• iyi okullarda okumuş, finans düyasının kralı olmuş ama central parkın yerine avm yapmayı düşünememiş belediye başkanı.
  • new york'un evsizlerini, baska bir eyalette gidebilecek bir yerleri varsa tek gidis bilet parasini odeyerek sehirden savan tosuncuk [*].

    dunyanin 17. zengini ya hasmetmeab, ihracat islerinden belli ki iyi anliyor. bu defa evsizlik sorununu cozmek yerine, baska sehirlere ihrac etmeyi tercih etmis...

    bu hareket 19. yuzyilda manchester'daki isci sinifinin icinde bulundugu kosullari anlatan engels'in burjuvaziye soktugu lafi hatirlara geri cagiriyor:

    "the bourgeoisie only has one way to solve its housing problems, and that is to move everything around" [burjuvazinin ev sorununa sadece tek bir cozumu var, o da sorunu bir yerden digerine tasimak]

    * http://www.nytimes.com/…7/29/nyregion/29oneway.html
  • şimdi küresel ısınmacı ezikler için bir kaç bilgi.

    > kendisi yahudidir.
    >bm küresel ısınma siksiği elçisidir.
    https://climatechampions.unfccc.int/…to-resilience/
    >sadece özel jet seyahatleriyle 2016-2020 arasında 10.000 (on bin ton) karbon salmıştır.
    görsel
    >içinde 80-90 milyon insanın yaşadığı koca türkiye ise 2016 yılında 384.000 (384 bin ton), 2020 yılında ise 405.000 (405 bin ton) karbon salmıştır.
    https://www.worldometers.info/…missions-by-country/
    https://worldpopulationreview.com/…sions-by-country

    fıkra +90 iq için bu kadar ancak, -90 iq'ler için de punchline'ı açıklamak lazım:

    1 senede ortalama 600.000 türk vatandaşının bir yıl boyunca her şey dahil saldığı karbonu atmosfere, sadece ve sadece özel uçaklarıyla (daha bunun arabası var, ısınması var, yediği etler var vs., onlar buna dahil değil) salan biri, size gelip, çok karbon salıyorsunuz diyor, et yedikçe inekler osurup atmosferi ısıtıyor, çekirge yiyin, araba kullanmayın, seyahat etmeyin diyor.

    bir de bununla ilgili propaganda yapsın diye iklim elçisi seçiliyor.

    bu karmic revelation değil de nedir? siz yine tüm gün çekirge yiyip bokunuzu yiyip, sidiğiniz içmeye devam edebilirsiniz, bana sorun değil de, sizin yüzünüzdeb bize de karbon kotası dayayacaklar ondan yazıyorum.

    son olarak da garanti bankası bunu da reklamlarına koysun yiyorsa...
    ha son olarak da esg ne, black rock kim, onları da inceleyin.
  • ny belediyesinde son mesaisini tamamlayan bloomberg evine metroyla gitmis. darisi ankaralinin ve i gokcek'in basina..
  • koç üniversitesi 2014 mezuniyet töreni'nin en eğlenceli anlarını seyirciye yaşatan eski new york city belediye başkanı. kendisinin başarılı konuşması şu ana kadar dinlediğim en iyi inspirational speech idi, iyi bir politik figür olduğu belli kendisinin (evet benim bu tırt takdirime kalmıştı bloomberg de). linkteki konuşma metnine ek olarak lafa şöyle şeylerle başlayıp seyirciyi ilk 1 dakikada bağladı kendisine.
    "merakla süleyman the magnificent'ın finalini bekliyorduk, geçen hafta nihayet izledik. koç üniversitesi'ne gelmeden önce burası hakkında biraz araştırma yaptım, öncelikle sizleri tebrik ediyorum, şu ana kadar pek çok zorlukla karşılaştınız. sizleri anlayabilmek için pideban'da pide yemek için 1 saat sıra bekledim, cafe nero'da kahve içtim, vehbi koç heykelinin yanında fotoğraf çektirdim. arkadaşlarınızla buluşmak isterken ömer'de (öğrenci merkezi) yer bulamamak, kütüphanedeki hiç gülmeyen adam tarafından "sessiz olun" diye uyarılmak kolay değil."

