• dahil olmadığım fakat hareketlerine anlam verebildiğim kitledir. o kadar çalışıp kazandıkları, vizesiydi finaliydi uğraşıp çabaladıkları ve nihayetinde mezun oldukları okullarıyla ilgili övünmeleri çok normaldir bence. insan emeği ile de övünmeyecekse neyle övünsün?
  • mimar sinan grafikte okuyanlarinin seneye tekrar sinava falan girme hissiyati uyandirdigi tipler.
    herkesi almiyorlar demis bir de,

    e sen girmissin iste amk daha ne?
  • kendi elinde olmayan ya da tercihi dışında var olan şeylerle övünmekten iyidir. mesela türk olmak, müslüman olmak ile övünmek, babasının parasıyla övünmek yerine, çalıştığı, kazandığı, sonuna kadar hak ettiği bir üniversite eğitimiyle övünebilir insan.
  • çok abartmamak kaydıyla hakkıdır. şişli de evime ara sokaktan gitmek istemiştim. bir baktım apartmanın birini üniversite yapmışlar. böyle universitelerin olduğu bir yerde elbette okuduğun o müthiş üniversite ile övülür. ama bu bir aşağılama davranışına dönüyorsa, affedilemez.
  • benim bu. övünürüm gayet,haklı sebeplerim var.

    lisede sıra arkadaşım ayda bir sevgili değiştirip cafelerde orda burda gezerken ben oturur test çözerdim. o bazen okula gelmez istanbul'a gezmeye giderdi kuzenleriyle keyfi,ben test çözerdim. okulda inek olduğum için arkamdan gülerlerdi ben yine ders çalışırdım. çok durumumuz yoktu, babam test kitabı almak istediğimde çemkirir çok lazım mı diye sorardı. ben bilirdim ki kendi elimden yalnızca kendim tutabilirim. çok şükür tuttum da. okulu dereceyle bitirdim. türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birini kazandım. okurken erasmus yaptım, hibe yetmezse diye yine bursumu biriktirip biraz da ek gelirli işlerde çalışıp gönlümce gezdim.

    şimdi kusura bakmayın da, ben koç ailesinin kızı olarak dünyaya gelmedim. gelsem de bunun havasını atmazdım o ayrı. ben güzel bulduğum yerlerimin de havasını atmadım. sonradan satın alabildiğim markaların da havasını atmadım. akranlarım benle dalga geçerken kendi çabamla kıçımın üstüne oturup emek gösterip güzel bir devlet üniversitesini kazanmamı, çeşitli projelere katılmamı tabii ki havasını atmak değil de dillendireceğim. tabii ki konusu açılınca kendimle ve başarılarımla gurur duyacağım. çünkü bahsetmek istemiyorum ama herkes gibi benim de çook zor yıllarım oldu. ben tamamen görünmez bir insanken, lisenin son günü yüzüme bakmayan sikiklerin aileleri nasıl dereceye girdiğimi soruyorlardı.

    uzun lafın kısası, siz asıl calvin klein donunu göstermezse ölecek insanlara çemkirin. emeğiyle kazandığı diplomayı gösterenlere değil. birinin en azından zamanında farkındalığı varmış çünkü.
  • boğaziçi veya odtü mezunu ise hakkıdır.
  • hangi üniversiteden mezun olursanız olun kartal imam hatip lisesinden mezun değilseniz övünmek pek bir işe yaramaz.

    son yılların modası da bu, üzgünüm gençler.
  • iyi bir üniversite'de okuyorum ve bunu en çok düşük sıralamayla alan bölümlerde okuyan arkadaşlarda görüyorum.adam 50 binle 100 binle sırf adı var diye adını bile bilmediği bir bölüme giriyor,ondan sonra okuduğu üniversiteyi ağzından düşürmüyor.whatsapp durumuna bile yazan gördüm amk.7/24 üniversitenin adının basılı olduğu kapşonlusuyla burada okumak ayrıcalıktır diye geziyor.
  • bir üniversite - ki türkiye için konuşuyorum - kalitesine göre, hayat için kazanç olabilecek sosyal ilişkiler, bir bakış açısı, ne bileyim bir ya da birkaç alanda azıcık kültür vs sunabilir. ama bilgi birikimi ve uzmanlık sunmaz. bu ikisi kendi kendine yapmak ile olur. kitap okumakla olur, uğraşmakla olur, sevmekle olur. iyi üniversite okudun diye orada adamın götünden bilgiyi sokmuyorlar. iki kelimeyi bir araya getiremeyen nice adam geliyor aklıma öss'de ilk bine giren.

    artık bir zahmet bırakın "zeki adam iyi üniversitenin iyi bölümüne girer" geyiğini. gerizekalı adam da girebilir ve bunun tersi de geçerli. ha eğer hala bu konuda ötme konusunda ısrarcıysanız, "türkiye'de eğitim sistemi nasıl?" sorusuna vereceğiniz cevaba paralel olarak gerinip gerinip ağzınıza iyi bir kürekle vurmak en büyük arzumdur. aksi takdirde gayet iyi bu eğitim sistemi deyin. hayatı işinize geldiği gibi yaşamayın.

    kalıplaşmış, klişeleşmiş, çürümüş düşünce kadar tiksinti verici çok az şey var dünyada. adam zeki/gerizekalı ayrımını iyi okul/kötü okul ikilisine öyle sağlam oturtmuş ki, "ben ilk taraftayım, neden ikinci kısımdaki hiç bilim görmemiş adamla bir tutulayım" diyebiliyor. sen kim oluyorsun da kimin bilim görüp kimin görmediğinden bu kadar emin olabiliyorsun? zürich politeknik'i kötü notlarla zar zor bitirmiş siktirboktan bir patent memuru * fizik bilimini baştan yazabiliyorken nedir bu kendine aşırı güven? hayır çok uzağa gitmeyelim, son yıllardaki politikasını hiç beğenmeseniz bile, memleketteki en iyi network yazılımı atılımlarından biri olduğunu inkar edemeyeceğiniz ekşi'de "boğaziçi falan dururken doğuş üniversitesi bilgisayar mühendisliğini yarım bırakmış bir adamdan hiçbir şey olmaz"a gelebilecek laflar edebilecek kadar hayatı görmezden gelmek nasıl bir komikliktir acaba? en başta, beş tane ösym sorusunu daha hızlı çözdün diye size insanları küçümseme hakkını kim sunuyor?
  • odtü mezunuyla bozok üni. mezunu bir mi amk. o kadar çalışmışız, kazanmışız, bitirmişiz, hayatımızın bir bölüm s.kilmiş. tabiki havasını atarız, kimse kusura bakmasın.
hesabın var mı? giriş yap