bu. * 72 ekran kolormatik gözlükleriyle kömür karası saçlarıyla* yumurta topuk beyaz ayakkabılarıyla küçüklüğümüzün idollerindendi. 4-5 yıl evvel büyük ankara otelinin barında çalmıştım. sahneden inince kendisini görmüştüm gözgöze geldik bi de. gülümseyerek selam vermişti. uçuk pembe bi takım elbise vardı üzerinde.
    (bkz: seviyorum işte var mı diyeceğin)
  • kic kadar cocukken komedyen olarak taniyor oldugum ama ilerleyen ya$imla birlikte, televizyondaki o adamin o kiyafetlere burunup o $arkilari soylerken insanlari guldurmek icin bilincli bir caba sarfetmedigini farkettigim ki$ilik. az evvel televizyonda yapilan roportajda bir de resim sergisi actigini ogrendim ki "mardin pazarindaki karpuz perakendecisi" isimli tablosunu 18 ya$indan kucukler gormemeli
  • o zamanlar bizim televizyonumuz küçüktü. sığmazdı metin milli nin kafası 51 ekran saba marka televizyonumuza. bir keresinde de pelerin ile çıkmıştı bu adam sahneye. bak şimdi kimse inanmaz. siyah kruvaze ceketli takım elbise, arkasında dışı siyah içi kırmızı pelerin. vampir tadı yakalamaya çalışmış belli ki.
  • kucuk bir cocukken televizyona her çıkışında "bu adamın sesi çok çirkin nasil çıkıyor televizyona" diye düşünürdüm. dile getirdigimde teyzem "çok zengin o, para verip çıkıyor" demişti. az kalsın servet düşmanı oluyordum.
  • 80'lerdeki ilginç akımlardan birinin sahibi.

    aerodinamiğe sahip saçları, dönemin moda olan yarı karartmalı güneş gözlükleri, kürklü pelerini, kalın ve iç ürpertici sesi ile bir dönemin sevilen sanatçısı.
    1 2

    1987'de trt'de yayınlanmış bir kaydı var. dönemin türkiye'sinin ilginç kayıtlarından biri. videoyu sessiz izleyince insan kendini sanki amerikan yapımı korku ve komedi unsurunu işleyen bir film sahnesi izliyormuş gibi hissediyor.

    yerli kont drakulamız metin milli, eserini büyük bir soğukkanlılıkla icra ederken hemen arkasında vokal olduğunu düşündüğümüz üç kırmızı ceketli hanımın aynı tempoda aynı hareketleri sürekli tekrar ettiğine şahit oluyoruz ve aklımıza günümüz sohbet uygulamalarının dans eden kadın emojisini hatırlatıyor. hatta emojilerin gif hali desek daha doğru olur.
    yine arkada çalan müzisyen abilerin atmosferin değişik ortamına rağmen ciddiyetlerini bozmaması da bence kont drakulamızın aurası sayesinde mümkün oluyor. belki de bizim kanımızı da emmesin şimdi korkusu olabilir.

    keza metin milli'nin bu pelerinli kont drakula haline bir de bıyıklı olduğu dönem var ki o bıyıklarla tam bir kazıklı voyvoda replikası oluyor.
    orjinali
    replikası
    oysa türk sanat müziği ne kadar naif ve sakin bir müzik türü iken bu kostümle ortaya çıkan bu tezatlık kesinlikle daha derinlemesine irdelenmesi gereken bir konu.

    zira metin milli abimizin internet ortamında erişilebilen fotoğraflarına bakınca da aklıma 1970'lar amerikan polisiye dizilerinden efsanevi the streets of san francisco'yu getirdi, sanki başrolde karl malden ve michael douglas 'ın en çok uğraştığı adamlardan biriymiş gibi, ya da police woman'da angie dickinson ile başrolde earl holliman oynamamış ta metin milli oynamış gibi.
    sanki zaten sinema ve dizilerde oynuyormuş ta hobi olarak tsm söylüyormuş gibi geliyor insana.
    zaten müzik kariyeri boyunca 10 albüm yapmış, üçünün adı "merhaba1-2-3" , ikisi de kendi adını taşıyor.

    tarzıyla kesinlikle türk müzik piyasasında kült olmuş isimlerden biri.
  • genç dimağlarımıza "vampir" imajının yerleşmesine sebebiyet vermiştir kendileri.. pelerini, kalkık yakaları, kara gözlükleri ile rüyalarımıza girmiş, o yaşımızda sarımsak ile haç arar hale gelmiştik..

    yıllar sonra vampir filmleri izledik ve vampirlerin bıyıklarının olmadığını gördük ve anladık ki haç da işe yaramıyormuş buna zira kendisi türk-islam sentezi bir vampirmiş..
  • "insanların önünde temperatürlü , sıcak olmak lazım " dedi ,
    ardından da "türkçemizi güzel kullanmamız lazım , buna çok dikkat etmeliyiz"
    diye bir şey söyledi , allah allah.
hesabın var mı? giriş yap