• bu gün yaptığım alışveriş sonucunda 58 tl sadece meyve ve sebzeye harcadım.
    çilek 1,700gr 22,47
    dolmalık kabak 300gr 2,50
    armut 700gr 8,76
    turp 1,50
    kapya biber 200gr 1,29
    şeftali 1,180gr 11,52
    dereotu 1,49
    patlıcan 500gr 3,56
    dolmalık biber 500gr 2,50
    marul 2,70
    toplam 58,29
    sadece bir haftalık idare edecek olan alışveriş sonucunda ayda ortalama 240 tl eder. bu sadece meyve sebze. temel ihtiyaç. üstelik kuzey ülkesinde yaşamıyoruz. yaz mevsiminin olduğu dört mevsim yaşayan zengin topraklara sahip bir ülkede yaşıyoruz. et ve süt ürünleri anlıyorum pahalı. sebze ve meyveyi asla anlayamıyorum.insanları sağlıksız yiyeceklere mecbur bırakıyorsunuz. asgari ücretle geçinen bir aile bu durumda nasıl alacak ? sadece temel ihtiyaçları karşılamakta zorlanıyoruz. iş görünenden daha daha da kötü.
  • bu patetes dediğimiz gıdasal ürün;
    nazilerin gettolarda yahudilere yedirdikleri en ucuz besindi. savaşta esir yemeği olarak dağıtılan yemeklik maalesef şu an 20 tl. deniyor kilosu.
    maşallah türkiyem.
  • uzun süredir meyve fiyatlarına bakmıyordum, migros sitesine bakayım dedim. elmanın 40 lira olduğunu gördüm, şeftali nektarin falan 60, ithal muz 70, kiraz 110

    bak bu fiyatlar, savaşta olan bir ülkede bile normal değil. 11.500 asgari ücret değil 25 bin asgari ücreti olan bir ülke için bile normal değil.

    hadi migros pahalı diyelim, pazarda 10 lira daha az olsun, ucuz mu? olm ne oluyor ya, ne yaşıyoruz biz?

    hadi ben yemesem bir bok olmaz bu saatten sonra, çoluk çocuğu olan ne yapıyor, ne yapacak? ayıptır ya. kuruyemiş fiyatları delirmiş, meyve sebze delirmiş, et ürünü süt ürünleri delirmiş. lan bir ülkede her şey bok gibi olsa dahi, en azından bir şey ucuz olur. ya ekmeği ucuz olur, ya meyvesi sebzesi ucuz olur, ya eti ya sütü. ama mutlaka bir şey ucuz olur, biz ne yaşıyoruz??
  • kasap bile manavın yanında ucuz kaldı.
  • ucuzcu x marketinin hemen karşısında yer alan ve fiyatlarda onunla rekabet eden y marketinden, kilosu 9.99 tl'den erik aldım yarım kilo civarı. haziran ayının ortasındayız aqduklarım. ocak ayında değiliz.

    yayında ve yapımda emeği geçenlerin allah belasını versin.
  • bu yüzden bahçemde kendim yetiştiriyorum. aslında kafam rahatlasın başka bir işle uğraşayım diye girişmiştim ama fiyatları görünce dört elle sarıldım. hani yerim olsa koyun kuzu alıp besleyeceğim o kadar.

    evde yemek yaparken elinin altında sebze olması inanılmaz bir şeymiş. kokuları dokuları öyle güzel öyle iştah açıcı ki anlatamam. şimdilik biber, domates, salatalık, patlıcan, balkabağı, kişniş, maydanoz, dereotu, tere yetiştiriyorum. meyvelerden; armut, kiraz, nar, erik, vişne, ayva, çilek, cennet hurması, şeftali, muşmula, incir.
  • türkoların hakettiği gibi yaşamasıdır.
  • yurdum çomarı yıllardır şunu söyledi ;
    '' bu ülkede bolluk var, almanya'da manavdan sebze meyve tane ile alınıyor'', biz de kendilerine ''onlar yiyebildikleri kadar alıp, taze yiyor, çürümelerini engelliyorlar '' dedik.
    ağzımıza sıçtılar yıllardır '' siz ne bilirsiniz '' diyerek, zır cahiller.

    cehaletin getirdiği sorunlardan birisidir. gerçekten semt pazarına gidip sebze-meyve alıyor, 1000 tl bırakıp çıkıyorsun.
    bir noktadan sonra canın istese de almıyorsun. ben alabilecek güce sahibim ama bir çileğe, bir çağlaya o kadar para verip almak, alınca da kendimi enayi gibi hissetmek istemiyorum.

    eskiden zevk için meyve alırken, şimdilerde ben de canım çok çektiğinde yarımşar kg alıyorum.

    bu ülkede eskiden misafirliğe gidilirken yaz ayında karpuz falan götürülürdü, geçen yaz karpuzu dilim ile satın almaya başladı bu millet.

    bolluk bereket sayenizde gitti. almanya gibi tane ile alıyoruz da işte biz taze yemek için değil, kazık az girsin diye alıyoruz
  • bir alamancı olarak neden şikayet ettiğinizi anlamadım.
    bizler burada muzu 1 tane, elmayı 2 tane alıp yiyorken sizler kiloyla alıp yiyemediğinizi atıyorsunuz.
hesabın var mı? giriş yap