• microsoft'un japonya ofisinin çalışanları üzerinde yaptığı ve çalışanlarını köle gibi kullanmaya çabalayan ülkemizdeki bazı şirketlerin de örnek alabileceği deney.

    microsoft japonya, ağustos ayında "working reform project" (çalışma reformu projesi) adında bir deney gerçekleştiriyor. bu proje kapsamında çalışanlarına ağustos ayı boyunca hafta sonlarına ek olarak cuma günleri de tatil veriyor. yani o ay için 4 gün çalışma 3 gün tatil planı benimseniyor.

    bu ay boyunca çalışanlar %25,4 daha az izin günü kullanıyorlar, %58,7 daha az kağıt kullanıyorlar ve doğal olarak %23,1 daha az elektrik kullanılıyorlar. yani şirketin gider kalemlerinin bazılarında gayet gözle görülür olumlu değişiklikler yaşanıyor.

    ancak asıl nokta bu da değil. asıl dikkat çekici olan şey ise üretkenliğin bu ayda %39,9 artması. yani çalışanlar, daha az sayıda gün çalışsalar da daha fazla iş yapıyorlar. bu deneyin sonucunda çalışanların %92,1'i dört gün çalışma düzenini sevdiklerini söylüyor.

    yani türkiye'de de günde 12 saat çalıştırıp, üç kişinin yapacağı işi tek kişiye yığmaya çalışan firmalar biraz daha insancıl politikalar gütse karşılıklı bir kazanım elde edilebilir.

    kaynak
  • taş kafalı kölelere ve çalışanını sikmekten başka gayesi olmayan orospu çocuklarının işine gelmeyen deneydir. japonyada olurmuş da bizde olmazmış. hasiktir oradan yavşak herifler, köpek gibi biliyorlar olacağını da işte. kölelik kaldırılırken amerikadaki köle sahipleri de bu triplere giriyorlardı.
  • 1 aylık denemenin pek bir sonuç vermeyeceğini düşündüğüm deney. en az 3 yıl denenmeli ve sonuçların hangi noktaya evrildiğine bakmak lazım
  • içinde "seks" geçmediği için ilgi görmeyecek başlık.

    not: gayet güzel bir planlama
  • benim eski patron pazar günü de çağırıyordu. ben geliyorum, sen niye gelmeyecekmişsin diye sordu bir keresinde. ödersen gelirim demiştim. gülmüştü. ben de güldüm. hepimiz güldük, ama hiç gitmedim.
  • uzun çalışma saatleri verimli çalıştığımız anlamına gelmiyor zaten çalışan her insan bunu anlayabilecek kapasitede . günün toplam 3-4 saati yemek , kahve , laklakla geçiyor. az ve öz çalışsak herkes için faydalı olacak.
  • 2010
    japonya nufusu: 124 milyon
    çalışabilir nufus: 65 milyon
    çalışan nufus: 63,8 milyon

    türkiye nufusu: 72 milyon
    çalışabilir nufus: 26 milyon
    çalışan nufus: 12 milyon (4a kardeşim.. 4a sigortalısı. kamuyu çalışandan sayma, kamuyu biz besliyoruz zaten)

    biz bu yüzden 24 saat çalışıyoruz. şu anda da 15 milyon kişi tüm memleketi sırtlıyor.
  • bu olay japonyadan çok microsoft ile ilgilidir.
    işim gereği bir çok japon şiketi ile çalışıyorum, direk oraya gidip firmaların çalışmalarını da görmüş biri olarak şunu söyleyebilir ki japonyada evet sosyal haklar bizden daha iyi bir durumda ama çalışma ortamları hiç de öyle anlatılanlar gibi değil.
    mesai saatlerinde gardiyan gibi adamlar herkesin ekranını görecek şekilde etrafta çalışıp kontrol eder, yemek aralarında 1 dk nın bile hesabını yaparlar. tam bir nazi kampı edasıyla, girişler çıkışlar, yaşanılan stres... vs... inanın dışarıdan gören birisi olarak bile içim daralıyor her gittiğimde. estetikten yoksun yapıları, arabaları, yolları ve insanları ile bir de bu ortamı görmek beni bunalıma sokuyor.

    başlıkta bahsedilen microsoft bir amerikan şirketi ve bu özlenen çalışma ortamları amerika, kuzey avrupa gibi yerlerde ve özellikle sadece yazılım ve inovasyon üzerine çalışan şirketlerde olur.
    kısacası japonları örnek almayın, iyi sanmayın. aman aman...
  • yaklaşık 8 yıldır endüstriyel imalat firmasında çalışıyorum, ekibimin verimliliğini her daim gayri resmi olarak tutarım.

    hergün 8 saat çalışanla 16 saat çalışanın ürettiği iş %90 aynıdır. o yüzden adam gibi fabrikalar,mesai yerine, 8er saatten 3 vardiya sistemini daha verimli görür.

    takvimden 1 gün çıkarmak, eminim giderler konusunda, üretilen iş bakımından daha faydalı olacaktır.

    burada tutmaz falan demeyelim. insan gibi değer verildiğiniz heryerde tutar.
hesabın var mı? giriş yap