    vesaire vesaire, kelime kelime hatırlamıyorum ama kampüsteki tatlı hayata dair minik detayları dile getirdi, okulun bütün öğrencilerinin dikkatini üzerine çekti ve konuşmasının geri kalan daha eğitici kısmını da dikkati üzerinden kaybettirmeden dinletti.
  • 1 yıl kadar önce (bkz: johns hopkins university)'ye tek kalemde yaptığı 1.8 milyar dolarlık bağış ile dünya üniversite bağışları listesinde açık ara farkla birinci sırada bulunan şahıs. mezunu olduğu okulun "öğrencileri kabul ederken finansal durumlarının göz önüne alınmaması için" yaptığı bu bağış hakikaten de dudak uçuklatan bir miktardır. bu bağış sayesinde hopkins öğrenci kabul ederken maddi durumu yetersiz öğrencilere cömert burslar verebilecek, okurken yurtdışına staja/araştırmaya gidemeyen öğrencileri destekleyecek ve en önemlisi hopkins talebelerinin %44'ünün tabii olduğu maddi desteğin geri ödenmesi uygulamasını kaldıracak.
    evet kapitalizm başından sonuna kadar ucube, çürümüş, vahşi ve onursuz bir sistem ama işte bazen bu sistemin zengin ettiği insanlar eğitime, bilime, araştırmaya öylesine büyük katkılar yapıyor ki tebrik etmemek, alkışlamamak elde değil. "amerika nasıl amerika oldu" tarzından pek çok konuşma yapılabilir, film çekilebilir(bkz: there will be blood) ama bence en önemli noktalardan birisi de zenginlerin mezunu oldukları(veya olmadıkları) okullara cömertçe bağış yapması geleneğidir. nike'ın kurucusu phil knight mesela: stanford'a bir kere 160 bir kere de 400 milyon dolar, oregon üniversitesi'ne bir kere 500 milyon dolar, birkaç defa da irili ufaklı başka bağışlar yapmış. yani amerikan üniversitelerinin bu kadar zengin olması, bu kadar araştırma yapabilmesi bu bağışlar sayesinde oluyor. keşke böylesi bağışları bizim zenginlerimiz de yapsa da bizim üniversitelerimiz de biraz belini doğrultabilse diye düşünmeden edemiyor insan. itü, odtü, boğaziçi gibi okullar pek çok zengin ve başarılı insanın eğitim gördüğü yerler ancak buralara dönüp de bağış yapan neredeyse hiç zengin yok, olanlar da yukarıda bahsettiğimiz rakamların yüzde 1'i kadar bile olmayan meblağlar.
    bugün itü'ye, odtü'ye yapılacak 400 milyon tl, bakın dolar demiyorum tl, ne kadar çok imkan yaratır, ne kadar çok akademisyen istihdamı sağlar, ne kadar laboratuvar ekipmanı sağlar diye bir düşününce aslında olayın ne kadar basit olduğunu görüyorum. ama bizim zenginlerimiz gitsin kendi adlarını taşıyan üniversiteler açsınlar, 5 kişilik tam burslu öğrenci kotalarıyla da bir yerlere gelmeye çalışsınlar. bizim insanımız üniversite eğitimine çok önem veriyor ama bir üniversitenin ne olduğunu, nasıl işlediğini ve nelere ihtiyacı olduğunu bir türlü anlayamıyor. en zenginimiz bile kendi servetinin bir bölümüyle sıfırdan bir üniversite yaratabileceğini zannediyor. elbette bunun bir de hukuki boyutu var: bugün yasalar değişse ve belirlenen 5-10 üniversiteye yapılan bağışlar şirketlere/şahıslara vergi indirimi gibi faydalar sağlasa o zaman bu zenginler üniversite açmak yerine gider o parayı odtü'ye, itü'ye bağışlar. tek bir kanun değişikliği ile üniversitelerimizin ayağa kalkabileceğini bilmek, ama bu kadar ufak bir değişikliğin bile yapılmadığını görmek insanı kahrediyor, hüzünlendiriyor ve sinirlendiriyor.
    kaynak:https://www.insidehighered.com/…-hopkins-need-blind
  • ilk debate sırasında rezil olan kişi.

    trump'a özendi dangalak. ama trump hem hazır cevap, hem de tam bir şovmendi. o yüzden daha ilk debate'ten kendini gösterdi, sonra da üstüne koyarak ilerledi.

    buysa paspas oldu, dünkü debate'i izleyen kimse buna oy falan vermez. üstüne es kaza trump'ın karşısına çıkarsa, trump ezer bitirir bunu.
  • en azili sigara dusmanlarindan. yeterli destegi toplarsa sokakta dahi sigara icirmeyecek bize, az kaldi. akici ispanyolcasi var. yaptigi her konusmanin ispanyolca ozeti mutlaka gecer ingilizce bilmeyen hispanikler icin. kanun degistirterek ucuncu kez belediye baskanligi ile tarihi gecti. herkes onun cumhuriyetcilerden baskan adayi olacagini bekliyordu obamaya karsi. kesinlikle karsi ciksa da acik kapi var fakat dsk'de oldugu gibi wasplarin amerikanin basina bi yahudiyi gecirteceklerini zannetmiyorum. senatorlerin, house'takilerin devletin en ust kademesinde sahislarin cogu yahudi. en onde olmayip geriden gucu ellerinde tuttuklarini soylemek icin komplo teorisine gerek yok, politikayla az biraz ilgili herkes bilir bunu. bu amca new yorkun en zengini de olsa hergun city hall'a metroyla gittigini gosterip bende sizdenim imaji verir. ara sira cikip butcemiz yetmiyor, bize para gonderin lan diye bagirir. bu kadar sevkle yonetirken iyi de bilader, cebinden uc bes milyar dolarcik ativer yani. tas attiginda kolun mu yoruldu amina koyim. velhasil kelam rudy ile birlikte gelen asiri guvenlik tedbirlerini devam ettirmis fakat 11 eylul sonrasi bu paranoyakliga kadar varmistir. ideal bir polis devletin izleri new yorker icin gayet hissedilmektedir.
  • ne demiş? new york city belediye başkanı;
    "using economics to influence behaviour is something this country is built on- it's called capitalism."
  • 2001'de new york belediye baskanligina aday olmadan hemen once girdigi cumhuriyetci partiden istifa etti. 2008'de baskanliga bagimsiz aday olacagi yolunda haberler yayip, sonra da "valla billa degilim" aciklamalari yapan bir eglence anlayisina sahip.
    wall street'in sesi olan bloomberg medya imparatorlugunun sahibi milyarder isadaminin bu sui generis stratejisi hakkinda en guzel yorum ise koyumuzun sesi gazetenin web sitesindeki su baslikta;

    "bloomberg nears run for ceo of u.s."

    bu onemli yorumun tamamini okumak isteyen neyin cikabilir:
    http://villagevoice.com/…007/06/bloomberg_may_r.php
hesabın var mı? giriş yap