• amak-ı hayal okurken aklıma gelendir.

    sürekli mezarlık ziyaret eden bir arkadaşım var. orada huzur buluyorum der.
  • sevdikleri mezarlıkta olan insandır.
  • (bkz: sidar)*
  • sessizliği ve ağaçları seven insandır. malum, artık zor bulunuyor böyle ortamlar.
  • yüzlerce hatta binlerce yaşanmış hikayelerin arasında dolaşmaktan keyif alandır.
  • ayakucuna geçince görürmüş neden bilmiyorum kalpten inanıyorum buna, nasıl sevmeyeyim orayı o oradayken
  • rast geldikçe girerim mezarlıklara. ne zaman orada olsam bana uğruna canımı sıktığım şeylerin ne kadar boş olduğunu hatırlatır. eğer sizde gündelik hayatlarımızın ne kadar boş bir koşuşturmaca olduğunu hissetmek istiyorsanız, bunun için mezarlıklardan daha iyi bir yer olamaz.
    özellikle her bir mezar taşını tek tek okurken "kim bilir nasıl bir insandı" diye düşünüp, hepsinin hayat hikayelerini kısaca görebilmeyi istiyorum. çevredeki ağaçların hışırtısı ve mezarlıkların dinginliği kafamı toplamama yardım ediyor.
  • mesleği gereği sevmek zorunda olabilir (bkz: sanat tarihçisi) (bkz: restoratör mimar) (bkz: arkeolog)
  • yeşili seviyordur.
  • benim la o, çok sessiz çünkü mezarlık, anlamlı bir sessizliği var çünkü... oraya belediye birkaç tane bank koymuş birde... bazen gidiyorum o sessizliği dinliyorum, işte bak atamadığın adımlar, cesaretsizlikler, üzüntüler, sevinçler, başarılar veya başarısızlıklar....işte hepsi orada...o toprağın altında... derin bi nefes alıyorum sonra..ne ara 34 oldum diyorum, kendimi sorguluyorum bazen orada yeni kararlar alıyorum.. evet ben orada gerçekten huzur buluyorum. belkide herşey bi kenara istanbulun iğrençliğini ,kepazeliğini, adiliğini orada hissetmediğim içinde orada huzur buluyor olabilirim...
hesabın var mı? giriş yap