• $imdi bu adam geldi galatasaray'in ba$ina teknik direktor oldu ya... bunun bir hikayesi var i$te, oyle gokten inmedi bu adam. tabii bunu yoneticiler filan bilirler, biz skibbe'nin geldigini televizyonlardan filan duymu$tuk. i$in aslini bilmesek de az cok tahmin edebiliriz herhalde.

    ***

    gecen sene aylardan temmuz ya da agustos... hava sicak; ismail turut gibi, ne bileyim nejat alp gibi terliyoruz her daim. ak$am leverkusen'de halamin kizinin dugunu oldugunu soyledi annem. oflaya poflaya yerimden kipirdamadan cevap verdim...

    - anne ben gelmicem
    + hadi oglum bak, guzel kizlar olur dugunde
    - ben hastayim ya, gelmicem iste...
    + baban geceleri araba kullanamiyor ama biliyorsun bik bik...
    - ya off, tamam peki.

    gayet gonulsuz bir $ekilde ciktim evden, hatta annem bilegimden tuttu arabaya binene kadar; olur da yan cizerim kacmaya cali$irim diye. arabaya bindik, dugun mahalline geldigimizde pek fazla suslu puslu olmayan ama gulumsemesiyle ve canayakin tavirlari ile pek cabuk dikkat cekmeyi ba$aran bir hatun ki$i ile goz goze gelerek bir nevi selamla$tik kapida. sonradan ogrendik ki, damat beyin kuzeniymi$ selin hanim...

    - anne guzel kizmi$ dmi?
    + ya, bak ne dedim ben sana, guzel kizlar olur demedim mi?
    - bi soru$tur bakalim kimmis neciymis.
    + dur ben bi $enay halana...
    - e hadi sor bakalim
    + ay ne kadar kibar kiz, bak nasil guluyor bik bik..
    - hadi anne hadi bi sor yaa...

    anne sorar, soru$turur. bodom golu canavari ise selin hanim'in masasinin yakininda bir masaya konu$lanarak inceleme konusu hatun ki$iyi izlemeye ba$lar. dugunlerde oynama gibi bir adeti bulunmayan ve "sosyallik buysa ben yokum arkada$" felsefesiyle ya$ayan bu tatli su canavari, gece boyu eli yuzu duzgun ka$i gozu guzel selin'i kah oynarken, kah masa masa gezerken izler durur. alkolun etkisine de iyiden iyiye girince, kuzenlerin de gaziyla selin ile konu$maya karar verir. anne vasitasiyla selin hakkinda bilgiler alinmi$tir nasil olsa.

    - merhaba. (ilk adim)
    + merhaba. (sicak karsilama)
    - ben seda'nin kuzeniyim. kapida selamlasmi$tik. (ne selamlasmasi lan, sadece bi goz goze gelmisliginiz var)
    +hmm, evet hatirladim. ben de cihan'in... (aciklama mecburiyeti var sanki)
    - evet biliyorum. (anneden, $enay haladan aldin tabi tuyoyu goto$)
    +nerden? (hadi cevap ver bakalim)
    - $ey, (sictin hadi siva $imdi) tahmin ettim ben.
    + peki, oyle olsun bakalim... (burda selin kikirder, ama cabuk toplar) goru$uruz sonra...(gider)

    - seninle tekrar goru$ucez guzel gozlu kiz, tekrar kar$ila$icaz. (burda canavar kendi kendine soylenir)

    aradan bir iki ay gecer. mavi$ehir'de ali$veri$ merkezlerinin birinde selin ile tekrar kar$ila$ilir. selamla$ma faslindan sonra bir yere oturularak muhabbete gecilir. gayet keyifli bir muhabbetin ardindan yakinla$ma ve gayet duygusal bir hava sarar ortami. ilk hafta birbirini fazla tanimadan a$k limanina yelken acmis sevgi pitirciklari gibi duygusal anlar ya$anir, ilerleyen zamanlarda ise her iki tarafin da birbirlerine ters gelen yonleri ortaya cikar. ki$isel zevklerden tut da, hayata baki$ acisina kadar ayri dunyalarin iki ayri insaninin bir ili$ki icin caba sarf ettigi farkedilir. kendince dogru olan ancak ili$ki olgusuna ve ortak ya$ayi$a aykiri hatalar ortaya cikar. ayrilik kacinilmaz olur bir yerden sonra...

