• karakterini, kişiliğini bilmem ve yorum da yapmak istemem ama, ne ekranlara ne de beyaz perdeye yakıştıramıyorum ben bu adamı. olur ya bazen, adamın tipini uzaktan görürsün, kıl olursun, aynı o hesap işte. belki de rolleri yakışmıyor adama, ondandır.

    (bkz: itici)
  • herkes mi aldatır ekibi ile birlikte konuk olduğu saba tümer'in programında,

    "kendini aldatan eşini basmak için yanına çocuğunu alıp gidip, "tükür evladım babanın suratına" diyen kadınlar var. böyle öyküler var" demiştir kendisi.

    hey maşallah... fıkraların gerçekten baştan geçmiş olay gibi itiraf.com'da yayınlandığı günlerden bugünlere geldik anlaşılan...

    alakalı olarak: (bkz: tükür babanın suratına)* ve (bkz: ne olacak şimdi)
  • calistigi muzisyenlere saygisi olmayan, programa 20 dk kala show'un muzikli kismini iptal edip insanlari magdur eden super otesi kisilik...
    (bkz: eden bulur)
  • tam oyununun http://www.biletix.com/event.htm?id=jut13 adresindeki tanıtımında katledilen türkçe'den dem vuracaktım ki, ekşi sözlüğe gönderdiği düzeltme metnini gördüm, taşlar yerine oturdu.

    nasıl bir tiyatrocudur bilmem ama türkçe dil bilgisi dersine ihtiyacı olduğu kesin.
  • geçmiş aylarda oyununu izleme gafletinde bulunduğum, kendini cem yılmaz sanan kişi.

    oyun esnasında, komik olmaya çalışacağım diye 50 yaşındaki bir bayana "öküz" demesi mi, cem yılmaz özentisi laf sokma çabaları mı, "ben sizden elektrik alamadım, bu nasıl bir ortam böyle" gibi enterasan beyanatları mı, ekşisözlüğe aklı sıra laf sokmaları mı, sonu hiçbir yere bağlanmayan ve komiklikten ziyade garip hikayeleri mi beni bu düşüncelere itti bilemiyorum ama sonuç olarak verdiğim 70 dakikamı bana ziyadesiyle geri iade etti. zaten diğer misafirler de sıkıldı, etrafına bakındı, öküz dediği kadın zaten ortamdan koptu...
  • inanılmaz itici bir adam. dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanıp, sürekli övgü bekleyen bir insan.
  • oyununa da gittim. bir dönem twitterda da takip ettim. oyunun ismi ‘herkes mi aldatır’ bağdat caddesinde bir cafede oynuyordu. sağlam bir hesap ödediğimi de hatırlıyorum. bu zatın küpünü bir an önce doldurmak konusunda muazzam bir aceleciliği söz konusu. gezi zamanı gezinin ekmeğini yedi mesela. iki muhalif söz edip bolca takipçi bolca reklam. amacı sadece ve sadece ticari ve bu samimiyetsizliği hissedince takibi bıraktım bir daha oyununa da kessen gitmem zaten. çok daha kaliteli oyunları çok daha düşük fiyatlarla izlerken doğru dürüst bir salon, düzen vadetmeyen bu konsepte gönül işi diye para kaptırmayın. sadece şişirme bir iş.
  • birkac yil once bu arkadas ozel tiyatrosu icin kucuk bir sahne kiralamak icin emlakci babamla temasa geciyor; babam da bizim mahallenin kasabinin bir turlu kiralayamadigi kucuk studyo dairesini gosteriyor.

    o da cok begenerek tutuyor daireyi.

    "bu mahalleyi renklendirecem, costuracam" diyor metin.

    mahellede de bir sevinc havasi!

    gel gelelim metin zakoglu, ev sahibi kasap'a resmi sozlestigi kirasini, babama da gayr-i resmi sozlestigi emlak komisyonunu odemiyor.

    mahalledeki sanat sevinci, yerini tahsilat mucadelesine birakiyor.

    uzun aylar sonunda metin daireyi bosaltiyor ve cekip gidiyor.

