• *

    mezotelyoma adı ile de tanınan hastalıktır. plevrada tümör oluşumu göğüste ağrı, akciğer çevresinde sıvı birikmesi, nefes darlığı, anemi, öksürük, hemoptizi gibi belirtilerle kendini gösteriyor.

    yaygın olan bir tümör değildir.
  • günden güne annemi benden alan illet. yaklaşık altı buçuk yıl önce kondu teşhis. önce ciğerde sıvı toplama ile gösterdi kendini. yapılan biyopsiler sonuç vermeyince açık bir biyopsi operasyonu yapıldı ve teşhis kesinleşti. hayatında asbest öyküsü olmayan anneme, adını o zaman için ilk kez duyduğu mezotelyoma teşhisi kondu. bir akciğer uzmanı gibi makaleler okudum, gördüğüm herkese sorular sordum. tüm cevaplar yüzüme yüzüme çarptı acı gerçeği: bu illetten kurtuluş neredeyse imkansız.

    doktorumuz, çok kesin bir dille hiçbir hastaya ömür biçilemeyeceğini, hastalık değil hasta şeklinde düşünmek gerektiğini söylese de benim duymayı kaldırabileceğimi de bilerek ortalama öngörülen ömrün 24-36 ay arası olduğunu söyledi. ilk etapta zarın soyulması işlemi ve ardından kemoterapi uygulandı. son derece sıkıntılı süreçlerden sonra annem birkaç sene gayet iyi şekilde yaşamına devam etti. içten içe nüksün kaçınılmaz olduğunu bilsem de "lan acaba" diye umutlanmadım değil ama olmadı. nüks sonrası son derece radikal bir ameliyat olan epp operasyonu ile annemin sol akciğeri tamamen alındı. bu ameliyat esnasında ses tellerine de müdahale edildiği için annem sesini de kaybetti, son derece kısık bir sesle konuşur hale geldi. bu ağır ameliyat sonrasında toparlanma süreci ardından annemin yaşam kalitesi epey azalsa da yine kemoterapi ile beraber de olsa ev içinde kendi ihtiyaçlarını karşılar durumdaydı hatta arada eline süpürge alıp temizlik bile yapıyordu. ne olduysa son birkaç ay içinde oldu.

    ev içinde tuvalete dahi giderken nefes alamamaya başlayan annem için kemoterapinin bir çözüm olamayacağına karar verildi. sağlık bakanlığından immünoterapi için izinler alındı ancak karşımıza sgk duvarı çıktı. sgk, bahsi geçen ilaçları karşılamıyordu ki son derece pahalı ilaçlar bunlar. işin garibi dava açıldığında ilaçlar karşılanıyordu. bu bambaşka ve küfürlerle dolu bir yazının konusu. dava açıldı elbet ancak bu illet artık durmuyordu.

    günlerdir hastanede annem, artık nefesin yanında beslenme güçlükleri de had safhada. gözlerimin önünde bu hastalık annemi, en değerlimi alıyor benden. çaresizce bakıyorum ona, yaşama umudunu bir saniye bile kaybetmeyen annem bir çıkış umudu var mı diye bakıyor gözlerime. yok diyemiyorum ona, ne diyebileceğimi bilmiyorum. ağlayamıyorum, güçlü görünmek zorunda hissetmek delirtiyor beni. annemin yanında güçlü olmak yetmiyor, dönüp 6 yaşındaki oğlumun yanında da güçlü olmak zorunda kalıyorum. size mutluluğun resmini yapamam ama çaresizliğin hikayesini anlatabilirim. ben ne yapıyorum peki? bazen deliliğe vuruyorum, bazen gülmeyi savunma mekanizmam kılıyorum. goygoy yapıyorum, olması gerekenden çok çalışıyorum... günün sonunda başımı yastığa koyuyorum ki oradan sonrasını anlatmak çok zor.

    aylardır yazmamak için tutuyorum kendimi, bu da tam bir iç dökme yazısı değil zaten. isyanımı başlatırsam patrona halil isyanı bile solda sıfır kalır yanında. bu sadece anlatma isteği. muslukları açmadım, açarsam zor kaparım gibi geliyor. mesela şimdi bu yazıyı gönderdikten hemen sonra gidip gereksiz futbol başlıklarını okuyacağım, belki kılıçdaroğlu aday olmalı mı tartışmalarına bakacağım hatta saçma sapan fikirlerimle ortama dahil olacağım.

    özetle, son 6-7 yılımın ağzına sıçtı bu hastalık. her an, her saniye gelecek mutlak sonu bilerek yaşadım. hastaneden, evden her çıkışımda anneme belki de son kez bakıyor olmanın korkusunu yaşamadığım bir gün olmadı. arada twitter'da zamanında attığım birkaç tweet nedeniyle tavsiye isteyenler oluyor. tek bir tavsiyem var: hastanız kimse, ona sıkı sıkı sarılın. sıcaklığını, kokusunu, sesini içinize sokarcasına sarılın. gerisi...
  • asbest tozunun solunması durumunda oluşan kanser türü.

    amerika ve avrupa menşeii birçok geminin sökümünün türkiye'de yaptırılma sebebidir...

    akciğer zarı kanseri olarak da bilinir.
  • belirtileri rahatlıkla verem ile karıştırılabilen, uzun bir gizlilikten sonra asla iyileştirilemeyecek hale geldiğinde kendini gösteren kanser türü. türkiye'de bu hastalığa yakalananların sayısının son yıllarda epey artmasını çernobil faciasına bağlayanlar ağırlıkta.
  • (bkz: erionit)
  • esrar kullanımının uzun vadede risk faktoru oldugu kanser tipi.
  • nevşehir in tuzköy kasabasından hatırı sayılır sekilde cıkar. literature geçmişliği mevcuttur.
  • asbestle ilişkilidir.
  • gordugum en kotu direkt grafi bulgularina sahip hastaliktir. bayagi bayagi midem kalkiyor..
  • doktorun ilettigine gore goguste deri altinda elle hissedilen noduller, comak parmak, boyunda sislik gibi belirtileri de olabilen kanser turu.
hesabın var mı? giriş yap