    - selin olmuyor artik boyle.
    + ya yine ne var ya?
    - bak, $ampiyonlar ligi on eleme macina kendi sahanda dort stoperle ciktin sana sesimi cikarmadim.
    + ama kazanmaktan ziyade, once kaybetmemek bik bik...
    - hadi onu gectim. kendi sahanda ligin yeni takimiyla ciktigin ilk maca tek forvetle cikmak neyin nesi peki?
    + e ortasahayi kalabalik tutarak rakibe bos alan birakmamak...
    - hadi ortasahayi tandemi filan da gectim, uefa kupasi on eleme macinda deplasmanda uclu defans denedin. koy takimindan uc tane gol yedik be.
    + off yaa, off. cok uzuluyorum ama sen boyle yaptikca. takimin uclu defans yapip yapamadigini gormem gerekiyordu.
    - bizim aile yapisina cok ters bu selin. cok yanli$ yapiyorsun.
    + ya, sen beni begenirken hic boyle degildin ama...
    - ya konusma artik selin ya, sen de gecen sene dugunde be$ atarken hic boyle degildin. cok degi$tin farkinda misin?
    + ben hic degi$medim bir kere. senin beklentilerin cok farkli, ili$kimizi bu $ekilde surduremeyiz.
    - o zaman istifa et selin, artik devam etmeyelim lutfen.
    + ... (sessizlik)
    - ... (sessizlik)

    birkac aylik macera olarak tarihte yerini alir selin. o dugunde hoppidi hoppidi oynayip akli ba$indan alan ve bunyeye karizmatik gorunen hatun aslinda hic de oyle gorundugu gibi gelmez insana. bu kiz, ayri dunyalarin insani oldugunu idrak eden bunye icin detaydan ote degildir artik. belki ili$kiye zaman vermek, zaman tanimak bir cozum olabilir diyenlere her gecen gun daha da kotuye giden ve her iki tarafin hislerine zarar veren durumlari aciklamak pek de zor olmasa gerek.

    ***

    hayat her adimda yeni surprizler cikariyor insanin kar$isina aslinda. gecen sezon bala gote gruptan cikmadan elenmis olsaydi bu takim, $u anda michael skibbe degil de "kariyeri ve tecrubesi daha az sorgulanir" birinin takimin basinda olacagi kesindi herhalde. ancak skibbe, galatasaray tarihinde -iyi veya kotu- bir sekilde yer almasi gereken bir hocaymis. umarim tazminat sorun edilmeden iliskiye zaman vermek yerine mantikli gonul islerine yelken acar bu takim.

    e a$k sonucta bu, biz taraftariz. renkler bize, biz de renklere a$igiz.
  • boşu boşuna kariyeri, teknik direktörlüğü tartışılan hoca. kardeşim olay basit. adamın başarısızlığının tek bir sebebi var ,o da yüz ifadesi. öyle bir ifadesi var ki her an ağlayacakmış, çok büyük kederler içindeymiş gibi. şimdi bu ifade ile futbolcunun karşısına geçip taktik verdiğinde ne oluyor? ne olacak futbolcu hocanın yüzüne bakıp, ulan adamın başına kesin çok kötü bir şey geldi veya ulan bizimkilere bir şey oldu da onu mu söyleyecek diye düşüncelere daldığından ne anlatılan taktikten bir şey anlıyor, ne de maça konsantre olabiliyor. eğer bu skibbe'nin yüz ifadesine bir çare bulunsun cimbom gelene beş giden on beş atmassa hiçbir şey bilmiyorum.
  • "konyasporun trabzonspor kar$isinda yan direk ve üst direkten dönen toplarla gollük pozisyonları vardı. fenerbahçe'de ise şunu görüyoruz; tam takım oyunu sergileyemiyorlar. yani takım futbolunu sahaya yansıtamıyorlar ve bunun neticesinde de kayserispor'a 4-1 yenildiler. aynı zamanda biz de kayserispor'a karşı oynadık. ligde 0-0 berabere kaldık, kupa finalinde de 2-1'lik galip geldik. onlar da gerçekten kaliteli bir takım. tüm takımlar türkiye liginde dengeli ve o yüzden her maça yüksek konsantrede bakmak gerekiyor. her maç sürprizlerle dolu."