    "neyse" diye teselli buluyor kasap, "hic olmazsa depozitoyu almistim ben vaktiyle, ona sayacaz artik"

    simdi emlakci dusunsun!

    uzun sure pesinden kosulsa da nafile, emlak komisyonu yitip gidiyor.

    az once babam cozdugu gunluk bulmacada gordu resmini..

    hemen coskuyla "metin zakoglu" dedi ve yazdi ismini.

    mahallemizin buyuk sanatcisi, unutmak ne mumkun :)

    edit:
    bir yazar mesaji sayesinde altta yayinlattigi tekzibi gordum. bu tekzip uygulamasini da takdir ettim, boylece soz hakki heba olmuyor.

    eger dedikleri dogruysa, yani kiraladigi mulkle ilgili apartman yonetimi ile sorun yasadiysa elbette magdur olmus demektir. o noktada tabi haklidir.

    yalniz dedikleri cok dogru durmuyor. bir kere emlakci ofisinde yapilan gorusmede emlakcinin hakedisi bir sarta baglanmiyor, tam tersi en kisa surede odemeyi yapacagina dair soz veriyor.

    hatta sonraki tum surecte emlakci kendi odemesinin pesinde kosarken, her daim odeyecegine dair soz veriyor, defalarca banka hesap numarasi istiyor, hatta bir ara emlakciyi odemeyi almasi icin ablasina yonlendiriyor; ablasi ile temasa geciliyor ama ablasi da (hakli olarak) konuyla ilgisi olmadigini soyluyor. aylar suren tum bu surec boyunca (en az 4 - 5 ay ilgili mekani kullaniyor) bir kez bile emlakciya "siz beni magdur ettiniz" demiyor.

    eger emlakciya odeme yapmamasinin sebebi magdur olmasiysa ve bunun sorumlusu olarak da bizzat emlakciyi goruyorsa; insan bir kere olsun dile getirmez mi bunu; "iban numaranizi verin odeyecegim", "ablama gidin o odeyecek" diyene kadar.. nereden baksan zorlama bir kilif gibi duruyor.

    zaten eger ortada bir taahut olsaydi ve sanatcinin magdur oldugu gorulseydi/bilinseydi, neden hala adamin pesinden kosulsun, emlak ofisi canavar mi?

    kaldi ki zaten tanim olarak emlakcinin isi mal sahibiyle aliciyi bulusturmak; mal ile ilgili taahudu ancak ev sahibi verebilir. ileride malla ilgili dogabilecek sikintilar da alici ile mal sahibi arasindadir.

    yani; metin'in dedigi "mal kotu cikti ama mal sahibi ile cok iyi ayrildik, tum suc da aracinin oldugu icin ona para vermeyi reddettim" zaten kafadan son derece sorunlu bir yaklasim. emlakci hakedisinin ustune yatmak icin zorlama bicimde sonradan yaratilmisa benziyor.

    son sozum mahalle emlakcilarina: bizimkilerin toplantida dedigi gibi "sizin sanatci kisiliginize guveniyoruz, o yuzden yazili sozlesmeye gerek bile duymuyoruz" tarzi safliklara meyletmeyin. karsinizda madonna dahi olsa sozlesmenizi yapin. goruldugu uzere paranizi alamamakla kalmaz, bir de uzerine "taahut verdiler de tutmadilar" gibi garip icatlarla suclu ilan edilirsiniz.
  • az önce youtube'da bir videosuna denk gelip tekrar hatırladığım, hayatımda gördüğüm en itici insan. recep baltaş'ın yazdığı yazı da zaten kendisi hakkında fazlasıyla fikir veriyor. merak eden google'a yazıp okuyabilir. oyunlarını hiç tavsiye etmem.
  • son tweetlerinden biri şöyle kendisinin: "seyircilerden sececegim konuk bakalim kim olacak!herkez 1 gun 1 saatligine sohret olacak,yarinki sohreti cok merak ediyorum:)". kendisini tiyatrocu olarak niteleyen bir kimse, "herkes" kelimesinin doğru yazımını bilmeli bence. zaten iki tweet'inden birinde türkçe'yi katlediyordu da, böylesini ilk defa gördüm.
hesabın var mı? giriş yap