    kaynak : 9.10.2008 de galatasaray tvde yayinlanan roportaji \ milliyet spor 10.10.2008

    arkada$im sen kendi takimina makine duzenli bir takim oyunu oynatiyorsun ya digerlerinin oyunu kaldi duzeltmedigin. her ku$u siktin bi leylek kaldi. oynadigin bursaspor macinda takimin ust uste iki top yapmami$ halen diger takimlarin takim oyunundan bahsediyosun ne ayak. ve kayserispor beraberligini ba$ari sayiyosun. hem de eline verilmi$ galatasaray tarihinin en kaliteli kadrolarindan biriyle yapiyosun bunu. sen de biliyosun ba$ina gelecekleri ya, hadi bakalim.
  • bir gece ansızın istifa ederse çok mutlu olacağım. götüme kına bile yakarım.
  • tek olayları buram buram lumpenlik ve sahtekarlık kokan bir delikanlılık kültürüne sırtlarını dayayıp poz yapmak ve boylarından ve akıllarından büyük laflar etmek olan al takke ver külah adamlarının domine ettiği türk spor camiasında tiksindiğim ne kadar özellik varsa hepsinin anti teziymiş gibi geliyor bana herr skibbe. hataları,eksikleri olabilir (olmayanı bilmiyorum zira) ama yeni bir kadro kurmuş ve sakatlıklar yüzünden o kadroyu da nerdeyse hiç biraraya getirememiş galatasaray futbol takımında bir şeyler yapmak için çabalayan, sadece işine bakan, o hafif mahzun, mutevazi, efendi ve samimi halleriyle mutlu oluyorum kendisini takımın başında görmekten, daha bir seviyorum galatasaray'ı böyle. eğer bu ara ortalıkta dolanan söylentiler doğruysa ve galatasaray kulübü, takımın zamana ihtiyacı olduğu, teknik direktör kim olursa olsun şu anda bundan fazlasını yapamayacağı gün gibi aşikarken bir kaç hafta sonra skibbe'yi gönderip yerine fatih terim'le anlaşırsa sırf bu nedenle kendimi skibbe'den daha fazla ihanete uğramış hissedeceğim. galatasaray'ı gene severim sevmesine ama hayal kırıklığına uğramış anne babalar gibi mecburiyetten severim, içim buruk severim, yıldırım demirören'in beşiktaş'ından (süleyman seba'nın ya da serdar bilgili'nin değil) ya da fenerbahçe'den ne farkın kaldı diye diye severim...
  • bir alman olduğundan dolayı istifa etmesi aklımın ucundan bile geçmeyecek adam. tazminatını almadan gider mi hiç (giderse de tecrübesizliğinden olur). ertuğrul sağlam gazına geldi yöneticiler de herhalde.
  • (bkz: gitti gidiyor)
  • 6 hafta sonunda hoca göndermenin,skibbeyi göndermenin veya istifa ettirmenin nasıl bir basiretsizlik,nasıl bir ilkesizlik ve hatta nasıl bir dangalaklık olduğu konusu uzun uzadıya incelenebilir.ama ben buraya değil galatasaray resmi sitesi aracılığıyla kulüp yetkililerine yazarak yapmayı düşünüyorum bunu.
  • hakkında bu kadar entry girildiğini görünce kovulduğunu sandığım teknik direktör.
  • yardımcılarının neden kovulduğunu anlamadıgım teknik direktör. ee gs çok iyi top oynuyordu, tribünler coşuyordu ne oldu acep?
    adnan polat sezon başında getirirken ne düşündü hiç merak etmiyorum*
hesabın var mı? giriş yap